Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1096 E. 2021/138 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1096 Esas
KARAR NO: 2021/138
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/11/2015
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde: —— plakalı aracın müvekkili şirkete ——— nolu tüm —- poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu aracın——- tarihinde dava dışı sürücü ——— sevk ve idaresinde yola çıktığı sırada aniden alev alarak infilak ettiğini, olay sonrası görevli jandarma ekipleri tarafından olay yeri görgü ve tespit tutanağı düzenlendiğini, araçta meydana gelen yangın olayının müvekkili şirkete ihbar edilmesi üzerine ekspertiz incelemesi yapıldığını, müvekkili şirketin—– dosyasında hasarın tespiti yaptırdığını, tespit edilen —- hasar bedelini —— tarihinde dava dışı sigortalısına ödediğini, müvekkili şirketin böylece TTK 1472 maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı şirkete —- tarihli rücu yazısı gönderdiklerini, olumlu bir netice alamayınca davalı hakkında ———— sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının haksız ve dayanaksız olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmesini ve % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde : Tarafların tacir olduklarını, TTK.nun 5.maddesi gereğince davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek görev itirazında bulunduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile rücuen tazminat istemine dayalı itirazın iptali davasıdır.
———-sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin —- tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun borca ve ferilerine —– tarihinde itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu edilen olayda; davacı —- dava dışı sigortalısı —– maliki olduğu—– plaka sayılı aracı —-güvencesine aldığı; aracın —– tarihinde yanmak sureti ile hasarlandığı, davacı —- dava dışı sigortalısına poliçe kapsamında — tarihinde —— ödeme yaptığı ve bu bedelin “hasarın aracın imalat hatasından kaynaklandığı iddiası ile” davalıya karşı rücu istemi ile icra takibi başlattığı, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve itirazın iptali amacı ile bu davanın açıldığı görülmüştür.
TTK.nın halefiyet başlıklı 1472.maddesine göre; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.
Davalı, zaman aşımı itirazında bulunarak, aynı zamanda aracın genel distribitörü olduğunu, aracın imalat ve satışını yapmadığını bu nedenle husumetinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı —-tarafından dava dışı sigortalısına ödemenin —- tarihinde yapıldığı, davanın ise — tarihinde açıldığından bahisle davalının zaman aşımı itirazında bulunduğu görülmüş ise de; davacının icra takibini ——-tarihinde açmış olması karşısında iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu görülerek, bu yöndeki itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı her ne kadar “aracın imalatçısı ve satıcısı olmadığını, sadece distribitörü olduğunu” ileri sürerek husumet itirazında bulunmuş ise de;—– uyarınca distribitörlerin de ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince sorumlu olduğu anlaşıldığından, davalının husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Meydana gelen yangın olayındaki kusur durumunun tespiti için mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda; —- tarihli bilirkişi raporunda davalının % 70 oranında, davacının % 30 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüş, tarafların itirazı üzerine aldırılan —– tarihli bilirkişi raporunda davalının tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Alınan raporlar arasında bu yönden çelişki olması nedeni ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için üçüncü kez aldırılan rapor uyarınca davalının tam kusurlu olduğu, yangının —– gevşek bağlantı noktasına bağlı montaj hatasından kaynaklandığı anlaşılarak, birbiri ile uyumlu ve oluşa uygun bulunan bu raporlarda——– belirtilen kusur oranına itibar edilmiştir.
Aracın yanmak sureti ile tamamen hurdaya dönüştüğü, yanarak hurdaya dönen araçların değersiz hurda kabul edildiği, bu durumdaki hurdanın —- kuruş aralığında değer taşıdığı, buna göre yapılan hesaplamada yanan aracın sovtaj bedelinin —- olduğu bilirkişi raporlarında ayrıntılı olarak açıklandığından, davacının ödemiş olduğu —- sovtaj bedeli olan — mahsubu sonrasında bakiye hasar tutarının —- olacağı, ancak poliçe teminat bedelinin bu rakamın daha aşağısında olması nedeni ile davacının talep hakkının —– sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava ve icra takibi ile dava dışı hak sahibine ödemiş olduğu ——- işlemiş faiz talebinde bulunduğu, yaptırılan bilirkişi incelemeleri ve toplanan tüm deliller ile poliçe kapsamındaki teminat bedelinin— olduğunun anlaşıldığı, buna göre davacının bu bedel ile ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunacağı, buna göre yapılan hesaplamada davacının — asıl alacak ile ödeme tarihi olan— tarihinden icra takibi olan — tarihine kadar işlemiş yasal faiz üzerinden belirlenen—– talep edebileceği anlaşıldığından davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle :
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin ——– üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz UYGULANMASINA,
2-Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.864,25-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 347,44 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.516,81-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 4.443,60-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 4.215,89TL’si ile 347,44 TL peşin harç, 27,70-TL başvuru harcı toplamı 4.591,03-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 3.200,00.-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 163,98.-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.093,65 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 1.474,03-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2021