Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1015 E. 2023/397 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2015/1015 Esas
KARAR NO:2023/397
DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/10/2015
KARAR TARİHİ:04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı —– sevk ve idaresindeki ve davalı — adına kayıtlı — plakalı araç ile 30.11.2014 tarihinde polis memuru olan müvekkil —- görevi esnasında kasten çarpmak süreti ile müvekkilin hayati tehlike oluşturacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, Davalı, —diğer davalı —ait kazaya karışan aracın sigorta şirketi olduğunu, davalı —— kazaya karışan aracın sahibi olduğunu, tüm tutanaklara ve görgü tanıklarına göre 30.11.2014 tarihinde kaçakçılığın önlenmesine yönelik olarak yapıları çalışmalarda davalı —–istikametinden yüklü miktarda gümrük kaçağı sigarayı ——- ilçesine getirerek pazarlayacağı yönünde müvekkilin de görevli olduğu—- ihbarda bulunulduğunu, —– sıralarında aydınlatma reflektörleri konularak ve fosforlu yelekler giyilerek uygulamaya başlandığını, bahse konu ——- marka aracın uygulama noktasına sol şeritten geldiğinin görülmesi üzerine, aracı kontrollü bir şekilde durdurmak için aracın ortalama 20 metre önünde bulunan kamyonu, orta refrüjde bulunan müvekkili —– elinde aydınlatma feneri ve üzerinde fosforlu yelek ile gerekli aydınlatmayı kullanarak sol şeride alarak kontrollü şekilde durdurduğunu,— arkasında bulunan — sayılı araç sürücüsü davalı ——— diğer görevli polis memurlarının defalarca dur ihtarında bulunmasına rağmen ihtarlara uymayarak, yol ortasında bulunan refüj çukuruna aracın sol ön ve arka lastikleri de öndeki sol şeritte bulunan kamyonu tehlikeli bir şekilde geçerek ana yola geçmeye çalıştığını, bu esnada refüj kenarında bulunan müvekkilinin aracın üzerine doğru geldiğini görmesi üzerine bulunduğu noktadan kaçmaya çalışmasına rağmen davalı araç sürücüsünün, kasıtlı bir şekilde hızını arttırarak uygulama naktasında bulunan müvekkile çarptığını, çarpmanın etkisi ile aracın ön kaportasından yukarıya yükselerek ön cama düştüğünü, sürücünün frene basarak müvekkili araç üzerinden ortalama 2 metre ön tarafına düşmesine sebep olduğunu, diğer görevli polis memurtarının bu olayı görmesi üzerine araca defalarca “dur” ihtarında bulunduklarını, buna reğmen davalı sürücünün, bu uyarıları dikkate almayıp müvekkilin aracın ön tarafına düştüğünü görmesine rağmen kasıtlı bir şekilde öldürmeye yönelik, direkt yerde yatan müvekkilin üzerine doğru direksiyonu kırmadan ve hızını arttırarak istikametine devam ettiğini, davalı sürücünün, yere düşen ve önünde bulunan müvekkilini aracın altına alarak aracın ön sağ ve sol iki teker arasında bulunan boşluğa sıkıştırarak sürüklemeye başladığını, metrelerce sürüklediğini, bu esnada olayı gören diğer polis memururur aracı durdurmak için kapan marifeti ile aracın sol ön ve arka astiklerini patlatmak sureti ile aracı durdurmaya çalıştığını, aracın altında sürüklenen müvekkilirir, lastiklerin patlaması ile ve basıncın etkisi ile sıkıştığı yerden sürüklenerek aracın arka kısmından çıktığını, bu esnada sağ bacağının üzerinden aracın sağ ön ve sağ arka tekerinin geçtiğini, aracın bu şekilde sağ bacağını ezdiğini, hayati tehlike oluşturacak şekilde ciddi yaralandığını, ekip arabası ile —– götürüldüğünü ve yoğun bakıma alındığını, Davalının olay yerinden kaçtığını, soruşturma aşamasında dahi yakalanamadığını, ——- dosyalarından da olayın bu şekilde gerçekleştiği ve davalının asli kusurlu olduğu, müvekkilinin kasten adam öldürmeye yönelik şekilde aracı ile hayati tehlike oluşturacak şekilde yaraladığının açıkça belirtildiği, Müvekkilinin olaydan hemen sonra ekip arabası ile —–götürüldüğünü, durumunun hayati tehlike arz etmesi ve hastanenin tam teşekküllü olmaması sebebi ile acil olarak ——- sevk edildiğini, iki gün bayunca yoğun bakımda kaldığını, iç organları ve tüm vücudunun ağır yaralar aldığını, tüm bu yaralanmalara ilişkin tedavi uygulandığını, ağrı ve acılarının son bulmaması üzerine tekrar—- başvurduğunu menüsküs yırtığı, sağ diz —– gerilme teşhisi de konduğunu,—- ameliyat olduğunu, ameliyat öncesi —— bir ay fizik tedavi gördüğünü, Müvekkilinin sağ bacağının hiçbir şekilde fizik tedavi ile de açılmadığı ve netice alınamadığı için ameliyata karar verildiğini, ameliyattan sonra da 2. kez ——– fizik tedavi gördüğünü, Ameliyat öncesi emarlara göre çapraz bağ ve menüsküsler sebebi ile ameliyat edilmişse de; ameliyat sonrası çekilen emarlardan sağ dizindeki yan bağdaki basarın ameliyatla onarılamadığı, boşluğun geçmediği ve asıl sorunun stabilizasyon sorunu olduğu anlaşıldığı için tekrar yanı bağlardan ameliyat olması gerektiği bilgisi verilince bu sefer müvekkilinin 2. ameliyatın gerekli olup olmadığı konusunda emin olmak için —-de giderek muayene olduğunu, Bir gün sonra da yine—– da ameliyat olduğunu ve bu hastanede kök hücre tedavisi gördüğünü, ——-kök hücre tedavisi ile dizdeki bağların onarımı hasar gören dokuların düzelmesi için müvekkilin kanından kök hücre alınarak tedavi uygulandığı ama sonuç alınamadığını, müvekkilinin şuan yürümekte zorluk çektiğini, vücudunun birçok yerinde kalıcı yara izleri olduğunu, iç organlarının ağır darbe aldığını, bağışıklık sisteminin çöktüğünü, müvekkilinin psikiyatriye gittiğini ve ilaç kullandığını, kaza sebebi ile birçok ——- tedavi edildiğini, fizik tedavi gördüğünü, ameliyat olduğunu, hastanelerden müvekkilinin yaptığı ödemelerin dekontları istendiğinde ne kadar harcama yaptığının anlaşılacağını, diğer tüm maddi zararları için fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutmak kaydı ile müvekkili —- lehine şimdilik 30.000 TL maddi tazminatahükmedilmesini,

MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZE İLİŞKİN OLARAK: —–polis memurluğu yaptığını, bekar olduğunu, görevi sebebi ile ——- yaşadığını, hareketliliği ile bilinen, kazadan önce hiçbir sağlık problemi olmayan bugün sağlıksız ve sorunlu bir yaşam sürmeye başladığını, ihtimaller doğrultusunda mesleğinde yükselme ve istediği mevkiye gelme şansının da olmadığını, polisliğin fiziksel duruma bağlı bir olduğunu, bekar olan müvekkilinin bu hali ile kendisini kabul edecek bir eş bulma ihtimalinin de azaldığını, bu kaza sebebi ile belki bir aile dahi kuramayacağını, hayatı boyunca en mutlu eden şeyin ise futbol oynamak olduğunu, önceden uluslar arası turnuvalara katılacak derecede futbol oynadığını, en son ———-temsilen düzenlenen uluslar arası bir salon futbolu turnuvasına dahi katıldığını, bu hali ile ise eskisi gibi futbol oynamasının hem tehlikeli hem de imkansız olduğunu, sadece fiziki ve maddi olarak zarar görmediğini ruhen de tam anlamıyla çöktüğünü, şans eseri yaşadığını, aylarca hastane odalarında tarifi olmayan acılar çektiğini, çekilen acıların ve elinden alınan mutluluk ve hayallerinin karşılığını hiçbir bedel karşılamayacak olsa da, en azından müvekkilinin bir nebze iç dünyasını rahatlatabilmesi için müvekkili— 200.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, —— annesi olduğunu, —- senesinde eşini acı bir şekilde kaybettiğini, intihar etmek sureti ile hayatına son verdiğini, o günden beri zaten toparlanamayan müvekkilinin, tek erkek çocuğu olan —— da bu olay sebebi ile ölümden dönmesi karşısında ciddi bir travma yaşadığını, zaten hiper tansiyon hastası olan müvekkilin kaza sonrası tansiyonu hiç düşmediğini bu sebeple de kalpte ritim bozukluğuna sebep olduğunu, Eşinin vefatından sonra psikiyatrik tedavi görmeye başladığını, oğlunun hayati tehlike yaşayacak şekilde yaralanması karşısında tekrar tedavi ve ilaç kullanmaya başladığını, Psikiyatrik tedaviye de ——— devam ettiğini, kazadan sonra davacı annenin, sinir krizleri geçirdiğini, oğlunun da eşi gibi onu terk edip gideceği korkusu ile aylarca gözüne uyku girmediğini, çektiği üzüntü ve korkularının karşılığını hiçbir bedel karşılamayacak olsa da, en azından anne olan müvekkili için 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile; müvekkili ——— tedavi giderleri ve bundan sonraki hayatını sağlıklı bir birey gibi idame ettiremeyeceği için yoksun kaldığı ve kalacağı kar ve masrafları ile her türlü maddi zararları için 30.000 TL maddi tazminatın olayın olduğu 30.11.2014 tarihli kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; Müvekkil —— 200.00 TL, müvekkil —- manevi tazminatın 30.11.2014 tarihli kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ——- dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı ———- vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde müvekkilinden toplamda 280.000 TL gibi fahiş bir tazminat miktarı talebi ile dava açıldığını, dava müvekkili açısından haksız olup red olunması gerektiğini, yaşanan olayda herhangi bir sorumluluk sahibi olmadığını, hakkında herhangi bir soruşturma dahi açılmadığını, en ufak bir kusuru veya hukuki bir bağı olmadığını, davacıların müvekkil açısından açmış olduğu davanın husumet yokluğundan red edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kaza yapan aracın ruhsatında malik olarak gözüktüğünü, davacıların talep etmiş olduğu tazminatın araç sigortalı olması nedeniyle sigorta şirketi tarafından karşılanacağını, zaten davacı —— giderlerinin devlet tarafından karşılandığını, dolayısıyla talep edilen tazminat miktarının gerçeklikten uzak bir talep olduğunu, hiç bir tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, davacı —— davacı olarak tazminat talep edilmesi hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde eşinin intihar etmek suretiyle hayatına son verdiğini, bundan dolayı —– psikolojik sorunlar yaşadığını hatta bundan dolayı tedavi gördüğünün belirtildiğini, ancak sırf tazminat talebinde bulunmak için eski psikolojik sorunları olan annesini davacı olarak gösterildiğini, annesinin sağlık sorunları ile müvekkilinin olayına ilişkin en ufak bir bağ olmadığını, dolayısıyla —- açısından açılan davanın hukuki bir yarar olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı ——- acısına ortak ve destek olmak amacıyla, insani, vicdani ve hukuki göreviyle 50.000 TL maddi yardımda bulunduğunu, yaşanan kaza olayını kimsesin ön göremediği gibi olmasını da istemeyeceğini, ancak verilen bu maddi yardım ve desteğe rağmen müvekkilinden fahiş bir tazminat talebinde bulunulmasının hukuk ve vicdanın kabul edebileceği bir durum olmadığını, davacı ——- sayılı dosyasına ibraz olunan ——tarihli kararında özetle; Kişinin vücudunda kemik kırığı tanımlanmadığı, Yüzde sabit iz olmadığı, Organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi niteliğinde olmadığının tespit edildiğini, bundan dolayı davacının sağlık sorunlarında tedaviden sonra bir problemin olmadığı Davacı —— halen görevini ifa ettiğini, işini yapabildiğini, dolayısıyla müvekkil açısından açılan bu davanın hem miktar yönünden hem de diğer anlattıkları hukuki yönlerden reddini talep ettiklerini, olayın yaşandığı yerin —- olduğunu, davalıların — ikamet ettiğini, Davacı— görev yaptığını, buna rağmen davanın—– açıldığını, bu sebeplerle HMK ilgili maddeler gereği yetki itirazında bulunduklarını, zira yetkili mahkemenin—- mahkemeleri olduğunu, dolayısıyla davanın yetki yönünden reddi ile yetkili —- Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle açılan tazminat davasının müvekkil açısından reddine, Dava harç ve masrafları ile vekelet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—— vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde müvekkilinden toplamda 280.000 TL gibi fahiş bir tazminat miktarı talebi ile dava açıldığını, dava müvekkili açısından haksız olup red olunması gerektiğini yaşanan olayda herhangi bir sorumluluk sahibi olmadığını, yaşanan olayın taksirel yaralama olayı olduğunu, olayın yaşanmasında müvekkilimin en ufak bir kusuru veya hukuki bir bağı olmadığını, davacıların müvekkil açısından açmış olduğu davanın husumet yokluğundan red edilmesi gerektiğini, Müvekkilinin kaza yapan aracın şoförü olduğunu, kazanın istem dışı meydana geldiğini, davacıların talep etmiş olduğu tazminatın araç sigortalı olması nedeniyle sigorta şirketi tarafından karşılanacağını, zaten davacı ——- tüm sağlık giderlerinin devlet tarafından karşılandığını, dolayısıyla talep edilen tazminat miktarının gerçeklikten uzak bir talep olduğunu, hiç bir tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, müvekkili hakkında açılan davanın yersiz olduğunu red edilmesi gerektiğini, davacı — davacı olarak tazminat talep edilmesi hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde eşinin intihar etmek suretiyle hayatına son verdiğini, bundan dolayı —— sorunlar yaşadığını hatta bundan dolayı tedavi gördüğünün belirtildiğini, ancak sırf tazminat talebinde bulunmak için eski psikolojik sorunları olan annesini davacı olarak gösterildiğini, annesinin sağlık sorunları ile müvekkilinin olayına ilişkin en ufak bir bağ olmadığını, dolayısıyla —– açısından açılan davanın hukuki bir yarar olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini davalı ———- acısına ortak ve destek olmak amacıyla, insani, vicdani ve hukuki göreviyle 50.000 TL maddi yardımda bulunduğunu, yaşanan kaza olayını kimsesin ön göremediği gibi olmasını da istemeyeceğini, ancak verilen bu maddi yardım ve desteğe rağmen müvekkilinden fahiş bir tazminat talebinde bulunulmasının hukuk ve vicdanın kabul edebileceği bir durum olmadığını davacı —- sayılı dosyasına ibraz olunan —– tarihli kararında özetle; Kişinin vücudunda kemik kırığı tanımlanmadığı, Yüzde sabit iz olmadığı, Organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi niteliğinde olmadığının tespit edildiğini, bundan dolayı davacının sağlık sorunlarında tedaviden sonra bir problemin olmadığı Davacı —– halen görevini ifa ettiğini, işini yapabildiğini, dolayısıyla müvekkil açısından açılan bu davanın hem miktar yönünden hem de diğer anlattıkları hukuki yönlerden reddini talep ettiklerini, olayın yaşandığı yerin — olduğunu, davalıların —- ikamet ettiğini, Davacı —- görev yaptığını, buna rağmen davanın İstanbul’da açıldığını, bu sebeplerle HMK ilgili maddeler gereği yetki itirazında bulunduklarını, zira yetkili mahkemenin — mahkemeleri olduğunu, dolayısıyla davanın yetki yönünden reddi ile yetkili —- Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle açılan tazminat davasının müvekkil açısından reddine, dava harç ve masrafları ile vekelet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkili şirketin dava konusu kaza nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, açılan davanın reddinin gerektiğini, sigortalıları araç sürücüsü kasten polis memurunun üzerine aracı sürerek yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davacı tarafın malul kalmasının sigortalı aracın işletilme halinde olmasından değil kastından kaynaklandığını, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, ——- göre işletene düşen hukuki sorumluluğunun, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğini, ayrıca kasten zarar vermenin genel şartlar uyarınca rücu sebebi olduğunu, bu nedenle davacı tarafın uğradığı zarardan son sorumlu davalı —- olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddinin gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, —- tarihinden önceki ve sonraki tüm trafik kazaları ile ilgili tedavi giderlerinin —– tarafından karşılanacağını, Yasa gereği artık trafik kazası nedeni ile tüm tedavi giderleri — tarafından karşılanacağını, yaralamanın — tabi olup olmadığına bakılmayacağını, bu kanun değişikliği ile sigorta şirketlerinin —– katkı payı olarak belirli primleri peşinen ödeyeceğini, davacı tarafın, sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, ayrıca sigortalının kaza sebebiyle kusurunun tespit edilmesi gerektiğini, ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarı, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenmeyeceğini, davacı tarafın, sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiğini, davacının maluliyeti ile kaza arasında illiyet bağının tespitini ve maluliyet oranının tespiti mevzuata göre maluliyet raporu tanzime tek yetkili———– sevk edilerek maluliyet raporu alınmasını talep ettiklerini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla; sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarı, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenmeyeceğini, Davacıların mali ve içtimai durum araştırması yapılması gerektiğini, maluliyet sebebiyle uğranılan zarar talebinde; öncelikle davacının bu kaza nedeni ile malul katdığını, bu maluliyet sebebiyle meslekte kazanma güç kaybını ve bu kayıp nedeni ile uğradığı zararı ispat edilmesini bunun için davacının mesleği, maluliyetten önceki ve sonraki gelir durumu ve tazminata etki edecek diğer faktörlerin tespit edilerek bilirkişi raporu alınması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, davacıların bağlı bulunduğu ——— tespit edilerek, mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için kurum tarafından davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile maluliyet nedeni ile bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin sorulması gerektiğini, davanın mahiyeti itibarıyla öncelikle ——— karşılanmayan zararların giderilmesine ilişkin olduğunu, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenerek ona hükmedilmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini, özel yasaları gereği ——– kurumunun yaptıkları ödemeler sebebiyle rücu hakkı bulunmadığını, bu sebeple, bu kurumlara re’sen yazı yazılarak; davacılara peşin sermaye değerli ödeme yapılıp yapılmadığının, eğer ödeme yapılmışsa tazminattan düşülmesini talep etiklerini, kurum tarafından davacıya gelir bağlanmamış ise bu durum davacının hakkını doğrudan etkileyeceğinden davacı tarafa —— karşı dava açması için önel verilmesini talep etiklerini, Müvekkili Şirkete davadan önce başvuru yapılmadığını, hak sahibinin belgeleri ile usulen sigorta şirketine müracaatından itibaren 8 işgünü sonra başladığını, müvekkil şirkete ibraz edilen belgeler uyarınca sorumluluklarının olmadığına karar verildiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğu, kaza tarihinde geçerli poliçe teminatlarının -268.000-TL ile sınırlı olduğunu, bu sebeplerle; haksız olarak açılan davanın reddini, davacının davasının ispatı halinde; müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kismı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:——— yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur. Dosya —- gönderilerek aldırılan 29/04/2019 tarihli raporda özetle ;—–tarihli trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının—– hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle—— oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.Dosya —- kurumuna gönderilerek aldırılan 30/10/2019 tarihli raporda özetle ; Mevcut belgelere göre —— tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle ——–göre kollateral ligaman, orta, özür oranı % 9, Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar, Geçici fonksiyon kaybına neden olan ruhsal bozukluklar, D-Travma sonrası stres bozukluğu, 2-Tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen, özür oranı % 30 x 2/5 = % 12, Balthazard formülüne göre; %19.92 olduğuna göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının % 20 (yüzdeyirmi) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.Dosya —- gönderilerek aldırılan 11/03/2021 tarihli raporda özetle ; Mevcut belgelere göre —-tarihli trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası grup 9 kabul olunarak yapılan değerlendirmede; Gr 9 XII(22İa…………..10)A %14, Gr 9 I(16Aa……………45)A %49×1/5=%9.2, Balthazard formülüne göre %21.74, E cetveline göre %20,0 (yüzdeyirmivirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre: Tablo 3.33b’ye göre kollateral ligaman, orta, özür oranı %9, Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar, Geçici fonksiyon kaybına neden olan ruhsal bozukluklar, D-Travma sonrası stres bozukluğu, 2-Tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen, özür oranı %30×2/5=%12, Balthazard formülüne göre %19.92 olduğuna göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %20 (yüzdeyirmi) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.Dosya Aktüerya Bilirkişisine tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; —– tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu % 6 oranında malul tespit edilen davacı ——- cismani zararları sebebiyle davalılar aleyhine açılan iş bu davada: Davacı —– % 20 Oranındaki Sürekli İşgöremezlik Sebebiyle İndirime Tabi Tutulmayan Maddi Zararının 498.890,92 TL, Davacı —- % 20 oranındaki maluliyeti sebebiyle yukarıda tespit edilen ve indirime tabi tutulmayan maddi zararı, davalı —- sorumlu olduğu 268.000,00 TL. teminat limitinin üzerinde olduğunu, Davalı—–kapsamında, davacı —- karşı sorumlu olduğu miktar 268.000,00 TL. Olduğunu belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Dosya Aktüerya Bilirkişisine tevdi edilerek aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle; 30.11.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu % 6 oranında malul kaldığı tespit edilen davacı — cismani zararları sebebiyle davalılar aleyhine açılan iş bu davada: Davacı ——- % 20 Oranındaki Sürekli İşgöremezlik Sebebiyle İndirime Tabi Tutulmayan Maddi Zararı 305.084,58TL olduğunu belirten raporunu mahkememize sunmuştur.Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamıyla birlikte yapılan değerlendirmede, davalı — sevk ve idaresindeki diğer davalı — kayıtlı ve davalı — şirketi nezdinde —-olan — plakalı araç ile davalı —- olay tarihinde polis memuru olan —görevi esnasında kasten çarpmak suretiyle yaralanmasına sebebiyet verdiği, davalı ——— sayılı dosyası ile öldürmeye teşebbüs suçundan kamu davası açıldığı ve davalı sanığın mahkumiyetine karar verildiği, kararın — tarihinde kesinleştiği, davacının maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davacının annesi olan diğer davacı —— ise manevi tazminat talebinde bulunduğu, yargılama aşamasında, davalı—- şirketi tarafından davacıya ödeme yapılması sebebiyle davacının sigorta şirketlerine açtığı davadan feragat ettiği, bu sebeple sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verildiği, mahkemece kusura ilişkin bilirkişi incelemesinin, davaya konu fiil bakımından —- verilen mahkumiyet kararı ve bu kararın kesinleşmesi sebebiyle, yargılamaya yenilik katmayacağı kanaatine varıldığından gerek duyulmadığı, davacının maluliyetine ilişkin —-tarafından düzenlenen rapora göre, davacının ——– tarihli trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %20,0 oranında maluliyetine sebep olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, davacıya —– tarafından ve davalı ——-tarafından davaya konu kaza sebebiyle yapılan ödemenin rapor tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değeri mahsup edildikten sonra davacının %20 oranındaki maluliyet oranına denk gelen maddi tazminat miktarının 305.084,58 TL olduğu, davacının 06/03/2023 tarihli bedel arttırma dilekçesi ile tazminat talebini 305.084,58 TL’ye yükselttiği, davalı ——- yönünden davadan feragat etmesi sebebiyle işbu bedeli diğer davalılardan müştereken-müteselsilen tahsilini talep ettiği, denetime elverişli bilirkişi raporunda da davacının 305.084,58 TL tazminat talebinde bulunabileceği belirtildiği anlaşıldığından, davanın bu miktar yönünden kabulüne karar verilmiştir.6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”6098 Sayılı TBK’nun 61. maddesine göre; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”Manevi tazminat, zarara uğrayanda huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekir. Takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olay sebebiyle duyulan acı ve elem kısmen de olsa giderilmelidir. Olay tarihindeki paranın alım gücü de gözetilerek hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar manevi tazminat olarak belirlenmelidir. —— göre de; manevi tazminat tutarını etkileyebilecek özel hâl ve şartları da gözetilmelidir. Hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken etkili olan nedenleri kararında açıkça göstermelidir. —– Bu çerçevede, davalı —– tarafından, dava açıldıktan sonra davacı—— ödeme yapıldığı dikkate alınarak ve davacı ve davalıların ekonomik durumu , kusur oranı, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü nazara alınmak suretiyle davacı —- manevi tazminat takdir edilmiştir. Davacı——— açısından ise 6098 sayılı TBK’nun 56. Maddesinde düzenlenen “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü gereğince davacı —— %20 maluliyeti dikkate alınarak 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.

H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN
Davacının davalı ——- yönelik maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile REDDİNE,
Davacının davalılar ——— tazminatın olay 30.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte müştereken ve müteselsilen iş bu davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 2.533,25-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 3.188,01-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
b-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 45.711,84 TL vekalet ücretinin davalılar ——-müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan (yatırılan harçtan iadesine karar verilen harç düşüldükten sonra kalan) ; 2.533,25 TL Harc ile 27,70-TL Başvuru Harcı, olmak üzere toplam 2.560,95TL’nin davalılar ——– müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı—– şirketi ile yapılan ibraname kapsamında tahsil edilmiş olduğundan yeniden hükmedilmesine yer olmadığına ,
e-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine,
2-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN
Davalı tarafça, dava açıldıktan sonra manevi tazminat olarak ödenen 40.000 TL dikkate alınarak Davacı ——– yönelik manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile 30.000 TL tazminatın 30.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen işbu davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
a-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar —–müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı —— manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile 10.000 TL tazminatın 30.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen işbu davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
a-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar —– müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı ——- şirketi ile yapılan ibraname kapsamında tahsil edilmiş olduğundan yeniden hükmedilmesine yer olmadığına ,
d-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/05/2023