Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/465 E. 2022/793 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/465 Esas
KARAR NO: 2022/793
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 06/05/2010
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketin taşımacılık,—– iştigal eden —— olduklarını, davalı şirket bünyesinde çalışan davalı şahsın, müvekkili müşterilerine mail atarak müvekkili hakkında, sektörden çekilme kararı aldıkları ve ——– kapatacağını, en etkin ve ekonomik teklifleri davalı şirketin vaat edeceğini iddia ederek, müvekkili hakkında aslı olmayan yanıltıcı bilgiler verdiği ve müvekkilinin müşterileri ile aralarının açılmaya çalışıldığını, davalı şirket yetkilisinin de verilen aldatıcı bilgilerden haberdar olduğunu ancak müvekkiline herhangi bir dönüş veya özür açıklamasında bulunmadığını, davalı şahsın davalı şirket yetkilisi bilgisi dahilindeki müvekkil şirket hakkındaki yanlış ve aldatıcı beyanları sebebi ile müvekkilinin zarara uğradığını ve gelecekte de zarara uğrayabileceğini, davalıların bu aldatıcı beyanını piyasaya yaydığını ve dürüstlük kurallarına aykırı davranarak bir yalan üzerinden nemalanmaya çalıştıklarını, davalıların bu beyanları ile açıkça ticari rekabetin ihlalini oluşturduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü, hatta müvekkil şirketin bir müşterisinin bu söylentiler sebebi ile aralarında yapılacak olduğu iddia edilen sözleşmeyi askıya aldığını, davalıların yaymış olduğu asılsız ve müvekkilini zor duruma sokan beyanları sebebi ile müvekkilinin bu durumu toparlamaya ve sarsılmış itibarını geri kazanmak için hiç bir sorumluluğu olmamasına rağmen tüm mesaisi ve emeğini bu konu için harcadığını bu nedenlerle, fazlaya ilişkin tüm dava, talep, alacak ve sonradan ortaya çıkabilecek zararlar için tazminat haklarının ve bilirkişi incelemesi aşamasında hesap edilecek yoksun kalınan kâr, fiili zarar ve sair maddi zarar meblağına göre tazminat talebi arttırma hakkının saklı kalması kaydı ile haksız fiil tarihi olduğu iddia edilen elektronik postaların gönderildiği tarihten itibaren işletilecek ticari reeskont faizi ile birlikte şu ana kadar yapılmış ve dava süresi içerisinde yapılmaya devam edilecek tüm masraflar, mahrum kalınan kâr meblağı, doğmuş ve doğacak diğer fiili zararlar için şimdilik ——– maddi tazminata, haksız fiil tarihi olduğu iddia edilen elektronik postaların gönderildiği tarihten itibaren işletilecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalının haksız ve kusurlu hareketi sebebi ile ortaya çıkan durumun ve müvekkilinin karşı karşıya kaldığı olumsuzluklar dikkate alınarak—— manevi tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu ettiği —– dava dosyasına ve talep edilmesine rağmen taraflarına da sunulmadığını, talep edilmesine rağmen sunulmayan —– taraflarınca araştırıldığını ancak diğer davalı, müvekkil şirketin eski çalışanı olduğu iddia edilen—— haksız rekabet oluşturacak mahiyette herhangi bir —– göndermediğini beyan ettiğini ve iddia edildiği gibi bir—- rastlanılmadığını, müvekkilinin iş alanının önde gelen şirketlerinden biri olduğunu ve şirket çalışma prensiplerine aykırı davranışlara müsaade etmeyeceğini, kabul etmemekle birlikte müvekkilinin iddia olunan olayla ilgili doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilgisinin olmadığını ayrıca herhangi bir telkin, tavsiye veya yönlendirmesininde olmadığını, lojistik sektörünün çalışma usulünün çoğunlukla ihale sistemine dayandığını ve sektörün yapısı nedeni ile davacının iddia ettiği gibi bir eylemin hizmet alıcılarını etkileyemeyeceğini, davacının taciz ve dayanaksız iddiaları sebebi ile davalı şahsın müvekkil şirketten istifa ederek ayrıldığını, davacının iddialarının TTK ve BK hükümleri çerçevesinde haksız rekabet teşkil ettiği şeklinde yorumlanmasının da mümkün olmayacağını, davacının sektörde rakip olarak gördüğü müvekkilini zor durumda bırakmak ve bu doğrultuda haksız menfaat temin etme niyetinde olduğunu, davacı iddialarının soyut iddialar olduğunu, bu nedenlerle iddia konusu ——– mahkeme ve müvekkiline ibraz etmesini, iddia konusu —– müvekkiline tebliğinden sonra haksız rekabet iddialarına, maddi ve manevi tazminat ve faiz taleplerine ilişkin beyanda bulunmak ve davacının iddia ve ithamları sebebi ile müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararlara ilişkin talepte bulunmak ayrıca karşı dava açma konusundaki haklarının saklı kalması kaydı ile müvekkiline süre verilmesine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
—- tarihli duruşmada davalı ——- dava dilekçesinin elden tebliğ edildiği ve davalının davaya cevapta bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf —- tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek; —- maddi tazminat istemine yükselttiklerini beyan ederek, bu istemini iş kaybı ve yoksun kalınan kar için toplamda —- haksız fiil sebebiyle yapmak zorunda kaldığı tüm yasal başvurularla ilgili yargılama gideri olarak — bu olaya özgü hukuki —– harcamış oldukları—— olarak kalemler halinde belirtmiştir.
Islah edilen dosyanın —- tarihinde heyete tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı şirketlerin ticari sicil kayıtları, elektronik posta mesajları, ihtarnameler, davalı şirkete iş vermekten vazgeçen müşterileri ile olan yazışmalar, davalı —– ait sigorta kayıtları, ticari defter ve belgeler, dava konusu olaya ilişkin davacının müşteki olduğu ve davalılardan —- olduğu——-sayılı dosyası, karar örneği ve kesinleşme şerhi, ilgili dosyada alınan bilirkişi raporları celp ve ibraz edilmiş, ticari defter ve kayıtlar ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu olayda, davalılardan —– davacının müşterilerine gönderildiği iddia edilen —– söz konusudur. Bu —– iletilerinde, davacının sektörden çekilme kararı aldığı, —- kapatacağına ilişkin söylentilerin olduğu şeklinde ifadeler kullanıldığı ileri sürülmektedir. Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, davalılardan —— davacının hali hazırdaki müşterileri ile potansiyel müşterilerine söz konusu e-postanın gönderildiği görülmektedir. Ayrıca davalı —–yazışmaları diğer davalı şirket tarafından kendisine sağlanan —– vasıtasıyla yaptığı da yine dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı —–tarafından gerçekleştirilen eylemin 6762 sayılı TIK m. 57/1 bağlamında kötüleme suretiyle haksız rekabet eylemi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kötüleme eyleminin mevcut olup olmadığının belirlenmesinde, açıklamanın yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici olup olmadığı önem taşımaktadır. Bu bağlamda yanlış açıklamalar, içeriği gerçekle bağdaşmayan, bir olaya veya duruma ilişkin doğru olmayan içerikteki beyanlardır. Yanıltıcı açıklamalar, içeriği ve dile getiriliş tarzı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, açıklamanın muhatabının hataya düşmesine sebep olabilecek ve bu kişilerde yanlış izlenim bırakabilecek beyanlardır. İçeriği doğru olan açıklamaların salt işleniş tarzı dolayısıyla yanıltıcı nitelikte olabileceği de unutulmamalıdır. Zira önemli olan beyanın muhatabının söz konusu beyanı ne şekilde algılayacağıdır. Gereksiz yere incitici açıklamalar; içeriği doğru olmakla birlikte, ölçüsüz bir şekilde ve amacını aşarak bir kişinin, faaliyetlerinin, iş ürünlerinin vs. hakkırıda olumsuz bir intiba yaratan beyanlardır. Her olumsuz eleştiri, gereksiz yere incitici açıklama olarak nitelendirilemez. Burada söz konusu olan daha ziyade kişiyi veya faaliyetlerini ya da iş ürünlerini değersiz, hatalı, bozuk, işe yaramaz göstermek suretiyle küçük düşüren ağır eleştirilerdir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davalılardan —- gönderilen —– içeriğinin, davacının sektörden çekilme kararı aldığı —– kapatacağı şeklinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu—-davacının halihazırdaki müşterileri ile potansiyel müşterilerine gönderildiği de yine dosya kapsamında anlaşılmaktadır. Dolayısıyla somut olayda—– yoluyla yapılan bir açıklamanın/beyanın bulunduğu ve bu açıklamanın davacının faaliyetleri ile ilgili olduğu görülmektedir.
Davaya konu beyanda, davacının faaliyetlerine ilişkin olarak, lojistik alanından çıkacağı bilgisinin müşteriler ile paylaşıldığı görülmektedir. İlk olarak belirtmek gerekir ki bu bilginin yanlış olması durumunda, diğer şartlar da somut olayda yer aldığından, söz konusu eylemin bent kapsamında haksız rekabet teşkil edeceği sonucuna varılacaktır. Zira davacının faaliyetleri hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunularak müşteriler nezdindeki güvenilirliği de sarsılmakta, mevcut müşterilerin kısa bir süre sonra sektörden çıkacak olan davacı şirket ile sözleşmelerini uzatmaları ihtimali ortadan kaldırılmakta veya sözleşmelerini sona erdirmelerine neden olabilmektedir. Potansiyel müşteriler bakımından ise bu bilginin yayılması ile sözleşmesel ilişki kurulması zorlaşmaktadır. Zira piyasada her an sona erebilecek bir sözleşme ilişkisi içine girilmesinin istenmemesi olasıdır. Açıklanan nedenlerle davalı eyleminin dürüst ve bozulmamış rekabet ortamına yöneler bir fiil olduğu ve haksız rekabet oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf —— içeriğinde kesin bir bilgiden bahsedilmediğini, duyumların aktarıldığını ileri sürmekte ise de; bu durumun da söz konusu eylemin haksız rekabet teşkil etmesi sonucunu değiştirmeyeceği kanaatine varılmıştır. Zira yanıltıcı nitelikteki açıklamaların da haksız rekabet teşkil edebileceği, dolayısıyla her ne kadar davalı taraf —— iletisinin içeriğinin bir duyumu aktardığını ve kesin bir yargı içermediğini ileri sürse de bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu beyanların muhatapta yanlış izlenim bırakabilecek açıklamalar olması sebebiyle kötüleme suretiyle haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Haksız rekabet eylemi nedeniyle adam çalıştıranın da sorumluluğu bulunduğu, davalılardan —– gönderilen bir beyanın söz konusu olduğu, bu beyanın davacı şirketin mevcut veya potansiyel müşterilerine gönderildiği, bu itibarla davalı ——- haksız rekabet eylemi nedeniyle sorumlu olduğu, huzurdaki uyuşmazlıkta, maddi zarar kalemlerinden, fili zarar ve yoksun kalınan kâr kalemlerinin talep edilmesinin mümkün olacağı, bu kapsamda davacının haksız rekabet eylemi sebebiyle kaybettiği müşterileri veya bu eylem sebebiyle müşterilerini elinde tutmak için yaptığı harcamaların, uygulamak zorunda kaldığı —– maddi zarar kapsamında yer alacağı kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından —- yıllarına ilişkin dönemler nazara alınmak suretiyle maddi zarar hesapları yapılarak rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davaya konu haksız rekabet teşkil ettiği iddia edilen maillerin —- tarihinde dava dışı firmalara davalı tarafından gönderildiği,——— kesinleşmiş kararında da haksız eylem tarihinin —- olarak tespit edildiği, bu davanın —– tarihinde açıldığı nazara alındığında, davacı şirketin haksız eylemden itibaren dava tarihine kadar olan zararının hesaplanması gerektiği kanaatine varılarak, bilirkişilerden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporunda; davalı ——tarihinde davacı şirketin müşterisi ——- olduğu—– şeklinde özetlenebilecek ——- davanın açılmış olduğu — tarihleri arasında —– süre içerisinde davacı şirketin zararını hesaplayacak verilerin dosyada bulunmadığını, Zira, tarafların —- gösteren şirketler oluğunu, gerek mevcut müşteriler, gerekse müşteri adayları ile ilk temastan sözleşmenin imzalanmasına kadar geçen sürecin müşteriden müşteriye değişmek kaydı ile en az —— gerekebileceğini, yanı sıra çoğunluğu kurumsal ve büyük hacimli olan şirketlerin bu süreçte mevcut sözleşmelerinin de devam ettiğini, sözleşme devam ederken tek taraflı fesihten cezai şarttan kaçınmasının normal olduğunu, bunun yanında daha önceki Kök ve Ek raporlarda ifade edildiği gibi davacı şirketin zararlarının büyük bir bölümünün mevcut müşterilerini kaybetmemek bakımından yeni sözleşme döneminde yapmış olduğu yüksek indirimlere göre kâr kaybı hesaplamalarının yapıldığını, nitekim toplam —- firmadan uğranılan zararın ——firmalarının mevcuttaki müşteri olarak ticari ilişkinin devamı bakımından davacı şirketin—- başlamak üzere iskontolu çalışmaya başladıklarını, bu tarihin — dava tarihinden sonraki bir tarih olduğunu, diğer iki firmadan —- ise sözleşme imzalama aşamasında iken asılsız haberler sebebiyle sözleşmeyi imzalamaktan vazgeçtiğini, 1.Ek raporda açıklandığı ve dosya kapsamında da davacı delilleri arasında yer aldığı gibi —— firmasının anlaşmadan cayma sebebinin ——piyasada dolaşan sektörden çekilme yönündeki duyumlarımıza istinaden mevcut müşterimizle çalışmaya devam kararı aldık…” şeklindeki yazılı beyanı dikkate alınarak üç yıllık sözleşme dönemindeki kazanç kaybının hesaplandığını, bu hesaplamada somut olarak dava tarihine kadar olan kısmın hesaplanamayacağını, yedinci firma olarak da — bittikten sonra sözleşmeyi yenilemediğini, —–bölümünde de toplu olarak yer aldığı gibi, —– sonu itibarıyla davacı şirket ile çalışmayı bıraktığını, dolayısıyla dava tarihine kadar olan zararın hesaplanamayacağını belirtmişlerdir.
Dosya kapsamına göre; davalılardan—– davalı şirkette özel müşteriler satış yöneticisi sıfatı ile çalıştığı, bu davalının davacı firma müşterilerine ” —- sektörden çekilme kararı aldığı, —— bölümünü kapatacağını ” belirten—– gönderdiği, bu —- davalı firmanın —– ve markası logosu altında davalı şirket çalışanı —–n davacı şirket müşterilerine gönderildiği, bu —– bir örneğinin bilgi için davalı şirket yetkilisi —— gönderildiği, davalı şirketin bu durumdan haberdar olduğu, davalının haksız ve yanıltıcı—- davacıyı kötüleme ve haksız rekabet eylemi niteliğinde olduğu, bu eylemin yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında yaklaşık ——- bir süre geçmiş olduğundan sektörün niteliği, sözleşme dönemleri nazara alındığında dava tarihine kadar oluşmuş maddi zararın net olarak ispatlanamadığı ancak eylemin davacı şirketin kişilik haklarına zarar verici, küçültücü bir eylem olması sebebiyle manevi tazminat şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak, davalıların haksız rekabette bulunduklarının tespitine, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kabulüne, ıslah dilekçesi ile manevi tazminata haksız fiil tarihinden itibaren reeskont faizi istenmiş olmakla ve ceza dosyasında haksız fiil tarihi —- tarihi olarak tespit edilmiş olmakla, bu tarihten itibaren taleple bağlı kalınarak reeskont faizi yürütülmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalıların haksız rekabette bulunduklarının tespitine,
2-Davacının haksız rekabete dayalı maddi tazminat isteminin reddine,
3-Manevi tazminat isteminin kabulü ile,—– Manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan —– tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak reoskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ:
-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.246,50 TL harcın, peşin alınan 2.376,00 TL harç ve 91.518,32 TL ıslah harcı toplamı 93.894,32TL’den mahsubu ile bakiye 83.647,82 TL’nin davacı tarafa iadesine,
-Davacı tarafça yapılan 5.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 893,00 TL posta masrafı gideri toplamı 6.643,00 TL’nin yargılama giderinin kabul ret oranı dikkate alınarak 179,36 TL’lik kısmı ve davacı tarafça yatırılan 10.246,50 TL harç ile 17,15 TL başvurma harcı toplamları 10.443,01 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı taraflarca sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
VEKALET ÜCRETİ:
Manevi Tazminat yönünden:
-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 23.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Maddi Tazminat Yönünden
– Davanın kabul oranı dikkate alındığında davalı şirket lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirket tarafa verilmesine,
– Davalı şahıs kendini vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ile davalı —— yüzlerine karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/10/2022