Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/428 E. 2019/1302 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/428 Esas
KARAR NO : 2019/1302
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —— adresinde davacı kooperatifin üyeleri ile yapmış olduğu sözleşmede, üyelerine tamamlanmış şekilde daireleri tapu devri ve mülkiyeti ile vermeyi taahhüt ettiğini, kooperatifin müteahhidi olan —— kurucu ortağı ve sahibinin davalı … olduğunu, kooperatif ve uyeleri zarara uğratmaları nedeniyle haklarında suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkil davacı —-müvekkil kooperatifin üyesi olduğunu, —- nolu dairenin kooperatif üyesi sıfatıyla tahsisen maliki olduğunu, bu konut teslim ve tahsis kararına göre bir kısım üyelere daireleri ve tapuları verildiğini, ancak —– verilmediğini, bazı dairelerin müteahhit ve gizli yönetici …’ın bilgisi doğrultusunda kooperatif eski yöneticileri tarafından satıldığını ve daire anahtarları üye olmayan bu şahıslara verildiğini, …’ın tahsisli üyelerin bilgisi ve rızası dışında üyelere ait taşınmazları üye olmayanlara satarak haksız çıkar sağladığını, müvekkiline tahsis edilen dairenin 19/06/2006 tarihinde haksız ve kötüniyetli davalı —-tarafından alındığını, — almış olduğu dairenin kooperatife ait olduğunu ve kendisinin üye olmadığını bildiğini, davalı —- fuzuli şagili durumunda olduğunu, dairenin üyeye tahsisi taşınmaz malın temliki taahhüdü olduğunu, taşınmazın mal vaadi veya temliki taahhüdü ilgilisine şahsi bir hak doğurduğunu, olayda kooperatif eski yönetimi ve davalı tarafından kooperatifler kanunu ve ana sözleşmedeki hükümlere uyulmadan kooperatif ve gerçek üyeler içni olayda aidatlarını ödeyen gerçek üye müvekkil için sakınca doğuracak olmasını göz önüne alarak, iyi niyet kurallarına uyulmayarak davalı —- adına tescil ve tahsis yapılmak suretiyle davacıların haklarının ihlal edildiğini iddia ederek; yargılama esnasında davalının dava konusu daireyi 3.şahıslara devir ve temlikinin engellenmesi amacıyla İhtiyati Tedbir kararı verilmesini, davalılardan —- vaki müdahalesinin menine ve – nolu daireden tedbiren tahliyesini, dava konusu —-.parsel sayılı taşınmazdaki — adına tescilli tapunun iptali ile— nolu dairenin tahsisli üyesi olan davacı … adına kayıt ve tescilini, tapu iptal ve taşınmazın —-adına tesciline karar verilmemesi halinde ise bilirkişi tarafından tespit edilecek dava konusu daire bedeli ile işlemiş ve işleyecek ecrimisil medellerinin en yüksek banka avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, dairenin —adına tescil ve teslim edildiği 19/06/2006 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL olmak üzere şimdilik 10.000,00 TL ecrimisil bedelinin en yüksek banka mevduat faizi uygulanarak her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacı kooperatifin gerek maliki ya da tahsis sahibi ve gerekse herhangi bir hak ya da yetkisi olmadığı bir taşınmazla ilgili olarak dava açma ehliyetinin bulunmadığını, dava ehliyeti olmadan açılmış iş bu davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin ——- parselde kat irtifakı tesis edilmiş olarak kayıtlı bulunan -kat — nolu bağımsız bölümün tamamını —— adına kayıtlı iken üyeler adına tahsisen tescili ile maliki olduğunu, tasarruf sahibi olarak tüm binanın yapımını üstlenen ve üyelerine tahsis yaparak -Noterliğinin — tarih ve —yevmiye sayılı İnşaat Sözleşmesi ile binayı yaptıranın davacının değil,——- olduğunu, davacının dava konusu taşınmazın hiçbir zaman maliki ya da mutasarrıfı olmadığını savunarak; dava açma ehliyeti ile husumet ve gerekse esas yönünden tüm talepler yönünden davanın reddini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın hazine adına kayıtlı iken—— tahsis edildiğini, —— arasında imzalanan inşaat sözleşmesi ve diğer sözleşmeler ile bu arsa yapımını üstlenen —- dolayısıyla tasarruf ve mülkiyet hakkının — geçtiği anlaşma doğrultusunda —–hak ve ödemeler yapıldığının sabit olduğunu, dava konusu taşınmazın yapımının — tarafından yapıldığını,—- davaya konu arsayı ve üzerindeki hakları— devrettiklerini, bu arsanın — tahsis edildiği ve kooperatif üyelerinin ödemiş olduğu aidat ve peyler ile bu binanın tamamlandığı hususunda tüm taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, davacı —- üyesi olduğunu, —- nolu dairesin kooperatif üyesi sıfatıyla tahsisen maliki olduğunu savunarak; daha sonra kötü niyetli olarak — nolu dairenin …’nın aldığını, …’nın kooperatif üyesi olmadığını beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istemine yöneliktir.
Davacı —, davacı — — tarihli yönetim kurulu kararıyla kooperatif üyesi olduğunu, davaya konu taşınmazdaki — nolu dairenin kooperatif tarafından kendisine tahsis edildiğini, tahsis kararlarına göre bir kısım kooperatif üyelerine dairelerin teslim edildiğini ve tapularının verildiğini ancak kendisine taşınmazın teslim edilmediğini ve tapunun verilmediğini, bazı kooperatif yöneticilerinin kötü niyetli davranarak davalı …’ın bilgisi doğrultusunda bazı taşınmazların üye olmayan şahıslara verildiğini, kendisine tahsis edilen — nolu dairenin kötü niyetli olarak davalı …’ya verildiğini, bu davalının kooperatif üyesi olmadığını, bu nedenlerle kendisine tahsis edilen ancak verilmeyen — nolu dairenin tapusunun iptali kendisi adına tesciline, mahkemenin tescil kararı vermemesi halinde müspet zarar çerçevesinde tespit edilecek daire bedelinin avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, taşınmazdaki müdahalenin önlenmesini ve ecrimisile hükmedilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalılardan …, davaya verdiği cevap ve beyan dilekçeleri ile; davacı anlatımlarının doğruluğunu teyit ederek, davaya konu taşınmazın bulunduğu binanın davacı —– tahsis edildiğini ve binanın kooperatif üyelerinin ödemiş oldukları aidatlar ile tamamlandığını, – nolu dairenin kooperatif üyesi olan davacı — tahsis edildiğini, bu konuda hem yönetim kurulu hem de genel kurul kararının bulunduğunu, bu taşınmazın haksız ve kötü niyetli olarak kooperatif üyesi olmayan davalı … adına tescil edildiğini savunmuştur.
Davalı … ise; davacı kooperatifin somut olayda böyle bir davayı açma ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca davaya konu -nolu dairenin dava dışı—- adına kayıtlı iken üyeler adına tahsisen tescili ile maliki olduğunu, davacının anılan taşınmazın hiçbir zaman maliki olmadığını, davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Davaya konu— nolu dairenin bir başkası adına haksız ve kötü niyetli olarak tescili” olayını da içeren davacı —-eski yöneticileri hakkında — Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucunda; davalılar … ve …’nın da aralarında olduğu toplam on şüpheli hakkında Görevi Kötüye Kullanmak, Zimmet, Tacir veya Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı suçlarından dolayı —.Ağır Ceza Mahkemesine davanın açıldığı, adliyelerin birleşmesi sonucunda dosyanın —.Ağır Ceza Mahkemesinin —- esas sayısı üzerinden yargılamasının devam ettiği, yapılan yargılama sonucunda sanıkların atılı suçlardan beraatine karar verildiği, ancak kooperatife ait konut sayısının üzerinde üye kaydetmek şeklinde tespit edilen eylemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu, mahkemece verilen bu kararın Yargıtay’dan bozularak döndüğü, yeniden yapılan yargılamada 19/03/2019 tarihli celsede sanıklar —– yönünden nitelikli dolandırıcılık suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına, diğer suçlardan tüm sanıkların beraatine karar verildiği hükmün temyiz edilmesi üzerine dosyanın yeniden Yargıtay’a gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce başlangıçta yukarıda özetlenen ceza soruşturması ve kovuşturması sürecinin beklenmesine karar verilmiş ise de, aradan geçen uzun yıllarda ceza kovuşturma sürecinin tamamlanamamış olması, suç ve hukuka aykırılık değerlendirmelerinin birbirinden farklı oluşu ve bu nedenle ceza mahkemesince yapılacak değerlendirmenin mahkememizi hukuken bağlamayacağı, vaka ispatının dosyamızda toplanan delillerle sabit olması hususları göz önüne alınarak usul ekonomisi de gözetilmek suretiyle ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmesinden vazgeçilmesine karar verilerek sonuca gidilmiştir.
Tarafların göstermiş olduğu tüm delil ve belgeler toplandıktan sonra inşaat mühendisi, yapı kooperatifi uzmanı ve hukukçu hesap bilirkişisinden oluşan heyetten rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan 05/08/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; “Davacı — davacı—- tarihli dilekçe ile kooperatife ortaklık başvurusunda bulunduğu, kooperatif yönetim kurulunun — tarih ve- sayılı kararı ile davacının – nolu üye olarak kooperatif üyeliğine kabul edildiği, kooperatifin – tarihli genel kurul kararı uyarınca yapılan — tarihli kura çekiminde — nolu dairenin -TL şerefiye bedeli ile davacıya tahsis edildiği, davacının — tarihi itibariyle kooperatife 36.500,00 TL ödemiş olduğu, bu durumda bu davacıya davacı kooperatif tarafından yapılan ödeme bildirimlerinin davacının uygun davranmış olduğu ve bu sebeple davacı— davacı kooperatifin üyesi olduğunun ve – nolu dairenin kendisine tahsis edildiğinin sabit olduğu;
Alıcı davacı —- satıcı dava dışı —-arasında akdedilen 09/09/2004 tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş satış protokolü ile mülkiyeti —-ait arsada bulunan -0 katlı toplam — dairenin davacı kooperatife satıldığı, bu sözleşmeye konu – dairenin – kooperatif üyelerine devredildiği, satış bedellerinin satıcı—– ödenmiş olması karşısında sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılmış olması nedeniyle geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı, bu durumda davacı kooperatifin belirtilen sözleşme gereğince satılan dairelerin devri yapılmayanların adına tescilini talep edebileceği ve dolayısıyla davacı .—- üyesi olarak talep hakkının bulunduğu;
Davacı — tahsis edilen – nolu dairenin —-adına kayıtlı iken 19/06/2006 tarihinde davalı … adına tescil edildiği, davalının kendisine tahsis yapılan bu tarihten önce kooperatif ortağı olması ve kendisine tapu tahsisi yapılabilmesi için kooperatif genel kurulu tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmiş olması veya başka bir kooperatif üyesinden ortaklık payını devralması zorunda olmasına rağmen, bu prosedüre uygun olarak bir tahsisin bulunmadığı, davalı …’nın tapu devri yapıldıktan 4 ay sonra tapu maliki —— üye yapıldığı, ayrıca davalı … tarafından kooperatif üyeliği için ödeme yapıldığına dair dosyada herhangi bir ödeme belgesinin bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde davacı — hak sahibi olduğu — nolu dairenin hak sahibi olmayan ve kooperatif üyesi de olmayan davalı …’ya tahsisi şeklindeki olayda davalı …’nın iyi niyet iddiasında bulunamayacağı ve taşınmazın davacı — adına tescili talebinin yerinde olduğu” değerlendirmelerine yer verilmiştir .
Yukarıda özetlenen bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın geçirdiği safahat açıklanmıştır. Davaya konu —nolu dairenin de bulunduğu – dairelik taşınmaz, arsası hazine adına kayıtlı iken— tarihinde yapılan satış ile dava dışı—— geçtiği,—.Noterliğinin – tarih ve — yevmiye nolu sözleşmesi ile,—- arasında inşaat sözleşmesi imzalandığı, aynı tarih teslim ve tesellüm tutanağı ile arsanın bu şirkete teslim edildiği, —-tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatifin borcundan dolayı –dairenin tamamının — karşılığında — devredilmesine karar verildiği, —- tarihli protokol ile – adet dairenin müteahhidi olan—- göstereceği – şahıs adına üye kaydı yolu ile verileceği”nin kararlaştırıldığı, — tarihli satış protokolü ile — tarafından alıcı davacı kooperatife — dairenin satışına karar verildiği, inşaatın davacı kooperatifin üyelerinin ödentileri ile yapılarak tamamlandığı, her ne kadar davacı kooperatif ile dava dışı —arasındaki sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılmış olduğu görülse de, sözleşmeye konu — dairenin — davacı kooperatif üyelerine devredilmiş olması ve satış bedellerinin — ödenmesi karşısında sözleşmenin büyük oranda ifa edildiği kabul edilerek, sözleşmenin şekil eksikliğinden dolayı geçersizliğinin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı, buna göre davaya konu taşınmazı da kapsayan –adet dairenin tasarruf hakkının davacı kooperatifte olduğu anlaşılmıştır.
Davacı — tarih ve — sayılı kararı ile davacı — nolu üye olarak kooperatif üyeliğine kabul edildiği, kooperatifin — tarihli genel kurul kararı uyarınca yapılan -tarihli kura çekiminde — nolu dairenin – TL şerefiye bedeli ile davacıya tahsis edildiği, davacının – tarihi itibariyle kooperatife — TL ödemiş olduğu, bu durumda davacı … — davacı kooperatifin üyesi olduğunun ve — nolu dairenin kendisine tahsis edildiğinin sabit olduğu;
Davacı .—tahsis edilen – nolu dairenin —adına kayıtlı iken 19/06/2006 tarihinde davalı … adına tescil edildiği, davalı …’nın “Kendisine tahsis yapılan bu tarihten önce kooperatif ortağı olması ve kendisine tapu tahsisi yapılabilmesi için kooperatif genel kurulu tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmiş olması veya başka bir kooperatif üyesinden ortaklık payını devralması zorunda olmasına rağmen” bu prosedüre uygun olarak bir tahsisin bulunmadığı, davalı …’nın tapu devri yapıldıktan 4 ay sonra tapu maliki ——– üye yapıldığı, ayrıca davalı … tarafından kooperatif üyeliği için ödeme yapıldığına dair dosyada herhangi bir ödeme belgesinin bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde davacı — hak sahibi olduğu – nolu dairenin hak sahibi olmayan ve kooperatif üyesi de olmayan davalı …’ya tahsisi şeklindeki olayda davalı …’nın iyi niyet iddiasında bulunamayacağı ve taşınmazın davacı – adına tescili talebinin yerinde olduğu anlaşıldığından; davacının terditli taleplerinden tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı—- tarafından diğer davacı ile birlikte dava açılmış ise de; yukarıda açıklanan somut olayda talep hakkının davacı .– davacı kooperatif tarafından talep edilebilecek bir hakkın bulunmadığı anlaşıldığından, (her ne kadar kısa kararda aktif dava ehliyeti bulunmadığı ibaresine yer verilmiş ise de) davacının aktif husumetinin bulunmaması nedeniyle bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı .— tarafından müdahalenin önlenmesi talep edilmiş ise de, mahkememizce verilen tapu iptali ve tescil kararının infazına bağlı bir sonuç olduğu anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı — tarafından ecrimisil istenmiş ise de, davalı …’nın davaya konu — nolu dairede sahip olduğu tapuya dayalı olarak bulunduğu, tapunun iptal edilip kararın kesinleşeceği ana kadar bu davalının kullanımının hukuka aykırı kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, hukuki bir nedene dayalı olarak yapılan kullanımda ecrimisil isteminin yerinde olmadığı anlaşılarak bu talebin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı —- aktif dava ehliyeti bulunmadığından bu davacı tarafından açılan davanın reddine,
2-Davacı .— tapu iptali ve tescil talebinin kabulü ile; —- nolu parsel üzerindeki — nolu bağımsız bölümün, davalı … adına olan tapusunun iptali ile taşınmazın davacı … —-adına tapuya kayıt ve tesciline,
3-Tapu iptali ve tescil kararının infazına bağlı bir sonuç olan müdahelenin önlenmesi konusunda ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı .— her iki davalıya yönelik ecrimisil talebinin reddine,
5-Alınması gerekli 8.760,76 TL harçtan peşin alınan 135,00 TL harç, 1.080,00 TL peşin harç ve 700,00 TL tamamlama harcının toplamı 1.915,00 mahsubu ile bakiye 6.845,76 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 2.600,05 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 2.411,98 TL’sinin ve 14,00 TL başvurma harcı ile 1.080,00 TL peşin harç, 135,00 TL peşin harç ve 700,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.340,98 TL masrafın davalılardan alınarak davacı — verilmesine, arta kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı taraf gider yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
9-Hüküm altına alınan miktar üzerindenn AAÜT hükümlerine göre davacı — lehine 13.010,00 TL vekalet ücretinin davalı — alınarak davacı — verilmesine,
10-Reddedilen ecrimisil talebi yönünden davalılar lehine 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı .— alınarak davalılara verilmesine,
11-Reddedilen kısım yönünden davalılar lehine 2.725,00 TL vekalet ücretinin davac——— alınarak davalılara verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar Vekili ———- vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/12/2019