Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1688 E. 2022/353 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1688 Esas
KARAR NO : 2022/353

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/10/2014
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerimiz —— tarihinde —– sevk ve İdaresindeki ————– yolculuk halindeyken —-sevk ve idaresindeki —- araca çarparak yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillerinin bu kaza neticesinde malul olduklarını, kaza esnasında taşımacılık hizmetinden yararlandıkları ve yolcu olmuaları sebebiyle kazanın oluşumunda herhangi bir kusurları bulunmadığını, kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda —–kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin yaralandığını ve bu trafik kazasına bağlı olarak ömürlerinin sonuna kadar taşıyacakları cismani zararların oluştuğunu, hem bedenen hem de ruhen yıpranmış olduklarını, uzun süre kazanın etkilerinden kurtulmak için uğraştıklarını, — ait olan —- ———- müvekkilimizin kaza neticesinde müvekkilimiz kaza sebebiyle % 25 oranında vücut fonksiyonunu kaybettiği ve bu özürlülük durumunun sürekli olduğunun sabit olduğunu, bu kaza sonucunda uğradığı cismani zararlar neticesinde iş göremez hale geldiğini, Tedavi sürecinde yapıları masrafların müvekkili ve ———– için ——– çekmelerine neden olduğunu, Tüm bunların yanında müvekkilimizin çektiği acılar ruh halinin bozulmasına ve hayata küsmesine neden olduğunu, —- ise ——— Kurulu Raporunda % 10 oranında malul olduğu bilgisinin mevcut olduğunu, müvekkilinin genç yaşında sebebiyet vermediği bir kazanın etkilerini yaşamak zorunda kaldığını, maddi olarak gerek tedavi sürecinde gerekse tedaviden sonra işine devam edememesi sebebiyle büyük zararlara uğradığını, borçlar Kanununa göre bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünün tümünü veya bir parçasını yitirmekten dolayı kazanç kaybına uğramışsa ya da ilerde ekonomik yönden zorluklarla karşılaşacaksa, bu maddi zararlarının giderilmesini isteyebileceğini, müvekkilinin, malul olması sebebiyle örnür boyu başkalarının bakımına muhtaç bir şekilde yaşamak zorunda kaldığını, altından kalkamayacağı masraflara yol açtığını ve karşılanması gerektiğini, müvekkillerinin alması gereken maddi tazminatın aktüer raporu yapılırken —– Dairesinden alınacak meslekteki iş gücü kaybı oranının da hesaplanarak davalıdan tahsil edilip verilmesi gerektiğini, bu kazadan sonra müvekkillerimiz ağır şekilde yaralandığını ve mağdur olduğunu, Bu kaybın yakınlarına vereceği acının ve ruhsal çöküntünün maddi karşılığı olamayacağı açıksa da müvekkillerimizin ve yakınlarının acısını kısmen de olsa giderilmesi gerektiğini, bu kazadan sonra malul olmasının kendilerine ve yakınlarına vereceği acının ve ruhsal çöküntünün yanında müvekkillerimizin kendilerinin ve ailelerinin geçimini sağlaması ve hayatlarını idame ettirebilmeleri için maddi tazminatın ödenmesi gerektiğini, davacıların— ——maluliyet oranı için rapor alıp aktüer hesabının yapılarak kazadan sonra geçirdikleri tedavilerin ve kendilerinde bıraktığı zararların giderilmesi için maddi tazminatının ve meslekte iş gücü kaybının belirlenmesini ve bu rapora göre ödenmesi sebebiyle dava açtıklarını, davanın kabulü ile müvekkiller—- trafik kazası neticesinde sakat kalmaları ile kazadan sorumlu —–olması sebebiyle davalı —– Maddi Tazminatının aktüer hesabı yapılarak kaza tarihinden itibaren başlayarak işteyecek olan faiziyle birlikte fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki maddi tazminatın davalılardan tahsiline ve 100,000 TL tutarındaki manevi tazminatın daval—– Tahsiline, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi gereğince motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağını, dava konusu kazanın —- meydana geldiğini ve bu tarih itibari ile de davacılar tarafından zararın bilindiğini, bu nedenle davacıların tazminat talebi zamanaşımına uğramış olduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davaya konu aracın ——-yapan bir—-olduğunu,———- sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlü olduğunu, Davaya konu aracın —- yolcu taşıması yapan bir —– olduğunu, ——- zorunlu —- sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlü olduğunu, Bu nedenle davacıların taleplerinin de bu —- sigortalarından karşılanması gerektiğini, Müvekkile husumet yöneltilmesinin yanlış olduğunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 19.maddesi son fıkrasında, yolcuların zararlarının “öncelikle” —– Sigortası’ndan karşılanacağı —— bulunmadığı takdirde ——başvurulabileceğinin düzenlendiğini, bu nedenlerle davanın —- olan müvekkile değil —- Sigortacılarına yöneltilmesi gerektiğini, Dolayısıyla öncelikle davanın bu sebeple reddinin gerektiğini, davacıların müvekkil sigorta şirketine trafik kazası neticesinde sakat kalmaları nedeniyle cismani ve bedeni zararlara ilişkin maddi tazminat davası açtığını, Davacıların davasının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu işbu davanın reddi gerektiğini, Müvekkilin —-nezdinde ——— düzenlenen—-bulunduğunu, müvekkili —- işletenin ilgili kanun gereğince sorumlu olduğu hallerde sigortalının kusuru oranında ve teminat limiti dâhilinde sorumlu olacağını, —–tarife ve poliçelerde gösterilen ve sigortacının sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların zarar görene ancak uğradığı gerçek zarar miktarı kadar ödenmesi gerektiğini, zira işletene halef olarak sorumlu tutulan sigortacının da BK.nun 51 nci (eski 42. Md) maddesi uyarınca zarar görenin ancak gerçek zararını gidermekle yükümlü olduğunu, dava konusu kazada kazaya sebebiyet veren kamyon sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde ne oranda kusurunun olduğu, seyir halinde iken seyir halinde olduğunu gösterir ekipmanının çalışıp çalışmadığı ve yolun şartlarına uygun hareket edip etmediği tespit edilmesi gerektiğini, Müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olacağından kazaya karışan diğer araçta kusurlu olduğundan keşif ve bilirkişi incelemesi ile bu durumun da tespiti gerektiğini, davacıların maluliyet taleplerinin de haksız olduğu maluliyet talepleri ile ilgili bilirkişi incelemesi yapılmasını ve —- Kurumundan rapor alınması gerektiğini, kaza dolayısı ile tedavi gördüklerine ilişkin bir hastane raporu dosyaya ibraz etmediklerini, tedavi olduklarına ilişkin hiçbir beyan ya da delil sunmadıklarını,—ilişkin özürlü sağlık kurulu raporu dosyaya ibraz edilmişse de, davacının ——– olduğu, özür teşhisinde % 8 özrünün bel fıtığı ——– %2 özrünün ise sol omuz hareket kısıtlılığı olduğunun belirtildiği, Davacının — doğumlu olduğu yani kaza tarihinde— yaşında, —- Raporu’nu aldığında —– yaşında olduğu bel fıtığı ve omuz hareketlerinde kısıtlılık gibi fizik tedaviyi gerektirir hastalıklarının kaza ile ilgisi olmaksızın bulunacağı dikkate alındığında davacının maluliyet taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğu, Diğer davacı —— ise kaza sonucu tedavi gördüğüne dair bir hastane kaydı sunmadığı gibi,—- Sağlık Kurulu raporu da sunmadığını, davacının yaşı, mevcut hastalığının bulunup bulunmadığı ya da kaza sonucu maluliyetinin oluşup oluşmadığının da açık olmadığı, davacılar tarafından sunulan—-İddianamede davacılardan sadece — müşteki sıfatı bulunduğu, suçun ‘bir kişinin taksirle yaralanmasına neden olma’ olarak belirtildiğini, diğer davacı — kaza neticesinde yaralandığına dair açık bir ifade olmadığı, davacıların —- geçici iş göremezlik ödeneği alıp almadığının tespit edilmesi gerektiği, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, Davalı şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama masrafları ve vekâlet ücretinden sorumlu olmadığını, Öncelikle davanın zamanaşımı ve zorunlu yolcu taşıma sigortalarına yöneltilmesi gerektiği nedeniyle reddine, Davanın esasına geçildiği takdirde; yapılacak inceleme ile reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekâletinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
—- Özetle ; Mahkemeniz nezdinde ikame edilmiş iş bu davanın öncelikle zamanaşımı sürelerinin tüketilmiş olduğundan bahisle reddinin gerektiği, Karayolları Trafik Kanunu gereğince motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin taleplerin, zarar görenin zararı tamzinat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar dendiğini, Dava konusu olayın 11/05/2011 tarihinde vuku bulduğu ve davanın 17/10/2014 tarihinde ikame edildiği dikkate alındığında davanın zamanaşımı sürelerinin tüketilmesinden sonra ikame edildiğinin anlaşılacağını, Meydana gelen hadise kişilerin alabilecekleri her türlü tedbirlere rağmen meydana gelmesini engelleyemeyeceği, kişilerin tedbir alma ve ihmalde bulunmama yükümlülüklerini aşan nitelikte ve ağırlıkta olan, dıştan (kişinin işletmesi dışından) gelen, olağanüstü, olağan dışı ve mutad ve devamlı olanın dışında gerçekleşen nitelikte bir olay olduğunu, kazada araç şoförü dava dışı— hiçbir kusurunun olmadığı —yargılama neticesinde —. Sayılı ilamında karara bağlandığını, bu sebeple müvekkil şirketin kaza ile sorumlu tutulmaması gerektiğini, Maddi zararın yanında manevi zarara ilişin olarak da kusurun varlığı şart olduğundan, müvekkil şirketin manevi zararlardan da sorumlu tutulmayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacılarda meydana geldiği iddia edilen zararın kaza ile olan illiyet bağının ispat edilmesi gerektiğini, davalılar tarafından mahkemeye sunulan hastane raporlarının—- ait hastane raporları olduğunu, davacıların kaza sonrası en yakın hastaneye kaldırılıp tedavi olduklarına ilişkin olarak beyanda dahi bulunmadıklarını, Davacı —— tarafından dosyaya sunulan Özürlü Sağlık Kurulu raporunda %8 özrün bel fıtığı %2 özrün ise sol omuz hareket kısıtlılığı olduğunun belirtildiği, Davacının kaza tarihinde– yaşında olduğu, hastaneden kurul raporu aldığında—yaşında olduğu dikkate alındığında, ilgili rahatsızlıkların uzun vadede ağır kaldırma, uzun süre ayakta durma, yanlış ve ters hareketler neticesinde ortaya çıkabilecek tür rahatsızlıklar olduğunun, kabul anlamına gelmemek kaydıya, Dava konusu ——Sorumluluk — bulunmakta olup bu poliçe kapsamında davacı —33.452,00-TL, davacı —-3,463,00-TL ödeme yapıldığını, haksız davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat ilişkindir.
—– yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Kusur oranın tespiti için dosya— gönderilerek aldırılan kusur raporunda özetle: Olayda; Sürücü — kusursuz olduğu, Sürücü —- kusursuz olduğu, —- plaka sayılı otobüsün freninin patlaması “Teknik Arıza” olarak değerlendirildiği anılan bu hususun sonuç üzerine %100 (yüzde yüz) oranında müessir olduğu kanaatini bildirir raporu mahkememize sunmuştur.
Davacı —– için —— bilirikşi raporunda özetle ; 3. —- kişinin olay tarihinde tedavi gördüğü hastaneden tüm tıbbi evrakın istendiği ancak dosya içerisinde mevcut olmadığının anlaşıldığı, olay tarihli tıbbi belge olmamakla birlikte, tespit edilen arızanın 11/05/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesi meydana gelmiş olduğunun Mahkemeniz’ce kabulü halinde: Mevcut belgelere göre; —– tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının —-yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği—- olunarak: Gr1 VII (1a…. .0) A %3 E cetveline göre %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, Özürlülük kavramı ile meslekte kazanma gücü kaybı kavramının farklı olduğu, tüzük ve yönetmeliklerinin farklı bölümlerde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, engellilik oranının belirlenmesinde kaza ile illiyeti bulunmayan hipertansiyon, diyabet gibi şikayetlerin de değerlendirildiği, bu nedenle düzenlenmiş özürlülük raporu ile maluliyet raporunun mukayese edilemeyeceğine ilişkin raporunu mahkememize sunmuştur.
Davacı —- için —– aldırılan bilirikşi raporunda özetle ; —-kişinin olay tarihinde tedavi gördüğü hastaneden tüm tıbbi evrakın gönderilmesinin, —-hastanesine sevkinin sağlanarak—- nörolojik muayenesinin yaptırılmasının,—— çektirilmesinin istendiği, gönderilen tıbbi belge ve radyolojik incelemelerin istenilen hususları karşılamadığı, söz konusu belgelerin ve kişinin muayene olmak üzere Kurulumuza gönderilmesi halinde tekrar değerlendirilebileceği cihetle; mevcut verilerle — maluliyet durumu hakkında görüş bildirilemediğine ilişkin raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava dilekçesi cevap dilekçesi aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede ,davacıların, — sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine — ile sigortalı olan Davalı— aracın içinde yolcu olarak bulundukları sırada meydana gelen trafik kazasında yaralandıklarından bahisle davalılara karşı maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları yargılamasa sırasında davacıların maddi tazminat taleplerinden vazgeçtikleri ,manevi tazminata ilişkin yargılamaya devam edildiği,— kusura ilişkin bilirkişi raporunda meydana gelen kazada,dava dışı — yönetimindeki otobüsün freninin patlaması sonucu mevcut şartlarda sürücünün tedbir alma imkanı bulunmadığından atfı kabul bir kusurunun bulunmadığının belirlendiği ,dolayısıyla davacıların yolcu olarak bulundukları davaya konu —- plakalı otobüsün freninin patlaması sonucu meydana gelen kazanın ‘teknik arıza ‘ olarak nitelendirildiği .kusur atfedilcek bir tarafın bulunmadığı,Davacının manevi tazminat talebi Türk Borçlar Kanunu ‘ MADDE 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ‘ ve ‘ …Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.—-‘ hükümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde kusur atfedilecek bir tarafın bulunmadığı gözönüne alınarak manevi tazminat talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacılar maddi tazminat isteklerinden feragat ettiklerinden tüm davalılar yönünden maddi tazminat talebinin reddine,
A-Maddi tazminat yönünden, Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden— göre hesaplanan 5.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
2 -Manevi tazminat Bakımından Davacıların açtıkları manevi tazminat davasının REDDİNE ;
a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 55,50-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
b-Manevi tazminat yönünden Davalılar—- kendisini vekil ile temsil ettirdiginden— göre hesaplanan—vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.