Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/127 E. 2018/179 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/127 Esas
KARAR NO : 2018/179
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2014
KARAR TARİHİ : 27/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacıların miras bırakanı …… ile……Bank arasında ….. tarihinde …….-TL ihtiyaç kredisi sözleşmesi akdedildiğini, ….’a …. tarihinde Alzheimer teşhisi konulduğunu, kredi sözleşmesi tarihinde bu kişinin 60 yaşında olduğunu, bu hastalıktaki kişilerin hafıza kayıpları yaşadığını, nitekim kredi sözleşmesinin değişik sayfalarına atılan imzaların farklı olması nedeniyle ve bankanın yönlendirmesi ile bir imza mührü yaptırıp sözleşmenin bu şekilde imzalandığını, bankanın durumdan şüphe etmeyip ve hiçbir araştırma da yapmayıp sözleşmeyi akdettiğini, ….. tarihinde ise…..ın hastalığı ile bağlantılı bir nedenle vefat ettiğini, bunun üzerine sigortanın beyan ve görevi ihlalini gerekçe göstererek tazminat ödenmediğini, kredi borcunun ise mirasçılar tarafından ödendiğini, bu kapsamda davacının da 3.460,00-TL ödediğini, ///////Bank’ın kredi ile beraber yapılan sigortada, NN Hayat’ın acentesi sıfatıyla hareket ettiğini, dolayısıyla her iki davalının müteselsilen sorumlu olduklarını, 3.460,00-TL’nin temerrüt faizi ile beraber kendisine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı NN Hayat cevap dilekçesi ile özetle; İNG Bank’ın sigorta poliçesinde lehtar ve rehin alacaklısı olması nedeniyle davacının bir hukuki yararı olmadığı ve aktif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, ……’ın beyan görevini ihlal ettiğini, bu görevin sigorta ettirene düştüğünü, kendilerine düşen bir araştırma görevi bulunmadığını, beyana göre sigorta yapıldığını, ihlal ve rizikonun arasındaki bağlantının davacı tarafından ikrar edildiğini ve çekişme bulunmadığını, her iki davalı arasında müteselsil sorumluluk da bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Diğer davalı banka davaya cevap vermemiştir.
Davanın davacının murisine ait kredi borcundan dolayı İstirdat davası olarak açıldığı, ancak davacı vekilinin beyanına göre ve ölen …….’ın nüfus aile tablosuna göre Davacı ….. ile birlikte kardeşleri………ve anneleri…..’ın mirasçı olduğu anlaşıldığından davacı vekiline tüm mirasçıların muvafakatını sağlaması ya da miras şirketine mümessil tayin ettirerek o kişiden vekaletname alıp dosyamıza sunması için süre verilmiş, davacı vekili tüm mirasçılar yönünden vekaletname sunarak taraf teşkilini sağlamıştır.
Davalı şirketten kredi borcunun ne kadar olduğu, rehin ya da ipotek olup olmadığı, ne kadarının hangi tarihe kadar muris tarafından geri ödendiği, ne kadarının mirasçılar tarafından hangi tarihlerde ödendiği, bakiye borç olup olmadığı, sigorta olup olmadığı, varsa poliçe ve hasar dosyası numaraları istenmiştir.
Davalı ……. Hayat ve Emeklilik vekilinin davacının aktif husumeti olmadığı bankanın daini mürtehin hakkı olduğu yönündeki itirazının; ödemeleri davacıların yapmış olması ve herhangi bir ipotek ve rehin olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Tarafların sunmuş olduğu belgeler, kayıtlar, banka yazışmaları, ödeme planı, hesap özeti ve dosya ile tüm deliller üzerinde Banka ve Sigorta Uzmanı ile Nörolog bilirkişilerden oluşan 3 kişilik bilirkişilik heyetinden murisin ölümünün sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, tüm ödenmiş olan banka kredisinin davacı tarafından iadesinin istenip istenemeyeceği, iadesi istenebilecek tutarın ne olduğu, davalıların ayrı ayrı sorumluluk durumları konularında rapor alınmıştır.
Davacıların murisi ……..’ın sigortalı göründüğü, ….. Bank’ın sigorta ettiren, lehtar ve daini mürtehin gösterildiği, sigorta sözleşmesinde soru formu veya beyan görevine dair herhangi bir belge bulunmadığı ve mahkemeye de ibraz edilmediği anlaşılmaktadır. …… ile davalı banka kredi sözleşmesi yapmış, diğer davalı sigorta sözleşmesi yapmıştır. …… Bank aynı zamanda… Hayat’ın acentesi sıfatıyla sigorta sözleşmesini bizzat yapmıştır. Bu ilişki şeklinin konut ve ihtiyaç kredisi gibi kredi ilişkileri dolayısıyla yapılan sigortalarda sıkça görüldüğü, bu şekildeki ilişkinin aynı grubun sigorta satışlarını da arttırması nedeniyle menfaatine olduğu anlaşılmaktadır. Ancak kredi veren bankanın sigorta ettiren gösterilmesi mutad olmadığı gibi doğal olarak ikisi de tacir olan, aynı grupta yer alan sigortayı gerekli kılan ve fiilen yapan şirketlerin böyle yapmayı seçmeleri halinde sonucuna katlanmaları gerekmektedir. Hem kredi alacaklısı, hem sigortacının acentesi sıfatını taşıyan ….. Bank beyan görevi altındadır ve eğer bir ihlal varsa bunun sonuçlarıyla bağlıdır. Zira aynı zamanda sigorta ettiren durumdadır ve sigorta şirketi olan davalı …. Hayat ise kendi acentesi gibi işlem yapan …. Bank’ın işlemleriyle bağlıdır.
Muris ……’ın kredi çektiği tarihte birbiriyle bağlantılı rahatsızlıkları olduğu ve hafıza kaybı yaşadığı tıbben sabittir. Kredi sözleşmesini imzaladığı andaki tıbbi durumu şüphelidir. Buna karşılık sigortacının gerçek durumu bilmesi de beyan edilmeyen bir hususu ihlal olmaktan çıkarır ve bunu ispat yükü sigorta ettirene düşer. …… Bank hem sigorta ettiren hem de acente olması dolayısıyla sigortacı olduğundan onun biliyor olması önemlidir. Somut olayda kredi sözleşmesini imzalayamayan ve bunun için imza mührü kullanan biri karşısında İNG Bank’ın durumu şüpheyle karşılaması ve şüphe karşısında yapılması gereken bir araştırma ile öğrenilebilecek hususu öğrenmekten kaçındığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle somut olayda davacı tarafın beyan görevi ihlali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf 17/04/2017 tarihinde ıslah dilekçesi vererek davaya konu talebini 3.460 TL’den 26.908,80-TL’ye yükseltmiştir. Daha sonra 21/04/2017 tarihli dilekçesi ile ıslah talebini düzelttiğini beyan ederek talep ettiği alacak tutarına kamu bankalarının 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksez faiz oranı olan %9,25 nispetinde faiz yürütülmesini istediğini beyan etmiştir.
Murisin vefat ettiği tarih 10/08/2013 tarihidir, dava tarihi 19/03/2014 tarihidir. Davacı tarafından murisin ödediği kısım geri istenemeyecektir. Murisin ölümünden sonra ödenen kısmın ise sadece dava tarihine kadar olan kısmı talep edilebilecektir. Zaten dava konusu olan alacak bu döneme ilişkin ödenen tutardır. Davalılar davacının ıslah dilekçesine karşı yasal süre içerisinde zamanaşımı definde bulunmuşlardır. Ancak davalılar ile davacılar arasında bir sözleşme ilişkisi olmayıp kredi sözleşmesinin davacıların murisiyle yapılmış olması sebebiyle bu davada 5 yıllık zamanaşımı uygulanamayacaktır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak 10 yıllık zamanaşımı ise ıslah tarihinde henüz dolmadığından davalıların zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir. Ancak davacılar dava açıldıktan sonraki dönemde dava devam ederken ödemiş oldukları kısmı da ıslah yoluyla talep etmişlerdir. Ancak davanın ıslahı sadece dava konusu edilen ödemeler yönünden mümkün olup, dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ile ilgili ayrı bir dava açmaları gerekmektedir. Bu nedenle davacıların dava tarihinden sonra yaptıkları ödemeler bu davanın konusu olmadığı için ıslah yoluyla da istenemeyeceğinden o kısım yönünden dava reddedilmiştir. Ancak murisin ölüm tarihinden itibaren dava tarihine kadar davacıların ödemiş oldukları tutar mahkememizce yapılan hesaplamaya göre 3.867,45-TL olup, bu tutar dava dilekçesindeki miktarı geçtiği için ve bu davanın konusu olduğu için, dava dilekçesindeki aşan kısım yönünden ıslah kabul edilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 3.867,45-TL alacak ve 67,19-TL dava tarihine kadar işlemiş faiz toplamı 3.934,64-TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, asıl alacağa dava tarihinden itibaren kamu bankalarının TL bazında 1 yıllık mevduata uyguladıkları faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 268,78- TL karar harcının peşin alınan 59,10-TL peşin harç ile 440,00-TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 230,32-TL harcın talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından sarf olunan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 630,00-TL tebligat ve posta ücretinin davanın kabul oranına isabet eden 311,45-TL’si ile 268,78-TL harcın toplamı 580,23-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davalı Hayat Emeklilik A.Ş. tarafından sarf olunan 50,00-TL yargılama giderinin davanın red oranına isabet eden 42,69-TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalı …… Bank A.Ş. tarafından sarf olunan 9,00-TL yargılama giderinin davanın red oranına isabet eden 7,68-TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacılar lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalılar lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 2.756,90- TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili, davalı ….. Hayat vekili ve davalı İNG Bank vekilinin, yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/02/2018