Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1111 E. 2023/473 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1111 Esas
KARAR NO : 2023/473

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özelte ; Müvekkili şirketin 2007 yılından itibaren ticari alışveriş kapsamında çalışmalarını sürdürmekte olduğunu, müvekkilinin —– inşaat projesindeki iş kapsamında daire içi kapılarda kullanılmak üzere kapı menteşesi bir kısım ürün menteşe imalatcısı olan davalı taraftan fatura karşılığında satın aldığı menteşelerde porej teslim edilmeden paslanma, kararma ve şekil bozuklukları olduğunun görüldüğünü, davalı şirketçe —– projesinde kullanılan 2300 ayıplı menteşenin değişiminin yapıldığını, —– projesinde kullanılan yaklaşık 21702 adet ayıplı menteşeden sadece 1920 adedinin yine işçilik montaj ücreti hariç olmak üzere sadece ürün değişimi yapıldığını, geriye kalan 19782 adet ayıplı ürünün değişiminin yapılmadığını, müvekkili şirketin —–. Noterliğinin 03/05/2012 tarih —— yevmiye no.lu ihtarneme ile davalı tarafı ihtaren bilgilendirdiğini, davalı tarafın bu ihtara kayıtsız kaldığını davalınin ilgisiz ve sorumsuz tavrı karşısında yasal yollara başvurmak zorunda kaldıklarını ve bu nedenle —–Sulh Hukuk Mahkemesinin—– dosyası ile tespit yapıldığını belirterek, davalı taraftan fatura karşılığı satın alınan kapı menteşelerinin bir kısmının ayıplı mal olması nedeniyle uğranılan maddi zararın giderilmesi bakımından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 60.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların tacir olduğunu uyuşmazlığın taraflar arasında gerçekleşen ticaretten kaynaklandığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bildirerek, işbölümü ilk itirazında bulunmuş, taraflar arasında alım satıma konu menteşelerin son teslim tarihi ve tarafların tacir olduğu dikkate alındığında ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, TTK.nın 25/4. maddesi ile BK.nın 207. maddesindeki zamanaşımı süresinin dolduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuştur.
—– Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/05/2013 tarih —– esas—— karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.

BİRLEŞEN DOSYADA;
DAVA : Davacı dava dilekçesinde özetle ; Davalı borçlunun itiraz dilekçesinde takibin yetkili icra dairesinden yapılmadığı gerekçesiyle yetki itirazında bulunduğunu, müvekkilinin ticaret merkezinin —-Ticaret Odası kayıtlarına göre —–olduğundan davalının borcunu ifa edeceği yerin de —–olduğunu, icra takibi de bedelin ödetilmesi amaçlı açıldığından —— icra Müdürlüğünün özel vetkiye sahip olduğunu, özel yetkinin genel yetkiyi ortadan kaldırmayacağını ama onun yanında varlığını sürdüreceğini, davalı tarafın yetki itirazının aksine takibin yapıldığı —— İcra Dairelerinin ve taraflar arasındaki ilişki de ticarı olduğundan davanın açıldığı ——- Asliye Ticaret Mahkemelerinin vetkili ve görevli olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre müvekkilinin davalıdan 35.434,17 TL alacaklı olduğunu, davalı borçlunun yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile sonucun ortaya çıkacağını belirterek: öncelikle davalının icra müdürlüğünün yetkisine ilişkin itirazının reddine, davalı borçlunun —– İcra Müdürlüğünün——- savılı dosyasına yaptığı borca haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, borçlunun alacak likit olduğundan % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

CEVAP : Davacı dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili şirketin ticari faaliyetlerini —— ilinde sürdürdüğünü. şirketin ticari merkezinin——- olduğunu, gerek davacı tarafından yapılan takip dosyasından gerekse dava dilekçesinde belirtilen davalı adresinden de açıkça belli olduğu, bu nedenle genel vetkili icra dairelerinin 6100 sayılı HMK md 6 gereği ——İcra Daireleri olduğunu, her ne kadar para borçları alacaklının ikametinde ödenecek borçlardan olsa da eğer borcun esasında çekişme var ise yetkinin artık BK hükümlerine göre belirlenmeyeceğini, davada borcun esasında çekişme mevcut olduğundan yetkili icra dairelerinin alacaklının ikametgahı olan —–İera Daireleri olmayacağını., davacının yetki itirazının iptali taleplerinin reddini talep ettiklerini. müvekkilince davacı alevhine——. Asliye Hukuk Mahkemesinin ——- sayılı dosyası ile alacak davası ikame edildiğini. konusu ve tarafları aynı olan bu davanın halen derdest olduğunu. 6100 sayılı HMK md 166 gereği ” aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda… birleştirilebilir” hükmünün yer aldığını. İkame edilen davaların daha sağlıklı yürütülebilmesi için eldeki davanın tarallarınca önceden açılan —–Asliye Hukuk Mahkemesinin —— sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerekeceğini, yapılan vargılama ve toplanan deliller ile alacaklı tarafın davacı değil müvekkili şirket olduğunun açıkça görüleceğinin: İzah edilen tüm nedenlerden dolayı öncelikle davacının yetki itirazının kaldırılması taleplerinin reddini, bu mümkün görülmezse davanın —– Asliye Hukuk Mahkemesinin ——sayılı dosyası ile birleştirilerek esasın bu şekilde kapatılmasını, bu talepleri de kabul görmez ise davanın reddi ile davacının % 40’tan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile itirazın iptaline ilişkindir.
——Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.—— Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/05/2014 tarih,—- esas ve —– karar sayılı kararı ile —–Asliye Ticaret Mahkemesinin —— esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş; —–Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya mahkememize devredilerek mahkememizin—— esas sayılı sırasına kaydı yapılmıştır.Dosyamız arasına alınan —–. İcra Dairesinin —— Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 23/06/2012 tarihinde başlatıldığı davalının süresinde 13/07/2012 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür. Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.Dosya Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan 21/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Esas Dava Yönünden: Davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 35.234,75 TL tutarında alacaklı olduğu, Konu alacak için takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre avans faizi talep edilebileceği,
Birleşen Dava Yönünden: Birleşen dava kapsamında avıp iddiası nedenivle dosyaya teknik bilirkişi atanması hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, bu aşamada birleşen dava yönünden bilirkişi uzmanlığı mali müşavirlik olduğundan değerlendirme yapılamadığı yönündeki tespit ve kanaatini bildiren raporunu mahkememize sunmuştur.Dosya Bilirkişi heyetine tevdi edilerek aldırılan 17/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda : Taraflar arasındaki ilişkinin satım değil, istisna akdi niteliğinde olduğu; bu ilişki uyarınca davalının (birleşen davada davacının) davacı (birleşen davada davalı) tarafın siparişi üzerine “özel imalat” menteşeler üreterek bunları davacıya (birleşen davada davalıya) teslim ettiği; söz konusu menteşelerin davacının (birleşen davada davalının) kabule icbar edilemeyeceği derecede ayıplı olup, ayıbın menteşelerin krom nikel kaplamasından kaynaklandığı; söz konusu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup, davacının (birleşen davada davalının) da bu ayıbı ortaya çıkınca durumu sözlü olarak davalıya (birleşen davada davalıya) bildirdiği ve böylece ayıbı ihbar külfetini yerine getirmiş bulunduğu; taraflar arasındaki sözleşmenin, olayın ve davanın tarihleri 6098 sayılı TRK’nın yürürlüğe girmesinden önceki tarihler olduğu için; davacının ayıp nedeniyle sahip olduğu hakların, 6101 sayılı Yürürlük Kanunu m. 1 uyarınca, 818 sayılı BK m. 360’a göre belirlenmesi gerektiği; ayıbın menteşelerin krom nikel kaplamalarının yenilenmesi yoluyla giderilmesi mümkün iken, menteşelerin kapılardan sökülerek tamamen yeni menteşelerle değiştirilmelerinin ve bu durumun da davacıya bildirilmesinin davacı (birleşen davada davalı) iradesinin eBK m. 360/1 uyarınca sözleşmeden dönmek yönünde ortaya konulduğunu gösterdiği; buna göre, davacının (birleşen davada davalının) davalıya (birleşen davada davacıya) olan imalat bedeli borcundan halen ödemediği 35.234,75 TL’nin davacıdan (birleşen davada davalıdan) artık istenemeyeceği, davacının davalıya hâlihazırda ödemiş olduğu 9.116.49 TL’lik imalat bedeli kısmını ise davalıdan geri istenebileceği; davacının ayıplı 24.002 adet menteşenin 7910 adet kapıdan söktürülmesi ve yerlerine yeni menteşe monte ettirilmesi için katlanmak zorunda kaldığı ek masraf için de davalıdan, TBK m. 360/1 son yarı cümle uyarınca tazminat talep edebileceği; bu zarar miktarının teknik bilirkişi tarafından ancak 2015 yılı fiyatları üzerinden 27.122,26 TL olarak hesaplanabildiği; söz konusu zararın 2012 yılı fiyatlarıyla davacı tarafından mali kayıtlarıyla ispatlanabilecek durumda olduğu ve davacının bu ispatı sağlamaması halinde ispat yükünü yerine getirmemiş olacağı; zira zarar miktarının iddia edence ispatlanabilecek halde olması nedeniyle TBK m. 98/11 atfıyla TBK m. 42’nin tatbik edilme olanağının bulunmadığı; fakat bu hususta nihai takdirin mahkemeye ait olduğu; davalıya iade edildikleri saptanmayan 19.782 adet ayıplı menteşenin “hurda değerinin” davacının alacak miktarından düşülmesi gerektiği; teknik bilirkişinin bu hurda değerini ancak 2015 yılı itibariyle 39,690,63 TL olarak saptayabildiği; söz konusu hurda değerinin 2012 yılı itibariyle miktarının davalıca kendi maliyet kayıtlarıyla ispatlanması halinde ispatlanan bu rakamın davacının alacağından düşüleceği; davalı ediminin “ifa değeri” olan ve bu nedenle müspet zararı ifade eden (dava dışı ——satın alınmış) yeni menteşe bedellerinin ise davalıdan talep edilemeyecekleri yönündeki kanaatlerini bildirir raporu mahkememize ibraz etmişlerdir.
Dosya Bilirkişi heyetine tevdi edilerek aldırılan 16/11/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda : Kök raporda açıklanan, davacının davalıdan 9.116,49 TL ödenmiş, kısmi bedel iadesi ve yeni menteşeler için sökme-takma maliyeti karşılığı (ayıbı takip eden zarar) ularak da 27.122,26 TL isteyebileceği yönündeki kanaatimizde herhangi bir değişiklik hâsıl olmadığı: fakat bu bedelden düşülmesi gereken hurda değerine ilişkin olarak kök raporda 39.690,63 TL şeklinde yapılan tespitin, davacı vekilinin itirazı doğrultusunda (“sarı pirinç” yerine “sac” hurda fiyatı dikkate alınarak) 2.770,07 TL olarak değiştirilmesi gerektiği, kök raparda belirtilen diğer kanaatlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığını belirten raporlarını mahkememize sunmuşlardır.
Dosya Bilirkişi heyetine tevdi edilerek aldırılan 10/05/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda : 17.12.2015 havale tarihli bilirkişi kök raporunun 15 ve 16. sayfalarında belirtilen 21.739.,67 TL’lik tutarın, aynı rapor I e 27.122.26 TL olarak belirlenen “sökme-takma masraflarının” ÜFE’ye göre 2012 yılına Uyarlanmasıyla ulaşılan sonuç olduğu; toplam maliyet hesaplamasına esas alınan birim maliyetlerin yıllık belirlendiği dikkate alınarak, uyarlamanın da tam üç yıllık süre (2015 Eylül — 2012 Eylül) dikkate alınmak suretiyle yapıldığı; ilgili “——Parasal Değer Güncelleme Raporu”nun işbu ek raporumuzun ekinde yer aldığı; bu hususlara ilişkin açıklamayı |içeren paragrafın ve ilgili —– güncelleme raporunun bilirkişi kök raporunda sehven eksiklkalmış olup, işbu ek raporunda tamamlandığı; böylece 17.12.2015 havale tarihli kök ve 16.11.2016 tarihli ek raporlardaki değerlendirme neticesinde, asıl davada davacının davalıdan talep edebileceği toplam miktarına) 9.116,49 TL (davalıya ödenmiş olan bedel kısmının iadesi) b) 21.739,67 TL (yeni menteşeler için 2012 yılında yapılan sökmle-takma masrafı) e) 2.770,07 TL (19.782 adet “Sac” menteşenin hurda değeri) olmak üzere (30.856,16 — 2.770,07 F) 28.086,09 TL olarak hesaplanmış bulunduğunu belirten raporunu mahkememize sunmuşlardır.
Dava dilekçesi , cevap dilekçesi, aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamıyla birlikte yapılan değerlendirmede, Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede Davacı ile davalı arasında —– projelerindeki iş kapsamında, daire içi kapılarda kullanılmak üzere, kapı menteşesi nitelikli bir kısım ürünleri menteşe imalatçısı olan davalıdan satın aldığı, ancak takılan menteşelerin paslanma ve kararma şeklinde bozulduğu, 19.782 adet ürünün ayıplı çıktığı ve değiştirilmediği, ayrıca ayıplı olduğu için değiştirilen 2.300 adet menteşenin işçilik ve montaj masraflarının karşılanmadığı, dolayısıyla ürünlerin tümüyle ilgili satın alma masrafı, işçilik ve montaj masrafı için ödedikleri bedellerin tazmini için mahkememizde dava açtığı, davalının ise Birleşen dava dosyasında, davacı-birleşen dosya davalısından davaya konu ürünlerin bedeline ilişkin fatura alacağının tahsili amacıyla icra takibine yapılan itirazın iptali için dava açtığı, işbu dosyanın mahkememiz dosyasıyla birleştiği, asıl davada davacı-birleşen davada davalı, şirketin 24.05.2016 tarihinde —–. Asliye Hukuk Mahkemesinin ——Sayılı dosyası ile iflas ettiği, asıl dava davacının 28.11.2019 tarihli duruşmaya katılmayarak dosyanın işlemden kaldırıldığı ve bu sebeple davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, birleşen dosyada, davacının, davaya konu menteşelerin satışı sebebiyle davalı şirket adına düzenlediği faturaların ödenmemesi üzerine icra takibi başlattığı,—– İcra Müdürlüğünün ( Eski adı:—– İcra Müdürlüğü)——. Sayılı dosyası ile davalıdan 35.434,17 TL alacak talebinde bulunduğu, davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığı, mahkememizce aşamalarda davaya konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, tarafların satış sözleşmesi kapsamında birbirlerinden olan hak ve alacaklarıyla ilgili olarak detaylı bir rapor hazırlanması için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, davaya konu numune menteşelerin bilirkişilerce incelendiği, malzemelerin kusurlu olduğunun tespit edildiği, bilirkişi heyetince düzenlenen kök rapor sonrası tarafların itirazı üzerine düzenlenen 10.05.2017 tarihli ek rapora göre, satış sözleşmesine konu 19.782 adet ayıplı menteşenin hurda değerinin 2.770,07 TL olduğu, 24.002 adet menteşenin 7.910 adet kapıdan sökülerek yerlerine yenisinin takılması için yapılması gereken işçilik bedelinin 2012 yılı itibariyle 21.739,67 TL olduğu, davacının KDV dahil davaya konu 19.782 adet menteşe için ödediği bedel ile kalan borcu düşüldükten sonra, davalıdan 9.116,49 TL isteyebileceği ayrıca 19.782 adet sac menteşenin hurda değeri olan 2.770,07 TL bedel de dikkate alınarak asıl davada davacının davalıdan 28.086,09 TL bedel talep edebileceği, ancak asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, birleşen davada davacı-asıl davada, davalının ticari defterlerine göre, davalı tarafın davalı şirketten 35.434,12 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, işbu bedelden, davalı şirketin talep edebileceği bedelin düşülmesi suretiyle birleşen dosya davacısının kalan bedeli talep edebileceği anlaşıldığından, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-ASIL DAVADA ;
Davacı-Birleşen dosya davalısının davasının 28.11.2019 tarihinde işlemden kaldırıldığı ve 3 ay içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA
a-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 711,10-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA ;
Davacının DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE ile Davalının —–.İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE 7.148,66 TL, takibin asıl alacak üzerinden devamına ,takip tarihinden itibaren bu bedele avans faizi uygulanmasına,
Alacak yargılamayla belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 488,32-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 349,10-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 139,22-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 21,15-TL Başvuru Harcı, 349,10-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 370,25TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
5-Davacı tarafından yapılan; 150,00-TL Bilirkişi ücreti, 102,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 252,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 52,32-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde taraflara iadesine, Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde——Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.