Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1034 E. 2022/930 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1034 Esas
KARAR NO : 2022/930

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar dava dilekçesinde özetle; Tasfiye halinde—– kooperatifinin 2013 yılı genel kurulu 29/06/2014 tarihinde yapıldığını, yapılan genel kurulun tamamen kanuna ve tüzüklere aykırı şartlarda yapıldığını, yönetim kurulu olarak hareket eden kişilerin mahkeme kararı ile yetkisiz oldukları sabit olan kişiler olduklarını, bu kişiler tarafından genel kurul toplantısının yapıldığını ve—— yanıltılarak tescil işlemi yapıldığını, Tasfiye halinde—— Kooperatifinin bundan önceki 2012 yılı genel kurulu 02.11.2013 tarihinde yapıldığını ve aynı şahısların kanuna ve tüzüğe aykırı olarak yaptıkları ve kendilerinin yönetim kurulu olarak seçildikleri genel kurul kararlarının tescil edilmemesi için—— itiraz ettiklerini, itiraz neticesi ——-yapılan genel kurulun kanuna ve tüzüklere aykırı olduğunu tespit ederek kooperatifin 2012 yılı genel kurulunu tescilini red ettiğini, bu defa yönetim kurulu olduklarını iddia eden kişilerin——- aleyhine ,——Asliye Ticaret Mahkemesinin——- Kararı ile ticaret sicil memurunun kararına itiraz davası açtıklarını ve mahkemece——- tescil talebinin reddi kararını haklı bularak açılan ticaret sicil memurunun kararına itiraz davasını reddettiklerini, kendilerini kooperatifin yetkili yönetim kurulu alarak gösteren kişiler mahkemelerin devam ettiği süre içinde bu defa 20.01.2014 tarihli kooperatif karar defterinde kendi kendilerine yetkili olduklarına dair karar alarak ——– müracaat ederek ve noter katibinin saffetinden istifade ederek imza sürküleri çıkardıklarını ve kooperatifin avukatını azlettiklerini, bu durum üzerine kendilerinin “davacı olanlar” aynı noter’e giderek durumu izah etmeleri üzerine noter katibinin yönetim kuruluyuz diyerek işlem yapan kişileri noterliğe geri çağırarak yapılan işlemleri iptal ettiğini ve paralarını geri iade ettiğini, aynı kişilerin devamla ——müracaat ile kooperatif görevlisi —— çıkarma işlemi yaptıklarını, bu işlemin yanlış olduğunu ve işlem yapan kişilerin yetkisiz olduklarını belge ile ispat etmeleri üzerine——- yapılan işlemi iptal ederek verdikleri şifreyi de iptal ettiğini, yine aynı kişilerin kooperatifin daha önce açtığı alacak davaların girerek kendilerininde borçlu olduğu davalarda kaoperatif yetkili kuruluyuz yalanı ile mahkemelerde beyanda bulunduklarını ancak kendilerinin itirazları üzerine——Esas sayılı mahkeme——.celsesinde; “——davanın tarafı olarak kabul edilmesine, ——- işbu davada taraf sıfatı bulunmadığının tespitine ” diyerek ara karar ile —– mahkemeden çıkardığını, Son genel kurul toplantısı için kooperatif ortaklarını genel kurula çağrının en az 30 gün önceden yapılması gerekirken bu süreye uyulmadığını, bunun da genel kurul iptal sebebi olduğunu beyan ederek Tasfiye ——-Kooperatifinin 2013 yılı genel kurulunun iptaline karar verilmesine, bütün mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif yetkilileri cevap dilekçelerinde özetle; davanın yetkisiz kişilerin çağrısı ile yapılan kooperatif olağan genel kurulunun iptali istemine ilişkin olduğunu, genel kurulda görüşülen ve kabul edilen 16 gündem maddesinden oluşan kararların tamamının ya da bir kısmının iptalinin İstenmemiş olduğunu, hukuken genel kurul toplantısının değil, genel kurulda alınan kararların iptali istenebileceğini, bu bakımdan hukuki dayanağı olmayan davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, genel kurulda alınan tüm kararların mutlak butlanr ile sakat olduğunun ileri sürüldüğü kabul edilse bile —- sayılı yasanın 45, 49, 51, 52 maddelerinde yazılı buyurucu kurallara aykırılık öne sürülmediği gibi bu yönde kanıtta belirtilmediğinden davanın bu bakımdan da dinlenilmemesi gerektiğini, davanın niteliğine göre kooperatif tüzel kişiği hasım gösterilmek gerekirken doğrudan kooperatif yönetim kurulu hasım gösterildiğini, yönetim kurulu üyelerinin ismen davalı olarak dava dilekçesinde yer aldığını ve sonuçta yargılama giderlerinin kendilerine yükletilmesini istendiğini, iptal nedeni olarak yönetim kurulu üyelerinin iş başında iken yaptıkları işlemlerin kötülenerek sıralandığını, böylelikle davanın kooperatif tüzel kişiliğine karşı açılmayıp doğrudan yönetim kurulu üyeleri hasım ve asıl davalı olarak gösterildiğini, davanın husumet noktasından reddi gerektiğini, davacıların davalı kooperatifin ortakları olduklarını ve birbirlerinden bağımsız olarak ortaklık hak ve yükümlülüklerini taşıdıklarını, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından her birinin ayrı ayrı dava açıp kendilerine düşen harç ve yargılama giderlerini yatırmaları ve bu şekilde açtıkları davaların yargılama aşamasında —-sayılı yasanın 53/3 maddesi uyarınca birleştirilmesini istemeleri gerekirken, birlikte dava açarak noksan harç ve yargılama giderlerini ödediklerini, noksan harç ve giderlerin kendilerine tamamlattırılması gerektiğini beyan ederek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini, yapılan yargılama harç ve giderlerinin ve ileride avukat tutmaları halinde avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmişler, daha sonra celse arasında yetkilisi oldukları kooperatif adına vekaletname düzenleyerek vekil yoluyla davayı takip etmişlerdir.Davacılar kendilerini celse arasında vekille temsil ederek celse arasında davacılar vekili sunmuş olduğu 02/04/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; kooperatifin 2013 yılı Genel KuruİIu, genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkisi bulunmayan kişiler tarafından yapıldığını, davalılar tarafından gerçekleştirilen 2012 yılı Genel Kurulu daha önce müvekkillerinin yaptıkları itiraz üzerine——Kanuna ve Tüzüklere aykırı olduğu gerekçesi ile tescil edilmediğini, davalıların tescilin reddi kararına karşı—— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- Esas sayılı dosyası ile ikame etmiş oldukları sicil memurunun kararına karşı itiraz davasının da ticaret sicil memurluğunun red kararı haklı bulunarak reddedildiğini, ortada meşru ve usulüne uygun olarak seçilmiş bulunan bir yönetim kurulu bulunmadığını, dolayısıyla çağrının yetkili organ tarafından yapılmadığından 2013 yılında gerçekleştirilen toplantıda alınan tüm kararların iptali gerektiğini beyan ederek netice-i taleplerini genel kurul kararlarının iptali olarak ıslah ettiklerini 2013 yılına ait genel kurulunda alınarı tüm kararların iptalini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan 2013 yılına ilişkin 29/06/2014 tarihli genel kurulda alınan kararların ana sözleşmeye, kanuna ve iyi niyet kurallarına aykırılık taşıyıp taşımadığı hususunda davalı kooperatifin tüm ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.İptali istenen genel kurul 29.08.2014 tarihinde yapıldığı, yönetim kurulu üyeliklerine davalıların seçildiği, toplantıya davacıların da iştirak ettiği, genel kurulun iptal edilmesi gerektiğine ilişkin bir muhalefet şerhlerin olmadığı, bu davanın, —— sayılı Kooperatifler Kanununun 53.maddesi uyarınca hak düşürücü 1 aylık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.Davacı, 29.06.2014 tarihli genel kurulun iptali davasını, 02. 412013 tarihin yapılan genel kurulun usulsüz olduğu nedenine dayandırmıştır.Mahkememizin 16/09/2015 tarihli celsesin de;—– Asliye ticaret Mahkemesi dosyasında 2012 yılına ilişkin yapılan 02/11/2013 tarihli Genel Kurulun İptali davası açıldığı , halen derdest olduğu, ilgili dosyada iptal talebine konu Genel Kurulda davalıların Yönetim Kuruluna seçildikleri anlaşılmakla ilgili dosyanın bekletici mesele yapılmasına karar verildiği, bekletici mesele yapılan ——-Esas sayılı dosyada 02/11/2013 tarihli genel kurulda kooperatif yöneticilerinin seçimine ilişkin kararın iptali talebinin reddine karar verildiği, kararın 20/04/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Bu durumda, bu davanın davalısı kooperatifin yetkililerinin yönetim kurulu üyesi sıfatına sahip oldukları, 29.06.2014 tarihinde yaptıkları genel kurulun yasa ve anasözleşmeye uygun olarak yapılmış olduğu, davacı iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 25,20 TL. ve ıslah harcı 27,70 TL. toplamı 52,90 TL.den mahsubu ile bakiye 27,80 TL. harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kendisini vekille temsi eden davalı taraf lehine ——- maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak, kendisini vekille temsil eden davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 150,00 TL. yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.