Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/475 E. 2023/77 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2012/475 Esas
KARAR NO: 2023/77
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 12/04/2012
KARAR TARİHİ: 25/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde müvekkili şirket ——– arasında protokol imzalandığını, müvekkili şirketin söz konusu inşaatların 400 TL/m2+KDV bedel ile yapmak üzere taşeron olarak işe girdiğini ve inşaatı müvekkilinin, işin finansmanını ise ——– karşılayacağı şeklinde anlaşıldığını, ortaklık kurulunun 25/03/2008 tarihli kararı ile ortaklığın temsil ve ilzam yetkisinin münferit olarak davalı——– verildiğini,——- sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalı şahsın münferit imza yetkisini şahsi borçlarına karşılık olarak ortaklık çeklerinden kullandığını ve söz konusu çekleri ödemeyerek hem ortaklık hemde müvekkili şirketi borçlandırdığını, davalı şirketin proje kapsamında 350.000,00 TL’ye demir almış gibi göstererek kredi kullandığını, ancak kullanılan kredi bedelinin tekrar davalı şirkete verildiğini, davalı şirket usulsüzlükler ile kendisine para aktardığını ve o dönem davalı şirket bünyesinde çalışan muhasebe personelinin bu bilgiyi kendilerine verdiklerini, zaten bu tutarda bir malzemeninde şantiyeye girişinin olmadığını,—— gidilerek ve tüm belge ve muhasebe kayıtlarının alındığını, ayrıca kasada ortaklığın çekini kendi adına yazdığı 400.000,00 TL bedelli bir çekinde bulunduğunu ve çek kullanılmadan el konularak bankaya iade edildiğini, davalı şirketin 1.324.582,35 TL, davalı şahsın ise 1.886.917,93 TL olmak üzere toplamda 3.211.500,28 TL’yi taraflarına geçirdiklerini, bu olaylardan sonra 21/01/2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile temsil ve ilzam yetkisinin ——— verildiğini, imza yetkisinin devredildiği tarihte ortaklığın 5.571.918,00 TL kredi borcunun bulunduğunu, müvekkili şirketin edimlerini yerine getirdiğini ve ortaklıktan 1.371.000,00 TL alacaklı olduğunu, daire satışlarından gelen tüm girdilerin banka kredilerine ödendiğini ve şantiye ve ofis personeli maaşlarının müvekkili şirket tarafından ödenmeye devam edildiğini bu nedenle de ortaklığın müvekkili şirkete olan borcunun da artmaya devam ettiğini, müvekkili şirketin tek başına işi yaptığını ve finanse ettiğini, müvekkilinin sorunu çözmek adına protokol hazırladığını ancak davalı şirket ile şahsın imzadan itina etmesi sebebi ile çalışmaların sonuçsuz kaldığını, davalıların haksız olarak iddia edilen taraflarına geçirdiklerini paralar sebebi ile müvekkili şahsın ortaklığın borçlarına karşı kefil olduğunu ve gayrimenkulüne ipotek koyulduğunu, bu nedenlerle davalıların, ortaklar ve ortaklık defterlerinin bilirkişi marifetiyle incelenmesi ve hukuka aykırı olarak taraflarına geçirdikleri iddia edilen şimdilik ———- diğer davalı ——–, bankanın reeskont faizleri ile taraflarına verilmesini , yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ——- dosyası ile adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine karar verildiğini, müvekkilinin 2008 yılında 2.188.054,00 TL 2009 yılında ise 4.778.299,63 TL davacıdan alacağının olduğunun bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edildiğini ve 28/11/2008 – 30/04/2010 tarihlerini kapsayan kayıtlara göre davacının 7.608.227,52 TL’yi zimmetine geçirdiğini, davacının taşeron değil adi ortak olduğunu, taraflar arasında 13/03/2008 tarih ve 07508 yevmiye sayılı iş ortaklığı sözleşmesi imzalandığını ve 21/01/2009 tarihi itibari ile adi ortaklığın temsil ve ilzam yetkisinin davacılarda olduğunu, müvekkili şahsın imza yetkisinin sağlık sorunları sebebi ile kaldırıldığını ve müvekkilinin kendi rızası ile imza yetkisini davacıya devrettiğini, müvekkilinin imza yetkisini devrettiği tarihte ortaklık hesabında 18.000.000,00 TL nakit para olduğunu ve satılması gereken 1000 adet konuttan 350 adedinin satılmış olduğunu, davacıların usulsüz bir şekilde adi ortaklığı ve müvekkilini zarara uğrattıklarını, müvekkilinin hak ve alacaklarını vermediklerine, yakınlarına ve tanıdıklarına usulsüz faturalar ile adi ortaklık ile ilgili olmadığı iddia edilen işler yaptırıldığının gösterildiğini ve ortaklığın içinin boşaltıldığını, davacıların iddia ettiği olayların hiçbirisinin yaşanmadığını, adi ortaklık işinin —— olduğunu, davacının——— kendi nam ve hesabına ortaklıktan bağımsız olarak yürüttüğü iddia edilen şantiyelerde kullandığını ayrıca davacı kayın pederinin, kardeşinin ve sair akrabalarına ait şirketlerle iş yapmış gibi göstererek adi ortaklığı şahsi işleri için borçlandırdığını——— tamamlandığını ve ——-belge numarası ile yapı kullanım izninin verildiğini, ancak davacının 30/12/2010 tarihinden sonra bir çok imalata yönelik faturayı adi ortaklık kayıtlarına işlediğini ve imalata yönelik bir çok ödeme yapıldığını, davacının adi ortaklık kayıtlarına girdiği iddia edilen bu kayıtların ve ödemelerin usulsüz ve mesnetsiz olduğunu, ayrıca mal kaçırmaya yönelik olduğunu ve ortaklıkla ilgili olmayan harcamalar yapıldığını, davacıların özen yükümlülüğünü ihlal ettiklerini, bilerek ve isteyerek müvekkillerine zarar verdiklerini, Borçlar Kanunu’na göre davacıların yılda en az 1 defa hesap vermek ve kazanç paylarını ödemekle yükümlü olduğunu, ancak davacıların alacakları ödemediği gibi ihtarname ile talep edilen hesapları da vermediklerini ve Borçlar Kanunu hükümlerine aykırı davrandıklarını, davacıların temsil yetkisini kötüye kullandıklarını, bu nedenlerle karşı davanın kabulüne, ———dosyası bulguları, davacılara gönderildiği iddia edilen ihtarnamelere rağmen cevap verilmemesi, 21/01/2009 tarihinden bu yana yılda bir kez dahi hesap verilmemesi, kar dağıtılmaması, özen yükümlülüğünün ihlali, adi ortaklık mal varlığının gerek kendileri, gerekse ailesi ve yakınlarına ait şirketler, 3. Şahıs işletme ve şirketler üzerinden kaçırılması karşısında davacıların imza yetkisini kullanmalarının önlenmesi, adi ortaklık adına kayıtlı gayrimenkullerin ve adi ortaklık demirbaşlarının 3 şahıslara devir ve temliğinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, aynı zamanda adi ortaklığın devam eden işlerinin yürütülmesi için kayyum atanmasına, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine, 21/01/2009 tarihinden bu yana adi ortaklığın tüm hesap ve kayıtlarının mukayeseli hesap ve rayiç piyasa koşulları kriterleri çerçevesinde incelenmesine, fazlaya ilişkin hak ve alacakların saklı kalması kaydıyla müvekkillerinin uğradığı iddia edilen menfi ve müspet zarar ve ziyan, adi ortaklık alacağı ve kâr kaybı olarak şimdilik 10.000 TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağın talep ve tahsil edilebilir hale geldiği tarihlerden itibaren ticari temerrüt avans faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacılar- karşı davalılara tahmil ve tahsil edilmesine karar verilmesini beyan ve dava etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili karşı dava dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; Davalı karşı davacı tarafın bildirmiş olduğu ——— sayılı dosyasında verilen kararın henüz kesinleşmediğini ve———- incelemesinde olduğunu, mezkur dava dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde ne müvekkili şirketin ne de davalı karşı davacı şirketin defter ve kayıtlarının incelenmediğini ve tespitin adi ortaklığın defterleri üzerinden inceleme yapılarak ortaya konulduğunu, ortaklığın 2008 ve 2009 yılı defterlerinin kapanış tasdiklerinin olmadığını, ayrıca mezkur davada verilen kararda ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin olduğunu, taraflar arasında adi ortaklığı düzenleyen iki adet sözleşme olduğunu, ikinci sözleşmenin ilk sözleşmeyi ortadan kaldırması gibi bir durumun olmadığını, her iki sözleşmenin de —- için yapıldığını, müvekkilinin——- taşeron olarak yapmayı üstlendiğini, müvekkili şirketin gelir, gider , kâr ve zarara katılmayacağının hüküm altına alındığını, davalı karşı davacının imza yetkisinin dava dışı ——— tarafından yapıldığı iddia edilen icra takibi ile müvekkilinin davalının işlemlerinden haberdar olması neticesinde alındığını, müvekkilinin davalı karşı davacının yapmış olduğu işlemleri incelediğini ve ortaklık hesabından kendisi ve şirketi hesabına gönderdiğini paraları tespit ettiğini ve bunun üzerine imza yetkisinin müvekkiline devredildiğini, imza yetkisinin devredildiğinde ortaklığın bankaya 5.571.918 TL borcu bulunduğunu, devir tarihi itibari ile hesap bilgilerinin —– sorulabileceğini, davalı karşı davacı şirketin dava dışı ——kendi işlerinde kullanmak üzere mal aldığını ve ortaklarında sorumluluğu bulunduğundan dava dışı şirketin ortaklık hakkında icra takibinde bulunduğunu, davalı karşı davacı tarafından sunulan protokolün icra takibinden sonra yapılan borç tasfiyesi protokolü olduğunu ve müvekkili şirketin icra takibi olması sebebi ile bu protokolde imzasının olmasının doğal olduğunu, borca karşılık olarak davalı karşı davacı——– ait çeklerin verildiğini, dava dışı şirketin alacağı ortaklıktan olsaydı davalı karşı davacı yerine adi ortaklık adına çeklerin verilmiş olmasının gerekeceğini, adi ortaklığın davalı karşı davacı—— teminat çeki vermesi için bir neden olmadığını ve davalı karşı davacının kötü niyetle imza yetkisini kullanarak 400.000,00 TL bedelli çeki düzenlediğini, dava dışı——–ortaklık için bir mal alınmadığını, ortaklık konusu inşaatın geçici kabulünün 01/11/2010 tarihinde yapıldığını ancak geçici kabul yapılırken —– eksik listesi çıkarıldığını ve bu eksikliklerin müvekkili şirket tarafından giderildiğini, ——— tarihleri arasında kesin kabul eksiklikleri çıkarılmış ve bu eksikliklerinde müvekkili şirket tarafından giderildiğini, müvekkilinin bağımsız yürüttüğü inşaat işleri ile ilgili aldığı beton bedellerini hesabına borç olarak kaydettiğini ve müvekkilinin yapmış olduğu işlemleri gerek adi ortaklık gerekse kendi kayıtlarına işlediğini ve herhangi bir usulsüzlük yapılmadığını, müvekkilinin gerek taşeron olarak gerekse ortaklık adına yapmış olduğu harcamalar nedeni ile davalı karşı davacılardan alacaklı olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne davalı karşı davacının açmış olduğu karşı dava ve taleplerin reddine, her iki dava ile ilgili yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Taraflar artasındaki adi ortaklıkla ilgili———- Karar sayılı kararı ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verildiği, ancak tasfiye bilançosu düzenlenmek suretiyle tasfiye işlemlerinin yürütülmediği anlaşılmıştır.
—– davalı adi ortaklığın alacaklısı—— tarafından adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için açılan davada davanın konusu kalmadığı yönünde karar kurulduğu, kararın henüz kesinleşmediği, mahkememiz dosyasında ise adi ortaklığındaki ortaklardan ikisinin diğer ortaklardan alacak istemine ilişkin olduğu, fesih tasfiye davasında verilen kararın bozulması halinde yeniden verilecek kararda ortaklığın aktifleri ve pasifleri hesaplanarak ortakların pay miktarı ve dolayasıyla ortaklar arasındaki alacak borç miktarları incelenmiş olacağından ilgili kararın kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiştir.
Tarafların —–dosyasına sunmuş oldukları 15/04/2011 tarihli protokol örneği dosya içerisine alınmıştır.
Eski Borçlar Kanunu döneminde açılan bu davada———-göre adi ortaklığın ve tarafların tüm belgeleri sunulmuş, adi şirketin alacakları ve borçları ilk mali bilirkişi raporuyla tespit edilmiş, davacı yönetici ortağın sunduğu delillere göre adi ortaklığın zarar ettiği gibi asıl gayenin gerçekleştiği ve sözleşmede belirlenen 10 yıllık sürenin de dolduğu tespitlerine göre adi ortaklığın sona erdiğinin kabulü gerektiği, buna göre tasfiyesi yapılması gerektiğinden taraflara adi ortaklığın tespit edilen alacakları ve borçları ile ilgili malvarlığı tasfiyesinin ne şekilde yapılacağı hususunda beyanda bulunmaları için süre verilmiştir.
Taraflar duruşmadaki beyanlarına göre; taraflar arasında kurulan adi ortaklığın amacının gerçekleşmiş olması sebebiyle——yılında fiilen sona erdiği, ancak bu tarihten sonra tarafların karşılıklı usulsüz işlemler yaptıkları iddialarıyla adi ortaklığın zarara uğratıldığı ve karşılıklı alacaklarını tam olarak alamadıkları iddialarında bulundukları anlaşılmıştır. Mahkememizce adi şirketin alacakları ve borçları ile ilgili bilirkişi raporu alınış, davacı yönetici ortağın sunduğu delillere göre adi ortaklığın zarar ettiği ve ayrıca asıl gayenin gerçekleştiği ve sözleşmede belirlenen 10 yıllık sürenin de dolduğu tespit edilerek adi ortaklığın sona erdiğinin kabulü gerektiği kanaatiyle TBK’nun 644/2 maddesi uyarınca tasfiye yapılması gerektiğinden tasfiye kurulu oluşturulmuş, tasfiye işlemleri tamamlanmak üzere 3’er aylık dönemlerde rapor alınmış, yapılacak tasfiye ve yargılama giderlerinin de tasfiye bilançosunda nazara alınmasına karar verilerek tasfiye memurları tarafından ortaklara yapılacak paylaşım yönünden son bilançonun düzenlenmesine karar verilmiş ve tasfiye kuruluna ücret takdir edilmiştir.
Yargılama aşamasında ileride tasfiye bilançosunda nazara alınmak üzere takdir edilen tasfiye kurulu ücretlerinin hem davacı hem karşı davacı tarafından yatırılmadığı tespit edilerek taraflara bu konuda 08/06/2022 tarihli duruşmada ihtarat yapılmak suretiyle kesin süre verilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin istifa dilekçesi sunduğu ancak masraf eklemediği ve asile de tebliğ edilemediğinden vekilin vekalet görevinin devam ettiği anlaşılarak 12/10/2022 tarihli duruşmada hazır olmayan karşı davacı yönünden karşı davanın HMK’nun 150.maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı-karşı davalı taraf ise kendisine verilen kesin süre içerisinde tasfiye kurulu ücretini yatırmadığından asıl davadaki talepleriyle ilgili tasfiye kurulu raporu alınamamıştır. Bu nedenle ispatlanamayan asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Karşı dava işlemden kaldırıldıktan sonra 3 ay içerisinde yenilenmediğinden karşı davanın ise HMK’nun 150/4 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVA;
1-Asıl davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar harcının peşin alınan 5.940,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.760,10 TL harcın davacı karşı davalıya iadesine,
3-Davalı karşı davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
KARŞI DAVA;
1-Karşı davanın HMK’nın 150/4 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar harcından peşin alınan 150,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 29,90 TL harcın davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı karşı davalı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
YARGILAMA GİDERLERİ:
1- Taraflarca yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
2- Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/01/2023