Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/661 E. 2018/767 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/661 Esas
KARAR NO : 2018/767
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/08/2010
KARAR TARİHİ : 11/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 26/08/2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 2004 yılında kurulduğunu, davalılardan …’ın, müvekkilin genel müdürü olarak atandığını, …’a ayrıca yıllar içerisinde babası …….. üzerinden müvekkilin %15 hisseleri verildiğini, …’ın, Haziran 2009 itibariyle kendi isteği ile şirketteki hisselerini devrederek genel müdürlük görevinden ve hissedarlıktan ayrıldığını, davalı …’ın 2005 yılında vakfı kurduğunu, … vakfın amacını müvekkil yetkililerine, genç sporculara destek verilmesi, maddi olanakları bulunmayan öğrencilere yardım edilmesi olarak bildirdiğini, müvekkilince arada bir sözleşme olmaksızın vakfa maddi bağışlar da yaptığını davalı … İktisadi işletmesinin, müvekkilin bildiği kadarıyla vakfın amaçlarını gerçekleştirilmesi için kurulduğunu, 2007 yılı sonlarında …’ın …… grubu içinde kendi üstü olan, bölge müdürü ……..iktisadi işletmeye müvekkil tarafından yarı fiyatına ……enerji içeceği verilmesi halinde bu ürünleri TSK’ya satacağını, bundan müvekkil her ne kadar zarar etse de bunun …….ürünlerinin askerlik görevini yapan gençlere tanıtılması açısından bir tanıtım gideri olacağını, TSK’ya müvekkil tarafından doğrudan satış yapamayacağından, TSK’ya satış yapmaya yetkili ….. isimli şirket üzerinden satış yapılabileceğini, ancak ….. satışların da Vakıf üzerinden olması gerektiğini, böylece satışlardan vakıfın 0.05 TL ücret kazanacağını, bu paranın da fakir çocukların eğitiminde kullanılacağını, vakıf arıcılığıyla satış yapılmasının …..ürünlerini satın almak konusunda TSK yetkilileri nezdinde de olumlu bir imaj yaratacağını, bu konuda TSK nezdinde, alımdan sorumlu komutanın da onayını aldığını belirttiğini, …. sırf açıklanan bu nedenlerle vakıf ve dolayısıyla ……. yarı fiyatı üzerinden mal verilmesine onay verdiğini, …..’nin onayının, müvekkilin hissedarı ve genel müdürü …’a güvenerek bu şekilde satılan …….ürünlerinin sadece TSK’ya ulaşılacağına güvenilerek verildiğini, müvekkil şirketin 2009 yılına kadar iktisadi işletme arıcılığıyla vakıfa, piyasadan yaklaşık yarı yarıya düşük bedelle ürün göndermeye devam ettiğini, ancak sözde TSK’ya verilen ürünlerin spot pazara gitmiş olabileceği yönünde şüpheler arttığını, bu nedenle TSK’ya mal sağlayan …..şirketine …….satışların doğrudan yapılmasına karar verildiğini, ancak …’ın şirketten ayrıldıktan sonra TSK nezdinde yapılan harici araştırmalarda, TSK tarafından vakıf veya …..adında bir şirketten ……içeceğinin tedarik edilmediğinin öğrenildiğini ve tespit edildiğini, davalıların hep birlikte enerji içinde ortak olduğunu, davalı …’ın vakıf gibi …..da kontrol ettiğini, paravanlar dizisini organize ederek, diğer davalılar ile birlikte vakıf ve …..tüzel kişilikleri perdesi altında müvekkilden, 11.058.602 TL ile 12.296.533 TL arasında haksız kazanç elde ettiğini ileri sürerek, tüzel kişilik perdesi ardında müvekkilini dolandırarak haksız kazanç elde eden davalı gerçek kişilerin diğer davalılar ile birlikte sorumlu kılınarak şimdilik 25.000 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin…..n % 49 hissedarı olduğunu, davacı firma ile yapılan satış sözleşmesi uyarınca müvekkilin % 50 iskonto ile mal vereceklerinin belirtildiğini, bu malların TSK’ne satılması gerektiği konusundaki beyanın gerçek dışı olduğunu, zira bu hususun sözleşmede belirtilmediğini, müvekkilinin, ……firmasıyla yaptığı sözleşmede % 50 ıskontolu mal aldığının doğru olduğunu, ancak sadece askeri tesislere ve TSK’lerine mal satılacağı yönünde bir ibarenin olmadığını, …..firmasından TSK’ne direkt mal gönderilmediğini, müvekkili ve ortağı olduğu ……..’nın direk TSK’ne satışlarının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Davacı tarafından davalılar aleyhine zincirleme nitelikli dolandırıcılık, nitelikli güveni kötüye kullanma suçlarından dolayı İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinde, İstanbul Anadolu 39. Asliye Ceza Mahkemesinde davalar açıldığı, daha sonra bu dosyaların İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin …….. Esas sayılı dosyasında birleştirilerek görüldüğü, ceza yargılamasında davalıların sanık sıfatı ile yargılandıkları ve dosyamızdaki iddiaların ceza mahkemesinde irdelendiği, yapılan yargılama sonucunda nitelikli görevi kötüye kullanma suçlarının unsurları oluşmadığından sanıklar hakkında ayrı ayrı beraat kararı verildiği, bu karara karşı İstinaf Yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinin ….. Esas – ….. Karar sayılı kararı ile dosyamızdaki davalılar yönünden İstinaf istemlerinin kesin olarak reddedildiği, davalıların beraat kararlarının kesinleştiği, dosyamız ile ilgisi olmayan aynı ceza yargılamasında yargılanan…….. yönünden ise beraat kararının düzeltilerek yeniden verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmeler, sicil kayıtları, yazışmalar celp ve ibraz edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık cari hesap bakiyesinin tahsili istemine ilişkin olmayıp asıl uyuşmazlık davalıların davacıyı dolandırma kastıyla hareket ederek askeri birliğe satılacağı vaadiyle %50 düşük bedelle alınan ……..ürünlerinin, askeri birliğe satılmayarak haksız kazanç elde edildiği iddiasıyla bundan kaynaklanan zararın tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce atanan mali bilirkişi tarafından taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine göre davacının cari hesap alacağı bulunmuş ise de; davacının cari hesap alacakları ile ilgili davalılar …..ve vakıf aleyhine yapmış olduğu icra takipleri bulunduğu, bu tür alacak kalemlerinin dosyamızdaki davanın konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Dava dosyasına sunulan deliler ışığında davalılar …, … ve …’in, iddia edildiği gibi davacı şirketi dolandırmak amacıyla davalı ….şirketini ve davalı … kurdukları yönünde yeterli kanaate ulaşılamadığından aynı iddialarla ilgili Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın sonuçlanması beklenmiştir.
Ticari faaliyet gösteren bir işletmede, basiretli bir tacirin amacı kar elde etmektir. Bu kar hedeflerine ulaşabilmesi için de önce tüm girdi unsurları hesaba katması, satılacak ürünün maliyetinin ne olduğunun hesaplanması, arkasından da serbest rekabet ortamları ve fiyat politikaları çerçevesinde ürünün birim satış fiyatını belirleyerek marjinal kar hedeflerini tutturması gerekmektedir. Dava konusu olayda davalıların Türk Silahlı Kuvvetlerinde bulunan General’i ayarlayarak vakıf ve …şirketi eliyle Türk Silahlı Kuvvetlerine çok satış yapacakları vaadiyle davacıdan düşük fiyatla içecek aldığı iddia edilmektedir. Davalılar kadar davacı şirketin de muvazaalı davranarak riski göze aldığı kabul edilmelidir. Hiç kimse kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemez. Davacının kendisine vaadedildiğini iddia ettiği olayların Türk Silahlı Kuvvetlerine yüksek sayıda içecek satışının sağlanması amacıyla yapıldığı yönündeki açıklamaları nazara alınarak tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle zararın tahsili talebi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:yukarıda açıklanan nednelerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin yatırılan 371,25 TL ve ıslah edilen miktar üzerinden yatırılan 5.141,00 TL ıslah harcı toplamı 5.512,25 TL harç üzerinden alınarak bakiye 5.476,35 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf olunan 8,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalılardan …, …, …İçecek ve … lehine, red edilen kısım üzerinden AAÜT uyarınca takdir edilen 24.010,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilleri ile davalılar … ve … vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/07/2018