Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/23 E. 2019/1371 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2007/23 Esas
KARAR NO: 2019/1371
DAVA : Tasfiye Kurulu Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 24/01/2002
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tasfiye Kurulu Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kadıköy –.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin – Esas,— Karar sayılı kararı ile davalı kooperatifin dağıtılmış olduğunun tespitine ve tasfiye kurulu atanmasına karar verildiğini, atanan tasfiye kurulunun bu güne kadar hiç bir kararda ve bunların uygulamasıyla ilgili işlemlerinde 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu amir hükümlerine ve 97. maddesinin yollamasıyla TTK amir hükümlerine uymadığını, keyfi ve yanlı tutjmlarını devam ettirdiklerini, son örneğinin de meskenlerin tapularını vermek vaadiyle kooperatif üyelerinden inşaat maliyeti namı altında 15 sayılı tebliğ ile nasıl hesaplandığı ve tespit edildiği bilinmeyen değişik miktarlarda para toplamaya başlandığını, tasfiye memurlarının inşaat maliyetini belirleme ve tahsil yetkilerinin olmadığını, yetkisiz olarak aldıkları kararla tapu verme kararının ve vaki olan uygulamalarının iptaline, kooperatife ait – pafta,—ada, — parsel sayılı taşınmaza ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatifin tasfiyesine karar verildiğini ve tasfiye memuru atandığını, tasfiyeden önceki kooperatif yöneticilerinin zimmet ve görevi suistimal suçlarından mahkum olduklarını, kooperatif üyelerinin açılan tespit davaları ile belirlendiğini, dağılmış bir kooperatifin mahkeme kararı ile tespit edilen üyelerine hizmet ederek tasfiyenin ana sözleşmeye göre yapılmasının imkansız olduğunu, bu nedenle tasfiye memurlarının genel hükümlere göre ve mahkemelerin kararları doğrultusunda tasfiyeyi gerçekleştirmeye çalıştıklarını fakat borçlarını ödemekten kaçınan üyeler ile üye olmayan pek çok kişinin çıkar amaçlı ve haksız saldırılarına maruz kaldıklarını, bu davanın da tasfiyeyi sürüncemede bırakmak gayesiyle açılmış olduğunu, mahkeme kararlarında yer alan hükümler dikkate alınarak konutların tahsisinin yapıldığını ve tapuların verilmiş olduğunu, mahkeme kararları ile münfesih olduğu tespit edilen kooperatifin genel kurulu bulunamayacağından ve bu sebeple de ana sözleşme hükümleri de uygulanamayacak olduğundan davacıların iddialarının geçerli olmadığını, bu konuda red kararları varken yeniden dava konusu yapılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Kadıköy -.Asliye Ticaret Mahmemesi’nin – Esas, – Karar sayılı ve — tarihli kararı ile; ”1-Davacılardan …’in kooperatif kayıtlarında üyeliği ve kaydı bulunmadığından bu şahsın açtığı davanın reddine, 2- Diğer davacıların açtığı davaların kanbulü ile, davalı kooperatif tasfiye kurulunun yasa ve ana sözleşmede düzenlenen tasfiye halinde kooperatif genel kurulunu toplayıp karar almadan bizati tasfiye kurulunca konut tahsis (kesinleşmiş mahkeme kararının icrası hariç olmak üzere), inşaat maliyetlerini belirleme ve tahsiline ilişkin aldığı kararların ve bu yöndeki uygulamaların yasaya ve ana sözleşmeye aykırılığı nedeniyle iptaline ” karar verildiği, kararın davalı kooperatif vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay -.Hukuk Dairesi’nin – Esas, — Karar sayılı ve — tarihli ilamıyla ” … dosya kapsamından yargılama sürerken tasfiye kurulunun kararı ile kooperatif genel kurulunun — tarihinde toplantıya çağrıldığı anlaşılmaktadır. Esasen, davacılara da genel kurulun ertelenmesi talep edilmiş, mahkemece bu talep — tarihli kararla reddedilmiştir. Temyiz dilekçesi ekinden, –ile— yıllarına ait kooperatif genel kurulunun hükümden – gün sonra toplandığı ve gündemde yer alan davaya konu hususlar görüşülerek kabul kararı ile onaylandığı anlaşılmaktadır. Ancak, sözü edilen genel kurul kararlarının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. Bu bakımdan, mahkemece genel kurul toplantısı ve alınan kararların eldeki davaya etkisi üzerinde durulması, genel kurul kararlarının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, eğer iptal davasına konu edilmişse o davanın birleştirilerek her iki davanın birlikte görülüp sonuçlandırılması zorunlu görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle kararın bozulduğu, karar düzeltme isteminin de reddine karar verildiği, bozmadan sonra Kadıköy -.Asliye Ticaret Mahmemesi’nin -Esas, — Karar sayılı ve — tarihli kararı ile ” … Hüküm tarihinden sonra alındığı bildirilen genel kurul kararlarının varlığı, bunlara ilişkin iptal davalarının açılıp açılmadığı derdest davamızı ilgilendirmediğinden ” şeklindeki gerekçeyle önceki kararda direnilmesine karar verildiği, bu kararın da davalı kooperatif vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun — Esas, – Karar sayılı ve —- tarihli kararı ile özel dairenin bozma ilamındaki gerekçelerle direnme kararının bozulmasına karar verildiği, dosyanın —Esas numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Davacılardan – tarihinde, – tarihinde, … – tarihinde,- tarihinde, — tarihinde vermiş oldukları dilekçelerle davadan feragat ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davada iptali istenen tasfiye kurulu kararının Kadıköy -.Asliye Ticaret mahkemesinde görülmekte olan ve iptali için dava açılan genel kurulda onaydan geçirildiği, bu nedenle tasfiye kurulu kararının onaylandığı, genel kurul toplantısının iptali halinde tasfiye kurulu kararının da hükümsüz hale geleceği kanaati ile genel kuru kararının iptali davası bekletici mesele yapılmıştır.
Kadıköy –.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin – Esas sayılı dosyası ile davalı kooperatifin — tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istemiyle dava açıldığı, mahkemenin –tarihli ve — sayılı kararı ile bir kısım davacılar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine ve bir kısım davacılar yönünden de takipsiz bırakıldığından açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay -.Hukuk Dairesi’nin — Esas, — Karar sayılı ilamıyla onandığı, karar düzeltme talebi de reddedildiğinden kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
İptali istenen davaya konu tasfiye kurulu kararı kooprtatif genel kurulunda onaylanmış olup, bu genel kurul kararı iptal edilmeyerek kesinleştiğinden genel kurulda onaylanan tasfiye kurulu kararının da iptali şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmakla, bir kısım davacının davasının esastan reddine, bir kısım davacı yönünden ise feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Genel kurul kararı iptal edilmediği ve kesinleştiği için bu genel kurulda onaydan geçirilen tasfiye kurulu kararı geçerli hale gelmiş olacağından, davacılar — mirasçıları ve – yönünden davanın esastan reddine,
2-Davadan feragat eden davacılar– ve … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
3-Alınması gereken 44,40 TL karar harcına karşılık peşin alınan 10,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,30 TL harcın davacılardan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı yararına AAÜT uyarınca taktir edilen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin dacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilleri ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/12/2019