Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2005/25 E. 2018/121 K. 07.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2005/25 Esas
KARAR NO : 2018/121
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 31/12/2004
KARAR TARİHİ : 07/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğu 420.000,00 TL.karşılığında…….Noterliğinin….. tarihli ….. yevmiye nolu …. TL.bedelli….tarih ve …. yevmiye nolu ……TL. bedelli ve ….. tarihli …. yevmiye nolu …… TL. bedelli temliknameler ile davalı şirketin Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürlüğünde bulunan tahakkuk etmiş veya edecek olan alacaklarını temellük ettiğini, Borçlar kanunu’nun ilgili Alacağın temliki hükümlerine göre alacağını tahsil etmek amacıyla borçlu SSK işleri İl müdürlüğüne başvurduğunu, ancak alacaklarının ödenmesi için beklemekteyken davalı şirket tarafından bir çok temlikname ile borçluların SSK’ya yönlendirilmiş olduğunu ve alacağını tahsil edebilmek için temliknamelerin tarihlerine göre sıraya koyulmuş olduğunu ve bu sıralama sonucunda ancak kendisine sıra geldiği zaman ödeme yapılabileceğini öğrendiklerini, sıralamaya göre kendi ödemelerini beklerken bu zamana kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını hatta borçlu İstanbul SSK Sağlık İl Müdürlüğünün ….tarihli cevabi yazısıyla davalı şirketin alacaklarının kuruma olan prim borçlarına mahsup edildiğini ve davalı şirketin 01/07/2004 tarihinden itibaren ilaçların satışını …… İlaç ve Gıda Sanayi Tic.İth.İhr.Ltd.Şti. ne devretmiş olduğunu ve kurumda da işbu devredilen şirketin istihkakı bulunmadığını belirttiklerini, davalı şirketin SSK’dan alınmış olan cevabi yazı ile de Temliklerin ödenmesinin imkansız hale getirildiğini, bu nedenle temliknamelerin ödenmemiş olmalarından dolayı borca aykırılığı düzenleyen genel hükümler dahilinde sorumlu olduğunu, temliknamelerin ödenmemiş olması durumunda davalı şirket temliknameler bedeli kadar sebepsiz zenginleşmiş olacağını, davalı şirketin öncelikle müvekkilinin de dahil olduğu miktarları trilyonlarca lirayı bulan temliknameler ile SSK’da mevcut ve müstakbel alacaklarını temlik ettiğini daha sonra ise SSK ile işbu şirket ünvanı altında iş yapmayı bırakarak ilaç satışlarını 01/07/2004 tarihinden itibaren ….. İlaç ve Gıda Sanayi Ticaret İth.İhr.Ltd.Şti. adı şirkete devrettiğini, davalı şirketin ilaç satışını devretmiş olduğu tarih ve müvekkiline alacaklarını devretmiş olduğu temliknameler tarihleri karşılaştırıldığında davalı şirketin tamamen kötü niyetli olarak bu devir işlemini gerçekleştirdiğinin anlaşılacağını, davalı şirketin öncelikle müvekkiline olan borcuna karşılık alacaklarını devrettiğini daha sonra da SSK daki ilaç satışlarını diğer şirkete devrederek SSK’dan tahakkuk edecek alacak oluşmasını engellediğini, davalı şirketin tamamen kötü niyetli ve müvekkilini ve diğer temlikname sahiplerini mağdur etme amacı içerisinde olduğundan bahisle, temlik alacaklarının ödenmemiş olmasından dolayı uğramış oldukları zararların maddi ve manevi olarak tazminini ve muaccel 420.000,00 TL. Alacaklarının temlik tarihlerinden itibaren işlemiş en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının borç verdiğini iddia ettiği milyarlarca lira, çek ve senetlerle verildiğine göre şahitle ispat edilemeyeceğini, mutlaka yazılı belge ile kanıtlama zorunluluğu olduğunu, davacının ibraz ettiği toplam 420.000,00-TL bedelli 3 temliknamenin …… A.Ş. yetkili temsilcisi ……. tarafından imzalanmadığını, bu imzaların sahte olduğu konusunda uzman raporu olduğunu, temliknamelerin geçersiz olduğunu, Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin …..D.İş sayılı dosyasında sahteliğin tespit edildiğini, davacı …’in ibraz ettiği 20/03/2004 tarihli ve 29.995,60-TL bedelli irsaliyede yazılı malların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, fatura asıllarının dosyaya ibrazı gerektiğini, davacının ileri sürdüğü faturada yazan 355 ton kömürün de kendilerine teslim edilmediğini, faturaların Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’na göre zorunlu şekil unsurlarını taşımadığını, davacı kayıtlarına bakıldığında bu faturaların KDV’lerinin ödenmediğinin anlaşılacağını, davacının temliklere dayalı olarak toplam 820.000,00-TL alacaklı olduğunu iddia ederek şimdilik 420.000,00-TL talep etmesinin hayata olağan akışına aykırı olduğunu ve üstelik sadece 120.000,00-TL fatura ibraz edebildiğini, üstelik bu faturaların da usulsüz olduğunu, müvekkilinin ticari kayıtlarına bakıldığında davacıya böyle bir temlik yapılmadığının anlaşılacağını, müvekkiline zarar vermek üzere bu şekilde borçlandırma yapan şirket yetkilileri hakkında ihtarlar çekerek suç duyurusunda bulunduklarını, haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davacı …’ten davaya konu temliknamelerle ilgili dava dışı ….. Şirketi ile aralarındaki ticari alışverişe ilişkin ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi istenmiş, yapılan incelemede davacının 2004 yılına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının açılış ve kapanış onaylarının bulunmadığı, sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, davacının ticari defterlerinde 120 alıcılar hesabında davalı şirket borç bakiyesinin 864.246,40-TL olarak kayıtlı bulunduğu, bu bakiyenin muavin defterine işlendiği ve son işlem tarihinin 20/05/2004 tarihi olduğu, davacının ibraz ettiği ticari kayıtlara göre; davacının firmasının 2004 yılı itibariyle taahhüt ettiği anlaşılan ticari alacaklarının tamamının davalı şirket ile olduğu, davacı ticari defterinde toplam 10 adet işlem bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının ticari kayıtlarında davalı şirket adına dava dışı …….’a tediye makbuzları ile teslim edilmiş görünen nakit tutarların şirket sahibinden kasaya nakit giriş kayıtları yapıldıktan sonra ödeme olarak kaydedildiği anlaşılmıştır. Yine yapılan incelemede dava konusu bu işlemlerin kaydedildiği 2004 yılı Ocak ayı ile 2004 yılı Mayıs ayları arasındaki dönemde, davalı şirkete 650.000,00-TL tutarında nakit ödeme olarak göründüğü, ancak bu tutarın banka hesabında yer almadığı, yine davacının ticari defter ve kayıtlarında bu davaya konu ettiği temliknamelere ilişkin herhangi bir alacak virman kaydına rastlanmadığı gibi……kaydının da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davalı şirketin mali kayıtlarında davacı firmaya olan borç bakiyesinin 2 adet fatura üzerinden 119.250,80-TL olarak göründüğü, bunun dışında davacı firmanın kayıtlarında yer alan nakit hareketleri ve çek hareketlerinin davalı defterlerinde hiçbir kaydı olmadığı anlaşılmıştır. Davacı firma tarafından dava konusu temliknamelerden kaynaklandığı ileri sürülen alacak tutarının dayanağı olarak sunulan faturalar içeriği malların davalı şirkete teslim edildiğine dair dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır.
Davacı …’in katılan-sanık olarak içerisinde bulunduğu Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin ….. Esas, …. Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; Ağır Ceza dosyasıyla birleşen Kadıköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası içerisinde ….. Şirketi’nin şikayeti üzerine dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik eylemlerinden yargılama yapıldığı anlaşılmıştır. Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada; şüpheliler …. Şirketi çalışanı ….., ……..,….. ve …… Noteri …… hakkında 12/09/2003 tarihinden 31/05/2004 tarihine kadar farklı tarihlerde toplam 56 adet tanzim edilen sahte evrakların Kadıköy 2. Noterliğinde tasdik ettirilip işleme konulduğu ve böylece sahtecilik, güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma ve dolandırıcılık eylemlerinden yargılama yapıldığı, bu yargılama sırasında düzenlenen bu temliknamelerin sahteliğinin tespit edildiği, bu sahte temliknameler içerisinde davaya konu edilen …..Noterliğinin ….. tarihli, …. yevmiye sayılı, ….-TL bedelli, …. tarihli,…. yevmiye sayılı,…-TL bedelli ve …. tarihli,….yevmiye sayılı, …-TL bedelli temliknamelerin de yer aldığı, dosyamız davacısı … isimli şahsın da diğer sanıklarla birlikte sahtecilik ve dolandırıcılıktan yargılandığı anlaşılmıştır. Ceza yargılamasında; ….. Şirketler Grubunun sahibi ve yasal temsilcisi ….. ……’ın şikayeti üzerine şirketin finans müdürü olarak çalışan, ancak şirkete temsile ve imzaya yetkisi bulunmayan Sanık …… ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek ticari kıymeti bulunan resmi belgeleri düzenledikleri ve alacaklarının temliki suretiyle ….. Şirketi’ni zarara uğrattıkları, düzenlenen sahte resmi belgelerin tahsil için icra takibi yaptıkları, davalar açtıkları, böylece ….. Şirketinin ekonomik sıkıntıda olmasından faydalanarak menfaat temin ettikleri, Ağustos 2003 yılından Eylül 2004 yıllarına kadar resmi evrakta sahtecilik ve hizmet nedeniyle emniyeti suistimal ile bu suçlara aslen iştirak ve yardım etmek suçlarından yargılandıkları anlaşılmıştır. Dosyamız davacısı … hakkındaki yargılamanın sonucunda delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği, ancak bu karar henüz kesinleşmeden temyiz aşamasında iken zamanaşımına uğradığından davacı hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacının usulsüz defterlerine göre davalıya hep borç para verdiği şeklinde kayıtlar mevcut olduğu, mal veya hizmet verildiğine ilişkin delil sunulamadığı, davacı tarafından davalı şirkete verildiği iddia edilen paraların banka havalesi ya da resmi bir belge ile değil elden yapıldığı yönünde iddialar olduğu ve dolayısıyla davacının hukuki ilişkiyi ve alacağını ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Üstelik davaya konu temliknamelerin sahte oldukları ceza dosyasında tespit edilmiştir. Davacı bu sahte temliknameye dayanarak davalı ile olan hukuki ilişkisini ve alacağını ispatlayamamıştır. Davacı hakkında davalı şirket adına sahte imza ile imza atan şirket yetkilisi ……… ve fikir birliği içinde hareket eden ….. Noteri hakkında yapılan yargılama ve verilen cezalar nazara alındığında her ne kadar davacı yönünden ceza yargılamasında zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiş ise de, davacının dava konusu temliknamelere dayanak alacağını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 5.681,90 TL’den mahsubu ile bakiye 5.646,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 30.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair,davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yoluna başvurması açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2018