Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/82 E. 2023/312 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/82 Esas
KARAR NO :2023/312

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/04/2016
KARAR TARİHİ:18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, … İlçesi, … 1. Kısım mah. … Çiftliği Mevkii, …Sitesi, 102 ada, 4 parsel adresinde inşa edeceği toplu konut merkezinde yer alacak konutlar için elektrik ihtiyacının karşılanarak konut aboneliklerinin yapılması amacı ile …’a bağlı olarak İstanbul Avrapu yakasında konudan sorumlu Davalı …’a 17/06/2010 tarihinde müracaat ettiğini, davalı … ise 02/07/2015 tarih ve “AG Bağlantı Görüşü” başlıklı, … sayılı ve “Konu:Enerji Talebi” olarak müvekkili şirketi muhatap olarak göndermiş olduğu yazısı, hukuka aykırı tek taraflı dayatmalar ile dolu olduğunu, …, “TİP -C/2 Enerji Müsaadesi” “şartname” nitelikli yazısı ile tek satıcı olmasından kaynaklanan gücünü müvekkili şirket aleyhine kullanarak, “elektrik aboneliği” talebinde bulunan müvekkilden, esasen elektrik dağıtım şirketinin sağlaması gereken yer altı elektrik iletim kablosu, OG proje ve benzeri gibi zorunlu yükümlülüklerini de davacı şirkete yükleyerek yaptırdıklarını, yatırım bedellerinin müvekkili şirket tarafından karşılanması halinde elektrik verebileceğini, aksi halde enerji alamayacağını ve itirazlarının da kesinlikle kabul edilmeyeceğini vurgulayarak çaresiz tek seçenekle karşı karşıya bırakıldıklarını, müvekkili şirket gereken işlerin hepsini elektrik taahhüt işleri yapan bir şirketle anlaşarak söz konusu yatırımları bedelini kendisi karşılayacak yaptırdığını, …, abone yatırımlarının elektrik dağıtım bedelinden düşüleceğine ilişkin yasa hükmüne aykırı davrandığını, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık söz konusu olduğunu, elektrik temini işinin, davalı …’ın asli görevi olduğunu, yasa gereği abonenin yapacağı yatırım bedeli, tükettiği elektrik bedelinden düşülmesi gerektiğini, 6446 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu” uyarınca konuya ilişkin uygulamalara yönelik kanun ve yetkilendirilmiş EPDK tarafından çıkarılmış olan “Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği”ne aykırılığın olduğunu, 4628 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu” uyarınca konuya ilişkin uygulamalara yönelik Kanun ile yetkilendirilmiş EPDK tarafından çıkarılmış olan “Elektrik Piyasasında iletim ve Dağıtım sistemlerie Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Tebliğ” ne aykırılığın olduğunu, davacı müvekkili şirketin munzam zararının olduğunu, müvekkili şirket elektrik alabilmek için, 2010 ve inşası devam eden dönemde 796.047-TL tutarlı harcamayı yaptığını, davalı şirketten alacak tutarı, faturalı kısımlar için 796.047-TL olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı olması kaydıyla, davalarının kabulünü, müvekkili tarafından yapılarak bedeli karşılanmış olan, Transformatör, elektrik dağıtım panoları, yüksek gerilim E.N.H ve diğer tesis bedellerinin, trafo köşkü ve trafo yerinin, …’a devir tarihinden itibaren taraflar ticari şirket olduğundan ticari faiz ile davalıdan tahsilini, uygulanacak faiz tarihi için, tesisin “mutlak butlan” ile yapıldığı nazara alınarak, inşa tarihinden itibaren hesaplanmasını ve davalı …’den tahsilini, muhakeme masrafları ve vekalet ücretinin de davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; işbu davada müvekkili kuruluşa husumet yönetilmesinin hukuka aykırı olduğunu, husumet itirazında bulunduklarını, husumet sadece diğer davalı …’a yönetilmesi gerekirken müvekkili kuruluşa da husumet yöneltilmesinin hukuki dayanağının olmadığını, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.5. maddesi gereğince davaya ilişkin tüm sorumluluğun …’a ait olduğunun açık olduğunu, davacı her ne kadar sözleşme hukukuna dayansa da, iddialarının dayanağı olan sözleşme örneği deliller arasında yer almakta olduğunu, bu nedenle davacının idialarının soyut ve müphem olduğunu, dağıtım şirketi ile talep sahibi tüzel kişi arasında yatırımın dağıtım tarifesi bedelinden düşülerek yapılacağına ilişkin bir anlaşmanın olup olmadığı, sistem kullanım ve bağlantı anlaşması yapılıp yapılmadığı, yapılan tesisin yenileme ve genişleme yatırım projeksiyonu içinde olup olmaması, karşı tarafın mahsup talebinin yatırımın başlangıcında reddedilip edilmediği hususları açıklığa kavuşturulmamış olduğunu ve afaki olarak talepte bulunulmasının hukuki dayanağının bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle: öncelikle zaman aşımı, hak düşürücü süre ve husumet yönenden itiraz ederek davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, husumetin müvekkili şirkete yönetilmesinin doğru olmadığını, … ile imzalanan İşletme Hakkı Devir sözlemesi hükümleri gereğince, dağıtım tesislerinin mülkiyetinin …’a ait olduğunu, müvekkilinin özelleştirilmesi, işletme hakkı devri yöntemiyle yapılması nedeniyle dağıtım tesislerinin mülkiyetinin … Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümlerine göre müvekkili şirketin dağıtım tesislerinin işletme hakkına sahip olmakla birlikte, mülkiyetine sahip olmadığını, dağıtım tesislerinin mülkiyeti, ilgili idare olan …’a kaldığını, bu nedenle husumetin …’a yönetilmesi gerektiğini, esas yönünden aradaki sözleşme ilişkisi davacı tarafın iddiası aksine geçerli olduğunu ve sonuçlarının doğurmaya devam ettiğini, müvekkili şirket kayıtlarında yapılan incelemede, dava konusu yerle ilgili olarak davacı şirkete 1250 kVa güç talebi için 29/08/2014 tarihli Tip-A enerji müsaadesi belgesenin düzenlendiğini ancak davacı şirketin üzerine düşen edimleri zamanında ve gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle iptal olduğunun görüldüğünü, daha sonra davacı taraf o dönemki vekili …’ı azlederek yerine …’i yetkilendirdiğini …’in müvekkili şirkete 21/07/2015 tarihinde başvurması üzerine avacı tarafa 27/07/2015 tarihinden yeniden Enerji Müsaadesi Belgesi düzenlendiğini, davacı taraf vekili 05/08/2015 tarihli dilekçesi ile gerekli yatırımların taraflarınca yapılacağının kabul ettiğini, ancak tesis sözleşmesi için gerekli olan belgeleri teslim etmediğini, tesis sözleşmesi düzenlenmeden dağıtım tesislerinin yapım bedellerinin talep edilmesinin mevzuata, dolayısıyla hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf kendilerine herhangi bir itiraz hakkının tanınmadığı iddiasının hukuki gerçeklikten uzak olduğunun ve reddinin gerektiğini, davacı tarafın aradaki sözleşme ilişkisinin emredici kurallara aykırılığı nedeniyle mutlak butlan olduğu dolayısıyla geçersiz olduğu iddiasının hukuki gerçeklikten uzak olduğunu, davacı taraflar müvekkili şirket arasında henüz bağlantı ya da sistem kullanım anlaşmasının da bulunmadığını, bu anlaşma tesis edilmeden huzurdaki dava ile tek seferde ödeme talebi hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın iş bu davaya dayanak teşkil eden talepleri bu yönüyle hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle, hukuki mesnetten yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 15/12/2020 tarih, … sayılı kararında; “…02/07/2015 tarihli enerji talebi konulu şartname, geçici kabul tutanağı, faturalar, proje açıklama raporu, yazışmalar, tesisat birim ve işçilik fiyatlandırma cetvelleri, tarafların ticari defter ve kayıtları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davacı tarafça, elektrik enerjisi bağlanabilmesi amacıyla, şartname gereği yaptığını iddia ettiği trafo ve kablo bedellerinin, davalıların yapması gerekli olan yatırım bedelleri olduğu iddiası ile davalılardan tahsili amacıyla açılmış alacak istemine ilişkindir.
İhtilaf, davacı tarafından yapılan trafo ve kablo yatırım bedellerinin, yükümlülüğünün kime ait olduğu ve yatırım bedellerinin piyasa koşullarına uygun olup olmadığının tespiti noktalarında toplanmakta olup, yatırım bedellerinin tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Mali Müşavir …’nın 30/05/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; “…taraflar arasında 06/08/2015 tarihli … onayı ve bu onayın …’a gönderilip 10/08/2015 tarihinde işbu projenin onaylanmasıyla dava konusu Trafo tesisinin yapıldığı, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu: m.9(5) bendine göre, yeni dağıtım tesislerinin inşa edilmesi görevli ilgili dağıtım sistemini işleten dağıtım şirketine ait olduğu, 28896 sayılı Elektrik Piyasası Bağlatı Ve sistem Kullanım Yönetmeliği m.21 (1) bendine göre: yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde, söz konusu yatırım dağıtım şirketi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebileceğini, m.21 (3) bendine göre; gerçekleşen yatırıma ait bedel, dağıtım şirketi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılaşabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla on iki aylık taksitte, yatırımı yapan veya finanse eden gerçek veya tüzel kişiye, muhataba ulaşılmaması halinde tesisin bulunduğu yerdeki en yakın banka ya da PTT şubesine, hak sahip veya sahipleri adına yatırılarak ödeneceğini, m.21 (5) bendine göre; bu madde hükümleri uyarınca yapılan dağıtım tesisinin dağıtım şirketi tarafından geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren geri ödemenin yapılacağı ilk taksit tarihine kadar geri ödemesi yapılmamış tutar Tüketici Fiyat Endeksi oranında güncellenir. Vadesinde geri ödemesi yapılmamış taksitlere ilişkin tutara, vade tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin kanun hükümlerine göre belirlenen kanuni faiz oranı uygulanacağını işbu yönetmelik ifade etmektedir. İşbu yönetmelik maddelerine göre davacının işbu davasında haklı olduğu, işbu trafo tesisinin yapımında kullanılan elektrik kabloları ve kazı işlemleri, trafo köşkü ve yerinin düzenlenmesi, ilgili panoların projelendirilmesi ve yapımı dikkate alındığında işbu 172.295,37-TL bedelin piyasa koşullarına göre uygun olduğu…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
Davalı vekillerinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçeleri sundukları, davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler tarafından hazırlanan 10/08/2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporda sonuç olarak: ” …davalıların ilk bilirkişi heyet raporumuza olan itirazlarının hukuksal zemin üzerine olduğu, dava konusu işin teknik yönden itirazda bulunulmadığı ve bu hususta mutabık kalındığı, tarafların hangi kanun maddelerine dayanılarak ilk heyet raporu hazırladığımıza binaen itirazlarına cevaben: ilk heyet raporumuzda ilgili mevzuatların tarafımızca açıkça belirtilmiş olduğu, ilgili mevzuatlara göre hazırladığımız ilk heyet raporumuzun dayandığı kanun ve yönetmelik meddelerine olan itirazın devamlılığı söz konusu olduğunda Enerji dağıtım anlamında uzman hukukçu bilirkişinin görüşlerinin de alınmasının davanın seyri açısından önem arz edebileceği, ilk heyet raporunda sunduğumuz görüşleri yinelediğimizi ve öncelikli sorumluluğun davalı …’a ait olduğu…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
Davalı … vekilinin bilirkişi heyeti ek raporuna itiraz dilekçesi sunduğu , davalı vekilinin itirazlarını değerlendirir yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş Bilirkişiler … Elektrik Müh. Böl. Öğr. Üyesi Prof. Dr. …, … Ün. Öğr. Grv. Doç. Dr. … ve SMMM… tarafından hazırlanan 08/07/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; “…teknik değerlendirmeye nazaran; “6446 sayılı Elekrik Piyasası Kanunu”, “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği”, “EPDK’nin 27/08/2018 tarih, 5187-2 sayılı Kurul Kararı”, “Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği” diğer ilgili mevzuat ile dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dağıtım şirketi olan …’ın davacının bağlantı talebini karşılamak, EPDK tarafından onaylanan yatırım planı uyarınca yatırım programına alınan dağıtım tesislerinin projesinin hazırlanması ile gerekli iyileştirme ve kapasite artırımı yatırımlarının yapılması ve/veya yeni dağıtım tesislerinin inşa edilmesinden sorumlu olduğu, dava konusu olayda, … tarafından 2019 yılı yatırım planında olduğu belirtilen ve bunun üzerine davacı tarafından dava dışı … İnş. ELk. Mak. Taah. San ve Tic. Ltd. Şti.’ne yaptırılan tesisin teknik şartlara uygun olduğundan kabulü yapılarak onay aldığı, dağıtım şirketinin talebin karşılanabileceği tarihi, talebin yapıldığı tarihten itibaren beş yılı geçmemek üzere bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişiye bildirilmiş olduğu, Elekrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği gereği; gerçekleşen yatırıma ait bedelin dağıtım şirketi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla on iki aylık taksitte yatırımı yapılan davacıya ödenmesi gerektiği, dava dışı yüklenici firmaya yapılan iş karşılığı mali ve teknik perspektif ile yapılan değerlendirme kapsamında 172.295,37-TL’nin ödenmiş olduğu ve bu çerçevede davacının davasında haklı olduğunun Yüce Mahkemece değerlendirilebileceği, meselenin bilcümle/nihai hukuki takdiri ve tavsifinin 6100 sayılı HMK’nın md. 266/c.2 ve md. 279/4 ahkamıyla 6754 sayılı kanunun md. 3/3 hükmü gereği tamamen muhterem Mahkemeye ait bulunduğu, HMK md. 282 hükmü gereği bilikişi görüşü yüce yargı makamını takyit etmediğinden, delillerle doğrudan temas eden muhteren Mahkemeni tamemen davacı savları veya tamamen davalı savunamları yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğu, davacı yan yanına hüküm kuralacak olursa, TTK md. 7’deki karine gereği davalıların davacı yana karşı müteselsilen ve fakat ödemede tekerrür olmamak üzere sorumlu olacakları, davalıların iç ilişkideki rücu hak ve imkanlarının ise huzurdaki davanın konusu olmadığı; “Netice-i Talep ile Bağlılık” ilkesinin de hüküm sürecinde yargı makamınca gözetileceği…” sonuç ve mütaala ettikleri görüldü.
Davalı vekillerinin 08/07/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporuna itiraz dilekçeleri sundukları, davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler tarafından hazırlanan 17/11/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporda sonuç olarak; “…6446 sayılı Elekrik Piyasası Kanunu”, “Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği”, “EPDK’nin 27/08/2018 tarih, 5187-2 sayılı Kurul Kararı”, “Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği” diğer ilgili mevzuat ile dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dava konusu olayda … tarafından 2019 yılı yatırım planında olduğu belirtilen ve bunun üzerine davacı tarafından dava dışı … İnş. ELk. Mak. Taah. San ve Tic. Ltd. Şti.’ne yaptırılan tesisin teknik şartlara uygun olduğundan kabulü yapılarak onay aldığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 15/02/2018 tarihli 7695-4 karar sıra numaralı toplantısında, geçici kabulü yapılmış olan tesise ilişkin başvuruların herhangi bir gerekçeyle reddedilemeyeceği yönünde karar alındığı, dağıtım şirketinin talebin karşılanabileceği tarihi, talebin yapıldığı tarihten itibaren beş yılı geçmemek üzere bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişiye bildirilmiş olduğu, Elekrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği gereği; gerçekleşen yatırıma ait bedelin dağıtım şirketi tarafından bağlantı görüşünde verilen balantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla on iki aylık taksitte yatırımı yapılan davacıya ödenmesi gerektiği, dava dışı yüklenici firmaya yapılan iş karşılığı mali ve teknik perspektif ile yapılan değerlendirme kapsamında 172.295,37-TL’nin ödenmiş olduğu ve bu çerçevede davacının davasında haklı olduğunun Yüce Mahkemece değerlendirilebileceği, meselenin bilcümle/nihai hukuki takdiri ve tavsifinin 6100 sayılı HMK’nın md. 266/c.2 ve md. 279/4 ahkamıyla 6754 sayılı kanunun md. 3/3 hükmü gereği tamamen muhterem Mahkemeye ait bulunduğu, HMK md. 282 hükmü gereği bilikişi görüşü yüce yargı makamını takyit etmediğinden, delillerle doğrudan temas eden muhteren Mahkemeni tamemen davacı savları veya tamamen davalı savunamları yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğu, davacı yan yanına hüküm kuralacak olursa, TTK md. 7’deki karine gereği davalıların davacı yana karşı müteselsilen ve fakat ödemede tekerrür olmamak üzere sorumlu olacakları, davalılarn iç ilişkideki rücu hak ve imkanlarının ise huzurdaki davanın konusu olmadığı; “Netice-i Talep ile Bağlılık” ilkesinin de hüküm sürecinde yargı makamınca gözetileceği…” sonuç ve mütaala ettikleri görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde tüm dosya kapsamına göre alınan, teknik bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, 6446 sayılı Elekrik Piyasası Kanunu,Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği ve diğer ilgili mevzuat kapsamında, davacının, inşa etmiş olduğu konutların elektrik ihtiyacının karşılanması amacı ile, davalı …’a müracaat ettiği, davalı …’ın, elektrik aboneliği talebine “şartname” nitelikli 02/07/2015 tarih ve … sayılı cevabi yazı ile yatırım bedellerinin davacı tarafından karşılanması halinde elektrik verebileceğini, aksi halde enerji alamayacaklarını bildirdiği, bu durumda, davacının bedelini karşılamak suretiyle, dava dışı elektrik taahhütleri yapan bir şirketle anlaşarak söz konusu yatırımları yaptırdığı ve buna ilişkin belgeleri dosyaya sunduğu, teknik bilirkişilerce, trafo tesisi yapımında kullanılan elektrik kabloları, kazı işlemleri, trafo köşkü ve yerinin düzenlenmesi,ilgili panoların projelendirilmesi ve yapımı için yapılan ve dava dışı yükleniciye ödenen 172.295,37-TL.tutarın kadri maruf olduğunun tespit edildiği, dağıtım şirketi olan davalı …’ın davacının bağlantı talebini karşılamak, gerekli alt yapı yatırımını yapmak görevlerinin, yasal sorumluluğu olduğu, kendi görevinde olan yatırımları davacıya yaptırdığından davacının davasını açmakta haklı olduğu, davalının dava tarihinden önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi kanaati oluştuğundan, davacının davalı … yönünden açılan davasının kabulü ile, 172.295,37-TL.nin, 01/04/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, davacının, davalı … yönünden açılan davasının pasif husumet yokluğundan reddine…” kararı verildiği,

Kararın davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2022 tarih, 2021/1388 Esas ve 2022/860 Karar sayılı kararında; “…
Dairemizce fiziki dosya ve UYAP ortamından yapılan ön incelemede,
Davacının 14/02/2022 tarihli dilekçesinin “Faiz ” yönünden istinaf talebi içerdiği, davacının harç muafiyeti bulunmamasına rağmen, istinaf harçlarının yatırılmadığı tespit edilmekle, eksik istinaf harçlarının tamamlanması ve davacının 14/02/2022 tarihli dilekçesinin süre yönünden de değerlendirilerek ek karar oluşturulması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi …” karar verildiği,
Mahkememizce, 31/03/2022 tarihli, istinaf karar harcı, istinaf yoluna başvurma harcı ve istinaf avansını yatırması için bir haftalık kesin süre içeren muhtıra gönderildiği ve davacıya 18/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacının, istinaf ve gider avansını verilen kesin süre içerisinde yatırmadığı ve istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı anlaşıldığından, 28/04/2022 tarihinde, HMK.344.maddesi gereğince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair, istinaf yolu açık olmak üzere verilen ek kararın davacı vekiline 03/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ek kararın istinaf edilmediği,
Dosyanın, geri çevirmeye ilişkin hususları tamamlandıktan sonra, davalı …’ın istinaf dilekçesi ile birlikte yeniden istinafa gönderildiği,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 21/06/2022 tarih, 2022/1167 Esas ve 2022/1893 Karar sayılı kararında; “….
Dava konusu trafo vs tesislerin esasen davalı şirket tarafından tesisi gereken unsurlar olduğu, davacının enerji talebiyle baş vurusu üzerine , davalı tarafından “talep edilen enerjinin mevcut şebeke üzerinden sağlanmasının mümkün olmadığı ,ancak davacı tarafından belirtilen nitelikte trafo ve tesis inşa edilmek, bitiminde tesisin davalıya devredilmesi kaydıyla” enerji müsaadesi verildiği, davacının bu şartlar dahilinde masraf sarf ederek söz konusu projenin enerji ihtiyacını sağlayacak tesisi inşa ettiği, davalıya devrettiği, kabul işleminin de yapıldığı, tesisin davalı tarafın dağıtım siste- mine dahil edilerek işletmeye alındığı, bedelinin de ödenmediği anlaşılmaktadır.
Davalı her ne kadar dava konusu tesisin mülkiyet hakkının dava dışı …’a ait oldu- ğunu beyanla husumet itirazında bulunmuş ise de, dava dışı … ile davalı … arasında düzenlenen 24/07/2006 tarih işletme devir hakkı sözleşmesinin 7.5 maddesinde; dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlem- lerin bütün sorumluluğunun …’ a ait olduğu düzenlendiğinden, davalı …’ın pasif husumet sıfatına ilişkin itirazlar ile bağlantı anlaşmasının bulunmadığı vs yönündeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafından söz konusu dağıtım varlığının inşaası için dava dışı yükleniciye 30/05/2015 tarih … nolu fatura gereğince yapılan 172.295,37 TL tutarındaki ödeme bilirkişi kurulunca uygun/kadri maruf bulunmuştur.
Davacının talebi de fatura içeriği 172.295,37 TL alacağın tahsiline yönelik olup bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalı …’ın istinaf başvu rusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine…” karar verildiği,
Kararın davalı … tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2022 tarih, 2022/6672 Esas ve 2022/9749 Karar sayılı kararında; “…
Bölge adliye mahkemesince, davalı …’ın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının husumete yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının diğer davalı …’ın husumetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Elektrik dağıtım piyasasının en temel aktörü … A.Ş. (…) tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı, elektrik dağıtımıyla, elektriğin tüketicilere perakende satışı ve tüketicilere perakende hizmeti verilmesiyle iştigal eden bir iktisadi devlet teşekkülüdür. Doğal tekel niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyeti 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (4628 sayılı Kanun) öncesinde … tarafından gerçekleştirilmekte iken, 4628 sayılı Kanun uyarınca, dağıtım sektörünün, EPDK tarafından verilen dağıtım lisanslarıyla bölgesel tekeller olarak işletilmesi öngörülmüştür. 17/03/2004 tarihinde Yüksek Planlama Kurulunun 2004/3 sayılı kararıyla onaylanarak yürürlüğe giren “Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi” (Strateji Belgesi) ile elektrik dağıtım ve üretim alanları için özelleştirme girişimi başlatılarak özelleştirme uygulamalarına dağıtım sektöründen başlanacağı belirtilmiş, Strateji Belgesi’ndeki eylem planına uygun olarak Özelleştirme Yüksek Kurulunun 02/04/2004 tarihli ve 2004/22 sayılı kararıyla …, özelleştirme programına alınmıştır. Bu kapsamda, söz konusu Yüksek Planlama Kurulu kararı ekinde yer alan dağıtım bölgelerinin şirketleştirilmesinin tamamlanarak …’ın hissedarı olduğu ve dağıtım, perakende satış hizmeti yürüten 20 dağıtım şirketi oluşturulmuştur. İşlem tarihinde yürürlükteki haliyle 4628 sayılı Kanun’un 14. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, “…’ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme ve varlıklar üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile … ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir.” kuralı uyarınca, … ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine yönelik idarî sözleşme niteliğine sahip “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalanmış ve Özelleştirme Yüksek Kurulunun 07/11/2005 tarihli ve 2005/125 sayılı kararıyla da; sermayesinin %100’ü …’a ait olan ve elektrik dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansı ile …’ın uhdesinde bulunan dağıtım sisteminin işletme hakkına sahip olan veya ileride sahip olacak dağıtım şirketlerinin hisselerinin blok olarak satış yöntemi ile özelleştirilmesine karar verilmiştir. Diğer davalı …’da bu kapsamda belirlenen 20 dağıtım bölgesinden birinde kurulan bir dağıtım şirketidir.
4628 sayılı Kanun’un 14. maddesinde, …’ın özelleştirilmesine ilişkin olarak; “Bakanlık, …, Elektrik Üretim Anonim Şirketi, bunların müessese, bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarının özelleştirilmesine yönelik öneri ve görüşlerini Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bildirir. Özelleştirme işlemleri, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri dairesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülür.(Ek fıkra: 10/05/2006-5496 S.K./4.mad.) …’ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme ve varlıklar üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile … ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir.
Bu özelleştirme uygulamaları çerçevesinde, bu Kanunda belirtilen piyasa faaliyetlerinde yer alan gerçek ve tüzel kişilerden, yabancı gerçek ve tüzel kişiler elektrik üretim, iletim ve dağıtım sektörlerinde, sektörel bazda kontrol oluşturacak şekilde pay sahibi olamazlar.
(Ek fıkra:09.07.2008-5784 S.K./4.mad.) Elektrik Üretim Anonim Şirketi ve/veya müessese, bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıkları özelleştirme programına alınsa bile bunların bağlı oldukları Bakanlık veya kurumları ile ilgileri ve mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum ve/veya kuruluşlara aidiyeti aynen devam eder. Ancak, bu kuruluşların özelleştirmeye hazırlanmalarına yönelik teknik, mali, idari ve hukuki işlemler, personele ilişkin işlemler ve özelleştirilmelerine ilişkin iş ve işlemler, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilir. Ancak bu kuruluşların ve bu kapsamda oluşturulabilecek yeni anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı ve üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ve genel müdürlükleri ile ait oldukları kuruluşlardan ayrı olarak özelleştirme programına alınan ve anonim şirkete dönüştürülmelerine gerek görülmeyen müesseselerde, müessese müdürlükleri ve yönetim komitelerine, işletme ve işletme birimlerinde bunların müdürlüklerine yapılacak atamalar ve bu görevlerden alınma işlemlerine ilişkin olarak Başbakana teklifte bulunma yetkisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına aittir. Başbakan bu maddeyle ilgili yetkisini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına devredebilir. “ düzenlemesine yer verilerek, … ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanması ancak konusunu oluşturan yapı ve tesisler üzerinde … ‘ın mülkiyet hakkı saklı tutularak mümkün kılınmıştır.
4046 Sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 18/A maddesinde özelleştirme yöntemleri düzenlenirken, kiralama ve işletme hakkının devredilmesi de özelleştirme yöntemleri arasında gösterilerek ayrı ayrı belirtilmiş, 18/A-b maddesinde kiralama “kuruluşların aktiflerindeki varlıklarının kısmen veya tamamen bedel karşılığında ve belli bir süre ile kullanma hakkının verilmesidir.”, şeklinde, 18/A-c maddesinde İşletme Hakkının Verilmesi “Kuruluşların bir bütün olarak veya aktiflerindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin-mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydıyla bedel karşılığında belli süre ve şartlarla işletilmesi hakkının verilmesidir.” şeklinde tanımlanarak, her iki durum birbirinden ayrılmıştır. İşletme hakkının devredilmesinde “belirli süre” ile devredilebileceği kabul edilmiştir. İşletme hakkının devredilmesinde esas olan, bir malın kullanımı değil, Kamu İktisadi Kuruluşu tarafından hali hazırda yürütülmekte olan hizmetlerinin, işletme hakkını devralan tarafından yerine getirilmesine devam edilmesi ve hizmetlerin iyileştirilmesidir.
Bu duruma göre, dava konusu enerji nakil hattının davalı …’ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli işletme ve varlıklardan olduğu konusunda şüphe bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla enerji nakil hattının mülkiyet hakkı, yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri uyarınca davalı …’a aittir.
Somut olayda; davacı, davalılardan …’ın maliki haline geldiği, diğer davalının ise işletme hakkı devir sözleşmesiyle işletmekte bulunduğu enerji nakil hattından kaynaklı alacağın tahsili isteminde bulunmuştur.
Her ne kadar, davalı şirketler arasında sorumluluğa ilişkin düzenlemeler içeren işletme hakkı devir sözleşmesi var ise de; davacı, bu sözleşme yönünden 3. kişi konumunda olup, sözleşme hükümleri davacı yönünden bağlayıcı değildir. Sözleşme, ancak iç ilişkide, diğer bir anlatımla sözleşmenin tarafları arasında uygulanabilir.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince, davacı tarafından inşa edilen enerji nakil hattının davalı … tarafından işlettiği, mülkiyet hakkının ise davalı …’a ait olduğu gözetilerek, uyuşmazlığın, esasının incelenmesi gerekirken, …’ın pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı yönündeki yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
3-Bozma nedenine göre, davalı …’ın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiş,
Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı …’ın husumete yönelik itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun’un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı … yararına BOZULMASINA…” karar verildiği, karar sonrası, mahkememize gelen dosyanın 2023/82 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Duruşma açılarak taraf vekilleri çağrılmış, bozma ilamına karşı diyecekleri saptanmış ve aşağıdaki gerekçelerle önceki kararda direnilmesi yoluna gidilmiştir.

Mahkememizin bozma kararına konu dosyasında, davacının usulüne uygun yapılmış bir istinaf/temyiz talebinin bulunmadığı, davalı … yönünden verilen husumetten red kararının bu davalı yönünden kesinleştiği, davalı …’ın istinaf/temyizine ve bozma ilamına konu hususun davalıların iç ilişkisine ilişkin olduğu, yargıtayın bozmasına konu yaptığı iç ilişkinin bu aşamada ancak davalı taraflar arasında açılacak rücu davasının konusu olabileceği, davalı … aleyhine olacak şekilde bozma kararı verilemeyeceği, bozma ilamı ile … aleyhine kurulacak aleyhe hükmün hukuk güvenilirliği ile bağdaşmayacağı, kaldı ki ;
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 25/10/2022 T. 2022/5911 E-2022/8146 K., 18/04/2022 T. 2022/1568 E.- 2022/3658 K. ,02/11/2021/ T., 2020/11659 E.- 2021/10732 K.,04/03/2021, 2020/10051 E.- 2021/2292 K. sayılı aynı konuya ilişkin emsal kararlarında da, davalı … yönünden husumetten reddine dair verilen kararların onandığı, davalılar arasında imzalanan, 24/07/2006 tarihli, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi sözleşmenin 7.5 maddesinin, “…sözleşmenin imza tarihinden sonra Dağıtım Tesisleri ile Dağıtım Tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun …’a ait olduğu, … tarafından yürütülmüş faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu, bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülüp ve sonuçlandırılacağı, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün … tarafından karşılanacağı…” şeklinde düzenlendiği, davalı …’ın sorumluluğunun bulunmadığı, davacının, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu,Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği ve diğer ilgili mevzuat kapsamında, inşa etmiş olduğu konutların elektrik ihtiyacının karşılanması amacı ile, davalı …’a müracaat ettiği, davalı …’ın, elektrik aboneliği talebine “şartname” nitelikli 02/07/2015 tarih ve … sayılı cevabi yazı ile yatırım bedellerinin davacı tarafından karşılanması halinde elektrik verebileceğini, aksi halde enerji alamayacaklarını bildirdiği, bu durumda, davacının bedelini karşılamak suretiyle, dava dışı elektrik taahhütleri yapan bir şirketle anlaşarak söz konusu yatırımları yaptırdığı ve buna ilişkin belgeleri dosyaya sunduğu, trafo tesisi yapımında kullanılan elektrik kabloları, kazı işlemleri, trafo köşkü ve yerinin düzenlenmesi, ilgili panoların projelendirilmesi ve yapımı için yapılan ve dava dışı yükleniciye ödenen 172.295,37-TL.tutarın kadri maruf olduğu, dağıtım şirketi olan davalı …’ın davacının bağlantı talebini karşılamak, gerekli alt yapı yatırımını yapmak görevlerinin, yasal sorumluluğu olduğu, kendi görevinde olan yatırımları davacıya yaptırdığından davacının davasını açmakta haklı olduğu, davalının dava tarihinden önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği anlaşıldığından, yargıtay bozma ilamında yer alan bozma gerekçesine mahkememizce iştirak edilememiş ve mahkememiz önceki kararında direnilmesine, davacının davalı … yönünden açılan davasının kabulü ile, 172.295,37-TL.nin, 01/04/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, davacının, davalı … yönünden açılan davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin 15/12/2020 tarih, …. sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan önceki hükümde DİRENİLMESİNE,
Direnme nedeniyle ,
“1-Davacının, davalı … yönünden, açılan davasının pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Davacının … yönünden açılan davasının kabulü ile, 172.295,37-TL.nin, 01/04/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine”
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 11.769,49-TL. harcın, 2.942,38-TL. kısmının davacı tarafından yatırıldığı, geriye kalan 8.827,11-TL. kısmının davalı … tarafından, mahkememizin 15/12/2020 tarih, … sayılı kararına istinaden, 05/05/2021 tarih, AB2021 seri numaralı, 8.827,11-TL.’nın bedelli sayman mutemedi alındısı ile yatırıldığı anlaşıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 26.844,31-TL. vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvurma harcı + 2.942,38-TL peşin harcın toplamı olan 2.971,58-TL.’nın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 4.000-TL. bilirkişi + 626,20-TL. tebligat-müzekkere giderlerinden (davalı … için yapılan 143,20-TL.yargılama giderinin mahsubundan sonra kalan) toplam 4.483-TL. yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, davalı … için yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından, 05/05/2021 tarih, AB2021 seri numaralı, 8.827,11-TL. bedelli sayman mutemedi alındısı ile yatırılan karar ilam harcının ve yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … vekilinin, davalı … vekilinden yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz için, YARGITAY’a başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır