Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/78 E. 2023/769 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/78 Esas
KARAR NO:2023/769

DAVA:Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Geçerli Ortaklık Bulunmadığının Tespiti)
DAVA TARİHİ:30/01/2023
KARAR TARİHİ:24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Geçerli Ortaklık Bulunmadığının Tespiti) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İran uyruklu olup, 2020 yılından bu yana … Kamu Hukuku alanında doktora öğrencisi olarak eğitim görmekte olduğunu, müvekkilinin geçimini sağlayabilmek için çalışmaya karar verdiğini ve güvenilir olduğu düşüncesiyle “İstanbulyari” adlı instagram hesabında yaklaşık 650 bin takipçisi olan, İran’da pek çok kişi tarafından tanınan … adlı kişinin “… Mah. … Cad. Şişli Sarayı no:141 D:13 …” adresinde bulunan … Dış Tic. Ve Gayrimenkul Ltd Şti’nde kısa süreliğine çalıştığını, müvekkili işe başladığında kendisiyle iş sözleşmesi yapılmasını ve kendisi için çalışma izni alınmasını talep ettiğini daha sonrasında işveren tarafından müvekkiline kendisiyle iş sözleşmesi yapılacağı, çalışma izni başvurusu yapılacağı, …. Noterliği’nde pasaportunu noter onaylı olarak tercüme yaptırarak tercüme aslı ile vergi numarasını kendisine teslim etmesi gerektiğini söylediğini, müvekkilinin kendisiyle iş sözleşmesi yapılacağı ve çalışma izni alınacağı düşüncesiyle pasaportunu kendisine söylenen …. Noterliği’nde tercüme ettirdiğini ve evrak aslı ile vergi numarasını iş yerinde teslim ettiğini, devam eden süreçte müvekkilinin kendisiyle herhangi bir iş sözleşmesi yapılmadığından, çalışma izni alınmadığından ve mobbinge maruz kaldığından dolayı işi bıraktığını, daha önce teslim ettiği noter onaylı pasaport tercümesini geri almak için iş yerine gittiğini, iş yerinde müdür olarak bulunan kişi, evrakların şirketin muhasebecisi …’de olduğunu ve ondan teslim alabileceğini söylemesi üzerine …’in ofisine gidildiğini, şirketin muhasebecisinin müvekkiline pasaport tercümesini teslim etmek yerine boş istifa mektubunu imzalatmaya çalıştığını, müvekkilinin bu evrakı gördüğünde şaşırdığını, işe girdiği günden beri kendisiyle iş sözleşmesi dahi yapılmadığını ve hiçbir şeye imza atmadığını, hiçbir konuda yazılı ya da sözlü irade beyanında bulunmadığından var olmayan bir hukuki işlem için istifa beyanı da vermeyeceğini söylediğini, müvekkilinin derhal İTO’ya giderek kendisiyle ilgili herhangi bir kaydın olup olmadığını sorguladığını ve hayatının şokunu yaşadığını, ticaret odası kayıtlarında müvekkilinin daha önce varlığından haberi dahi olmadığı, hiçbir alakası bulunmayan 17/11/2022 tarihinde kurulan … Gıda Tic. A.Ş.’de Yönetim Kurulu Üyesi olarak kayıtlı olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin böyle bir şeyin mümkün olmadığını, yanlışlıkla yapılmış olabileceğini ilgili memura beyan ettiğini ancak kayıtlarda müvekkili adına sahte imza ile yönetim kurulu üyeliğini kabul ettiğine dair sahte imza ile imzalanmış beyan dilekçesini gördüğünde ikinci şoku yaşadığını, bu sahte yönetim kurulu üyelik kaydının en başından itibaren iptal edilmesi için davalı şirketle ve davalı şirketin muhasebecisiyle defalarca iletişime geçilmişse de işbu sahte kaydın davalı tarafça sonlandırılmadığını, taraflarınca şüpheli şirkete müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin hükümsüz, geçersiz olduğuna dair …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, müvekkilinin 23/12/2022 tarihinde İTO’ya bir dilekçe ile başvurduğunu, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün ise 26/12/2022 tarihli …/… sayılı cevabi yazısında yönetim kurulu üyelik kaydının sonlandırılmasına ilişkin kesinleşme şerhine havi mahkeme kararı ile sağlanabileceğinin belirtildiğini, bu sebeple mahkememize başvurma zorunluluğunun doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin tüm hakları ile maddi manevi tazminat başta olmak üzere şikayet, dava, talep ve suç duyurusu hakları saklı kalmak kaydıyla, haklı ve hukuka uygun taleplerinin kabulünü, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne ibraz edilen 15/11/2022 tarihli dilekçedeki imzanın müvekkiline ait olmadığının, bu belgenin sahte olduğunun tespiti ile sahte imza ve sahte belgeye dayalı davalı şirketteki müvekkiline ait olmadığının, bu belgenin sahte olduğunun tespiti ile sahte imza ve sahte belgeye dayalı davalı şirketteki müvekkili hakkındaki yönetim kurulu üyelik kaydının; kaydın oluştuğu 17/11/2022 tarihinden beri geçersiz ve hükümsüz olduğunun tespiti ve müvekkilinin davalı şirketteki yönetim kurulu üyelik kaydının en başından itibaren bulunmadığının tespiti ile bu kaydın (17/11/2022 tarihinden itibaren) silinmesini, ticaret sicilinden terkin edilmesini ve bu durumun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının imzasının sahte olduğu iddiasının müvekkili ile ilgili bir husus olmadığını, müvekkilinin bu durumla hiçbir ilgi ve alakası olmadığını, eğer davacının imzası sahte ise bu durumda asıl mağdurun müvekkili olduğunu, bu nedenle imzanın sahte olduğu iddiasıyla müvekkilinin sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, ayrıca davacının bilgi ve rızası olmadan şirketin yönetim kurulu üyesi yapıldığı hususunun da doğru olmadığını, davacının yönetim kurulu üyeliğini kendisi kabul ettiğini, yine yönetim kurulu üyeliği için gerekli olan pasaport tercümesi, vergi numarası ve sair evrakları kendisinin teslim ettiğini, her şeye rağmen davacının dilekçesinde bahsi geçen belgeleri verdiği hususunu da ikrar ettiğini ancak bu belgeleri çalışma izni için verdiğini belirttiğini, oysa ki çalışma izni için vergi numarasının gereksiz olduğunun ortada olduğunu, davacının üniversite öğrencisi olarak basit bir araştırma ile böylesi bir evrakın gerekli olmadığını öğrenebileceğini, yine davacının üniversite öğrencisi olduğunu beyanla işe başlarken iş sözleşmesi yapılmasını ve çalışma izni alınmasını beyan ettiğini ileri sürmesine rağmen kısa süre çalıştığını da beyan ettiğini, çalışma izni olmadan kısa süre çalıştığı beyanının da düşündürücü olduğunu, davacının, müvekkilinin beyanına göre 3 ay kadar yönetim kurulu üyesi olarak şirkette bulunduğunu, bu hususu ispatlar tanıklarının da olduğunu, davacının “haberim ve bilgim olmadan yönetim kurulu üyesi yapıldığı” iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının yönetim kurulu üyeliğinin sonlandırılması için şirket olarak yasal süreç başlatılması ve genel kurul toplantısı yapılabilmesi bakımından taraflarına süre verilmesini ve bilahare konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Ticaret Sicil kayıtları, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne hitaben düzenlenen dilekçe, ihtarname, ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava; davacının, davalı şirket kaydında bulunan, yönetim kurulu üyeliğinin, sahte belge ile tescil edildiği iddiası ile 17/11/2022 tarihinden itibaren geçersiz olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
Davalı şirkete ait ticaret sicil dosya sureti celbedilmiş, incelenmesinde; davalı şirketin adresinin Şişli ilçesinde olduğu, şirket ana sözleşmesinin tescil tarihinin 17/11/2022 olduğu ve davacının, davalı şirket yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, davalı şirket yönetim kurulu üyeliğinin tesciline dair, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne hitaben düzenlenen 15/11/2022 tarihli belge üzerindeki imzanın, davacıya ait olmadığı iddia edildiğinden, mahkememizce davaya konu belge üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı konusu, hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmekte olup, tüm deliller toplandıktan sonra imza incelemesi yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Grafolog … tarafından hazırlanan 16/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…İncelemeye konu olan 15.11.2022 tarihli İstanbul Ticaret Sicili Müd.ne hitaben yazılı dilekçe üzerindeki … adına atılı şüpheli imza ile davacı …’nın mevcut imza örnekleri arasında aynı el ürünü olduklarını gösterebilecek bir benzerlik tespit edilememiştir…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı tarafça İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne hitaben verilen 15/11/2022 tarihli belge üzerindeki imzaya itiraz edilmesi nedeniyle, davacının ıslak imza örnekleri ile dava konusu belge aslındaki imzaların karşılaştırılması suretiyle, belgede bulunan davacı imzasının, davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda yapılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen grafolog bilirkişi raporu ile dava konusu belge üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, davacının, davalı şirket yönetim kurulu üyeliğinin, imzası davacıya ait olmayan belge ile tescil edildiği anlaşıldığından, davacının davasının kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, davacının yönetim kurulu üyesi olarak atandığı ve görevi kabul ettiğine dair yazılan 15/11/2022 tarihli belgedeki imzanın davacıya ait olmadığının tespitine, davacının 17/11/2022 tarihinden itibaren davalı şirkette Yönetim Kurulu üyesi olmadığının tespitine, kararın tescil ve ilanına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, davacının yönetim kurulu üyesi olarak atandığı ve görevi kabul ettiğine dair yazılan 15/11/2022 tarihli belgedeki imzanın davacıya ait olmadığının tespitine, davacının 17/11/2022 tarihinden itibaren davalı şirkette Yönetim Kurulu üyesi olmadığının tespitine, kararın tescil ve ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 269,85-TL. harçtan, peşin alınan 179,90-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 89,95-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.900-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 179,90-TL. başvurma harcı + 179,90-TL. peşin harç + 2.000-TL. bilirkişi + 258,50-TL. tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 2.618,30-TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davacı asilin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır