Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/62 E. 2023/695 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2023/62 Esas
KARAR NO :2023/695

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:09/09/2016
KARAR TARİHİ:10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hizmet ilişkisine yönelik olarak davalı şirkete 14/0/2015 tarihli …. seri nolu, 01/07/2015 tarih … seri nolu, 06/07/2015 tarih … seri nolu, 07/07/2015 tarih …. seri nolu, 07/07/2015 tarih … seri nolu, 01/07/2015 tarih … seri nolu, 14/07/2015 tarih … seri nolu, 21/07/2015 tarih … seri nolu faturaları kesmiş faturalar borçluya tebliğ edildiğini ancak faturaların karşlığı ödenmediğini, işbu faturalar …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından işleme konulduğunu, ancak borçlu süresin de itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun haksız olarak yapmış olduğu itirazın kaldırılması için işbi davanın açılması zarureti doğduğunu, açıklanan nedenlerle, borçlunun haksız olan itirazının kesin olarak kaldırılmasını, takibin devamını, %20 icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacın taraf …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin mezkur ödeme emrine haklı olarak 9.467,45-TL’lik kısım üzerine itirazda bulunduğunu ve kendi cari hesap ekstresinde de görülen meblağı icra dosyasına yatırdığını, müvekkili ile davacı arasındaki cari hesap farkının sebebi 31/08/2015 tarihinde davacıya kesinel 51.682,23-TL’lik reklamasyon yansıtma bedeli faturası olduğunu, faturaya tamir fireleri, uçak yüklemeleri, bozuk mallar ve renk farkları şeklinde açıklama ile düzenlenen bu faturanın kesilme sebebi esasen davacı tarafnı malumu olduğunu, müvekkilinin müşterisi olan … San. Tic. Ltd. Şti.’nden aldığı american eagle kumaş siparişlerinin hazırlanmasında davacıdan taşeron boyama hizmeti aldığını, davacı taraf yaptığı boyama hizmetini hem ayıplı ve hem gecikmeli yaptığını ve bu sebeple … San. Tic. Ltd. Şti.girması müvekkili firmaya mezkur sebeplerle 51.682,23-TL’lik reklamasyon faturası kestiğini, bu fatuira davacı firmaya iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini ve davacı tarafça tebellüğ edilerek kayıtlarına işlemiş olduklarını, bu sürecin detayı, müvekkili firma satış sorumlusuna ait …@… adresinden davacı firma satış sorumlularıyla …, … adresi aracılığıyla yapılan ayıp ve gecikmeli ifası sebebiyle davacıya yansıtılan ve tebliğ edilen bu faturaya kendilerince itiraz edilmediğini, şirket yetkililerinden … beyle cari hesapta karşılıklı alacak verecek olmadığı noktasında şifahi mutabakat sağlandığını ve bu husus ticari defter ve kayıtlardan teyit edildiğini, davacı firmaya kesilmiş olan 31/08/2015 tarih ve … seri nolu 51.682,23-TL’lik fatura davalı girmaya 15/09/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu halde bugüne kadar hiçbir şekilde itiraz edilmediğini, taraflarına da iade de edilmediğini, taraflar arasındaki cari hesap sıfırlanmış olduğu halde davacının itirazın iptali davasını ikam etmesi iyi niyetle bağdaşmayan bir hareket olduğunu, müvekkili firmanın davalıya göndermiş olduğu fatura bedelinin defterlerine işlenmemiş olmasına binaen, 51.682,23-TL’lik alacakları ile ilgili takas defi haklarının mahfuz tutmakta olduklarını, davacı firma 31/08/2015 tarih … seri nolu faturayı defterlerine işlememiş olması halinde, fatura bedeli kadar olan alacakları için takas deftinde bulunduklarını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 05/11/2019 tarih ve …. sayılı kararında,”…Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, faturalar,yazışmalar, tanık beyanları, ticari defter ve kayıtlar,ile dayanılan diğer deliller bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkememizde de, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının, davalıya yapılan iş karşılığında fatura düzenlendiği, faturaların davalının defterinde kayıtlı olduğu, davalının, faturalara konu boyama işinin ayıplı ve geç ifa edildiğini ispat edilemediği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle, faturalar ve cari hesaba dayalı, talebi gibi toplam 51.682,24-TL. alacaklı olduğu, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı kanaati oluştuğundan, davacının davasının kabulü ile, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 51.682,24-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazın iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren, %10,50 avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, İİK 67/2. maddesi kapsamında % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” karar verildiği,
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin, 15/12/2022 tarih, 2020/171 E. ve 2022/2062 K. Sayılı ilamıyla, “…
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davacı tarafın faturaya dayalı ….İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibi ile, 61.149,45 TL asıl alacak için takibe başladığı, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itiraz ile takip miktarının 9.467,21 TL’lik kısmı dışında takip miktarına itiraz etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/02/1979 gün 1977/11-393 E., 1979/80 K. Sayılı kararı ile Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında esasları ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere; eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK’nın 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir.
TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.
TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK’nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 E. 1979/80 K. sayılı ilamı). YHGK’nın 13.05.2009 tarih ve 13-160 E., 185 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, ayıp ihbarı kural olarak şekle tabi bulunmayıp içeriği itibariyle ayıptan karşı tarafın haberdar olmasını sağlamaya elverişli her türlü ihbarın, ayıp ihbarı olarak kabulü mümkündür.
Dosya kapsamına göre; taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi kapsamında davacı yükleniciye davalı tarafından gönderilen kumaşlar boyanmak suretiyle davalıya teslim edilmiştir. Mahkemece alınan mali bilirkişi raporunda ticari deflerlerin incelendiği, takibe konu faturalar ile reklamasyon faturası düzenlendiği tespit edilmiştir. Reklamasyon faturasının ileri sürülen ayıp nedeniyle düzenlendiği anlaşılmasına rağmen, mahkeme tarafından, eser sözleşmesine konu ürünler üzerinde herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Bu durumda, ayıba yönelik dinlenen tanık beyanları ve davalı tarafından dosyaya sunulan 04.06.2015 tarihli e-mail yazışmaları dikkate alınarak, eser sözleşmesine konu ürünlerin celbi sağlanarak, ürünler üzerinde uzman tekstil bilirkişisi tarafından yapılacak inceleme ile ürünler üzerinde ayıp bulunup bulunmadığı, ürünlerde ayıp bulunması halinde gizli veya açık ayıp niteliğinde olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususları incelenmek suretiyle inceleme yapılması, ürünlerde ayıp bulunup bulunulmadığı ve süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı hususları belirlenip, ürünlerin ayıplı olması halinde süresinde bildirim yapılmış olup olmamasına göre ayıplı işler bedelini belirleyip, varsa ayıplı işler bedeli ve ödemeler düşüldükten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ile, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle,… 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih, 2016/934 Esas, 2019/1354 Karar sayılı kararının kaldırılmasına,…”karar verildiği, İstinaf kaldırma kararı sonrası, mahkememize gelen dosyanın 2023/62 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, faturalar, yazışmalar, tanık beyanları, ticari defter ve kayıtlar, ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının davalıdan, fatura ve cari hesap alacağından kaynaklı, 61.149,45-TL. asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek, %10,50 avans faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, icra takibinde, borcun 51.682,23-TL. kısmına, faize, faiz oranına, borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla, 51.682,23-TL. kısım üzerinden, İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, kumaş boyama işinden kaynaklanan, eser sözleşmesi olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtilaf, sözleşme kapsamında, kumaşların boyama işlemlerinin, sözleşme şartlarına uygun teslim edilip edilmediği, ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklanan takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Tal. sayılı dosyasından dinlenen davacı tanığı … 25/09/2018 tarihli talimat duruşmasında;” Ben 7 yıldan beri davacı … Tekstil Boya … San ve Tic. A.Ş’de satın alma ve idari işler sorumlusu olarak çalışmaktayım. … Örme San ve Tic. Bizim müşterimiz olur. Biz … Örmenin kendine ait ham kumaşlarını alıp fason olarak boyayıp … işlemi yapıldıktan sonra sevk işlemi yapmak için ürün alıp kendisine boya miktarı kadar fatura keseriz ve kumaşları kendilerine sevk ederiz. Bu işlemden dolayıda nlaştığımız fiyat üzerinden fatura kesilir. Dava dilekçesinde bana okumuş olduğunuz fataruların karşılığı tarafımıza davalı yanca ödenmemiştir. Davalı tarafla uzunce bir süre ikili görüşmeler yapıldı, buna rağmen alacağımızı tahsil edemedik. Bu yüzden bu faturalar dava konusu olmuştur.davalı yanca ürünlerin ayıplı olduğu iddia edilmiş ise de boyanan kumaşların herhangi bir ayıp ve kusuru yoktur. Benim bilgim görgüm bundan ibarettir. Başkaca ekleyeceğim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …, Mahkememizin 18/04/2018 tarihli duruşmasında dinlenmiş, davalı tanığı duruşmada; “Ben …’de pazarlamacı olarak çalışıyorum bu sözü geçen malların 3. Kişiye ben sattım, satış sözleşmesini ben yaptım, ancak teslimini … yaptı, bu kumaşları … verilen rengi haricinde başka renklerle boyamıştır, ayrıca kumaşların örgüsünü de bozmuştur, burdan maksadımız bütün malları değil bunların bir kısmıdır, bu yaşananlardan dolayı … 30-50 bin dolar arasında fazladan bir bedel ödemek zorunda kalmıştır. Bunun bir kısmını Boykoya yansıtmak istedim bildiğim kadarıyla … 10.000 TL’lik kısmına katlanabileceğini söylemiş,bununla ilgili aralarında galiba yazışmada olmuş, ama benim bu konuda tam bir bilgim yok, benim bilgim bundan ibarettir.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
İstinaf kaldırma kararından önce, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenerek , bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Muhasebe-Finans Uzmanı … tarafından hazırlanan 15/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda,
“…davalı şirketin 2015 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tetulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin icra takibine konu asıl alacağı 61.149,45-TL olup, davalı tarafından “Reklamasyon yansıtma bedeli, Tamir Fireleri, Bozuk malları ve renk farkları” açıklaması ile düzenlendiği 31/05/2015 tarih … seri no 51.682,23-TL’lik iade faturası düzenlendiği, iade faturassına konu malların ayıplı olup olmadığı konusunda uzmanlık alanım dışında olması sebebi ile tarafmdan tespitinin yapılamadığı, davalı şirketin cari hesaptan kalan 9.471,41-TL (61.149,45-51.682,23-TL) borcunu 09/09/2015 tarihinde davacı … Teks. Boya … San. Ve Tic. A.Ş.’ne … Bankası A.Ş.’den “… Esas dosya no (… Teks. Boya … ve Tic. A.Ş.)” açıklaması ödeme gerçekleştidiği ve borcunun bulunmadığı görülmüştür…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
İstinaf kaldırma kararından önce, davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenerek bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, SMMM-Bağımsız Denetçi … tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/126 talimat sayılı dosyasından hazırlanan 19/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda,
“…davacı tarafın ticari defterlerinin birbirini teyit etmesi, kapanış ve açılış onamalarının zamanında ve usulüne uygun olarak yapılmasından dolayı TTK 85 md. Ve HMK 222 maddesi gereğince davacıya delil niteliğine haiz olabileceği kanaati oluşmuştur. Davacı taraf ticari defterlerinde davalıdan 31/12/2015 kapanış tarihinde cari hesap bakiyesi olarak 51.682,24-TL olarak alacaklı gözükmektedir. Davalı tarafından düzenlenmiş olan 31/05/2015 tarih … seri nolu 51.682,23-TL reklamasyon faturası davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, fatura içeriğinde beyan edilen “Tamir fireleri, uçak yüklemeleri, bozuk mallar ve renk farkları” şeklinde açıklamalarınındeğerlendirmesi uzmanlık alanımın dışında olduğundan faturanın kabul edilip edilmemesine göre sonuç 2 seçenekli hesaplanmıştır. Faturanın Mahkemenizce kabul görmesi halinde; davacının takip tarihinde cari hesap bakiyesi olarak reklamasyon faturasının kayıtlı olduğu düşünülerek (61.149,45-51.682,24) 9.467,21-TL alacaklı olduğu, bu alacağa davalı tarafından itiraz konusu yapılmayıp 09/09/2015 tarihinde davacı tarafın hesabın ödendiği ve dava tarihinde bir bakiyenin kalmadığı, faturanın Mahkemenizce kabul edilmemesi halinde; davacının takip tarihinde cari hesap bakiyesi olarak 61.149,45-TL alacaklı olduğu, davalı tarafından 09/09/2015 tarihinde 9.467,21-TL ödeme yapıldığı, ödeme sonrası kalan bakiye alacağın (61.149,45-9.467,21) 51.682,24-TL olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
İstinaf kaldırma kararından sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Sözleşme Uzmanı Prof.Dr. … tarafından hazırlanan, 06/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…
2)Somut olayda, davalı/iş sahibi, eser sözleşmesine istinaden davacı/yüklenici tarafından yapılan işin ayıplı olduğunu, ispat etmekle yükümlüdür (HMK.md.190/1, TMK.md.6).
-Ancak davalı/iş sahibi, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesine istinaden davalı tarafından davacıya gönderilen ve davacı tarafından boyanıp davalıya geri gönderilen kumaşların ayıplı şekilde boyandığını ispata elverişli somut delil (delil tespiti raporu vb.) sunmamıştır.
-Davacı ile davalı arasındaki eser sözleşmesinin “sözlü olarak” akdedildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla da bu sözleşmeyle, davacı/yüklenicinin hangi kumaşları ne şekilde (nasıl) boyama yükümlülüğü altına girdiği hususu anlaşılamamaktadır. Yani davacının eser sözleşmesiyle tam olarak nasıl bir borç (yükümlülük) altına girdiği hangi hususu anlaşılamamaktadır.
-Mahkemece dinlenen tanıkların ifadelerinden ve dava dosasında sunulmuş olan e-mail yazışmalarında da, kanaatimizce, sözleşme konusu kumaşların davacı/yüklenici tarafından, ayıplı şekilde boyanmış olduğu, yani TMK.md.2’deki Dürüstlük Kuralına göre olması gerektiği gibi (sektörel tamüllere, işin gereklerine uygun şekilde) boyanmamış olduğu hususu da anlaşılmamaktadır.
-Bütün bu durumlar karşısında; davalı/iş sahibinin, davacı/yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ayıplı şekilde ifa ettiği hususunun ispat edemediği bu nedenle de davacı/yükleniciye olan iş bedeli borcundan ayıplardan dolayı indirim yapma ve indirilen tutarı ödememe hakkına sahip olmadığı kanaatine varılmakta olup, takdiri tamamen Mahkemeye aittir.
-Sonuç itibariyle, yukarıda açıklan gerekçelerle, dava konusu uyuşmazlık bakımından, Mahkemenin 05.11.2019 tarihli Kararında varıldığı gibi sonuca varılmasının uygun olacağı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Eser sözleşmeleri kapsamında ayıp, yasa veya sözleşme hükümleri gereğince, bir eserde bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenici, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda, açık ayıplarda (çıplak gözle/gözden geçirmeyle tespit edilebilen) TBK’nın 474’ncü, gizli ayıplarda (sonradan ortaya çıkan ve kullanmadan kaynaklanmayan) ise 477/3 maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu taktirde, aynı Kanun’un 475. maddesinde tanınan haklardan yararlanabilir. Ancak Türk Borçlar Kanunu’nun 475/1 maddesi gereğince, eser; eser sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşmeye önemli ölçüde aykırı olursa, eser sahibi, bu eseri kabulden kaçınabilir. Ne var ki eserdeki kusur veya sözleşmeye aykırılık yukarıda belirtilen ölçüde önemli değilse, eser sahibi, eserin değerindeki eksiklik oranında, bedeli indirebilir; eğer kusurların giderilmesi büyük harcamalar gerektirmiyorsa yükleniciyi onarıma zorlayabilir. Eser sahibine tanınan haklardan hangisini kullanabileceği, mahkemece uzman bilirkişi aracılığı ile eser üzerinde yaptıracağı inceleme sonucu ayıbın derecesi belirlenmek suretiyle takdir olunur.
Eser sözleşmelerinde, ayıbın varlığı kural olarak her türlü delille kanıtlanabilir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşen uygulaması da bu yöndedir. (Yargıtay 15. HD.’nin 06/02/2002 Tarih, 4689/546 Karar vb.) TBK’nın eser sözleşmesini düzenleyen hükümlerine göre, iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz, eseri muayene ve varsa eksil, ayıp ve kusurlı işleri tespit ederek veya ettirerek sonrasında da yine makul sürede ayıpları yükleniciye bildirmekle sonradan ortaya çıkan gizli ayıplarda ise gecikmeksizin yükleniciye bildirmekle yükümlü olup, bildirmediği takdirde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağından kendisine tanınan seçimlik haklarından yararlanamaz (TBK’nın 474, 477/3, 475. maddeleri)
Bu açıklamalar ışığında, somut olayda, davalı, davacıya, dosyaya sunduğu email ile sözleşmeye konu malların bir kısmının ayıplı olduğunu bildirdiğini, ayıplı ve gecikmeli yapılmış boyama işlerinin bedelini gösteren 31/08/2015 tarih ve … seri nolu 51.682,23-TL.’na havi reklamasyon faturasının, 15/09/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve davacının faturaya itiraz etmediğini ileri sürülmüştür.
İade faturasının davacının ticari defterlerine de kaydedilmediği görülmüştür, ancak faturaya itiraz edilmemiş olması, fatura kapsamında belirtilen işlerin eksik ve kusurlu olarak ifa edildiği anlamına gelmediği gibi, ayıplı işlerin fatura yoluyla davacı yüklenici tarafa usulünce bildirildiği (ayıp ihbarında bulunulduğu) anlamına da gelmez.
Davalı, dosyaya sunduğu e-mail yazışmaları ve dinlenen tanığı ile boyama işinin ayıplı ve geç ifa edildiğini ileri sürmüş ise de ayrıca buna ilişkin, kumaşlar üzerinde yapılmış bir tespiti, ihtarı olmadığı gibi, ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünleri incelenmek üzere hazır etmediği, hatalı ve ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünlerin satıldığının beyan edildiği, iddiasını ispatlayacak başkaca bilgi ve belge sunmamış olduğu, davacının, takibine ve davaya konu faturalarının, davalının defterinde kayıtlı olduğu, davalı tarafca her ne kadar iade faturası düzenlendiği iddia edilse de, 31/08/2015 tarihli iade faturasının, davacının, 14/08/2015 takip tarihinden sonra düzenlendiği, faturanın, “Reklamasyon yansıtma bedeli, tamir fireleri, bozuk mallar ve renk farkları” açıklaması ile düzenlendiği, ancak, ayıplı olduğu belirtilen malların, çeşit ve miktarları, hangi cins ve kaç metre kumaşın iade faturasına konu edildiğinin açıklanmadığı, ayıpların kabule icbar edilemeyecek nitelikte olup olmadığı konusunda açık bir beyanda bulunulmadığı, davalının ayıp ihbarını süresinde yerine getirdiği konusunda ispat vasıtası getiremediği gibi, davalının iddia ettiği zararına ilişkin delil sunmadığı, davalının ayıp ve geç ifa iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, faturalar, yazışmalar, tanık beyanları, ticari defter ve kayıtlar, dayanılan diğer deliller ve tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının, davalıya yapılan iş karşılığında fatura düzenlendiği, davalının kendisine düzenlenen ve gönderilen faturalara, TTK.21 ve 23.maddeler göre, faturaların kendisine ve içeriğine yasal süre içerisinde bir itirazı olduğuna ilişkin dosyaya belge sunmadığı, faturalara konu boyama işinin ayıplı ve geç ifa edildiğini ispat edilemediği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle, faturalar ve cari hesaba dayalı, talep gibi, toplam 51.682,24-TL. alacaklı olduğu, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı kanaati oluştuğundan, davacının davasının kabulü ile, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 51.682,24-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazın iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren, %10,50 avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, İİK 67/2. maddesi kapsamında % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 51.682,24-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazın iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren, %10,50 avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20’si olan 10.336,44-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 3.530,41-TL. harçtan, peşin alınan 341,55-TL. harç + 512,33-TL. tamamlama harcının toplamı olan 853,88-TL.’ndan mahsubu ile geriye kalan 2.676,53-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.900-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL. başvurma harcı + 341,55-TL. peşin harç + 512,33-TL. tamamlama harcı + 6.750-TL. bilirkişi + 1.212,38-TL. tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 8.845,46-TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır