Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/581 E. 2023/591 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/581 Esas
KARAR NO:2023/591

DAVA:Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/09/2023
KARAR TARİHİ:18/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf olan müteahhitin, 05/02/2015 tarihinde …. Noterliği’nde … yevmiye numarası ile Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nin imzalandığını, davalı yan yüklenici sıfatı ile müvekkilinin de aralarında bulunduğu arsa sahiplerine ait 4399 Ada 4, 6, 7 nolu ve 2 nolu Parsellerle birlikte mülkiyeti hazine ve/veya Büyükşehir Belediyesi veya İlçe Belediyesine ait olup tapu alım hakkı bulunan 2 nolu parsel olmak üzere (diğer parseller olan 1,3,5,8,9,10 ve 11 parsellerle anlaşmak şartıyla) 11 Adet Parsel taşınmazların, mevcut imar durumuna göre sözleşmede belirtilen süreler içerisinde, inşaat ruhsatlarının alınarak ilgili mevzuatın tanıdığı en geniş olanakların kullanılması ile yasa, mevzuat ve bu sözleşme ve eklerine uygun arsa payı karşılığı bağımsız bölüm yapımını yukarıda belirtilen şirket diğer arsa sahiplerine ve müvekkiline teslim etmeyi yüklenmiş olduklarını, taraflar arasında imzalanmış olan Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin 8. Maddesinde ”İnşaatın süresi, inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren 36 (OtuzAltı) aydır.” ibaresi ile inşaatın süresini kararlaştırmış olduklarını, ancak ilgili sözleşmenin taahhüt tarihi dolmasına rağmen taahhüt edilen bağımsız bölümler müvekkili tarafına teslim edilmemiş olduğunu, taraflarınca anılı Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesine istinaden …. Asliye Hukuk Mahkemesi … D.İş. Sayılı dosya ile inşaattaki eksiklerin tespiti konulu değişik iş dava dosyası açılmış olup, dosyanın 04/01/2023 tarihli karar ile bilirkişiye tevdi edilmiş olduğunu, İlgili Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesine konu inşaat mahallinde 11/01/2023 tarihinde keşif yapılmış olup, gerçekleştirilen keşif işlemindeki tespitler doğrultusunda bilirkişilerce 03/03/2023 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulmuş olduğunu, süreç boyunca davalı yan tarafından hem yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin büyük bir kısmı yerine getirilmemiş hem de müvekkilinden sürekli olarak birtakım evrakların imzalanması istenmiş olduğunu, müvekkilinin 23/08/2022 tarihinde hisse devri için … Cad. No:11A adresine çağırılmış, gelmediği takdirde hakkında …. Noterliği 05/02/2015 tarih ve … Yevmiye numaralı Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi 17. maddesinde belirtilen “aylık 1.000-TL” cezai şartın uygulanacağının belirtildiğini, taraflarınca ilgili cezai şartın kabul edilmediğinden bahisle …. Noterliği 26/08/2022 tarihli … Yevmiye No.lu İhtarname çekildiğini, davalının müvekkili ile imzalamış olduğu iyiniyet protokolüne ve temerrüte düşmüş olmasına rağmen müvekkilinden edimleri eksiksiz yerine getirmesini ve henüz büyük bir oranının tamamlanmamış olduğu yapının hisse devrini gerçekleştirmesini beklemiş olduğunu, bu hususun her açıdan kötü niyetli ve haksız olduğunu, aynı zamanda tarafların 16/12/2019 tarihinde imzalamış oldukları İyi Niyet Protokolü uyarınca Panorama İnşaat’ın …’a aylık 1.000-TL kira yardımı yapacağını, ilgili kira yardımının projenin anahtar teslimi yapılana kadar müvekkilinin bildirmiş olduğu IBAN numarasına yapılacağını, bu süreden önce yatırılmamış kiralar varsa onların da yatırılacağı hususu imza altına alınmış olduğunu, davalı yanın üzerine düşen yükümlülüklerden biri olan kira yardımını müvekkiline yalnızca birkaç ay ve düzensiz şekilde gerçekleştirmiş olduğunu, müvekkilinin davalı yandan alması gereken kira yardımının büyük bir kısmını alamamış olduğunu, bu hususta taraflarınca şimdilik aylık 1.000-TL olarak kira yardımı alacağının tazminatını talep etmekte olduklarını, yukarıda açıklanan nedenlerle; inşaattaki mevcut eksikliklerin arsa sahibi tarafından yüklenici nam ve hesabına ikmali için, müvekkili arsa sahibi adına nama ifaya izin verilmesini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla uzman bilirkişiler tarafından hesaplandığında fazla çıkması halinde arttırılmak ve harcını tamamlamak üzere (tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere) 17.000-TL eksik ve kusurlu işler bedeliyle ve şimdilik 1.000-TL. kira yardımı alacağı ve gecikme tazminatı alacağının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, “Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” ve sözleşme hükümleri gereği, eksik ve kusurlu işlemlerden kaynaklı, davacının uğramış olduğu zararın tazminine yönelik açılan belirsiz alacak davasıdır.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında, davacının tacir olmadığı, davaya konu uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır