Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/563 E. 2023/961 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/691 Esas
KARAR NO:2023/967

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:23/10/2023
KARAR TARİHİ:25/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı şirket …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında asıl borçlu … (T.C. No: …) aleyhine 09/03/2023 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığını ancak borçlu …’un icra takibinden önce 18.12.2022 tarihinde vefat ettiğini, müteveffa …’un mirasçısı müvekkili … …’un Mirası Reddi talebiyle dava açtığını ve …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce 20.01.2023 tarihli … E. … K. Sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, ilgili kararın 21.03.2023 tarihinde kesinleştiğini, davalı şirketin müvekkilinin de içinde bulunduğu mirasçılara ödeme emri gönderdiğini, …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasında kesinleşmiş bir mirasın reddi kararı bulunmasına rağmen müvekkili yönünden icra işlemlerine devam ettiğini, müvekkilinin mirasın reddi kararını dosyaya sunarak ilgili takibin durdurulması amacıyla 19.04.2023 tarihinde talepte bulunduğunu ancak icra müdürlüğünce 26/04/2023 tarihinde, mirasın reddi kararına rağmen itirazın süresinde olmadığından bahisle müvekkili … … yönünden takibin devamına karar verdiğini, müvekkilinin banka hesaplarına ve maaşına haciz tatbik edildiğini ve maaşından haciz kesintisi yapıldığını, 27/04/2023 tarihinde icra memurunun işlemine dair …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile şikayet davası açtıklarını, 09/10/2023 tarihinde …. İcra Hukuk Mahkemesi …. sayılı dosyasında şikayetin kabulüne ve…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı/borçlu yönünden ödeme emri tebliğ işleminin İPTALİNE karar verildiğini ancak müvekkili yönünden takibin halen devam ettiğini, davalı bankanın müvekkili yönünden takipten feragat etmediğini, müvekkilin banka hesaplarına ve maaşına haciz işlemlerinin yapılmasından dolayı müvekkilinin mağdur olduğunu ve haksız takipten zarar gördüğünü, menfi tespit davası açabilmek adına arabuluculuk başvurusunda bulunduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek müvekkili aleyhine başlatılan haksız ve kötü niyetli takibin dava sonuna kadar teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini, müvekkilinin maddi durumunun dava harç ve giderleri ödemeye yeter olmadığından HMK 334. Maddesi kapsamında adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesini, müvekkilin …. Sulh Hukuk Mahkemesi 20.01.2023 tarihli … E. … K. Sayılı ilamı ile mirası reddettiği ve kararın 21.03.2023 tarihinde kesinleştiği dikkate alınarak; …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasından miras reddi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile menfi tespit davalarının kabulüne, haksız ve kötü niyetle yapılan takip dolayısıyla davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava konusu uyuşmazlığıh mirasçıya banka tarafından sağlanan krediye ilişkin olduğundan TTK 4/1. f bendiyle bankalara ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğduğu için ticaret mahkemesinde görülmesi gereken ticari davanın taraflarından biri, 6502 sayılı tüketici kanununun 3/k maddesinde tanımı yapılan tüketici ve işlem de aynı maddenin fıkrası gereğince tüketici işlemi ise aynı Yasanın 73. maddesi gereğince uyuşmazlığa tüketici mahkemesi bakmalıdır hükmünü amir olduğunu, müvekkili banka ile muris … arasında murisin başvurusu üzerine Tüketici Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, uyuşmazlık konusu da akdedilen tüketici kredisinin ödenmemesinden doğduğundan anılan sebeplerle davayı bakmaya görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu belirterek görevsizlik itirazında bulunduklarını, davacının taraflarının takipten feragat etmediği yönündeki beyanlarının asılsız olduğunu, cevap dilekçeleri ekinde sundukları evraklardan da görüleceği üzere taraflarınca icra dosyasına talepte bulunduklarını ve davacının icra dosyasından borçlu kaydının silinmesi talep ettiklerini ancak icra dairesince taleplerinin reddedildiğini ve davacının borçlu sıfatının üçüncü kişi olarak değiştirildiğini, taraflarınca gerekli işlemler yapılmasına rağmen icra dairesince işlem yapılmadığını, bu hususta kötü niyetli oldukları iddiasının kabul edilemeyeceğini, her ne kadar davacı mirasi reddetmiş olsa da yerleşik Yargıtay uygulamalarında da görüleceği üzere Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve …. Sayılı ilamı ile mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edildiğini, bu ilkenin mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmakta olduğunu, davacı … … tarafından mirasın reddine ilişkin kararın 20.01.2023 tarihinde alındığını, taraflarınca borçlu yönünden takibe ise 09.03.2023 tarihinde geçildiğini, … …’a ödeme emrinin 03.04.2023 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, … … ise 7 günlük yasal süresi içerisinde borca itiraz etmediğinden kendisi hakkında takibin kesinleştiğini, davacı usulüne uygun itirazda bulunsaydı kendisi yönünden takip durdurulur ve herhangi bir icrai işlem yapılamayacağını, bu yönden de davacıya yöneltilen takip hukuka ve usule uygun olduğundan kötü niyetten bahsedilemeyeceğini belirterek öncelikle dosyanın görevsiz mahkemede açıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının açmış olduğu haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, menfi tespit davasıdır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’nın 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının mirası reddetmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, davalının ise imzalanan kredinin tüketici kredisi olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği, davacının murisi …’un davalı banka ile imzaladığı 07/06/2022 tarihli temel bankacılık hizmet sözleşmesi ve ekleri incelendiğinde sözleşmenin bireysel müşteri sözleşmesi olduğu ve tüketici işlemi niteliğinde olduğu, bu nedenle eldeki uyuşmazlık yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğu kanaati ile mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde, resen HMK’nın 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve aynı yasanın 331/2. maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
4-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır