Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/519 E. 2023/940 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2023/519 Esas
KARAR NO:2023/940

DAVA:3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:03/08/2023
KARAR TARİHİ:13/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, dava dışı takip borçlusu … Şirketi aleyhine, … … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra dosyasından müvekkili şirkete İİK.’nun 89. maddesi uyarınca, birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini ancak bu ihbarnamelere takip borçlusu ile arasında hiçbir ticari ilişki olmadığından ötürü, müvekkili şirket tarafından itiraz edilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirkete üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini ancak müvekkili şirket ile takip borçlusu arasında herhangi bir alacak/borç ilişkisi bulunmadığını, dolayısıyla takip borçlusu şirketin müvekkili şirketten herhangi bir para ya da mal alacağının bulunmadığını, bu hususun defter ve kayıtların incelenmesi ile ispatlanacağını, İİK.’nun 89/3 maddesi; “…ikinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur…” şeklinde olup, anılan madde doğrultusunda müvekkili şirket aleyhine cebri icra yolu ile işlem yapılmaması ve müvekkil şirketin bu hususta herhangi bir mağduriyet yaşamaması adına, … … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına menfi tespit davası açıldığını, davanın kesinleşmesine kadar cebri icra işlemi yapılamayacağını, iik’nun 106. maddesinde belirtilen sürelerin işlemeyeceği hususularının bildirilmesini, müvekkili şirketin dava dışı takip borçlusuna karşı herhangi bir borcu bulunmadığının tespit edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın İİK.89’a göre açılan menfi tespit davası olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, mahkememizin görevli olmadığını, davacı taraf her ne kadar dosya borçluları ile arasında bir ticari ilişki olmadığını iddia etse de; davacı tarafça sunulan delil listesinin ekinde yer alan envanter listesinin 2022 yılına ait listesinde dosya borçlusu …’e makbuzlar kesildiğini ve buna ilişkin ödemeler yapıldığını, bu cihetle davacı ile dosya borçluları arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili …’ın dava dışı işvereni … ve … Ticaret ve Sanati Limited Şirketi’nden olan Kasım/2022, Aralık/2022, Ocak/2023, Şubat/2023 ayı ücret alacağı ile 88 günlük yol ve yemek ücretinin tahsili amacıyla takip başlattıklarını, davacının dava dışı icra dosya borçlularına borçlu olmadığını ispat etmek külfetinde olduğunu, davacı tarafın borçlu olmadığına yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, icra dosya borçluları ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davacının, icra dosyası takip borçluları ile aralarında ticari ilişki olduğundan alacak/borç ilişkisi olmadığı iddiasının asılsız olduğunu, davacı tarafa icra dairesince İİK 89. Maddesine göre birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri gönderildiğini, gönderilen haciz ihbarnamelerine davacı 7 gün içinde itiraz etmediğini, davacının süresi içinde haciz ihbarnameleri itiraz etmediğinden işbu menfi tespit davasını açılmasına kendisi sebebiyet vermiş olduğundan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek İİK 89. maddesine göre açılan menfi tespit davalarında görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmesine, davacı tarafın dava dışı icra takip dosya borçluları ile aralarında ticari ilişki olduğundan davacının menfi tespit taleplerinin reddine, davacı aleyhine İİK 89/3 maddesine göre dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, davacının 7 gün içinde birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmemekle işbu davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 89/3.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/1990 Esas, 2021/2070 Karar sayılı ilamında “Somut dava bakımından yapılan incelemede ise, dava konusu takip dosyasında davalı takip alacaklısı tarafından, davalı … Tic. A. Ş. ve dava dışı takip borçluları aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ve davacıya takip dosyasından İİK’nun 89/1 ve 89/2 maddeleri uyarınca haciz ihbarnamelerinin gönderildiği görülmüş olup davacı borçlu olmadığı iddiasıyla İİK’nun 89/3 maddesi uyarınca eldeki davayı açmıştır. Görüldüğü üzere davanın tarafları arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmamaktadır. Davalı alacaklı ile dava dışı takip borçlusu arasında bir ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. İİK’nun 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında davacı ile davalı takip alacaklısı arasında doğrudan ticari ilişki bulunmadığından TTK’nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari davadan söz edilemeyecektir. Bu itibarla davanın HMK’nın 2.maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. İlk derece mahkemesince farklı gerekçelerle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/2171 Esas, 2022/168 K. sayılı ilamında “6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan aynı Kanunun 776 ve devamı maddelerinde “bono ve emre yazılı senetler” hususunda düzenleme sevk etmiş olup, 30.06.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı Kanun gereğince açıkça bu tür işlerde ticaret mahkemesi görevli kılınmıştır. Somut olayda dava dilekçesinde açıkça belirtilmemiş ise de davacının icra takibinin tarafı olmayıp, İİK 89.maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri sonucunda sorumlu hale geldiği anlaşılmaktadır.
Dava İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. Bu itibarla takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceğinden; mahkemece görevsizlik kararı verilmesi yerinde olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. ” gerekçesi ile İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu belirtilmiştir.
Aynı husus İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2021/172 Esas, 2021/170 Karar sayılı ilamında ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarih ve 2016/3568-6425 Esas ve Karar sayılı ilamlarında belirtilmiştir.
İİK m.89/3 haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir, eldeki davada tarafların tacir olmasının veya temel ilişkinin ticari nitelikte bulunmasının görevin belirlenmesinde bir etkisi bulunmadığından ve davacı ile davalı takip alacaklısı arasında doğrudan ticari ilişki bulunmadığından TTK’nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari davadan söz edilemeyeceğinden, davanın genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesinde görülmesi kanaati ile mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde, resen HMK’nın 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve aynı yasanın 331/2. maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
4-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır