Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/483 E. 2023/1007 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/483 Esas
KARAR NO :2023/1007

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:19/07/2023
KARAR TARİHİ:27/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … Şubesine kayıtlı, keşidecisi … – … … olan … ve … Seri Numaralı, 25.10.2022 basım tarihli, 12.000,00-TL bedelli, keşide yeri … ve lehdarı … Ayakkabı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olan iki adet çekin müvekkili ile çek keşidecisi … – … … arasındaki hukuki sözleşmeden kaynaklı olarak düzenlendiğini, söz konusu çeklerin müvekkili tarafından …’ya kargolandığını ve kargo sürecinde henüz tahsil edilmeden ve vade günü gelmeden zayi olduğunu, muhatap banka … … Bankası A.Ş. mahkemeye gönderdiği cevab-i yazıda 15.12.2022 tarihinde çeklerin henüz ibraz edilmediği bilgisi verildiğini, akabinde davalı banka tarafından 13.06.2023 tarihinde müvekkili de dahil olmak üzere çekteki bütün cirantalara ve dava dışı keşideciye … İcra Dairesi’nin …Esas Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin haciz tehdidi altında icra dosyası borcunun tamamını ödeme yaptığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce taraflarına çekin istirdatı davası açmak üzere süre verdiğini, dava şartı olan arabuluculuk başvurusu yaptıklarını ancak anlaşma sağlayamadıklarını, ayrıca kargo firması ile ilgili gerekli şikayetleri yaptıklarını, çeklerin takibe konu edilmesinden de anlaşılacağı üzere çeki kötü niyetli şekilde ele geçiren kişilerin çekin piyasada tedavülde kalmasını sağladıklarını ve bu yolla haksız kazanç elde ettiklerini, çekin en son davalı bankaya cirolandığını, ancak ilgili ciro silsilesinin kopuk olduğunu, her ne kadar hamillerin kendilerinden önce gelen cirantaların imzalarının geçerliliğini kontrol etme yükümlülüğü bulunmasa da, ödeme yasağı bulunması ve önceki cirantalar ile ilgili yeterli araştırma yapmaksızın çeki iktisap etmesi davalı bankanın sorumluluğunda olduğunu, davalı bankanın çeki iktisap etme konusunda ağır kusurlu olduğunu, müvekkili ile müvekkilden sonra gelen ciranta olan … … Ticaret Limited Şirketi arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını ve aralarında hiçbir hukuki ilişki kurulmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilerek, çek bedelinin ve dosyaya ödenen bütün borcun fer’ilerinin istirdatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ve sair masrafların davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … … Anonim Şirketi arasında imzalanan Genel Kredi Sözlemesi uyarınca dava dışı şirkete kredi hesabı tesis edildiğini ve krediler kullandırıldığını, buna ek olarak dava dışı şirketin söz konusu çeki ciroladığını ve müvekkili bankaya teslim ettiğini, müvekkili bankanın muhatap bankaya 15.05.2023 tarihinde takas merkezi üzerinden ibraz etiğini, ancak çek üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verilen karara uyarınca çek üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağına dair şerh düşüldüğünü, müvekkilinin çeki tahsil edemediğini, müvekkili banka tarafından … İcra Müdürülüğü’nün …Esas sayılı dosyasından kambiyo takiplerine özgü haciz yolu ile borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlattıklarını, davacı tarafça başlatılmış olan icra takibine ilişkin hiçbir şikayet ve itirazda bulunulmadan ödeme yapıldığını, ödemeyi takiben ise işbu istirdat davasının açıldığını, müvekkili bankanın iyi niyetli hamil sıfatını haiz olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların kasıtlı olarak kötü niyetli beyan olduğunu, müvekkilinin söz konusu çeklerin çalıntı olduğu yönündeki iddiadan ve çek hakkında verilen ödeme yasağından haberdar olmasının mümkün olmadığını, her ne kadar çek görüldüğünde ödenmesini gerektiren ve vade bulunmayan bir ödeme aracı olsa da ticari hayatın içinde teamül ve içtihatlarla da kabul edildiği üzere ileri tarihli düzenlenen çekin yetkili hamili tarafından cirolanarak ödeme aracı olarak kullanıldığını, davacının işbu dava ile ileri sürmüş olduğu iddiaların kabulü anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili dahil hiçbir hamilin çek üzerindeki imzaların, önceki hamiller arasındaki hukuki ilişkilerin gerçekliğini kontrol etme ve araştırma sorumluluğu bulunmadığını, hatta öyle ki, muhatap bankanın dahi ödeme gününde ibraz edilen çekin ciro silsilesinde kopukluk olup olmadığını kontrol etme sorumluluğu olmasına rağmen imzaların gerçek olup olmadığını kontrol etme sorumluluğunun da bulunmadığını, Türk Ticaret Kanunu 801. maddesi; “Cirosu kabil bir çeki ödeyecek muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını incelemekle yükümlü ise de cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.” şeklinde düzenlendiğini, ayrıca söz konusu çeklerin iptali davası ve ödememe yasağına dair karar verilmiş olmasının müvekkili banka tarafından takip başlatılmasına engel bir hukuki gerekçe olmadığını, davacı tarafın diğer cirantalar ile hiçbir ticari ve hukuki ilişkisi olmadığı yönündeki beyanların hukuki bir dayanağının bulunmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı olarak kötü niyetle ikame edilmiş olan işbu davada; öncelikli olarak mahkememizce verilmiş olan “takibin durdurulmasına ilişkin” kararın kaldırılmasına ve takibin devamına, netice itibariyle davanın reddine, kötü niyetli ve haksız şekilde imza itirazında bulunmuş olan davacı şirket hakkında %10 para cezasına ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava, istirdat davasıdır.
İstanbul Bam 16.Hukuk Dairesinin 2022/… Esas, 2023/… K. sayılı ilamında ” Davacı, davaya konu çekin dava dışı keşideci … İnş. … Tic.A.Ş tarafından kendileri lehine düzenlendiğini, çeki ticari ilişki kapsamında dava dışı firmaya göndermek isterken kargoda çalındığını, çeki haksız ele geçirenlerin çeki iktisap etmiş gibi tahsile koyduklarını, davalının meşru hamil olmadığını beyanla menfi tespit ve çekin istirdadı isteminde bulunmuş; davalı ise davacı beyanlarının gerçek dışı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Somut uyuşmazlıkta; davacının takibe konu çekin lehtarı olduğu, çekin davacı tarafından dava dışı üçüncü kişiye gönderildiği sırada kargoda çalındığının ve davalının meşru hamil olmadığının iddia edildiği, davacının çekteki lehtar-birinci ciranta imzasını inkar etmemesi karşısında davalının meşru hamil olmadığını ispat yükünün davacıda olduğu, çek üzerindeki ciro zincirinin görünüşte düzgün olduğu da dikkate alındığında davalının meşru hamil olmadığı hususu ispat edilemediğinden ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. ” gerekçesi ile davalının meşru hamil olmadığının ispat yükünün davacıda olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının lehdarı olduğu çekin kargoda kaybolduğunu, kendisinden sonra ciro silsilesinin kopmuş olduğunu belirterek çek bedelinin istirdatına karar verilmesini talep ettiği, davalının ise iyiniyetli hamil olduğunu ve çekte ödeme yasağı bulunmasının icra takibi yapılmasına engel olmayacağını savunduğu, çekle ilgili olarak ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile görülen çek iptali davasında ödeme yasağı kararı verildiği, her ne kadar çek iptal davasında ödemeden men kararı verilmiş ise de, yerleşik Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğu üzere, bu kararın iyiniyetli hamil konumunda olan davalıyı bağlamayacağı, ayrıca çekin tahsiline yönelik işlemlere de engel olmayacağı, davalının meşru hamil olmadığını ispat yükünün davacıda olduğu, davacının çekteki imzayı inkar etmediği ve ciro zincirinin görünüşte düzgün olduğu, davacının davalının meşru hamil olmadığını ispatlayamadığı gözetilerek açılan davanın reddine karar verilmiş, davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.000-TL. vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3120 -TL. arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır