Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/477 E. 2023/941 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/477 Esas
KARAR NO :2023/941

DAVA:Menfi Tespit ve Tazminat
DAVA TARİHİ:17/07/2023
KARAR TARİHİ:13/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı … Bankası … şubesi ile dava dışı borçlu … arasında muhtelif tarih ve muhtelif bedelli kredi sözleşmelerinden doğan borç için, davalı banka tarafından müvekkili …’nın kefaleten sorumlu olduğu iddiası ile 210.000-TL bedelli ipoteği haksız ve kötüniyetli bir şekilde kefalete şamil gibi gösterilerek …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin yapılan takibe ilişkin … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, açılan dava ile ipotek sebebiyle borçlu olmadığı tespitinin yapıldığını ve yapılan icra takibinin konusuz kaldığını, davalı bankanın kararı temyiz ettiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nce yerel mahkeme ilamının bozulduğunu, davalı bankanın bu defa müvekkili aleyhinde kefalete ilişkin haksız ve kötüniyetli olarak … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile 336.767,06-TL takip çıkışlı ve %80 temerrüt faiz talepli ilamsız icra takibi başlattığını, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu md.72/1.fıkrası gereği “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” hükmünü amir olduğunu, bu sebeple davalı banka tarafından haksız şekilde devam ettirilen kefalet iddiasına dayalı takip olan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının iptali ve menfi tespit yapılması için bu davanın açılmasının zaruri hale geldiğini, müvekkilinin harç ve masraflarını karşılayacak ekonomik durumunun olmadığını belirterek adli yardımdan yararlandırılmasına karar verilmesini, işbu menfi tespit davası ile müvekkili …’nın davalı bankaya dava dışı …’in borcuna kefaleti sebebiyle borcunun bulunmadığının tespiti ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının müvekkilim bakımından iptalini ve davalının takip tarihi itibariyle İİK.md.72 gereği %20’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve takibin dava neticeleninceye kadar teminatsız olarak tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini, TBK.592/4 gereği ile haksız fiil sorumluluğu kapsamında; … İli, … ilçesi, … Köyü 391 ada 20 parsel numaralı taşınmazın şuanki değerinin tespitinden satış bedeli olan 153.500-TL’nin mahsubu ile aradaki farkın tazmini yahut terdiden taşınmazın satış günündeki değerinin tespitinden 153.500-TL’nin mahsubu ile aradaki farkın 22.04.2010 tarihi olan satış gününden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte belirsiz alacak olarak tespiti yapılana kadar şimdilik 1.000-TL’nin tazminini, Haksız takip dolayısıyla ve haksız cebri icra tehdidi altında ticari işletmenin bulunduğu taşınmazın satışı ve ticari işletmenin terkin edilmesi dolayısıyla TBK.592/4 gereği ile haksız fiil sorumluluğu kapsamında belirsiz alacak davası olarak zararın ve kar kaybının tespitine kadar 1.000-TL zararın 24.06.2010 tarihi olan ticari işletmenin kapatıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tazminini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinde … Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki yetki sözleşmesi gereğince davaya bakmakta … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, buna göre söz konusu davanın haksız fiile dayalı belirsiz alacak davası olarak açılması için gerekli olan 2 yıllık ve her halde 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, menfi tespit davası da sözleşmesel ilişki sebebi ile genel dava zamanaşımına tabi olup 10 yıl geçmiş olduğundan menfi tespit davası için de öngörülen zamanaşımı süresinin de dolduğunu, davacı yanın iddiaları haksız ve kötüniyetli olduğunu, dava dışı … ile müvekkili banka ile arasında imzalanan sözleşmelere davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, dava dışı borçlu ve davacı sözleşmeler gereğince gereğince yükümlülüklerini yerine getirmediğinden dava dışı borçlu ve davacı yan hakkında icra takipleri başlattıklarını, davacının açtığı … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verilen kararda davacı yanın ipotek yönünden borçlu olmadığına hükmedildiğini, davacının taşınmazı dava dışı …’ya satarak müvekkil bankaya asıl borçlu sıfatı ile borçlu olduğu şahsi borçlarını ödediğini, oysa ki söz konusu ipotek davacı yanın kefalet borçlarını da teminat altına almakta olduğunu, borçlu olmadığını iddia eden davacının icra takibine itiraz etmediği gibi icra takibi açıldıktan tam 13 yıl sonra sayın mahkeme huzurundaki davayı açtığını, bugüne kadar kadar bu konuda herhangi bir hukuki yola başvurmadığını, elinde türlü hukuki imkanlar bulunan davacının bunca senenin ardından müvekkili banka yüzünden uğradığını iddia ettiği zararları istemesinin haksız ve kötüniyetli olduğunu ve kabulünün mümkün olmadığını, kabul anlamına da gelememek kaydı ile davacı yanın haksız fiile dayalı olarak istediği tüm alacakların da zamanaşımına uğradığını belirterek haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, menfi tespit ve tazminat davasıdır.
… Bam 3.Hukuk Dairesinin 2022/1720 E., 2023/1670 K. Sayılı ilamında ” Takip ve dava konusunu oluşturan genel kredi sözleşmenin davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında olduğu, bu sözleşmeyi davalının da müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı anlaşılmaktadır. Genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan HMK’nun 17. maddesi uyarınca bu sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. Kefaletin fer’iliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefilleri olan davalıyı da bağlayacağından İlk Derece Mahkemesi’nce genel kredi sözleşmesinde … Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin hüküm bulunmaktadır.
Sözleşmedeki bu yetki şartı 6102 sayılı TTK ‘nda hükme bağlanan ticari teselsül karinesi ve kefaletin fer’iliği ilkesi gereği davalıyı da bağladığından ve icra takibi de sözleşmede belirtilen … İcra Dairesi’nde yapılmış olduğundan yetkili İcra Dairesi’nde takip yapılmasına ilişkin dava şartı gerçekleşmiş olup yerel mahkemece davanın esasına girilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.” gerekçesi ile genel kredi sözleşmesindeki yetki şartının kefili de bağlayacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalının yaptığı … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve zararının tazminine karar verilmesini talep ettiği, davalının ise cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak … mahkemelerinin yetkili olduğunu savunduğu, davaya konu genel kredi sözleşmelerinin 86.maddesinde … mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, bu yetki şartının müteselsil kefil davacıyı da bağladığı, sözleşmedeki yetki şartı münhasır yetki şartı olup HMK 17. maddesi kapsamında sadece sözleşmede münhasıran belirlenen mahkemenin yetkili olduğu, bu kapsamda da … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalının süresindeki yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde HMK 20/1 maddesi uyarınca kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi halde HMK 20/1-son cümle uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilerek karara bağlanmasına,
4-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına,
Davacı vekilinin ve davalı vekillerinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır