Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/448 E. 2023/561 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/448 Esas
KARAR NO :2023/561

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:15/02/2023
KARAR TARİHİ:14/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …’in sevk ve idaresinde … plakalı araç ile … Caddesinde seyir halinde iken kendisine yeşil ışığın yandığı esnada temkinli bir şekilde seyir halindeyken u dönüşünün yasak olduğu ve bu yönde yasak levhası bulunmasına rağmen davalılardan …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın aniden dönüş yaparak davacının aracının önüne çıktığını, davacının aracının bu çarpma sonucunda savrulduğunu, bu çarpma sonucunda maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, aynı kaza sonucunda davacı …’in aracında annesi …’in de bulunduğunu ve …’in alın ve saç bileşkesinde saçlı bölgede 3cm’lik bir kesiden kaynaklı spinal batın ve ekstremite vuku bulduğunu, bu yaralanma nedeniyle tedavi gördüğünü, yaralanma nedeniyle … Polis Merkez Amirliğinin … evrak numarası ile ifade verdiğini ve bu ifadede kazaya sebebiyet veren kişi ve kişilerden şikayetçi olduğunu ayrıca …’ın u dönüşünün yasak olduğu yerden aniden U dönüşü yaparak davacının aracının önüne çıktığından %100 kusurlu olduğunu, tanıkların beyanlarından ve kaza tespit görüntülerinden davacının seyir ettiği istikamette yeşil ışığın yandığını ve davalının döndüğü yerde u dönüşünün yasak olduğunu ve de bu hususta uyarıcı tabelanın bulunduğunu bu nedenle dosyanın kusur oranının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasını, davacının opel astra marka aracının 2011 model olduğunu ve aracın kazanın olduğu tarihe kadar trafik kazasının bulunmadığını, aracın kilometresinin düşük olduğunu, değişensiz ve boyasız orjinal bir araç olduğunu bu durumdan davacının aracına verdiği değerin anlaşılabileceğini, davalı olan … Sigorta A.Ş’ye … sigorta poliçe numarasına istinaden dosya açtırıldığını, açılan dosyada yapılan tespitler sonucunda davacının %75 oranında kusurlu olduğunu ve aracın pert işlemi gördüğünü ve tespit edilen düşük bir miktarda zararın davacıya teklif yapıldığını, hasarın teklif edilen miktardan yüksek olduğunu bu nedenle kabul edilmediğini, bilirkişi incelemesi yapılarak davacının aracında bulunan hasarın tespiti ve tazmini olarak ödenmesi gereken bedelin tespitinin yapılmasını, kaza sonucunda oluşan değer kaybının tespit edilerek ödenmesini, kaza nedeniyle davacının aracını kullanamadığını, dava açılma tarihi itibariyle de aracın tamiri için herhangi bir işlem yapılmadığını bu nedenle davacının aracının olmamasından kaynaklı araç kiraladığını ve araçsız kalacağı süre zarfında dosyanın bilirkişiye verilmesi halinde bilirkişiden aracın tamir süresinin kaç gün süreceğinin ve tespit edilen gün itibariyle aracın kiralama bedelinin ne olacağı yönünde de tespit yapılmasını istediğini, kaza sonucunda yaralanan …’in en çok mağdur olan kişi olduğunu, tedavi aşamasında korku yaşadığını, psikolojik veya mevcut yaralanmadan dolayı olup olmadığını bilmemekle …’in 1 haftaya yakın evde devamlı hareketsiz halde kaldığını, davacının … için de maddi manevi tazminat verilmesini istediğini, kazaya karışan … plakalı araca dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; 17.01.2023 saatlerinde … Bulvarında abisi …’ın yanlış yönden araba ile giriş yaparken … plakalı aracın sahibi olan davacının aşırı süratle gelmesi sonucu iki arabanın birbirine çarptığını, her iki tarafın da ufak tefek sayılacak yaralanmalar aldığını, bilirkişinin raporuna göre abisinin %75, karşı tarafın ise %25 kusurlu bulunduğunu, iki tarafın da kazada kusuru bulunduğunu, davacının haksız bir şekilde kusuru kendilerine yükleyerek dava açmış olduğunu beyanla davanın reddini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; 17.01.2023 tarihinde yapmış olduğu kaza nedeniyle davacının açmış olduğu bu davaya itiraz ettiğini, zira davacı tarafın kusurun tamamını haksı z bir şekilde kendisinin üzerine yıkmaya çalıştığını, bilirkişinin raporuna göre kendisinin %75, karşı tarafın ise %25 kusurlu bulunduğunu, iki tarafın da kazada kusuru bulunduğunu, davacının haksız bir şekilde kusuru kendilerine yükleyerek dava açmış olduğunu beyanla davanın reddini talep ile cevap verdiği görüldü
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Bu tür davalarda eğer dava sigorta şirketine açılacak ise Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğunu, işbu sebeple ilk olarak davanın görevsiz mahkemede açılmış olması sebebiyle usulden reddini talep ettiklerini, huzurdaki davanın ticari dava olması sebebiyle arabuluculuğu başvurma zorunluluğu bulunmakta olduğunu, ancak müvekkili şirkete karşı yapılmış bir arabuluculuk başvurusu bulunmadığını, bu sebeple de davanın usulden reddini talep ettiklerini, huzurdaki başvurunun öncelikle “dava şartı eksikliği” sebebiye usulden reddi gerekmekte olduğunu, zira davacı tarafın sigorta şirketine başvuru yapmamış olduğunu, müvekkili şirkete iletilen sağlık raporu tetkik edildiğinde, sunulan raporun 01.06.2015 tarihli genel şartlarda belirtilen niteliğie haiz olmadığının anlaşıldığını, Hasar başvurusunda sunulan Üniversite Hastanesi’nce hazırlanan raporun her ne kadar “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine dikkate alınarak düzenlendiği belirtilmiş ise de işbu rapor yönetmelikte düzenlenen “özürlü sağlık kurulu raporu düzenleme usul ve esaslarına” aykırı düzenlemiş olduğunu, yeni genel şartlar uyarınca maluliyet tazminatı hesaplamaları Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre değil, ZMM genel şart ekinde yer alan TRH-2010 kadın/erkek tablosu ve %1,65 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerekmekte olduğunu, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı ve tedavi giderine ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından, huzurdaki başvurunun bu nedenle de esastan reddi gerekmekte olduğunu, kaza tarihi dikkate alındığında, burada, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarının hükümlerinin uygulanması gerektiğini, talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı zararları ve tedavi gideri “sağlık giderleri teminatı” içerisinde değerlendirildiğini, bu suretle yukarıda izah ettiğimiz ilgili yasa, genel şart hükümleri ve itiraz hakem heyeti kararı doğrultusunda bu yöndeki taleplerin poliçe teminatı dışında kaldığını belirtir başvurunun reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Bakıcı gideri talebinin kabulü halinde, kazazedenin bakımı aile içinde gerçekleşeceğinden (bakıcı tutulduğuna dair dosyada bir evrak yer almamaktadır) sayın hakemliğinizce aşağıdaki yargıtay kararı gereği %25’ten az olmamak üzere indirime hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, davacı her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunulmuşsa da müvekkil şirketin sorumluluğu zmms kapsamı dahilinde olduğunu, ZMMS ile manevi tazminatları poliçe kapsamına alınmamıştır (manevi tazminat klozu bulunmamaktadır) bu nedenle manevi tazminat talepleri yönünden de taleplerin reddini talep ettiklerini, davacı tarafa müvekkili şirket tarafından ödenmiş olan pert bedeli kayıtsız şartsız olarak mutabakatname ile kabul edilmiş olduğunu beyanla müvekkil sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu başvurunun reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davacı …’in, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların, TBK’nın 56. maddesinden kaynaklanan manevi tazminatın, davacı …’in aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı ile birlikte ikâme araç kira bedelinin davalılardan tahsili davasıdır.
19/12/2018 tarihli 30630 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere ihdas edilen 5/A maddesine göre TTK’nun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır. Aynı yasanın 26. maddesine göre ise iş bu maddenin yürürlük tarihi 01/01/2019 tarihi olup, bu tarihten sonra açılacak davalarda zorunlu arabuluculuğa başvurulması dava şartıdır.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanun’a eklenen 18/A-2 maddesine göre ise arabuluculuk son tutanağı aslının veya onaylanmış örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olup, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekmektedir.
7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile ihtas edilen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesinde ticari davalardan bahsedilmekle birlikte ticaret mahkemesinden bahsedilmemektedir. Yani zorunlu arabuluculuğa başvuru yapılması için davanın ticari dava olması ve konusunun bir miktar para ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olup, muhakkak ticaret mahkemesinden açılması gerekmemektedir. Bir ticari dava başka görevli mahkemelerde de açılabilir. Görevsiz mahkemede dava açılmış olması, arabuluculuğa başvuru yapılmasına engel teşkil etmediği gibi aksi uygulama halinde kanunun dolaşılması söz konusu olabilecektir.
Dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. (İstanbul 13 BAM Hukuk Dairesi 15/12/2020 tarih, 2020/1754 E.-2020/1467 K.,03/11/2022 tarih, 2022/1035 E.-2022/1599 K., İstanbul 116.BAM HD.25/10/2022 tarih, 2022/1564 E.-2022/1793 K.sayılı kararları)
Somut olayda, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin dava dilekçesinde yer almadığı anlaşıldığından, 05/07/2023 tarihli mahkememiz ara kararı ile, davacı vekiline arabuluculuk son tutanak aslını dosyaya sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilince, 11/07/2023 tarihli dilekçe ile “…Arabuluculuk başvurumuz yapılmış olup, Arabulculuk Daire Başkanlığı’nın…sayılı dosyası ile devem etmekte…” olduğu beyan edilmiştir.
Dosya kapsamından, davanın niteliğinin tazminat davası olduğu, davanın önce….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasında 15/02/2023 tarihinde açıldığı ve 28/04/2023 tarihli görevsizlik kararı üzerine 13/06/2023 tarihinde kesinleşen dosyanın, 04/07/2023 tarihinde tevzi edilerek mahkememize gönderildiği, davanın önce açıldığı….Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı, UYAP’tan entegre edilerek incelenen 2023/74861 sayılı Arabuluculuk başvuru tarihinin 06/07/2023 olduğu, 7155 sayılı yasanın 23. Maddesi gereğince arabuluculuğa başvuru dava şartı tamamlanabilir dava şartı olmadığından dava açıldıktan sonra başvurunun yapılması kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca , davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 269,80-TL harçtan peşin alınan 204,93-TL harcın mahsubu ile alınması gereken 64,87-TL.’nın davacılar alınarak hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak (davacı …’in 2.000-TL.’dan sorumlu olmak kaydıyla) davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Mahkememize hitaben yazılmış, Mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.14/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır