Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/401 E. 2023/910 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2023/401 Esas
KARAR NO:2023/910

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:08/06/2023
KARAR TARİHİ:06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Alacaklı … A. Ş. tarafından “Genel Kredi Sözleşmeleri”ne istinaden, davalı/borçlu kişiler müşterek borçlu ve müteselsil kefaleti ve icra takibindeki diğer borçluların müşterek borçlu ve müteselsil kefaleti ile nakdi/ teminat mektupları kredisi uyarınca davalılar/borçlular, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla takip başlatıldığını, davalı borçluların takipte kesinleşen asıl alacak olan 344.900,00 TL tutar ile sorumlu olduklarını … A.Ş.’nin 2021 yılında … Fonu (…) ‘ye geçtiğini, … mezkur bankanın tüm alacaklarını 21.02.2006’da… … A.Ş.’ye temlik ettiğini, müvekkili … A. Ş. ‘nin 06.03.2017’de… Yönetimi A.Ş. ile birleştiğini, temlik eden … A.Ş. tarafından borçlulara gönderilen … 3.Noterliğinin 12.11.1998 tarihli ihtarnamesi ile genel kredi sözleşmeleri gereğince borçluların kat edilen hesapları uyarınca nakdi kredi borcu ve gayri nakdi kredi borcunun tebliğden itibaren 1 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş olmasına rağmen davalı borçlular tarafından işbu borç tutarı ödenmeyerek temerrüte düşüldüğünü, davalı / borçlular hakkında …. İcra Dairesi … E. sayılı icra dosyası ile yenilenip icra takibine devam edildiğini, mezkur icra takip dosyasına ; …, 05/10/2016 tarihinde, …, 05/05/2015 tarihinde ve …, 30/04/2015 tarihinde haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı olarak itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, öncelikle müvekkili alacaklı şiketin alacağının temini bakımından; borçluların davaya konu mezkur icra takibine itiraz ederken ödemeye ilişkin hiç bir belge sunmaması yargılama sürecinde mal kaçırma ihtimali ve böyle bir durumda ilerde verilecek olan kararın infazının mümkün olmayacağı ihtimali göz önüne alınarak, davalı/ borçlular adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesine, yapılacak yargılama ile davalı borçluların haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına , davalı borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere her iki davalı için ayrı ayrı icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Öncelikli olarak davacının huzurdaki davaya konu talepleri ve itirazın iptali davası açma hakkının zamanaşımına uğradığını belirterek zamanaşımı itirazında bulunduklarını, nitekim huzurdaki davaya ve …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına dayanak yapılan ve davalı müvekkilinin tarafı olmadığı … A.Ş. ile akdedilmiş olan genel kredi sözleşmesinin 21.11.1997 tarihli olduğunu, davalı müvekkiline tebliğ edilmemiş olan … 3. Noterliği’nin … yevmiye numaralı kat ihtarnamesinin ise 12.11.1998 tarihli olduğunu, davaya konu takibin …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 13.04.2015 tarihinde başlatıldığını, müvekkilinin 29/05/2016 tarihinde yasal süre içerisinde takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, alacaklı vekillerince tamamen hukuka aykırı şekilde ödeme emrinin ikinci kez tebliğ edilmesi nedeniyle 05.10.2016 tarihinde müvekkili tarafından tekrar itiraz edildiğini, huzurdaki davanın ise 08.06.2023 tarihinde açıldığını, icra takibinin açıldığı 13.04.2015 tarihinde, 21.11.1997 tarihli sözleşme ve 12.11.1998 tarihli kat ihtarnamesine konu alacakların üzerinden 10 yıldan fazla süre geçtiğinden, huzurdaki davanın ikame edildiği 08.06.2023 tarihinde ise 20 yıldan fazla zaman geçtiğinden kredi sözleşmesine dayalı alacak zamanaşımına uğradığını, takibe dayanak belgelerde müvekikilinin ismi ve imzası olmamakla birlikte, davacı taraf müvekkilinin müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu iddia ettiğinden ve TBK’nın 598/4. maddesi gereğince “kefalet, on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebildiğinden” müvekkilinin söz konusu borçtan sorumlu tutulamayacağını, Takip ve dava konusu alacağa dayanak yapılan … A.Ş. ile akdedilmiş olan genel kredi sözleşmesinin ve eklerinin borçlusu … San. ve Tic. A.Ş. olup, …A.Ş., … … İnş. ve Tic. A.Ş., … ve … ise müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını, müvekkili …’ın ise ne bu kredi sözleşmesinde ne de başkaca herhangi bir sözleşmede ismi ya da imzası bulunmadığını,
müvekkilinin dava konusu genel kredi sözleşmesinin borçlusu olan … San. ve Tic. A.Ş. nin 1995-1996 arasında ortağı olduğunu ve yönetiminde yer aldığını, ancak müvekkilinin şirket yönetiminde olduğu süreçte hiçbir zaman imza yetkisi olmadığını, müvekkilinin borçlu şirketin yönetiminden ayrıldıktan sonraki yöneticiler tarafından … A.Ş.’den alınmış olan dava konusu döviz kredileri karşılığında 5 adet işletme rehni ve gayrimenkul ipotek verildiğini, davacı – alacaklının alacağını bu teminatlardan karşılama imkanına sahip olduğundan ve öncelikli olarak bunları paraya çevirmesi gerektiğinden huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı olmadığını , ayrıca asıl borçlu şirketin iflas ettiğini ve alacaklının asıl borçlu ile müteselsil kefillerden biri yönünden takipten feragat ettiğini, diğer kefillerin de sorumluluğunun sona erdiğini belirterek haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli davanın, davalı müvekkili … yönünden öncelikle zamanaşımı nedeniyle usulden bu kabul edilmez ise esastan reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davacı alacaklının dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu davanın, davacı tarafından belirsiz dava olarak açıldığını, itirazın iptali davasının belirsiz olarak kısmi dava şeklinde açılamayacağını, dava konusu döviz kredileri karşılığında 5 adet işletme rehni ve gayrimenkul ipotek verildiğini, davacı – alacaklının alacağını bu teminatlardan karşılama imkanına sahip olduğundan ve öncelikli olarak bunları paraya çevirmesi gerektiğinden huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, davaya konu talepleri ve itirazın iptali davası açma hakkının zamanaşımına uğradığını belirterek zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ayrıca alacaklı vekili tarafından 20.01.2017 tarihinde asıl borçlu olan … San. ve Tic. A.Ş. ile müteselsil kefil… A.Ş. yönünden icra takibinden feragat edildiğini, esas borçlu yönünden bir feragat söz konusu olması karşısında kefaletin feri nitelikte olduğu da düşünüldüğünde kefilin sorumluluğuna gitmek hem kanuna hem de iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini belirterek haksız açılan davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise itirazları doğrultusunda davanın esastan reddine, davacı aleyhine haksız ve kötü niyetli takip başlatması ve işbu davayı açması hasebiyle takip konusu alacağın % 20’den az olmamak üzere ilgili İİK hükümleri gereğince kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesinde; ”Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması hâlinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.” düzenlenmesi mevcuttur.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25.11.2021 tarih ve 1232 sayılı finans davalarına bakacak mahkemelerin belirlenmesine ilişkin kararında da 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesi hariç tutulmuştur.
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesinin açık hükmüne göre Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarında 1 ve 2 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, davaya konu alacağın …’ye devredilen … A.Ş. ile davalıların imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, alacağın daha sonra … tarafından davacıya temlik edildiği ve davacının … Fonunun %100 iştiraki olduğu anlaşıldığından bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, İstanbul 1 veya 2 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görev nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
K A R A R : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK.nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL 1. VEYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde, resen HMK.nın 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve aynı yasanın 331/2. maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır