Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/398 E. 2023/467 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/398 Esas
KARAR NO :2023/467

DAVA:Kayyım İşleminin İptali
DAVA TARİHİ:07/06/2023
KARAR TARİHİ:09/06/2023

Mahkememize açılan davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … soruşturma kapsamına sonradan dahil edildiğini ve silahlı terör örgütüne üye olma isnadıyla hakkında soruşturma yürütüldüğünün öğrenildiğini, 18/08/2016 tarihinde müvekkili hakkında bu soruşturma dosyası üzerinden mal varlığı değerlerine el konulmasına dair karar tesis edildiğini, söz konusu kararın aynı gün …. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/… D.İş sayılı kararı ile onandığını, ardından 02/12/2016 tarihinde İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından … D.İş sayılı kararı ile 18/08/2016 tarihli karar ile el konulan tüm mal varlığı değerleri yönünden …’nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, bu kararların hukuka aykırı olduğunu, ardından müvekkili hakkında düzenlenen iddianamenin kabul edilerek müvekkili hakkındaki yargılamanın …. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında devam ettiğini, … Gaz şirketine …. Sulh Ceza Hakimliğinin 06/12/2016 tarih ve … D.İş sayılı kararı ile …’nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, 20/04/2023 tarih ve 32169 sayılı Resmi Gazetede davalı … tarafından bir ihale ilanı yayımlandığını, söz konusu ilanda müvekkilinin %10,01 oranında nama yazılı hissesine ve bu nama yazılı hisseleri temsil eden nama yazılı hisse senetlerine sahip bulunduğunu ve halen davalılar tarafından kayyım sıfatı ile idare edilmekte olan … Gaz San. ve Tic. A.Ş. ile müvekkilinin hissedarı olmadığı … Enerji San ve Tic. A.Ş. ve … Gaz A.Ş.’nin oluşturduğu … Gaz Grubu hisseleri ticari ve iktisadi bütünlüğünün ihale şartnamesinde belirtilen kayıt ve şartlarla satışa çıkartıldığı hususunun ilan edildiğini, bu ilana göre satış işlemlerinin 24/05/2023 tarihinde gerçekleşeceğinin bildirildiğini, … Gazın satışı için davalı … Fon Kurulu tarafından 18/04/2023 tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararı tesis edildiğinin öğrenildiğini, 19/05/2023 tarih ve 32195 sayılı Resmi Gazetede ihalenin ertelendiğine ilişkin ilan yayımlandığını, müvekkilinin şikayet konusu edilen davalılardan … Fon Kurulunun … sayılı kararından 24/05/2023 tarihinde haberdar olduğunu ve öğrenme tarihinin bu tarih olduğunu, davalı … tarafından ilk ihale onayının geri alınması suretiyle ihalenin iptal edildiğini, ilk ihale sürecinin ardından bir kez daha ihale yapılmaya karar verilerek … Gazın satılmasına çalışıldığını, şikayet konu edilen hususların usule ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle denetlenmeleri ve kaldırılmaları gerektiğini, kayyım sıfatı ile davalı …’nin ve şirkete atanan yöneticilerin şirketi satma yetkilerinin bulunmadığını, kayyım ve yöneticilerin görevini şirketi basiretli tacir gibi yönetmek ve şirket mal varlığını korumak olduğunu, buna aykırı tesis edilen işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hisseradı olduğu … Gaz San. ve Tic. A.Ş.’ye kayyım olarak atanan … ve Kayyım Sıfatıyla Tasarruf yetkisinin haiz yöneticiler …, …, …, …, …, … ve … tarafından … Gaz San. ve Tic. A.Ş.’nin satışına ilişkin olarak …’ye yöneltilen 18 Nisan 2023 tarihli satış talebi ve bu talep üzerine … Fon Kurulu tarafından tesis edilen 18 Nisan 2023 tarih ve … sayılı Karar bu karar ile onaylanan İhale Şartnamesi ve tüm satış ihalesi işlemlerinin öncelikle denetlenmesi, hukuken yoklukla malul bu devir işlemlerinin dava neticeleninceye kadar durdurulması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davalılar tarafından gerçekleştirilen ve şikayet konusu edilen karar iş ve işlemlerin hukuken yoklukla malul olduklarının ve hukuka açıkça aykırı olduklarının tespiti ile kaldırılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; Kayyım İşlemlerinin İptali istemine ilişkindir.
HMK’nın 115/1. maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK’nın 138.maddesine göre Mahkemeler öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir.
HMK’nın 114/1-b maddesine göre Yargı yolunun caiz olması dava şartlarındandır.
Davacı hissedarı olduğu … Gaz San. ve Tic. A.Ş.’ye kayyım olarak atanan … ve kayyım sıfatı ile tasarruf yetkisine haiz olan diğer davalılar aleyhine dava konusu şirketin satışına ilişkin tüm iş ve işlemlerin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, şirketin hisselerinin satış ve devrine ilişkin olarak tesis edilen tüm karar ve işlemlerin denetlenmesine ve sonuçta bu iş ve işlemlerin yoklukla malul olduklarının tespiti ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu … Gaz San. ve Tic. A.Ş.’ye Sulh Ceza Hakimliğince …’nin kayyım tayin edildiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın Şirket yönetimi için kayyım tayini başlıklı 133.maddesinde; “(1) Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hâkim veya mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir. Atama kararında, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığı veya yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği açıkça belirtilir. Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur. (2) Hâkim veya mahkemenin kayyım hakkında takdir etmiş bulunduğu ücret, şirket bütçesinden karşılanır. Ancak, soruşturma veya kovuşturma konusu suçtan dolayı kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararının verilmesi halinde; ücret olarak şirket bütçesinden ödenen paranın tamamı, kanunî faiziyle birlikte Devlet Hazinesinden karşılanır. (3) İlgililer, atanan kayyımın işlemlerine karşı, görevli mahkemeye 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre başvurabilirler…” hükmü bulunmaktadır.
CMK’nın 133/3.maddesinde ilgililer atanan kayyım işlemlerine karşı görevli Mahkemeye TMK ve TTK hükümlerine göre başvurulabileceği düzenlenmiş olup, görevli Mahkemenin hangi Mahkeme olduğuna dair açık ve kesin bir hüküm bulunmamaktadır. Kanun maddesinde TMK ve TTK hükümlerine göre başvuru yapılacağının düzenlenmiş olması işlemin Ticaret Hukukundan kaynaklandığı ve bu nedenle Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu anlamına gelmemektedir.
6758 sayılı Kanunun 20.maddesinde; “5411 sayılı kanun ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi … ne verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin veya bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır. “
6758 sayılı kanunun 19.maddesinin uygulanmasına ilişkin esaslara ilişkin yönetmeliğin 7. (1)maddesinde; … Mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sebepler nedeniyle şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmaması halinde şirketin, şirket varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Bakan tarafından karar verilebilir.
Bu yasal düzenlemelere göre şirketin veya malvarlığının idaresinin yürütülen ceza soruşturma süresince kayyım olarak …’ne devredildiği, TTK hükümleri ile bağlı olmaksızın genel kurulun yetkilerinin Fon Kurulu tarafından kullanılabileceği, kaynağı suç soruşturması olan ve ceza yargılamasının konusunu teşkil eden nedenler ile uyuşmazlığın TTK hükümlerine dayalı olarak çözümünün mümkün olmadığı, davacının pay sahibi olduğu şirketlere kayyım atanma sebebinin 6102 sayılı TTK da düzenlenen hususlardan kaynaklanmadığı, kayyımların yaptığı işlemlerin TTK kapsamında denetlenemeyeceği, Fonun TTK hükümlerine bağlı olmaksızın şirketin genel kurulunun yetkilerine haiz olduğu, buna göre davalı … tarafından alınan satış kararı ve yapılan işlemlerin davalı …’nin idari bir kurum olması nedeniyle idari işlem ve karar niteliğinde bulunduğu, idari yargılama usulü kanunu hükümleri çerçevesinde idari işlem ve karar niteliğindeki dava konusu karar ve işlemlerinin iptaline yönelik davanın çözüm yerinin İdari Yargı Mahkemeleri olduğu ve dolayısıyla Mahkememizin Yargı yolu yönünden görevsiz olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. HD’nin 2021/1624 Esas – 2022/410 Karar sayılı ilamı, İstanbul BAM 13. HD’nin 2021/553 Esas – 2021/681 Karar sayılı ilamı, … BAM 20. HD’nin 2021/226 Esas – 2021/198 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11. HD’nin 2021/5141 Esas – 2022/9293 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
… Bölge İdari Mahkemesi 6. İdare Dava Dairesinin 2019/1913 Esas – 2019/1606 Karar sayılı ilamında; “…Yasayla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip … ‘nca tek taraflı kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlem niteliğinde olduğu ve dolayısıyla bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idare mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır…” gerekçesi ile görevli Mahkemenin İdare Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
Davamız ile benzer mahiyetteki …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında da İdare Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Sonuç itibariyle; davacının hissedarı olduğu … Gaz San. ve Tic. A.Ş.’ne Sulh Ceza Hakimliği kararı ile kayyım olarak …’nin atandığı, …’nin kamu kurumu olduğu, diğer davalılarında … adına kayyım olarak hareket ettikleri, dava konusu şirkete ait hisselerin satılmasına ilişkin kararın idari işlem niteliğinde olduğu, yasayla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip …’nin tek taraflı kamu gücü kullanılarak tesis edilen satış işleminin ve diğer işlemlerin idari işlem niteliğinde olması nedeniyle bu işlemlerin iptaline yönelik incelemenin İdari Mahkemelerince yapılması gerektiği ve dolayısıyla bu işlemin iptali istemiyle açılan davada idare mahkemelerinin görevli olduğu, Mahkememizin bu davada görevli olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince Yargı Yolu caiz olmamasından dolayı dava şartı yokluğundan davalı … ve … adına işlem yapan diğer davalılar hakkında açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, HMK.nın 114/1-b ve 115/2. Maddeleri gereğince Yargı Yolunun caiz olmamasından dolayı usulden REDDİNE,
2-Davada Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine,
3-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır