Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/394 E. 2023/445 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2023/394 Esas
KARAR NO:2023/445

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:05/06/2023
KARAR TARİHİ:06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, aracını … Sokak mevkiinde park etmiş olduğunu, davalıya ait … plakalı çekici, vinç tipi aracın sokakta rampa yukarı çıkmaya çalıştığı esnada kendi hatası ile aracını geri kaydırmış olduğunu, davalının aracının, geri kaydırma nedeniyle yüksek hızla müvekkiline ait park halindeki aracın komple sol ön kapı, arka kapı, sol arka çamurluk, arka tampon kısımlarına çarpmış olduğunu, davalıya ait aracın çarpması neticesinde müvekkiline ait aracın sağ yan muhtelif kısımlarının da yanda park halindeki … plakalı bir başka araca şiddetle çarpmış olduğunu, kaza yerinde … sicil numaralı polis memuru tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında davalının Karayolları Trafik Kanunu 47/1-D kodlu kuralını ihlal ettiği, kaza yeri incelemesi ve tarafların beyanı ile tespit edilmiş, davalı kendi kusuru ile müvekkiline ait araçta ciddi bir maddi hasarın ortaya çıkmasına sebebiyet vermiş olduğunu, müvekkiline ait aracın kaza tarihinde 2020 model olup henüze 40.535 kilometrede olduğunu, mezkur kazada … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, bu hususta sigorta eksperleri tarafından da yapılan değerlendirme neticesinde karşı tarafın %100 kusurlu olduğunun tespit edilmiş olduğunu, her iki aracın sigorta şirketinin de yapılan bu tespitte mutabık kalmış olduğunu, aracın tamirinin davalı tarafın trafik sigortasından yaptırılmış olduğunu, ancak aracın tamirine ilişkin masrafların trafik sigortasının 50.000-TL olan azami sorumluluk limitini doldurduğundan değer kaybı yönünden davalı tarafın trafik sigortasına başvuru imkanları kalmamış olduğunu, hal böyle olunca kaza sebebiyle müvekkilinin aracında oluşan değer kaybının araç işleteninden ve araç sürücüsünden tazmini maksadıyla taraflarınca …. İcra Dairesi’nin … Esas Sayılı dosyası tahtında icra takibi başlatılmış olduğunu, borçlulara icra ödeme emrinin 20/01/2023 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, belirtilen icra takibine … plakalı aracın ruhsat sahibi tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olduğunu ve takibin durdurulduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; öncelikle hem müvekkilinin zararı hem de davalı tarafın sorumluluğu bakımından yaklaşık ispat koşulu fazlasıyla sağlandığından ve davalının mal kaçırması halinde müvekkilinin zararının tazmini ve tahsili imkansız hale geleceğinden; davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini, bu kapsamda öncelikle teminatsız olarak, bu talepleri kabul görmezse Mahkemenin uygun göreceği bir teminat mukabilinde davalının malvarlıkları üzerine dava değeri kadar ihtiyati haciz konulmasını, ihtiyati haciz talepleri kabul görmemesi halinde kazaya sebebiyet veren … plakalı araç üzerine, devredilmesinin önlenmesi amacıyla öncelikle teminatsız olarak, kabul görmemesi halinde Mahkemenin uygun göreceği bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama neticesinde …. İcra Dairesi … E. sayılı icra dosyasında takibe, borca, ödeme emrine ve tüm ferilerine yönelik yapılan haksız itirazın iptalini ve icra dosyasının kaldığı yerden devamını, davalı borçlunun dava konusu değerin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan alacağın tahsilini teminen, davacı yanca, ….İcra Müd. … E. sayılı dosyasından başlatılan takibe, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Somut olayda, davanın, trafik kazasından kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu, dava konusu ve sunulan deliller kapsamında davaya konu uyuşmazlığın, TTK 4. maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dair, dosya üzerinden, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır