Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/379 E. 2023/584 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/379 Esas
KARAR NO:2023/584

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:30/05/2023
KARAR TARİHİ:13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket görevlilerince yapılan kontrollerde, 28.12.2022 tarihinde, davalının kullanımındaki dava konusu tesisatta “mevzuata uygun şekilde kesilen elektrik enerjisini kendi imkanlarıyla mührü sökerek mevzuata aykırı şekilde elektrik kullandığı” tespitinin yapıldığını, yapılan tespit üzerine, EPDK mevzuatı ve yönetmelik hükümleri uyarınca takip konusu kaçak tahakkuku tanzim edildiğini, davalı borçlu yanın, takip dayanağı faturayı ödememesi üzerine, aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı alacaklarının tahsilini geciktirmek amacıyla, mesnedsiz gerekçelerle, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, borçlu olmadığını beyan ederek takibin durmasını sağladığını, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının soyut, gerçek dışı ve dayanaksız beyanlar olduğunu, davalı yan ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme benzeri ilişki olup, para alacağının iadesi söz konusu olduğundan davacı müvekkili şirketin ikametgahı mahkemesi de davaya bakmaya yetkili olduğunu, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2013/… E. 2013/… K. sayılı ilamı da TBK m.89/1 gereği davaya bakmaya davacının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğunu karara bağladığını, davalarını müvekkili şirketin ikametgahı mahkemesi olan İstanbul Mahkemelerinde açtıklarını, müvekkili şirket yetkililerince usul ve yasaya uygun olarak tanzim edilen kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı kapsamında davalının kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğini, Yargıtay kararları uyarınca kaçak zabtı aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan belgelerden olduğunu, takibe dayanak fatura kaçak elektrik kullanımından kaynaklı olup, alacaklarının haksız fiile dayandığını, haksız fiilden kaynaklı davalarda tazmin yükümlülüğünün olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiği dikkate alındığında kanunen aranan ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, borçlunun, yasal abonelik üzerinden, yasal şekilde elektrik kullanmak yerine mühür sökmek suretiyle kaçak elektrik kullandığını, kaçak elektrik kullanımının bir bankadan karşılıksız kredi kullanılmasından farkı olmadığını, kredi konusu para kaldıraçlı piyasada sanal olarak 1’e 10 olarak var edilir ve bankalar kolaylıkla sanal paradan vazgeçerek varlık yönetimine aktarabilir ve sonuçta zarar görmez iken; elektrik somut olup üretiminin ciddi maliyet gerektirdiğini, müvekkili şirket de elektriği bu maliyeti ödeyerek alır ve kaldıraç bulunmadığı için katlayarak satamadığını, birebir olduğunu, tüketiciler tedbir yoluyla elektrik kullanabiliyor iken, tedbir yoluyla banka kredisi kullanamadıklarını, elektriğir paradan daha kıymetli, somut bir varlık olduğunu, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan öncelikle teminatsız olarak, gereğinde %115 teminat karşılığı ile de olsa borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz talep ettiklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, itirazın iptali davasıdır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Silivri Vergi Dairesi’nin 01/06/2023 tarihli cevabi yazısı ile davacının 31/03/2016 tarihine kadar mükellefiyet kaydının bulunduğu ve 2015 yılı gelir vergisi beyannamesine göre 2.sınıf tüccar olduğu ve işletme hesabına göre defter tuttuğunun bildirildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen 05/06/2023 tarihli yazı cevabı ile davacının ticari işletme kaydının bulunmadığı belirtilmiş olup, davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir. HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesin olduğundan karar tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.13/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır