Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/367 E. 2023/951 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/367 Esas
KARAR NO :2023/951

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:28/05/2020
KARAR TARİHİ:19/12/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının kendi bünyelerinde olan ürünlerin müşteriye teslimi için anlaşmış olduklarını, teslimi gerçekleştirecek firmanın davalı firma olup, Türkiye’deki yeni servis sağlayıcısı olarak …’yi görevlendirmiş olduğunu, …’nin gümrük işlemleri desteğinin yanı sıra … … gönderilerinin toplama ve teslimat işlemlerini gerçekleştirmekte olduğunu, davalı ile anlaşmış sağlanmış olsa da karşı tarafın edimini yeteri kadar ya da hiç ifa etmemiş olduğunu, 24/05/2019 tarihinde … konşimento numarası ile … firması tarafından gönderilen ürünün kaybedildiğini, ürünün müşteriye teslim edilemediği gibi ürün iadesi ya da bedel iadesinin müvekkiline yapılmamış olduğunu, 05/07/2019 tarihinde … konşimento numarası ile … firması tarafından gönderilen ürünün müşteriye hasarlı teslim edilmiş olduğunu, karşı tarafın edimini gereği gibi ifa etmediğini ve söz konusu vakıada haksız kazanç elde ettiğini, müvekkilinin davalı ile defalarca iletişime geçmeye çalışsa da çabalarının sonuçsuz kaldığını, …. Noterliği tarafından 23/08/2019 tarihinde davalıya ihtar çekilerek ilgili durumun açıklandığını, dava şartı olan arabuluculuk bürosuna başvurunun yapıldığını, görüşme sonucu anlaşılamadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulünü, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesine göre belirlenmek üzere şimdilik 10.000-TL’nın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 14/02/2019 tarihli Taşıma Sözleşmesi ile ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri’nin yetkili kılınmış olduğunu, bu nedenle davanın esasına girilmeden önce yetkisizlik kararı verilmesini, davanın süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesini, zamanaşımı süresinden sonra açıldıysa davanın reddini talep ettiklerini, işbu davanın açılmasında hukuki yarar olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, teslim anında hasarın varlığının ispat edilememiş olduğunu, hak düşürücü sürelerde ihbarda bulunulup bulunulmadığının araştırılmasını istediklerini, yargılama konusu somut uyuşmazlığın montreal sözleşmesi kapsamında çözümlenmesinin gerektiğini, gönderinin paketlenmesi ve etiketlenmesinin taşıyıcının yükümlülüğünde olmadığını, davacının gerçek zararını ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sorumlu olsa dahi dava konusu taşıma havayolu taşıması olduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketin ilgisiz tavırları olduğuna ilişkin beyanları gerçeği yansıtmamakla birlikte işbu yargılamaya etkisinin de bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirketin navluna hak kazanmış olduğunu, davacının faiz talebinin haksız olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; başta hakdüşürücü ve zamanaşımı itirazları ile diğer itirazlarının kabulünü ve haksız davanın reddine karar verilmesini, karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/04/2021 tarih, 2020/… Esas ve 2021/… Karar sayılı dosyası ile İstanbul Asliye Ticaret MAHKEMESİN’nin yetkili olduğundan bahsile yetkisizlik kararı verildiği, mahkememize tevzi edilen dosyanın Mahkememizin … Esassına kaydının yapıldığı, görülmüştür.
Mahkememizin 17/01/2023 tarih, … Esas ve 2023/16 Karar sayılı kararın ile davacının adi ortaklık olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı ve dava ehliyetinin olmadığı, dava ehliyetinin dava şartı olduğundan, davacının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nin 04/05/2023 tarih, … Karar sayılı ilamıyla; ”Somut olayda, dava adi ortaklığı oluşturan ortaklardan biri tarafından açılmıştır. Bu ortak tarafından dava açılması için avukata verilen vekaletin eklerine göre, diğer ortak tarafından verilmiş bir tevkil yetkisi bulunmamaktadır. Davacı tarafça, diğer adi ortağa ilişkin muvafakat beyanı sunulmuş ise de, vekalet ekindeki belgeleri göre bu ortağın Türkçe bilmediği ve işlemlerini tercüman vasıtasıyla yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle Türkçe düzenlenen ve kimlik tespiti içermeyen söz konusu muvafakat beyanına itibar etme olanağı bulunmamaktadır. Ancak mahkemece, davacıya diğer ortağın davaya katılması veya muvafakatinin alınıp kendisine temsil yetkisini vermesini sağlamak üzere süre verilmemiştir. Bu halde mahkemece, davacıya diğer ortağın davaya katılması veya muvafakatinin alınıp kendisine temsil yetkisini vermesini sağlamak üzere uygun bir süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın, dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasın karar verildiği görülmüştür.
İstinaf kaldırma kararı sonrası, mahkememize gelen dosyanın 2023/367 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Dava taşıma sözleşmesinden kaynaklı zararların tahsili istemine ilişkindir.
Taşımaya ilişkin evraklar, teslim evrakı, fatura, ve dayanılan diğer tüm deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan bilirkişi inceleme sonucu ile birlikte rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Taraflar arasında, 14.02.2019 tarihinde 4/02/2019 ile 14/02/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere taşıma sözleşmesi akdettiği, sözleşmenin biriminden 30 gün önce fesih edilmediği takdirde aynı süre için tekrar uzayacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya ….Noterliği tarafından 23/08/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği, dava konusu ve dava konusu olmayan toplam 61.186,34 TL 3 gün içerisinde ödenmesinin ihtar ediliği ihtarın davalıya 27.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından 24.05.2019 tarihli ve … konşimento nolu ürünün kaybolması sebebiyle alıcısına teslim edilemediği ve 05.07.2019 tarihli ve
… konşimento nolu gönderinin müşterisine hasarlı olarak teslim edildiğini iddia ettiği, davacı tarafından, davalıya teslim edilen ürünlerin alıcısına teslim edilip edilmediği, hasarlı teslim edilip edilmediği, oluşan zararların talep edilip edilmeyeceği hususlarında ihtilaf olduğundan, tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 08.03.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak, Dava konusu mallardaki kayıp ve hasarın taşıma sırasında meydana geldiği, davalı taşıyıcının meydana gelen zarardan sorumlu olacağı, davalının sorumlu olacağı zarar miktarının;
a)24.05.2019 tarihli gönderiye ilişkin,; davalı taşıyıcının sınırlı sorumlu olacağı kanaatine varılması halinde; davalının sorumluluğunun 971,19- USD ( 5.890,44 TL. Emtia zararı ile 1.423,18.- TL. taşıma bedeli olacağı, davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağı kanaatine varılması halinde ise; 1.500,00.- USD ile 1.423,18.- TL. taşıma bedeli zararı olacağı,
b) 05.07.2019 tarihli gönderiye ilişkin, davalı taşıyıcının sınırlı sorumlu olacağı kanaatine varılması halinde; davalının sorumluluğunun 1.525,32.- USD ( 8.550,53.-TL.) emtia zararı ile 2.001,83.- TL. taşıma bedeli zararı olacağı, davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağı kanaatine varılması halinde ise; davalının sorumluluğunun emtia bedeli olarak beyan edilen 3.082,00.- USD ile 2.001,83.- TL. taşıma bedeli zararı olacağı, davacının, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, mütaala edildiği görüldü.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak; dava konusu somut olayda kök raporda yer alan kanaati tekrarla, dava konusu mallardaki kayıp ve hasarın taşıma sırasında meydana geldiği, davalı taşıyıcının meydana gelen zarardan sorumlu olacağı, davalının sorumlu olacağı zarar miktarının;
a)24.05.2019 tarihli gönderiye ilişkin, davalının sorumluluğunun 968,3825.- USD (5.741,33.- TL.) emtia zararı ile 1.423,18.- TL. taşıma bedeli zararı olacağı, davalı taşıyıcının sınırli sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağı kanaatine varılması halinde ise; 1.500,00.- USD ile 1.423,18.- TL. taşıma bedeli zararı olacağı,
b) 05.07.2019 tarihli gönderiye ilişkin, davalı taşıyıcının sınırlı sorumlu olacağı kanaatine varılması halinde; davalının sorumluluğunun 1.521,3661.- USD ( 8.737,64.- TL.) emtia zararı ile 2.001,83.- TL. taşıma bedeli zararı olacağı, davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağı kanaatine varılması halinde ise; davalının sorumluluğunun emtia bedeli olarak beyan edilen 3.082,00.- USD ile 2.001,83.- TL. taşıma bedeli zararı olacağı, mütaala edildiği görüldü.
Havayolu ile yapılan uluslararası kargo/yük taşımalarında Varşova Konvansiyonu (1929), La Haye Değişiklikleri (1955), 4 no.lu Montreal Protokolü ile saptanmış yükümlülükler kapsamında, bu kurallara taraf olan Türkiye, son değişiklikleri içeren ve 1999 yılında imzalamış bulunduğu “Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Kuralların Birleştirilmesine dair Sözleşme” yi 26/03/2011 tarihinde onaylamıştır.
Konvansiyonun 1/2. maddesi anlamında uluslararası taşımanın icra edildiği ilgili devletlerin başlangıç ve varış ülkesi devletlerin her ikisinin de Konvansiyon tarafı olmasıdır. Uyuşmazlığa konu davada, Türkiye’den Amerika Birleşik Devletlerine havayolu ile yapılan taşımada her iki ülkenin de Konvansiyona taraf olması nedeniyle, Montreal Konvansiyon hükümleri, Konvansiyonda yer almayan hükümler açısından iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır.
Uluslararası Montreal Konvansiyonu’nun,
35/1. “Zarara ilişkin öne sürülen haklar, eğer bunlara ilişkin dava, varış yerine ulaşıldığı veya hava aracının ulaşmış sayıldığı veya taşımanın durduğu tarihten itibaren iki yıl içinde açılmaz ise düşmüş sayılacaktır.”
13. Maddesi;
1. 12. Madde uyarınca gönderenin yük üzerinde tasarruf hakkını kullandığı haller haricinde, gönderilen, ödenmesi gerekli masrafları ödemek ve taşıma sözleşmesi hükümlerine uymak suretiyle, yükün varma yerine ulaşması üzerine taşıyıcıdan yükün kendisine teslimini talep etmeye yetkilidir.
2. Aksi kararlaştırılmadıkça, taşıyıcı yük ulaşır ulaşmaz gönderilene ihbarda bulunmakla yükümlüdür.
3. Eğer taşıyıcı yükün zıyaını kabul ederse, veya yük ulaşması gereken tarihi izleyen yedi günün içinde ulaşmadıysa gönderilen, taşıyıcıya karşı taşıma sözleşmesinden doğan hakları kullanmaya yetkilidir.”
18. maddesi;
“1. Taşıyıcı, yükün mahvolması, zıyaı veya hasarı halinde maruz kalınan zararlardan dolayı, sadece zararı doğuran olayın hava yoluyla taşıma esnasında gerçekleşmesi şartıyla, sorumludur.
2. Bununla beraber, taşıyıcı eğer yükün mahvının, zıyaı veya hasarının aşağıdakilerden bir veya birden fazlası sebebiyle kaynaklandığını kanıtlarsa, bu nispette, sorumlu olmaz:
(a) Yükün kendine has bir kusuru, niteliği veya ayıbı,
(b) Taşıyıcı veya taşıyıcının adamları ya da temsilcilerinden başka bir kimse tarafından yükün kusurlu şekilde ambalajlanması,
(c) Savaş veya silahlı çatışma eylemleri,
(d) Yükün giriş, çıkış veya aktarılmasıyla ilgili olarak bir resmi makamın tasarrufu
3. Bu maddenin birinci fikrası uyarınca hava yoluyla taşıma, yükün taşıyıcının hâkimiyetinde olduğu süreyi içerir.
22/3. maddesi, “Kargo taşımacılığında, kontrol edilmiş kargonun taşımacının sorumluluğuna verildiği anda gönderen kargonun ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının kargonun tahrip olması, kaybolması ya da kargoya hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumluluğu 17 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Diğer durumda, ödenecek toplamın, gönderenin varıştaki teslimatta sağlayacağı gerçek faydadan fazla olduğunu ispatlamadığı müddetçe, taşıyıcı beyan edilen toplamı aşmayan bir miktar ödemekle sorumlu olacaktır.”
22/5. maddesi “Zararın taşıyıcının, müstahdemlerinin veya temsilcilerinin kasten zarara sebebiyet vermek amacıyla ya da dikkatsizce fakat zararın muhtemelen meydana geleceği bilinciyle yapılan fiil ve ihmalleri sonucu meydana geldiği ispat edilirse, yukarıda yer alan paragraf | ve paragraf 2 hükümleri uygulanmayacaktır; meğer ki müstahdemlerin veya temsilcilerin fiili veya ihmali halinde, söz konusu müstahdemin veya temsilcinin görevi dahilinde hareket ettiği de ispatlanmış olsun ”
31 maddesi,
2. Hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve en geç, kontrol edilmiş bagajlar durumunda alınan tarihten itibaren yedi (7) gün içerisinde ve kargo halinde de alınılan tarihten itibaren on dört (14) gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunmalıdır. Gecikme durumunda şikayet, en geç bagaj ya da kargonun kendi kullanımına verilmiş olması gereken tarihten itibaren yirmi bir (21) gün içerisinde yapılmalıdır.
3. Her şikayet, yazılı olmalı ve sözü edilen süreler içerisinde verilmeli ya da gönderilmelidir.
4. Eğer yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şikayette bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyeti olması dışında, taşıyıcı aleyhinde bir dava olamaz. ” hükmünü içermektedir.
Davacı tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de 24.05.2019 tarihli, … konşimento nolu ürün ve 05.07.2019 tarihli ve
… konşimento nolu gönderi için davacının, davalıya30.05.2019 ve 10.07.2023 tarihinde mail ile bildirim yaptığı, akabinde de 23.08.2019 tarihinde ihtarname keşide ettiği, davalının maili üzerine … konşimento nolu ürünün teslimine ilişkin davalı tarafın yer tespitinin yapılmadığına, araştırıldığına dair mail gönderdiği dolaysıyla ihbarların süresi içerisinde yapıldığı, davanın ise 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 12.12.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile netice-i taleplerimini ıslah yolu ile değiştirdiklerini, 24.05.2019 tarihli kaybolan gönderiye ilişkin 1.500,00-USD ile 1.423,18-TL taşıma bedeli zararı, 05.07.2019 tarihli gönderiye ilişkin 3.082,00-USD ile 2.001,83-TL taşıma bedeli zararı, olmak üzere toplamda 4.582-USD ve 3.425,01-TL’nin dava esas değeri olarak kabulü ile davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından adi ortaklığı oluşturan diğer orak … tarafından verilen 01.11.2023 tarihli, noter onaylı, apostil şerhli, tercümeli dava muvafakat yazısının sunulduğu görülmüştür
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, faturalar, taşıma senetleri tüm dosya kapsamına göre alın bilirkişi kök ve ek raporu hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında 24.05.2019 ve 05.07.2019 tarihlerinde davacı tarafından davalıya Amerika Birleşik Devletlerine gönderilmek üzere kargoların teslim ediliği, 24.05.2019 tarihli gönderinin 30.05.2019 tarihinde teslim edilmesi gerektiği, tarafların mail yazışmalarından bu ürünün teslimatının yapılamadığı anlaşılmıştır. 05.07.2019 tarihli gönderinin ise 10.07.2019 tarihinde varma yerine ulaşması gerektiği halde müşteriye hasarlı olarak teslim edilmediği, dosyaya sunulan fotoğraflardan ve bilirkişi heyeti tespiti ile anlaşılmıştır. Davalı tarafından 24/05/2019 tarihinde … konşimento numarası ile teslim edilen ürünün kaybolmasına ilişkin bir açıklamanın yapılamadığı gibi taşıma konusu ürünün teslimine ilişkin bir belgede sunulmadığı, taraflar arasındaki mail yazışmalarında sadece araştırıldığının beyan edildiğinin görüldüğü, taşıma belgelerinde ürün bedellerinin yazıldığı, ayrıca faturalarının da olduğu, davalı taşıyıcının sorumluluktan kurtulmayı gerektiren somut bir delil sunmadığı, malların teslim ediliği anda kusurlu olduğuna dair bir kanıt sunmadığı, gerek hasara gerekse kaybolma olayına ilişkin bir sebep ileri sürmediği ve sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağı değerlendirilmiştir. Davacı davalıdan bilirkişi raporu ile tespit edilen 24.05.2019 tarihli gönderiye ilişkin, 1.500,00.- USD ürün bedeli ile 1.423,18.- TL. taşıma bedeli zararı 05.07.2019 tarihli gönderiye ilişkin, 3.082,00.- USD ürün bedeli ile 2.001,83.- TL. taşıma bedeli zararını davalıdan talep edebileceği, davacının ihtarda ve dava dilekçesinde Türk Lirası üzerinden talepte bulunduğu, davacı vekili her ne kadar 12.12.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile ürün bedelleri için USD üzerinden talepte bulunmuş ise de gerek davalıya keşide ettiği ihtarda gerekse dava dilekçesinde seçim hakkını Türk Lirası üzerinden yaptığından USD yönünden hüküm kurulması talebi yerinde görülmemiştir. Davacı seçim hakkını 23.08.2019 tarihli ihtarı ile Türk Lirası üzerinden kullandığından 22.08.2019 tarihli kur ( 1 USD=5,7668 TL )üzerinden mahkememizce Res’en hesaplama yapıldığı, buna göre, 5,7668,x1500= 8.650,20 TL, 5,7668,x3.082 USD= 17.773,27 TL, olduğu, 1.423,18.- TL+ 2.001,83.- TL. taşıma bedelleri toplamının ise 3.425,01 TL olduğu, davacının talep edebileceği toplam tutarın 29.848,48 TL olduğu ihtarda verilen 3 günlük sürenin sonunda 31.08.2019 tarihinde temerrüdün oluştuğu değerlendirilmekle davacının davasının kısmen kabulü ile 29.848,48 TL’nin 31.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 29.848,48 TL’nin 31.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.038,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL ve 1.460,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik alınan bakiye 408,17 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yatırmış olduğu 170,78 TL peşin, 1.460,00 TL ıslah harcı ve 54,40TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.685,18 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.437,50 TL yargılama masrafının ret ve kabul oranına göre 1.629,95 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.320 TL ücretin davanın kabul ve ret oranına göre 882,68 TL’sinin davalıdan, kalan 437,32 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.775,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.366,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.