Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/240 E. 2023/485 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/240 Esas
KARAR NO :2023/485

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/03/2023
KARAR TARİHİ:13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 18/02/2022 tarihinde … … Mah. … Cad. No:2-4 adresinde … yüklenici firmasın … İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd Şti ve …İnş. A.Ş. (Eski Ünvan : … İnş. A.Ş.)’nin oluşturduğu adli ortaklık tarafından yapılan çalışmalar esnasında müvekkili şirkete ait kabloya hasar verildiğini, hasarın ardından müvekkili şirket teknik elemanları tarafından durumun tutanakla tespit edildiğini akabinde hasarın giderilmesi için gerekli çalışmalar yapıldığını, hasar tespit tutanağında imzası bulunan …’ün tanık sıfatı ile dinlenmesini talep ettiklerini, meydana gelen hasar nedeni ile müvekkili şirketin 3.643,65-TL zarara uğratıldığını, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşılamadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.643,65-TL zararın hasar tarihi olan 18/02/2022 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizi, vekalet ücreti, mahkeme masrafları ile birlikte davalılarda müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davada, meydana geldiği iddia olunan hasarla ilgili olarak müvekkili idareye kusur izafe edilmek suretiyle uğranılan zararın tazmini talep edilmekte olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi meydana gelen hasarda müvekkili idarenin kusuru söz konusu ise bu ancak bir hizmet kusuru olabileceğini, uyuşmazlık mahkemesinin örnek kararı sunulmuş olup, işbu kararı nedeniyle huzurdaki davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, müvekkili idare … Genel Müdürlüğü’nün 2560 sayılı Kanun ile İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı olarak, kurulmuş, müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğunu, … personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi olduğunu, davacı tarafın, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıalarla esasen ortada bir hizmet kusuru olduğunu iddia etmekte olduğunu, nitekim huzurdaki davada davacı tarafından, davalı şirket tarafından müvekili idare adına gerçekleştirildiği iddia edilen bir zarar ve bu zararın oluşumunda müvekkili idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasının söz konusu olduğunu, dolayısıyla öncelikle ele alınıp çözülmesi gereken uyuşmazlığın, tazminat ödemesine neden olan hasarın oluşumunda müvekkili idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğunu, müvekkili idare …’ye işbu davada husumet yöneltilemeyeceğinden huzurdaki davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, huzurdaki davada davacı şirketin taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, davacının davasını hasar dosyasına tek taraflı olarak düzenlediği hasar tutanağına dayanıdırmakta ise de söz konusu dayanak delillerin tamamının dava dilekçesi ekinde müvekkili idareye tebliğ edilmemiş olduğunu, davacının dilekçesinde belirtmediği ve/veya taraflarına tebliğ ettirmediğinin anlaşıldığını, söz konusu tebliğ edilmemiş bilgi ve belgelerle hasar dosyasına karşı beyanda bulunma, delil ve tanık sunma haklarını saklı tuttuklarını, davacının dava dilekçesinde hasar meydana geldiğini iddia etmekte ise de bu hasarın müvekkili idarenin kusuru ile meydana geldiğine ilişkin herhangi bir kanıt sunabilmiş olmadığını, açılan davanın bir tazminat davası olduğunu, Borçlar Kanunu’nun 41. maddesine göre tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kasıt, ihmal, teseyyüp ya da kusurunun olmasının; tazminat talep edilen ile hasar arasında bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olduğunu, müvekkili idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi bahse konu yerde hiçbir çalışma yapılmadığı için zararla müvekkili idare arasında bir illiyet bağının kurulması da mümkün olmadığını, müvekkili idarenin huzurdaki dava konusu hasara sebebiyet veren bir eylemi bulunmadığının açık olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan hasar tutanağında hasara sebebiyet verenin … İnş. Taah.San. ve Tic. Ltd. Şti, … İnş. A.Ş. Ortaklığı firmasının olduğunun açıkça belirtilmekte olduğunu, müvekkili idarenin işbu şirketle ihale ilişkisi bulunmakta ise de söz konusu şirketin hasarın gerçekleştiği mahalde kazı yapmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’nden ruhsat alıp almadığının araştırılması gerektiğini, davacının müvekkili idareden meydana gelen hasar nedeniyle talep ettiği tazminat miktarının kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın müvekkili idareden işçilik bedeli adı altında tazminat talep etmesinin usul ve yasa ile yüksek mahkemenin yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, talep edilen malzeme bedellerinin afaki olup olmadığı hususu araştırılması gerektiğini, işletme zararı adı altında talep edilen bedel soyuttur ve hiçbir delile dayanmamakta olduğunu, davacı tarafın faiz talebi hukuka aykırı olduğunu, davacı şirketin altyapı tesislerinin yürürlükteki mevzuat ve fen ve sanat kurallarına uygun olarak tesis edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini, davacı şirkete yazı yazılarak söz konusu adreslerdeki tesisatlarının yönetmeliğe uygun olup olmadığının tespiti için gerekli plan, proje, harita diğer tüm tesisat bilgilerinin celbini, davacı tarafın, elektrik kablosu döşeme işinin, mevzuata uygun olup olmadığının, keşif ve bilirkişi incelemesi ile araştırılmasını talep ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle; öncelikle yargı yolunun caiz olmadığı itirazının kabulü ile, mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddini, davanın öncelikle usule ayıkırılık ve husumet itirazlarımız ile davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmaması nedeniyle reddini; davacının davasının esastan ve tümüyle reddini, davacının faiz isteminin tümüyle reddini, davacının talep ettiği faiz oranının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermedikleri görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Davacı vekilinin 17/05/2023 tarihli dilekçe ile ve 13/06/2023 tarihli duruşmada, davaya konu alacağının, davalılar tarafından ödendiği, davanın konusuz kaldığı, davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davacı vekilinin, dava konusu alacağın, dava tarihinden sonra davalılarca ödendiği ve böylece davanın konusuz kaldığını bildirmiş olması karşısında, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, talep edilmediğinden, davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının konusuz kalması nedeniyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 179,90-TL harç dava açılırken peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı vekilinin beyanı gözönüne alınarak davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.200-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davalılardan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesin olduğundan davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar vekilinin yokluğunda, miktara göre KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır