Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/233 Esas
KARAR NO :2023/985
DAVA:Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar (Finans İhtisas) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:19/07/2022
KARAR TARİHİ:26/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar (Finans İhtisas) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 21/10/2021 tarihli Sermaye Piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmede müvekkili aracı kurum “Yatırım Kuruluşu”, davalının ise “müşteri” sıfatıyla yer aldığını, davalının müvekkili şirket ile imzalamış olduğu 21/10/2021 tarihli sözleşme uyarınca … A.Ş. (“…”) nezdinde bulunan Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasasında (“VİOP”) alım satım işlemleri gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin, bu işlemlerde sadece davalının alım satım emirlerini … nezdindeki ilgili piyasaya ilettiğini ve gerçekleşen işlemlerden komisyon geliri elde ettiğini, VİOP nezdinde alınan alım ve satım pozisyonları ve pozisyonların dayanağını oluşturan varlıkların fiyatlarında yaşanan değişimler nedeniyle teminatın tamamını kaybettiğini, kayıpları yatırdığı teminatı aşarak eksi bakiye miktarı 283.028,52-TL olduğunu, davalıya müteaddit defalar teminat eksiğini tamamlaması çağrısı yapıldığını ancak davalının bu çağrıların hiçbirine icabet etmediğini, nihayetinde borcunu ödemekten imtina ettiğini, davalı yanın, mevcut eksi bakiye ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yasal takip başlatıldığını, fazlaya, faize, faiz oranlarına, kura, kur farklarına, munzam zarara, hesap hatalarına, TBK. Md.100’de yer alan haklara ve diğer feri haklara ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı yetkiye ve borca itirazın iptali ile davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve açıklamaların çoğunun gerçeği yansıtmadığını, şirketin kendi çıkarlarını koruyarak doğruları gizlemeye çalışmasının aynı zamanda SPK hükümlerine aykırı davrandığının, bu gerekçe ile de şirkete açmış oldukları 28/06/2022 tarih … esas numaralı arabuluculuk davasına şirket vekilinin arabuluculukta yetki itirazı davası açtığını, 06/07/2022 tarihinde ara duruşma yapıldığını ve 2. duruşma için 07/09/2022 tarihine gün verildiğini, 20/12/2021 tarihinde … numaralı hesabındaki bütün pozisyonlarını kapattığını, şirketin resmi internet sitesinde para çekim talebini oluşturmuş şirket çalışanı olan ve tek muhatap olduğu kişi olan …’a para çekim talebi olduğunu telefonla ilettiğini, ilgilenmelerini talep ettiklerini, … Hanım’ın da bu konuda müşteri memnuniyeti açısından aranacağının söylenmiş olduğunu ve bu şekilde görüşmenin sonlandığını, görüşmeden takriben 10 ya da 15 dakika sonra şirket tarafından kendisine dönüş yapıldığını ve ilk defa muhatap olduğu … isimli çalışanın para çekil talebi olduğunu, neden çekmek istediğini, döviz kurundaki yükselişin devam edeceğini, perşembe ve cuma gününü işaret ederek bugüne kadar işlem yapmaya devam etmesini, kazanın arttıracağını, pozisyonunu bu yükseliş yönünde açması istediğini ve kendisinin de şahsın sözlerine güvenerek işlemleri tekrar açtığını, dediği tarihi beklemeye başladığını, ancak 20/12/2021 tarihli cumhurbaşkanı kabine toplantısı sonrası dövizdeki düşüşün etkisi ile 240.000-TL mal varlığının eksi 283.000-TL zarara uğradığını, 21/12/2021 saat 09:25 gibi … …’in kendisini arayarak biraz zararının olacağını bildirdiğini, işlemler kapalı olduğu için göremediğini, işlemler açıldığında zararın biraz değil çok ciddi miktarlarda olduğunu gördüğünü ve 09:35 ile pozisyonunun kapatıldığını, tam hatırlayamamakla birlikte 12:00’a kadar şirketin otuzun üzerinde aradığını ancak … … ya da … Hanım’ın telefonlara cevap vermediğini, maddi ve manevi bir enkazın altında bırakıldığını ve ne yapacağı konusunda hiçbir fikri olmadığını, şirket tarafından işlemleri kapatıldıktan hemen sonra ne hikmetse … …’in tarafına dönüş yaptığını ve hiçbir şey olmamış gibi bu zarara kendisi sebebiyet vermemiş gibi serbest teminatı ne zaman tamamlayacağını sormuş, kendisine “siz buna sebep oldunuz, intihar sebebidir, hatanızı üstlenmiyorsunuz” dediğinde utanç duyulacak o kelimesini yani kim müşterisini kaybetmek ister şeklinde karşılık verdiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; … A.Ş. İle olan telefon görüşmelerinin dinlenmesini ve delil sayılmasını, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava itirazın iptali davasıdır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Aynı Kanunun “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 49/(1). maddesinde; finansal hizmetlerin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade ettiği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmenin ise finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olduğu,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu,
Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 4.maddesinin “a” bendinde; finansal hizmetin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri, aynı yönetmeliğin 8.maddesinde; cayma hakkının kullanımı ve tarafların yükümlülüklerinin ilişkin düzenlendiği, aynı yönetmeliğin 13.maddesinde ise; cayma hakkının istisnalarının belirtildiği,
6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemeleri yer almaktadır.
İşin sadece finansal olması işlemin tüketici işlemi olmadığı anlamına gelmeyeceği, somut uyuşmazlıkta, davalı yatırımcının, davacı nezdinde, profesyonel yatırımcı olup olmadığının tespiti gerektiği, bu kapsamda davalı ile imzalanan, 21/10/2021 tarihli Sermaye Piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesinin eki kapsamında olan, Genel Müşteri Bilgilendirme Formu incelendiğinde, davalının SPK Seri III-39.1 sayılı Tebliği Çerçevesinde genel müşteri sınıfında yer aldığı, profesyonel müşteri olmak için Tebliğin 32. Maddesinde belirtilen şartların sağlanması durumunda profesyonel müşteri sıfatından yararlandırılabileceğinin konusunda bilgilendirildiği, davalının, talebe dayalı profesyonel müşteri, profesyonel müşteri ve kurumsal müşteri olmadığı, buna ilişkin dosyada belge bulunmadığı, Tebliğin 32.maddesi kapsamında, davalının, Cari Hesap ve VOB Nakit Teminat Ekstresindeki işlem hacmi ve işlem tutarı gözetildiğinde bireysel yatırımcı niteliğinde kaldığı anlaşılmıştır. (İstanbul BAM 43. HD., 25/02/2021 T., 2020/1116 E.- 2021/195 K., Ankara BAM 21.HD,21/12/2022 T., 2022/684 E.- 2022/1685 K.)
Buna göre, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Yasanın 3/(1)-k ve 49. maddeleri uyarınca yatırım sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalının, ticari ve mesleki amaçlı hareket etmeyen bireysel yatırımcı olduğundan tüketici konumunda olup, görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceğinden, TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK.nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde, resen HMK.nın 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve aynı yasanan 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/12/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır