Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/223 E. 2023/731 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2023/223 Esas
KARAR NO:2023/731

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:04/04/2018

BİRLEŞEN … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİ 2019/… ESAS – 2023/… KARAR SAYILI DOSYASI;

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:14/06/2019
KARAR TARİHİ:18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davada yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Asıl davada davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … firmasının sahip olduğunu, davalı firma ile beraber mal alım ve satımı yaptığını, davalının iddialarının aksine aralarında eser sözleşmesinin bulunmadığını, müvekkili firmanın davalı firmaya vermiş olduğu mallar ve bunlara ilişkin düzenlenen faturalarda toplam 65.398-TL satımı yapıldığını ve davalı tarafça kendilerine sadece 30.000-TL ödeme yapıldığını, hali hazırda geri bakiye kalan 35.398-TL fatura alacaklarının bulunduğunu, ancak davalı tarafın bunu ödemediğini ve kendilerinin alacağın tahsili amacıyla davalı taraf aleyhine ….İcra Dairesi’nin… E.sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle söz konusu itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri gibi vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir eser sözleşmesinin mevcut olduğunu, davalı şirketin imalatçı olarak kendi müşterilerinden aldığı siparişleri davacı gibi fason dikim atölyelerine göndererek dikimini yaptırdığını, davalının davacı firma imalatlarında sorunlar yaşadığını, … siparişlerinin zamanında yetişmemesi nedeniyle %25 gecikme indirimi ve havayolu kargosu ödemek zorunda kaldığını, ihtarname ile zararın istendiğini, … siparişlerinde hatalı dikim nedeniyle malların kabul edilmediğini, depoda kaldığını, davacıya iade faturası düzenlenerek ihtarname ile gönderildiğini gerekçe göstererek huzurdaki davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TALEP: Birleşen davada davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilini ile davalı arasında eser sözleşmesi mevcut olduğunu, müvekkilinin imalatçı firma olduğunu, kendi müşterilerinden siparişler alarak, aldığını ve bu siparişleri davalı gibi fason dikim atölyelerinde kullanarak modele uygun olarak ve belirtilen sürede dikimini yaptırdığını, dolayısıyla aradaki anlaşmanın bir eser sözleşmesi olduğunu, davacı müvekkilinin hem … firmasına hem de … firmasına teslim edilecek siparişlerinde sorun yaşadığını, … firmasının siparişlerini zamanında yetiştiremediğini ve gecikme sebebiyle müvekkili firmanın % 25 gecikme indirimi ve havayolu kargosu ödemek zorunda kaldığını, müvekkilin kendi müşterisine karşı çok zor durumda kaldığını, zamanında yüklenmesi gereken malların 15 gün geç yüklenmek zorunda kaldığı, atölyenin malları yetiştiremediği ve bu sebeplerle müvekkilinin gecikme tazminatı ödemek ve havayolu kargosu yapmak zorunda kaldığını, müvekkiline kendi müşterisi tarafından uygulanan bu yaptırımların müvekkiline zarar verildiğini, bu nedenle bu zararların davalıya rücu edilmesi gerektiğini, bu hususun davacıya ihtarname ile bildirildiği ve zararın istendiğini, davalının müvekkilinin zararını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, davalının temerrüdü ve sonuç olarak borcunu süresi için hiç ifa etmemesi müvekkilini hem maddi hem de itibari açıdan zarara uğradığını, … firmasının siparişleri ise kabul edilemeyecek derecede hatalı dikilmiş olduğundan malların müvekkilinin müşterisi tarafından kabul edilmediğini ve depoda kaldığını, Sözkonusu malların defalarca tamir için gittiğini ancak her defasında hatalı olarak geri döndüğünü ve en son kabul edilmeyerek depoda bırakıldığını, ataların dikimden kaynaklı olduğunu ekspertiz raporlarında açıkça görüldüğünü, hatalı mallar için davalıya iade faturası kesildiğini ve ihtarnameye eklenerek bir ihtarname daha gönderildiğini, belirtilen hususlar gözönüne alındığında gecikmeden kaynaklanan havayolu kargosu yapılmak zorunda bırakılmış olmaktan, gecikme tazminatı ödemek zorunda bırakılmış olmaktan ve hatalı dikilen malların elde kalmasından doğan zarar ve hatalı dikilen mallardan dolayı uğranılan reklamasyon bedeli müvekkilince davalıya yansıtıldığını, bu nedenle müvekkilinin alacaklı durumuna geçtiğini, arabuluculuk süreci anlaşmazlık ile sonuçlandığını, davalı firma hem müvekkiline karşı basiretli bir tacirin yerine getirmesi gereken yükümlülükleri yerine getirmemiş hem de müvekkilinin kendisi sebebiyle düştüğü zor durumda yardımcı olmak yerine bakiyesi kaldığı iddiasıyla müvekkiline icra takibi yapmış ve itiraz akabinde dava açtığını, bunlara ek olarak davalının müvekkili firmaya bir topluluk halinde ve silahlı olarak gelerek bu zararları kendisine yansıtılmaması ve kalan bakiyesinin ödenmesi için müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkili firmada çalışan işçilerin tehlike altına sokulduğunu, müvekkilinin her 2 müşterisine karşı zor durumda bırakıldığını ve müvekkilinin ticari itibarını sarstığını, açıklanan nedenlerle, bir adet 17.000,00 TL reklamasyon faturası, 6.984,90 TL fiyat farkı faturası ve bir adet 58.178,74 TL reklamasyon faturası toplamı 82.163,64 TL alacağın ticari reeskont faizi ile ödemesine, masraf ve yargı giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 4667 Sayılı Kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekalet ücretinin Avukat olarak tarafı adına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Birleşen davada davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … … firmasının sahibi olduğunu, davacı şirket ile mal alım satımı yaptığını, müvekkilinin davacı şirkete vermiş olduğu mallar ve bunlara ilişkin düzenlenen faturalardan anlaşılacağı üzere toplamda 65.398,00 TL’lik mal satımı karşılığında, davacı tarafça sadece 30.000 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davacı şirketten bakiye 35.398,00 TL fatura alacağını tahsil etmek amacıyla …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlandığını, davacı borçlunun dosya borcunu ödemediği gibi haksız ve kötüniyetli bir şekilde borca itiraz ettiğini, İtirazın iptali için İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davanın reddedildiğini, davanın istinaf aşamasında olduğunu, huzurdaki dava ile irtibatlı olduğundan bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava dilekçesinde, davacı şirketin dava dışı 3. kişilerle arasında meydana gelen “basiretli tacir gibi davranma” yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklanan vakıalardan söz edildiğini, Belirtilen hususlarla müvekkilinin bir alakası bulunmadığını, müvekkilinin üzerine düşen edimleri süresi içerisinde yerine getirdiği ve vermiş olduğu hizmet karşılığında da faturalarını tanzim ederek davacı şirkete gönderdiğini, müvekkili ile davacı şirket arasında, müvekkilinin yükümlendiği işe ilişkin yapılmış yazılı bir anlaşma olmadığını, Tarafların yapılacak iş konusunda sözlü olarak anlaşmaya vardıklarını, Üretilen malların da davacı şirketin belirlediği süre içerisinde teslim edildiğini, dolayısıyla, ortada belirlenmiş bir vade bulunmadığını, belirli bir vade olmadığından müvekkilinin geç teslimat yaptığından bahsedilemeyeceğini, davacı tarafın iddia ettiği … firmasına ve … firmasına satacağı ürünlerin, müvekkilinden aldığı ürünler olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacı şirketin müvekkili haricinde başka firmalara da ürün dikimi yaptırmakta olduğunu, davacıya ürün veren tek firma müvekkilinin firması olmadığını, Bu sebeple de eğer davacı, kendi müşterisine teslimatta sıkıntı yaşamış ise, mutlaka bunun sadece müvekkilinden kaynaklandığını ispat etmesi gerektiğini, eğer bir gecikme ve kusur var ise, bunu ispatlayacak olanın davacı olduğunu, müvekkilinin süresi içerisinde sağlam ve kusursuz ürünleri teslim ettiğini ve karşılığında faturasını düzenlediğini, davacı şirketin sözleşme imzaladığı 3. kişi ile arasında meydana gelen ticari anlaşmazlık neticesinde, geç teslim nedeniyle, davacı şirkete reklamasyon / iade faturası düzenlendiğini, davacı şirketin kendi kusurundan, basiretli tacir gibi davranmamasından kaynaklanan zararların, müvekkiline yansıtılmaya çalışılmasının, bunun için müvekkiline tebliğ edilmeyen iade faturaları düzenlenmesinin hukuken kabul edilebilir bir durum olmadığını, davacı tarafça ayıplı mal teslimi yapıldığı gerekçesiyle müvekkili aleyhine düzenlenen reklamasyon faturasının TTK’nın 21. maddesi anlamında fatura olmadığını, fatura içeriğine süresi içerisinde itiraz edilmediği varsayılarak, davacının müvekkilinden bu miktarda alacağı olduğu kabul edilemeyeceğini, davacı şirket kayıtlarında yer alan reklamasyon faturasının müvekkiline tebliğ edilmediğini, ayıplı mal teslimi nedeniyle zarara uğradığını ve zarar miktarını, davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini, müvekkilince davacı hakkında icra takibi başlatıldıktan sonra haksız ve kötü niyetli olarak, ayıplı mal teslimi ve geç mal teslim edildiği gerekçesiyle reklamasyon faturası düzenlendiğini, süresi içerisinde ayıplı mal teslim ettiği müvekkiline bildirilmediği gibi, bu ayıbın ne olduğu davacı tarafça ispatlanamadığını, davacı şirket kayıtlarında bulunan reklamasyon faturasından müvekkilinin sorumlu olmasının düşünülemeyeceği, müvekkili ile davacı şirket arasında, davaya konu işlerin yapılıp yapılmadığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, uyuşulamayan noktanın davacı şirketin müvekkilinin cari hesap alacağından yapmış olduğu reklamasyon / iade kesintilerinin haklı ve hukuki olup olmadığı olduğunu, davacı taraf işin yapıldığını ve teslim edildiğini kabul etmekle beraber, işin vaadedilen tarihten sonra geç teslim edildiğini iddia ederek, geç teslimata dayalı olarak müvekkilinin cari hesap alacağından reklamasyon/iade kesintisi yaptığını ileri sürdüğünü, ispat kuralları gereğince, müvekkilinin zamanında teslimde bulunmadığını davacının ispatlaması gerektiğini, müvekkili ile davacı şirket arasında dava dışı … firmasına ait ürünlerin fason olarak dikiminin yapılması konusunda da sözlü olarak anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin yükümlenmiş olduğu edimi zamanında ve gereği gibi yapıp davacı şirkete teslim ettiğini, ürünlerde dikim hatası olduğunu ve ürünlerin bu nedenle dava dışı … firması tarafından kabul edilmediğini iddia eden davacı taraf olduğunu, davacı şirketin süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, ürünlerde kabul edilemeyecek derecede hatalı dikim varsa ve sattığı firma bunları kabul etmemiş ise, bu ürünlerde açık ayıp olduğu anlamına geldiğini, ürünlerde açık ayıp var ise, davacının bu ayıp ihbarını yaklaşık 5 ay sonra, müvekkilinin iş bedelini tahsil amacıyla başlattığı icra takibinden sonra yapmasının kabul edilemeyeceği, TTK’nun 23.maddesinde, teslim sırasında açıkça belli olan ayıplar yönünden ayıbın 2 gün içinde satıcıya bildirilmesi gerektiğini, yapılan inceleme neticesinde malın ayıplı olduğunun tespit edilmesi halinde bu ayıbın aynı süre içinde yani 8 günlük süre içinde satıcıya bildirilmesi gerektiği, 8 günlük sürenin malın alıcı tarafından satım ve teslim alındığı tarih itibariyle başladığı, yasal süre içinde ayıp ihbarının yapılmaması alıcının kanundan doğan seçimlik haklarına başvuramaması sonucunu doğurduğunu, alıcı olan davacı, malı satın aldığı hali ile kabul etmiş sayılmakta ve seçimlik haklara başvuru hakkını kaybettiğini, Davacı tarafça ne 2 günlük süre, ne de 8 günlük sürede yapılan bir ayıp ihbarı bulunmadığını, ürünlerin … firmasından teslim alınmama sebebinin müvekkilinden kaynaklı olduğu yani ürünlerin hatalı dikim nedeniyle teslim alınmadığının davacı tarafından ispatlanamadığını, davacının iddiasınının objektif, somut bilgi ve belgelerle belgelendirmediği, davacının ayıp ihbarını süresinde yapmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava itirazın iptali, birleşen dava ise alacak davasıdır.
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili 07/07/2023 tarihli dilekçesi ile; taraflar sulh olması nedeniyle herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili 13/07/2023 tarihli dilekçesi ile; tarafların karşılıklı sulh olduklarını, herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkememizdeki yargılama sırasında, asıl ve birleşen davalarda tarafların sulh olmaları nedeniyle asıl ve birleşen davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, asıl ve birleşen davaların konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davaların konusuz kalması nedeniyle her iki dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
a-Alınması gereken 269,85 TL harcın, peşin harçtan mahsubu ile artan 157,67‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b-Davacı yanın talebi göz önüne alınarak, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
c-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
3-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
a-Alınması gereken 269,85 TL harcın, peşin harçtan mahsubu ile artan 1.133,3‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b-Davacı yanın talebi göz önüne alınarak, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
c-HMK m.331/1 maddesine göre takdir edilen 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.320 TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.