Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2023/211 Esas
KARAR NO:2023/432
DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:22/03/2023
KARAR TARİHİ:31/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 11/08/2021 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen faili meçhul aracın seyir halindeyken müvekkili ile çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında plakası tespit edilemeyen aracın davalının sorumluğunda olduğunu, müvekkili tarafından davalıya başvuru yapıldığını, ancak davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin söz konusu trafik kazası nedeniyle … Üniversitesi Hastanesinden alınan maluliyet raporuna göre %10 oranında malul kaldığını, müvekkilinin haksız olarak mağdur edilmeye devam edildiğini belirterek, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile maluliyet oranı dahil olmak üzere fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000 TL sürekli iş göremezlik, 500 TL geçici iş göremezlik, 250 TL bakıcı gideri, 250 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 2.000 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından Tahkim Komisyonuna 29/07/2022-2022.E… sayılı dosya ile başvuru yapılmış olup, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 14/10/2022-K.2022/… sayılı kararı ile kazanın meydana geldiği ispatlanamadığından ret kararı verildiğini, işbu karara karşı davcı tarafça itiraz yoluna başvurulmadığını, kararın kesinleştiğini, davacı tarafından müvekkili kuruma yapılan başvurunun, kazanın meydana gelmesinde bilinmeyen bir aracın varlığının ispat edilememiş olması nedeniyle reddedildiğini, yerleşik içtihat gereğince, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın varlığı somut delillerle ispat edilemez ise davanın reddedileceğini, öncelikle davacının, ATK veya Mahkememizce takdir edilecek resmi ve yetkili bir hastane tarafından Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik esasları çerçevesinde muayene edilmesi sağlanarak usul ve yasaya uygun olarak düzenlenmiş, şahsın trafık kazasından arazlar nedeniyle kesin ve kalıcı maluliyetini gösterir rapor aldırılması gerektiğini, davacı tarafından sunulan sağlık kurulu raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmediğini, davacı tarafından, geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve tedavi giderlerini talep edildiğini, sağlık giderleri teminatının SGK sorumluluğunda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve … Hesabının sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, kazadaki kusur oranının belirlenmesi için uzman bilirkişiler tarafından rapor düzenlenmesi gerektiğini, tazminat hesaplaması yapılması ihtimalinde, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, tazminata hükmedilmesi halinde, kabul anlamına gelmemek kaydı ile hükmedilecek ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluğunun, kaza tarihinde geçerli olan teminat limiti ve poliçesi bulunmayan aracın kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davanın reddine, kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün tespiti halinde davaya ihbarına, reddedilen kısım bakımından yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat davasıdır.
İstanbul Bam 40.Hukuk Dairesinin 2021/1527 E., 2021/1965 K. Sayılı ilamında ” Eldeki dava ile Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakeminin 27/03/2019 tarih K-2019/26298 sayılı kararına konu başvuruda aynı vakıalara dayanılmış olduğu, davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğu, Tahkim komisyonu tarafından verilen kararın ilam niteliğinde olduğu ve kesinleştiği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.” gerekçesi ile Tahkim komisyonu tarafından verilen kararın ilam niteliğinde olması ve kesinleşmesi neticesinde kesin hüküm teşkil ettiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı eldeki dava açılmadan önce Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunmuş, taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ndaki usul ve esaslara göre inceleme yapılarak karar verilmiş ve karar itiraz yoluna başvurulmadan kesinleşmiştir.
Bilindiği üzere dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “Kamu Düzeni” ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, incelemek durumunda olup; bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. (6100 sayılı HMK’nun 114-115.maddeleri)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-i bendiyle “aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Bu itibarla, davacı tarafından eldeki davanın açıldığı 22/03/2023 tarihinden önce, sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin olarak 29/07/2022 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından 14/10/2022 tarihinde trafik kazasının belirtilen şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğinin ispat edilememesi nedeniyle talebin usulden reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmektedir. Bu kararın sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin olarak huzurdaki davada kesin hüküm oluşturacağı gözetilerek, eldeki davada bu taleplerin kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti verdiği kararla, davacının kazanın belirtilen şekilde gerçekleştiğini ispat edemediğini tespit etmiş olup, Sigorta Tahkim Komisyonunun bu tespitinin itiraz edilmeden kesinleştiği ve mahkememizin de bu tespitle bağlı olduğu gözetilerek davacının tedavi giderine ilişkin talebinin de bu nedenle esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine ilişkin taleplerinin kesin hüküm nedeniyle HMK. 114/1-i ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine, tedavi giderine ilişkin talebin ise esastan reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı dava açılırken peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 3.120 TL ücretin tamamının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır