Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/208 E. 2023/207 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/208 Esas
KARAR NO :2023/207

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/09/2021
KARAR TARİHİ:22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 20/05/2014 tarihinde imzalanan … numaralı sözleşmeler ile müvekkilinin davalı şirketin … Projesinden 8. dönem D9, 13. dönem D14 ve 23. dönem F4 villa tipi devre mülklere karşılık 24 ay vade ve ayda 2.250-TL taksitler halinde toplam 54.000-TL bedel ödemeyi borçlandığını, sözleşmelerde öngörülen bedelin müvekkilince ödenmesine rağmen davalının teslime ilişkin taahhüdünü yerine getirmediğini, müvekkilinin halen tapusunu alamadığını, davalının … gibi sözleşmede yer alan sosyal donatılara ilişkin taahhütlerini yerine getirmediğini, devre mülk kullanımının Kat Mülkiyeti Kanununa aykırı olarak 15 günden az tesis ettiğini, yaklaşık 7-8 yıldır geçen sürenin müvekkilinde sözleşmenin ifa edileceği umudunu ortadan kaldırdığını bildirerek, sözleşmenin iptaline, ödediği bedellerin denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değeri hesaplanarak iadesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; teslim tarihinin gecikmesinin dilekçe ekindeki Fen İşleri Müdürlüğü’nün yazısında belirtildiği gibi mücbir sebepten kaynaklandığını, konkordato ilan eden müvekili şirketin halihazırdaki projenin yapımına devam ettiğini ve en kısa sürede tamamlamayı hedeflediğini, sözleşmenin … yapılacağına dair herhangi bir taahhüt içermediğini, davacının sözleşmenin feshini talep etmesi halinde müvekkil şirketin %2 tazminat hakkının doğacağını, davacının talepleri kabul edilse dahi tesiste konakladığı dönemlerde şirketin konaklama bedelleri tespit edilerek sözleşme bedelinden indirilmesi gerektiğini, davacıya herhangi bir hak kaybına uğramaması adına teslim tarihi gerçekleşene kadar geçen dönem için başka konaklama imkanı sağlandığını,bu yönüyle de davacı tarafın bu süreçte oluşan zararlarının müvekkili şirketçe karşılandığının ispatı niteliğinde olduğunu, müvekkilinin yalnızca aldığını iade ile yükümlü olduğunu, denkletirici adalet ilkesinin hakkaniyet ilkesi uyarınca uygulanması gerekliliği bulunduğundan müvekkil şirketin bu süreçte karşı tarafa verdiği tüm faydalar da göz önünde bulundurularak ancak sözleşme bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiğini, davacıya herhangi bir hak kaybına uğramaması adına teslim tarihi gerçekleşene kadar geçen dönem için başka konaklama imkanı sağlandığını, bu yönüyle de davacı tarafın bu süreçte oluşan zararlarının müvekkili şirketçe karşılandığının ispatı niteliğinde olduğunu, davacı taraf tatil hakkı kullansa da kullanmasa da tatil rezervasyon kayıtlarının yapıldığını, kabul anlamanına gelmemek üzere kullanılan tatillerin hesaplamalarda dikkate alınması gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. Tüketici Mahkemesi’nin, 24/01/2023 tarih, …. Sayılı görevsizlik kararına istinaden, mahkememize gelen dosyanın 2023/208 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Dava, taraflar arasında imzalanan devremülk satış vaadi sözleşmelerinin iptali, satış sözleşmeleri gereğince ödenen 54.000-TL.sının denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değerinin faizi ile birlikte davacı tarafa iadesine karar verilmesi talebine ilişkindir.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında davaya konu uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır