Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/189 E. 2023/542 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/189 Esas
KARAR NO:2023/542

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:14/03/2023
KARAR TARİHİ:05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalının …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile dava dışı … İnş. Taah. A.Ş. borçlu firma aleyhine icra takibi yaptığını, üçüncü şahıs olan davacı müvekkilin iş yerindeki menkullerin davacı yedinde haczedildiğini, bu nedenle muhafaza işlemi yapılmadığını, bu iş yerinin ve hacze konu malların borçlu ile hiçbir ilgisi ve bağlantısı bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin süresi içerisinde istihkak iddiasında bulunduğunu, işbu istihkak iddialarına yönelik alacaklı tarafından itiraz edildiğinden …. İcra Dairesi İİK’nın 97. maddesi gereği dosyayı …. İcra Hukuk Mahkemesine gönderdiğini, İcra Mahkemesi Hakimliği dosya üzerinde yaptığı inceleme ile 04.01.2023 tarihli … Karar sayısı ile istihkak iddiasının reddine ve takibin devamına karar verdiğini ve kanuni müddeti içinde istihkak davası açılması için taraflarına süre verildiğini, Kesin Mahkeme kararına yönelik İcra Müdürlüğü tarafından karar ilamı taraflara tebliğ edilmemiş olsa da taraflarınca dosya içeriğinden gerekçeli karar haricen 09.01.2023 tarihinde öğrenilmiş olup öğrenme tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde istihkak iddialarına yönelik …. İcra Hukuk Mahkemesinin… Esas sayısı ile 11.01.2023 tarihinde dava ikame edildiğini, ancak 12.01.2023 tarihinde mahkeme nezdinde açılan istihkak iddiasına konu davalarında tedbir kararı alınamamış olması ve aynı tarihte gerçekleştirilen muhafazalı haciz işlemi nedeniyle davalı firma vekiline cebri icra tehdidi nedeniyle haricen dosya borcu her şey dahil ihtirazı kayıt şerhi altında 129.850,00 TL (asıl alacak, faiz, işleyen faiz, haricen tahsil harcı, masraflar, icra vekalet ücreti ve diğer tüm kalemler dahil), 1.000,00 TL (12.01.2023 tarihinde gerçekleşen muhafazalı haciz işleminde müvekkil şirkete ait işyerinde kasanın açılması ve nakliye firması nedeniyle meydana gelen harici masraf) olmak üzere toplam 130.850 TL tutar dosya borcu ödendiğini, müvekkili firmanın, LED’li aydınlatma ürünleri üretimi yapan 2006 yılında kurulmuş ve halihazırda faaliyet göstermekte bulunan saygın bir aydınlatma şirketi olduğunu, yukarıda bilgileri yazılı icra dosyası üzerinden müvekkilin kullanımında bulunan ve faaliyet göstermekte bulunduğu … Mh. … Cd. No:147 No:7 …/ İstanbul adresinde bulunan aydınlatma işleriyle ilgili işlemler üzerine kurulu işyerinde 31.10.2022 tarihinde yapılan fiili hacizle icra dosyasının tarafı olmamasına rağmen müvekkiline ait ofis makine, malzeme ve mobilyaları, müvekkili şirket yetkilisi ve aynı zamanda hacze konu malların mülkiyet sahibi …tarafından yedieminlik kabul edilerek söz konusu malların kendisine yediemin sıfatıyla teslim edildiğini, müvekkilinin, söz konusu işyerini, işyeri sahibi …ile yapmış olduğu 01.09.2021 tarihli kira sözleşmesi uyarınca kullanıldığını, haciz tutanağıyla sabit olduğu üzere borçlu firma haciz mahallinde bulunmadığını, alacaklının iddia ederek mahalde hazır olduğunu belirttigi …’ın ise; gerçekleşmekte olan muhafazalı haciz nedeniyle mahale …’in telefonla çağrısı üzerine sonradan geldiğini, bu hususun zaten tutanakta da açıkca yer aldığını, … borçlu şirketin müvekkili şirketle herhangi bir fiili ya da organik bağlantısı bulunmadığını, bahsi geçen borçlu firmanın kendisi tarafından başkasına 2021 yılı 7. ayında devredildiği ve haciz mahallinde faaliyet göstermediğini, alacaklı görünen firmayla alacak borç ilişkisi bulunmadığını, borçlu firmanın devir sonrası alacaklı firmaya borçlandığını belirtiğini ve işbu hususların haciz tutanağına geçirildiğini, haliyle alacaklının iddia ettiği şekilde borçlu firmanın eski şirket yetkilisinin haciz mahallinde bulunduğu hususu gerçeği yansıtmamakta olup, yalnızca kendi iddialarına dayanak kazandırmak adına yapılmış iddiaların ötesine geçmediğini, haciz seyrinde söz konusu işyerinde müvekkilinin faaliyette bulunduğunu gösterir vergi levhası da ayrıca tespit edildiğini, alacaklı mahalde borçlu şahıs ve şirket adına ve hatta borçlu şirketin eski unvanının da yazılı olduğu birden çok evrak bulunduğunu ve 3. şahıs tarafından sunulan evraklarda dahi borçlu şahsın isminin yazılı olduğunu iddia ettiğini, işbu iddiaların taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, zira mahale sonradan gelen ve söz konusu şirketin eski yetkilisi bulunan … Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 19.07.2021 tarihli 10372 sayısı ile “… MÜHENDİSLİK İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ” unvanlı firmayı …’a devrettiğini ve söz konusu borçlu firmanın unvanının değiştirilerek “… İNŞAAT TAAHHÜT ANONİM ŞİRKETİ” olduğu hususunun 16.07.2021 tarihinde tescil edildiğine dair ilanı yayınlandığını, borçlu firmanın, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 26.08.2021 tarihli 10396 sayısı ile “… Mh. İ.K. … Cd. No:147 K:6 …/ İstanbul” şeklindeki merkez adresinin nakliyle güncel adresi “… Merkez Mh. Stad Cd. No:108 …/ …” şeklinde değiştirildiği hususunun 26.08.2021 tarihinde tescil edildiğine dair ilanı yayınlandığın, aynı şekilde; alacaklının borçlu firma ile müvekkili arasında organik bağ ve fiili ilişki olduğu ile borçlu firma ile müvekkilinin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiği hususunun da gerçeği yansıtmadığını, keza, alacaklı tarafından icra dosyasına sunulan faaliyet belgesinde de borçlu firmanın eski unvanıyla ve devrinden öncesinde İTO kayıtlarında da açıkça mimarlık ve mühendislik meslek kodu ile entegre geri dönüşüm konularında faaliyet gösterdiğinin ortada olduğunu, istihkak iddiasında bulunan ve muhafaza kaydına alınan hacizli malların mülkiyet sahibi müvekkilim firma ise; Teknik ve Dekoratif Aydınlatma meslek kodu ile fabrika atölye imalathane otel ve benzeri işyerlerinin konutların yol meydan ve spor tesislerinin her nevi lambaların fiber malzemelerin avizelerin projektörlerin tasarlanması üretimi ticareti ve pazarlanması ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler konularında faaliyet gösterdiğini, haliyle alacaklı tarafından iddia edilenin aksine borçlu firma ile müvekkili firmanın ticari faaliyet konuları farklı olmakla birlikte aralarında herhangi bir fiili/organik bağlantı bulunmadığını, nitekim organik bağın varlığı için iki ayrı tüzel kişilik arasında belli bir ilişkinin bulunması gerektiğini, davanın kabulü ile, müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu bulunmadığının tespitine, takip ve takibe konu senet borçlusu … İNŞ. TAAH. A.Ş ve …’ın işbu davaya ihbarlarını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 130.850 TL’nin ödeme tarihi olan 12.01.2023 tarihinden itibaren avans faizi ile istirdadına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava konusu itibari ile istihkak davası olduğunu, istihkak davalarına bakmakla görevli mahkemelerin İcra Mahkemeleri olduğunu, davacının takipte borçlu sıfatı bulunmaması sebebi ile ödenen paranın istirdatını talep hakkına sahip olmadığını, mahalde borçlu şirketin vergi levhasının asılı bulunduğunu, haciz tatbik edilen adresin borçlu ile irtibatının olup olmadığının tespit edilebilmesi için mahalde evrak araştırması yapılacağı sırada davacı şirket yetkilisinin mahalde bazı evrakları sakladığını, sadece borçlu şirketin adresinde bulunabilecek evrakların mahalde bulunduğunu, davacının tacir olup ödemenin yapıldığı tarihte hukuki destek de almakta olduğunu, icra takip dosyasında borçluluk sıfatı bulunmayan davacının dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, haksız ve kötüniyetle ikame edilen davanın reddine, davacının alacağın %20’inden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, borçlu olunmayan tutarın icra baskısı altında ödendiği iddiasıyla açılan istirdat davasıdır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3425 E., 2020/5455 K. sayılı ilamında “Mahkemece bozmaya uyularak verilen görevsizlik kararı sonrasında, görevli mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın konusunu oluşturan ödemenin yapıldığı takip dosyasında davacının borçlu sıfatının bulunmadığı, icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı, ödemeyi yapan takip dışı üçüncü kişi olsa bile, istirdat ve menfi tespit davasını açmaya yetkili olmadığı, menfi tespit veya istirdat davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” gerekçesi ile menfi tespit veya istirdat davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği belirtilerek verilen davanın reddi kararını onamıştır.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2015/18160 E., 2016/7678 K.sayılı ilamında “Mahkemece davanın niteliğine göre 3. kişi tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takip borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” gerekçesi ile 3. kişi tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı açılan istirdat ve menfi tespit davasının icra takip borçlusu tarafından açılması gerektiği belirtilerek aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesi kararını onamıştır.
İstanbul Bam 16.Hukuk Dairesi 2021/2109 Esas, 2021/2262 K.sayılı ilamında “Dava, borçlu olunmayan tutarın icra baskısı altında ödendiği iddiasıyla açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, takip dosyasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumundadır. 2004 Sayılı İİK’nun 9. ve devamı maddeleri uyarınca icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben yapılmış sayılır. Buna göre takip dosyasının tarafı olmayan davacı üçüncü kişilerin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre takip dosyası borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, somut dava yönünden davalı takip alacaklısı sebepsiz zenginleşen konumunda değildir. Ayrıca İİK’nun 72.maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabilecektir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalıdan geri isteme hakkı bulunmamaktadır (Bakınız. Yargıtay 4.HD 2015/16289 E. 2016/3744 K. , Yargıtay 19.HD 2013/11618 E. 2014/8909 K. , Yargıtay 11.HD 2020/3425 E. 2020/5455 K.). Buna göre ilk derece mahkemesinin davacının aktif husumetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine dair kararı yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile istinaf isteminin esastan reddine karar vermiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının icra tehdidi altında borçlu olmadığı bir tutarı ödeme yapmak durumunda kaldığını belirterek davalıya ödediği bedelin istirdatına karar verilmesini talep ettiği, davacının ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takip borçlusu olmadığı, buna rağmen ödemeler yaptığı ancak İİK’nın 9 ve devamı maddeleri uyarınca icra dosyasına yapılan ödemelerin borçlu adına yapılmış sayıldığı ve ödenen bedelin istirdatını borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun talep etmesi gerektiği, yapılan ödemeler ile dava dışı borçlular borcundan kurtulmakta olup bu nedenlerle davacının ödediği bedeli davalıdan geri isteme hakkı bulunmadığından, davanın davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 2.054,88 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen maktu 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 3.120 TL ücretin tamamının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
05/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır