Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/155 E. 2023/453 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/155 Esas
KARAR NO :2023/453

DAVA:5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Tazminat)
DAVA TARİHİ:28/02/2023
KARAR TARİHİ:06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın, müvekkilinin USD ve TL türündeki hesaplarındaki tutarları hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak … Defterdarlığı hesabına aktarmış olduğunu, üstelik bankanın bu işlemi yaparken müvekilinin USD hesabındaki parasını müvekkilinin haberi dahi olmadan TL ye çevirmiş olduğunu, müvekkilinin … Bankası’nda … müşteri numarası ile sahip olduğu … İBAN, … İBAN, … İBAN numaralı hesaplar üzerine 28/07/2016 tarihinde 667 sayılı KHK gereği bloke konulmuş olduğunu, bu arada müvekkili ve oğlunun sıklıkla bankaya uğrayıp para hakkında bilgi almak istediklerinde banka görevlilerinin paranın bankada olmadığını dile getirmiş olduklarını, blokeli hesaplar üzerinde gerekli inceleme yapan … 29.İVDK nun düzenlendiği 02/05/2017 tarih ve
17-A-1937/4 sayılı Görüş ve Öneri Raporunda; paranın KHK lı bir kurumla ilgili olmadığını müvekkiline ait olduğu yönünde görüş bildirmiş olduklarını, bunun üzerine Daimi İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’ndan görüş bildirilmesi istenilmiş olduğunu, Daimi İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nun 18/05/2021 tarihli Komisyon Raporuna göre; müvekkilinin hesapları üzerindeki blokelerin kaldırılması gerektiğine karar verilmiş olduğunu, 02/09/2021 tarihinde müvekkilinin davalı banka nezdindeki hesapları üzerindeki tedbir/blokajın kalktığını, davalı bankanın hukuki dayanaktan yoksun ve müvekkili zararına olarak USD hesabındaki meblağı TL ye çevirmesi nedeni ile müvekkilinin zararının her geçen gün artmakta olduğunu, bankanın haksız tutum ve hukuki dayanaktan yoksun işlemi nedeni ile müvekkilinin yüksek miktarda maddi zararı yanında telafisi imkansız manevi zararının oluştuğunu, müvekkilinin yaşadıkları yanında maddi olarak bu kadar zarara uğratılmanın yanında bu durumdan dolayı manevi olarak acı ve elem çekmekte olduğunu, işbu davanın maddi tazminat yönünden belirsiz alacak davası olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; müvekkilinin zararına olarak USD hesabındaki meblağın TL ye çevrilmesi ile USD kurunda meydana gelen değişiklik nedeni bilirkişi marifeti ile hesaplanacağı üzere zararının mevcut olduğunu, müvekkilinin uğradığı ve mahrum kaldığı tüm maddi zararın bilirkişi marifeti ile tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, 10.000-TL’nın arabuluculuk görüşme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına verilmesini, miktar tespit edildiğinde eksik harcı tamamlamak üzere taraflarına süre verilmesini, fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutulmasını, davalı bankanın dikkatsiz ve özensiz eylemleri neticesinde müvekkilinin maruz kaldığı durumlar nedeniyle 30.000-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının tümüyle yanıltıcı ve gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde ve müvekkili banka kayıtları ile de sabit olduğu üzere, huzurdaki haksız davanın müvekkili bankaya yöneltilen taleplerinin muhatabının esas itibariyle … Defterdarlığı olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde sunulan beyanlar ve dayanılan deliller esas itibariyle dava dışı … Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosunun işlemleri ile ilgili olduğunu, bu hususun yargılama sırasında öncelikli olarak göz önünde bulundurulmasını ve müvekkili banka hakkındaki huzurdaki haksız davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi talep edildiğini, işbu dava ile davacının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ettiği işlemlere ilişkin olarak sözde zararlarının net olarak tespit edilemediğinden bahisle davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını iddia etmekte ise de dava dilekçesinde hesaplardaki meblağa açıkça yer vermiş olduklarını, bu itibarla, huzurdaki davaya konu edilen işlemler ve tutarların davacı tarafından tam ve net olarak bilinmekte olduğunu, davacının davaya konu işlemlerin tamamını ve bizzat kendisi tarafından kullanılan tutarlarını bildiği konusunda herhangi bir tartışma veya tereddüt bulunmamasına rağmen, huzurdaki davayı, HMK’nun 107/1 maddesine göre sonra arttırabileceğini de belirterek maddi tazminat istemi yönünden şimdilik 10.000-TL talepli olarak açmış olduğunu, müvekkili banka tarafından gerçekleştirilen işlemlerim dava dışı … Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosunun açık talimatlarına istinaden gerçekleştirilmiş olup; müvekkili Banka tarafından 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ve akabinde anılan KHK’nın kabul edilmesine ilişkin olarak yayımlanan 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun gereğince işlem yapılması gerektiği aşikar olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının şayet bir zararı var ise buna müvekkili bankanın sebebiyet vermediğinin açık olduğunu, işbu davanın kabul edilebilmesi için, öncelikle davacının zararının varlığını ve buna müvekkili Bankanın sebebiyet verdiğini ispatlaması gerekmekte olduğunu, davacının ilgili hesap hareketlerinin Mahkememizce celbi neticesinde görüleceği üzere, davacının müvekkili banka nezdinde bulunan toplamda 3 hesabına 28/07/2016 tarihinde 22/07/2016 tarih, 667 sayılı karar gereği bloke tesis edilmiş olduğunu, bundan sonraki tarihlerde de ilgili savcılık ve mahkeme dosyalarından da bloke konulması yönünde talimatların da bulunmakta olduğunu, akabinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün 14/09/2018 tarih, 14256 sayılı yazısı ile bloke konulan varlıkların söz konusu yazıda belirtilen esaslar doğrultusunda Hazine hesaplarına aktarılmasının istenmiş; … Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosu, müvekkili Bankaya göndermiş olduğu … Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosu 14/02/2020 tarih, … sayılı yazısı ile ilgili dekontun gönderilmesi talep edilmiş olduğunu ve müvekkili bankaca işbu talimatlara uygun hareket edilmiş olduğunu, bu işlemlerden sonraki bir tarih olan 23/08/2022 tarihinde dava dışı … Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosu tarafından davacı müşterinin hesabına “… DEFTERDARLIK KHK İŞLEMLERİ İL BÜROSU NUN 02/08/2022 TARİH VE … SAYILI YAZISI” açıklamasıyla 236.115.16-TL gönderildiğinin anlaşıldığını, dava dışı İdarenin KHK gereğince iletmiş olduğu talimatları doğrultusunda ve usul ve yasaya uygun olarak gerçekleştirilen işlemler bakımından müvekkili bankaya huzurdaki dava konusu taleplerin yöneltilebilmesinin mümkün olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; haklı itirazlarının kabulünü; hukuka, usul ve yasalara, hakkaniyete, iyi niyet kurallarına aykırı ve dayanaksız talepler içeren davanın tüm talepler açısından reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
Somut olayda, sunulan deliller kapsamında davaya konu uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, somut uyuşmazlığın, taraflar arasında imzalanan, Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nden kaynaklandığı, davacının gerçek kişi ve banka nezdindeki hesabının şahıs hesabı olması, dosya kapsamında tacir olduğuna dair bir bilgi ve belgenin olmaması, davalının, 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca gerçek kişi tüketici olduğu ve Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmıştır.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK.nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde, resen HMK.nın 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve aynı yasanan 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır