Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/13 E. 2023/399 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2023/13 Esas
KARAR NO :2023/399

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:04/01/2023
KARAR TARİHİ:24/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurum ile yaptığı abonelik sözleşmesi neticesi adına kayıtlı olan … hizmet nolu tesisatla uzun süredir enerji kullanmakta olduğunu, müvekkili bu güne kadar faturalarını düzenli olarak ödemiş ve davalı kurum ile herhangi bir sorun yaşamadığını, müvekkili şirkete gelen davalı kurum çalışanları müvekkilinin tesisatında kaçak kullanım olduğu gerekçesiyle müvekkile 47.053,44 TL ve 92.671,28 T’lik kaçak elektrik faturası yazdıklarını ve hiçbir faturanın da taraflarına tebliğ edilmeden müvekkilinin enerjisini kestiklerini, şirketin çalışamaz durumda olduğunu belirterek, 09/01/2023 son ödeme tarihli 47.053,44 TL ve 92.671,28 TL’lik faturalar nedeniyle şimdilik 10.000 TL borçlu olmadığının tespiti ile yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu edilen fatura ve kaçak tutanağı hukuka ve epdk’nın ilgili yönetmeliklerine tamamen uygun olduğunu, davacının iddialarının yasal dayanakları bulunmadığını belirterek, usule ilişkin olarak dava şartı yerine getirilmediğinden ve esasa ilişkin açıklamalarımız doğrultusunda davanın başta ihtiyati tedbir talebi olmak üzere tüm haksız talepler bakımdan esastan reddine, davacının müvekkilin alacağını almasını engellemesi sebebiyle iik m.72/f.4 uyarınca %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesin talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, menfi tespit davasıdır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
İstanbul Bam 37.Hukuk Dairesinin 2022/209 E., 2022/2455 K., 20/10/2022 tarihli ilamında, “Mecidiyeköy Vergi Dairesi Müdürlüğünün 21/05/2021 tarihli cevabi yazısında davalının ikici sınıf tüccar olduğunu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, uyuşmazlık konusu yıla ait gelirinde VUK 177/1. Maddesinde bildirilen sınırı aşmadığı bildirilmiş olup, mahkemelerce usulüne uygun şekilde oda ve sicil kaydı ilişkin yeterli araştırmanının yapılmadığı, vergi müdürlüğünce müzekkere ekinde gönderilen vergi beyannamelerine göre davalının birinci sınıf tüccar olmasını gerektirecek tutarda alım ve satımının bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu haliyle davalının tacir olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve esnaf olarak kabulü gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, takibinin ilamsız takip olmasına göre uyuşmazlığın, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” gerekçesi ile davalı ikinci sınıf tüccar olsa da, VUK 177/1.maddesinde belirtilen sınırları aşmaması nedeniyle esnaf olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Beyazıt Vergi Dairesi’nin 19/01/2023 tarihli cevabi yazısı ile davacının VUK 177/1 sınırlarını aşmadığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen 10/01/2023 tarihli yazı cevabı ile davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığı belirtilmiş olup, davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir. HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nın 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır