Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/889 E. 2023/414 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/889 Esas
KARAR NO :2023/414

DAVA:6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:28/12/2022
KARAR TARİHİ:30/05/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş. ile borçlu … arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri uyarınca borçluya kredi kullandırılmış olunduğunu, davalının ödemelerini zamanında yapmaması üzerine müvekkili banka tarafından Genel Kredi Sözleşmeleri’nin ilgili maddeleri uyarınca borçlulara kullandırılan kredi hesabının kat edilmiş olduğunu, bu hususun, 10/02/2022 tarihli ihtarname ile borçluya bildirilerek kat tarihi olan 10/02/2021 tarihi itibarı ile kredi kartından doğan borcun ödenmesini, aksi takdirde aleyhlerine yasal takibe geçileceğinin ihtar edildiğini, borçlu tarafça ihtara rağmen ödeme yapılmayınca …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takip işlemi yapılmış olduğunu, davalının, takibe, borca ve tüm ferilere itiraz etmiş olduğunu, borçlunun işbu haksız itirazı neticesinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olunduğu, İzah edilen nedenlerle davalı/borçlunun itirazlarının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle iptaline ve takibin devamına ve yine takibe konu alacağın likit olması hususu göz önünde bulundurularak davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep zorunluluğu hasıl olmuş olduğu, ” talep edildiğini belirterek itirazın iptalini, takibin devamını, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı taraf ile imzalan Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi Sözleşmesi gereğince kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi iddiası ile takip yapılmış olup, yapılan itirazın haksız olduğundan bahisle itirazın iptali davası ikame edilmiş olunduğunu, açılan dava ve iddiaları kabul etmediklerini, Davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin birçok maddesi 6098 sayılı yasanın 20 maddesinde tanımlanan GENEL İŞLEM KOŞULLARI gereğince geçersiz olduğunu, bu maddelerin hiçbirisinin müşteriye anlatılmış ve müzakere edilmiş olmadığını, Takip talebinde talep edilen işlemiş faiz ve işleyecek faize yasal şartları, muacceliyet oluşmadığından itiraz ettiklerini, yine takip talebindeki işlemiş ve işleyecek faiz oranına da itiraz ettiklerini, zira bu oranın sözleşme içeriğine, genel işlem şartı olduğundan geçersiz olması nedeniyle yasaya aykırı olduğunu, yine dava konusu yapılan sözleşmelerde yasa ve usule uygun eş rızası alınmamış olduğunu, bu konuda eşe gerekli ve yasal uyarılar ve onaylar alınmadan işlem yapılmış olduğunu, dava ve takip konusu borçların yasa ve söyleşmeye uygun olarak ihtar edilmeden, yasa ve sözleşmede düzenlenen süreler dolmadan takibe geçilmiş olunduğunu , bu nedenle de takibi yapılan borcun ne miktarının muaccel olduğu ve temerrüte düşüldüğü davalıya gerekli ihtar ve süre verilmeksizin takibe geçilmesinin haksız ve yasaya aykırı olduğunu, takip konu borç ile ilgili olarak davalının kısmı ödemelerinin de mevcut olduğunu, bu bedellerin ne şekilde mahsup yapılmış olduğunu, cari hesabın alacak aslının ve ferilerinin hesaplanma şekil ve esaslarına da itiraz ettiklerini, Dava konusu sözleşmelerde gerek asıl borçlu gerekse kefil olarak atılan imzalar ile elle doldurulan kısımlara itiraz hakları saklı kalmak üzere tüm sözleşme ve imzaları içerir kısımlar ile kefalet miktar ve onayları içerir kısımların taraflarına tebliği sonrasında itiraz hakkını mahfuz tutttuklarını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67 maddesi kapsamında itirazın iptali davasıdır.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında davaya konu uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davacı tarafından her ne kadar genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle takip başlatılmış ve yine mahkememizde dava açılmış ise de, Genel Kredi Sözleşmesinden ayrı olarak, davalı ile imzalanan Gerçek Kişiler İçin Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin de olduğu, nitekim takip ve dava konusunun bireysel kredi kartı olduğu, yine alınan bilirkişi raporuna ekli belgeler incelendiğinde kredi kartı borcunun ödenmemesi nedeniyle yapılandırmaya gidildiği ve bu kapsamda, tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı ve tüketici kredisi ödeme planı ( kredi kartı yapılandırması) oluşturulduğu, gözetildiğinde somut uyuşmazlığın, tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklandığı, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmıştır.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı