Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/833 E. 2023/574 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/833 Esas
KARAR NO:2023/574

DAVA:Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:07/12/2022
KARAR TARİHİ:11/09/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı … ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında … Bankası A.Ş. Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme gereği kendisine kredi kullandırıldığını, davalı … bu krediye müteselsil kefil olduğunu, ancak bu kredinin geri ödemeleri yapılmadığını, bunun üzerine, davalıya …. Noterliği’nin 29/12/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, borçlu temerrüde düşürüldüğünü, bu ihtarnameye rağmen de herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, söz konusu takibe borçlu tarafından müvekkili bankaya borcu olmadığı gerekçesi ile yetkiye, borca, faize ve her türlü fer’ilerine itiraz edildiğini, davalı tarafların bu itirazlarına ilişkin dava açmadan evvel 6102 sayılı Yasanın 5/A maddesi gereğince 2022/… Arabuluculuk numarası ile Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuğa başvurulmuştur. telekonferans yöntemiyle yapılan 28.11.2022 tarihli e-imzalı Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı’nda da görüleceği üzere taraflar arasında Anlaşma sağlanamadığını, davalı taraflarca, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğini, ancak sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemeleri de yetkili kabul edildiğini, davalı borçlu takip alacaklısına karşı borcu bulunmadığını ileri sürerek takip konusu yapılan borcun tamamına itiraz ettiğini, dava dışı şirket ile müvekkili banka arasında kredi sözleşmesi mevcut olduğunu, davalı … ise bu krediye müteselsil kefil olduğunu, bu kredinin geri ödemeleri yapılmadığını, davalı taraf takip talebinde talep edilmiş olan faize de itiraz ettiğini, ancak takip talebinde talep edilmiş olan faiz oranları gerek yasaya ve gerekse taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olduğunu, davalı tarafın tüm itirazları hukuki dayanaktan yoksun, haksız, kötü niyetli ve de müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına karşı süresi içerisinde yaptığı itirazlarında; yetki itirazını, yetkili icra dairelerini de belirtmek suretiyle dile getirdiğini, davacının, müvekkili haklı bu itirazları karşısında, yetkili yerde icra takibi başlatmak yerine doğrudan işbu huzurdaki davayı açması açık bir şekilde usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin mernise kayıtlı adresi, İstanbul İli Pendik İlçesi’nde olduğunu, huzurdaki davanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri yerine İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde açılamayacağı hukuki bir zorunluluk olduğunu, icra takip dosyası incelendiğinde, dosya içerisinde ya da UYAP kayıtlarında takibe konu alacak iddialarına yönelik hiç bir belgeye rastlanılmadığını, müvekkiline ait olduğu iddia edilen ilgili sözleşme asılları dosyada bulunmadığı ve dava dilekçesinin ekine dahi eklenmeksizin incelemeye sunulmadığını, müvekkiline ait olduğu öne sürülen imzaların tümüne itiraz ettiklerini, davalı müvekkilinin, şirketin bir diğer ortağı ve aynı zamanda mesul müdürü olan …’ın usulsüz işleri nedeniyle, uzunca bir süredir borçlu şirket ile fiili hiç bir bağı bulunmadığını, Müvekkilinin, şirkette yer aldığı dönemde, gayet özverili bir şekilde çalıştığını, bunun sonucunda bütün ödemelerin yapıldığı kendisine iletilmiş ve bu yönde bir sorun yaşanmadığını, müvekkilinin, şirketten ayrıldıktan sonra bu tür olaylarla karşılaşmaya başladığını, müvekkilinin, kendisinden sonraki döneme ait işler nedeniyle sorumluluğu olmayacağını, müteselsil kefalet türünde kefil, yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiğini, oysa borçlu şirketin kendisine ait araç, menkul ve nakit değerlerden oluşan mal varlığı bulunduğunu, alacak iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, borçlu şirketin ödeme gücü mevcut olduğunu ve bu haliyle de müvekkile karşı icra takibi yapılamayacağı, bunun yanında, alacak, imza vs. hiç bir iddiayı asla kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkiline ibraz edilen fotokopi kredi sözleşmelerinin gerçek olması halinde dahi, bu sözleşmelerde müvekkilinin eşinin imzasının olmadığı bariz bir şekilde anlaşıldığını, bu durumda ilgili kredi sözleşmesinde, tarih itibarı ile eşin rızasının olmaması, sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu hususta ayrıca gerek borçlu şirketin ortaklık yapısı gerek kuruluş tarihi vb.nin de mutlaka araştırılması gerektiğini, bu yönüyle de müvekkilinin sorumluluğu düşünülemeyeceği, davacı alacaklının, müvekkilinden faiz talep edebilmesi de kesinlikle mümkün olmadığını, bu hususta müvekkiline tebliğ edilen geçerli bir ihtarname de bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİL VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili tarafından 25.08.2023 tarihli dilekçesi ile davalı ile protokol yapıldığını, davalının borcu ödediğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan etmiş ve protokol sunmuştur. Sunulan protokole göre tarafların birbirinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın konusuz kalmaması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verilmesi halinde, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinden dolayı sorumlu olacak taraf, davacının davayı açmakta haklı olup olmadığına göre belirlenecek olup, tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığı, davalının ödeme yaptığının beyan edilmesi karşısından arabuluculuk ücretinin davalıya tahmiline karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 269,85-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 799,18-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 529,38-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3- Talebe göre taraflarca yapılan yargılama giderinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00 -TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
5-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.11/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır