Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/803 E. 2023/896 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/803 Esas
KARAR NO :2023/896

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:24/11/2022
KARAR TARİHİ:05/12/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.04.2022 tarihinde, müvekkiline ait … plakalı araç ile … plakalı araç arasında, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait araç kazada %0 ve … plakalı araç ise %100 kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracında huzurdaki davaya konu kaza sebebiyle reel değer kaybı oluştuğunu, kaza sonucunda müvekkili araçta meydana gelen reel değer kaybı bakımından uğradığı zarar miktarının tam olarak belirlenemediğini, trafik kazası neticesinde müvekkiline ait … plakalı araçtaki reel değer kaybı tazminatının belirlenmesinin mümkün olmadığını ve kendisinden böyle bir kalem belirlemesinin beklenmediğini kusur oranına göre değer kaybı hesaplanmasında; hasar gören aracın bilirkişilerce araçtaki hasarın durumu, resim, fatura ve dosyada mevcut diğer belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde hesaplanan aracın hasar miktarı belirlenerek hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin uğradığı zarar miktarının uzman bilirkişilerce yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tam ve kesin olarak belirlenebileceğini, davalı ile sulh olma imkanlarının bulunmadığını bu nedenle arabuluculuk görüşmesi sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığını müvekkiline ait araçta meydana gelen 100,00-TL Reel Değer Kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından, … plakalı araç için değer kaybı ve hasar tazminatı ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun işbu ödeme ile sona erdiğini, müvekkili şirketin poliçe limiti dahilinde, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, Müvekkili şirket tarafından yapılan toplam ödemenin 50.272,90-TL olduğunu poliçe limitinin tükendiğini, müvekkili şirket tarafından başkaca bir ödeme yapılamayacağını davacının taleplerinin reddi gerekeceğini, uyuşmazlık konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranına ilişkin herhangi bir tespiti yapılmaksızın, meydana gelen zararın, müvekkili sigorta şirketinden talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelememek kaydıyla, söz konusu kaza sebebiyle meydana geldiği iddia edilen bakiye değer kaybının uzman bilirkişilerce tespiti gerekmediğini, değer kaybına ilişkin talepler bakımından 19.06.2021 tarihinde karayolları trafik kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklik gözetilmeli ve ZMMS genel şartları ekinde yer alan teminat dışı haller ve hesaplama yöntemi dikkate alınması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi kararı ZMMS genel şartlarının huzurdaki uyuşmazlık açısından uygulanmasına engel teşkil etmediğini, uyuşmazlık konusuna yasal faiz uygulanmasını nedenlerden ötürü davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araçta oluşan değer kaybının tahsili davasıdır.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğudur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. İşleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten ve teşebbüs sahibi sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması başlıklı 86. maddesi ”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmünü içerir. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşın, meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görendedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, ZMMS zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ile davacının aracında meydana gelen değer kaybı bedelinin tespiti noktalarında toplanmakta olup, kusur oranı ve tazminat miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; … plakalı aracın %100 kusurlu olduğu,… plakalı aracın kusursuz olduğu, değer kaybının, 30.000,00 TL olarak değerlendirildiği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı vekili tarafından sunulan 27.10.2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava değeri 513,41 TL’ye çıkarılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından trafik kazası nedeniyle aracında değer kaybı oluştuğunu belirterek değer kaybı nedeniyle işbu davanın açıldığı, poliçe, hasar dosyası, trafik tescil kayıtları, Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi kayıtları, kaza tespit tutanağına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli görülmüştür. 01.04.2022 tarihinde davacıya ait …
plakalı aracın … ili, … İlçesi, İnönü Mahallesi, … … Caddesi üzerinde yaya geçidinde yayalara yol vermek için durduğu sırada, davalıya ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın duramayıp arkadan davacının aracına çarpması şeklinde gerçekleştiği mahkememizce de kabul edilen olayda davacı ait araç sürücüsünün atfı kabil bir kusurunun olmadığı, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davalının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava konusu kaza nedeniyle davacı aracında oluşan değer kaybından sorumlu olduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davacı aracında oluşan değer kaybının 30.000,00 TL olduğu, sigorta poliçesine göre araç başı maddi hasar limitinin 50.000,00 TL olduğu, davalı tarafından dava konusu trafik kazası nedeniyle 12/05/2022 tarihinde 16.575,40-TL, 12.742,19-TL ve 2.950,00-TL hasar tazminatı, 10/06/2022 tarihinde 516,44-TL ekspertiz ücreti, 24/06/2022 tarihinde 17.219,00-TL değer kaybı ödemesi ve 07/07/2022 tarihinde 269,87-TL ekspertiz ücreti ödemesi olmak üzere toplam 50.272,90-TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemeler noktasında taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı, davalı tarafından yapılan değer kaybı ödemesi nedeniyle bir ibranamenin dosya sunulmadığı gibi yapılan ödemenin de orantısız olduğu, her ne kadar davalı tarafından poliçe limitinin dolduğu beyan edilmiş ise de yapılan ödemeler arasında yer alan ekspertiz ücretlerinin masraf kalemi olduğu ve poliçe limitine dahil edilmeyeceğinin değerlendirildiği, buna göre poliçe limitinden bakiye 513,41 TL kaldığı ve davacının da bu miktar üzerinden talep artırımında bulunduğu, davacının davasında haklı olduğu değerlendirilmekle davacının davasının kabulü ile 513,41 TL değer kaybı tazminatının 24.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile 513,41 TL değer kaybı tazminatının 24.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 269,85 TL karar ilam harcından peşin alınan 80,70 ve ıslah ile 7,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 182,08‬ TL. harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 513,41 -TL. vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvurma, 80,70 TL peşin, 7,07 ıslah harcı olmak üzere toplamı olan 168,47‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.500 TL bilirkişi ücreti, 187 TL tebligat+müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.687 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3120-TL Arabuluculuk ücretinin; davalı taraftan alınarak, hazineye irad kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır