Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/799 E. 2023/616 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/799 Esas
KARAR NO:2023/616

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/11/2022
KARAR TARİHİ:26/09/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari bir ilişki bulunduğu, söz konusu ticari ilişkiden dolayı müvekkilinin davalı şirketten mal alımı nedeniyle ödemiş olduğu avans ödemesi karşılığında malın teslim edilmemesi nedeniyle alacağı bulunduğunu, İşbu alacağının sağlanması için davalı/borçlu aleyhine ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalı tarafından başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini, anılan takibin durdurulduğunu, ancak davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve yersiz olup işbu itirazın iptali gerektiğini, şöyle ki; müvekkili … nin, ABD pazarında paslanmaz çelik ürünlerinin alım, satım, ihracat, ithalat işiyle iştigal ettiğini, davalı … … ve Dış Tic. Ltd. Şti nden paslanmaz çelik bobin alımı için icap niteliğinde e-posta gönderildiğini, davalının da gönderdiği teklif ve broşürlerde 54 Ülke, 300 müşteriye ihracat yaptığını beyan ettiğini, ürün kataloğunu gönderdiğini, müvekkilinin talep ettiği ürüne ilişkin özellikleri, teslim şeklinin …- …’ya teslim edileceğini, teslim süresinin 6-7 hafta olduğunu, ödeme şeklini %30 avans %70 teslimde (evraklar hazırlandığında) yapılacağını bildirir e-posta cevabı gönderdiği, taraflar arasında icap- kabul işlemleri gerçekleştiğini, davalının proforma faturası gönderdiğini, müvekkili şirketin de kendi müşterilerine malın alındığının bilgisini paylaştığını, 23.07.2021 tarihinde “malların ödenmesi” açıklamasıyla davalı şirketin … Bankası hesabına 530 avans/depozito olarak 14.400 USD swift ödemesi yaptığını, davalı şirketin de dış ticaret müdürü … … yine şirket uzantılı mailinden paranın hesabına geçtiğini onayladığını, sevkiyatı planlayacağını bildirdiğini, davalı şirketin 23.07.2021 tarihinden itibaren 6 hafta teslim süresi taahhüt etmesine rağmen bugüne kadar taahhüt ettiği şekilde malı teslim etmediğini, davalı şirketin dış ticaret müdürü … tarafından gönderilen e-posta yazışmasında açıkça görüleceği üzere borcun kabul edildiğini, gönderilen parayı iade edeceklerini, malı da göndereceklerini bildirmesine rağmen 1 yıla aşkın süredir. malı yüklemediğini, müvekkilinin. ödemiş olduğu avans ödemesinden sadece 4.375 USD iade edildiğini, bakiye kalan 10.025,00 USD bedeli de tüm bildirimlere rağmen ödemediğini, müvekkili şirketin de, müşterilerine mağdur olduğunu, itibar kaybı yaşadığını, işbu zararları ile ilgili olarak davalıya karşı takip ve dava haklarını saklı tuttuklarını, davalı … … … İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti arasında çelik alımı nedeniyle – ticari iliki bulunmakta olup takip tarihi itibariyle müvekkilinin, davalıdan alacaklı konumda olduğunu, müvekkili – tarafından – davalıya gönderilen avans depozito ödemesi karşılığında müvekkiline teslim etmesi gereken ürünleri teslim etmediğini, açıkça kabul ettiği borcunu da müvekkiline ödemediğini, dosyaya sunmuş oldukları e-posta yazışmaları incelendiğinde görüleceği üzere tarafların tüm görüşmeleri şirket uzantılı mail adresinden yaptığını, taraflar arasında gerçekleşen onay/kabul ödeme, borç ikrarını içerir tüm beyanların Yargıtay kararları gereği geçerli ve bağlayıcı olduğunu, nitekim yazışmaları ve benzeri elektronik ortam kayıtlarının delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin vurgulandığını, Yargıtay’ın kararında; “şirket Uzantılı e-posta adreslerinin kullanılarak gönderilen e-postaların kişilerde şirket yetkilileri tarafından gönderildiğine dair izlenim yaratmasının haklı olacağını, bu hususla İlgili şirket yetkililerinin gerekli önlemleri almak suretiyle adreslerin güveniliriğini koruma altında tutması gerektiği, aksi halde doğacak problemlerden sorumlu tutulacakları” nın ifade edildiğini, bunun yanı sıra HMK 222/5.fıkrası gereğince iddia ve savunmalarının ispatı için karşı tarafın ticari defterlerinin ibrazına dayandıklarını, karşı tarafın defterlerini ibraz etmesi gerektiğini, davalı defterlerini ibrazdan kaçınırsa; ibrazı talep eden olarak iddialarının ispatlanmış olacağını, davalı yan defterlerini ibraz ederse defterlerine delil olarak dayandıklarından diğer sunmuş oldukları delillerle birliktte bir bütün halinde incelendiğinde davalının borçlu olduğu hususunun da açıklığa kavuşacağını, Yargıtay 23.HD 17.01.2019 E.2016/… K.. Sayılı ilamı ile, Yargıtay 11.HD. 2014/… E. 2014/…. Sayılı ilamının bu yönde olduğunu, davalı her ne kadar müvekkiline bir borcu olmadığını ileri sürerek sırf zaman kazanmak amacıyla kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine itiraz ederek takibin durdurulmasını sağlamış ise de; davalının ticari defterleri ödeme belgeleri ve hesapları incelendiğinde müvekkiline olan borç miktarının netlik kazanacağını, davalının itirazının haksız ve yersiz olmasının yanı sıra takibi sürüncemede bırakma amacıyla yapılmış olup kötü niyetli olduğunu iddia ederek, davalarının kabulü ile davalı/borçlu tarafından ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibine haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptaline, takibi talep edilen 10.025,00 USD üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikle devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan her ne kadar ilgili ürünlerin söz konusu tarihte teslim edilmediğini, bu nedenle de sözleşmeden dönerek ödenen paranın iadesini talep ettiklerini belirtmiş ise de, davacı yanın söz konusu bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğunu, ancak dosya kapsamında davacının işbu iddiasını ispatlar nitelikte hiçbir delil mevcut olmadığını, bu kapsamda davacının üzerinde bulunduğu ve söz konusu ispat yükümlü getirilmediği kanaatinde olduklarını, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunu oluşturan alım-satım kapsamında, müvekkili – şirket tarafından davacıya – satılan – ürünlerin süresinde – teslim edilememesinin bir mücbir nedene dayandığını, müvekkilinin elinde olmayan, pandemi, ekonomik ortam vb. gibi birçok nedenden dolayı aksayan lojistik sorunu nedeniyle söz konusu ürünlerin davacı şirkete süresinde – teslim edilemediğini, sonraki dönemlerde ise, müvekkili şirket tarafından, davacı şirkete söz konusu ürünlerin gereği gibi teslim edilmek istendiğini ve bu hususta gereği ifa teklifinde bulunulmuş ise de davacı şirketin, bu teslimi kendisinin kabul etmediğini, dolayısıyla, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu ticari satımda davacı şirketin, ifayı -hiçbir haklı sebep mevcut değilken kabul etmeyerek, temerrüde düştüğünü, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve uluslararası ticaretin de bir teamülü olan hususun; ürünü talep eden tarafın önce ürün tedarikçisine talep edeceği miktarın küçük bir yüzdesini “avans” adı altında göndermesi ve ardından tedarikçinin ürünleri hazır etmesi ve geri kalan ürün bedeli geldikten sonra da yüklemenin yapılmış olduğunu, kısaca özetledikleri bu ticari ilişki ve teamülün taraflar arasında da zaten uzun süreden beri bu şekilde devam ettiğini, söz konusu sipariş talebinin avans kısmının müvekkiline iletildi; yukarıda açıkladıkları sebepler dışında müvekkilinin gerekli malı hazır etiğini, bununla ilgili masraflarda bulunduğunu, ürünleri temin ettiğini, ancak ürünün geri kalan ödemesi gelmediğinden dolayı, sevkiyatın da yapılamadığını, hal böyleyken iline sadece söz konusu ödemenin yapıldığı ve buna karşılık malın teslim hususunun gerçeğe ve hakkaniyete aykırı olduğunu, aslında avans ödemesini göndererek müvekkiline sipariş edilmesi karşılığında, geri kalan ödemelerin yapılmaması sebebiyle, mağduriyet yaşayanın müvekkili olduğu ileri sürülerek, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67. Maddesi kapsamında itirazın iptali davasıdır.
Uyap üzerinden entegre edilen ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 10.025,00 USD asıl alacak, 14,42 USD işlemiş faiz olmak üzere, toplam 10.039,42 USD alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 07.12.2022 tarihli dilekçe ile 10.025,00 USD asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren faiz yürütülerek takibin devamını talep ettikleri yönünde açıklama dilekçesi sunulmuştur.
Tensiple birlikte MÖHUK’un 48/1.maddesi gereğince davacının takdiren 50.000 TL teminat yatırması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmiş, yatırılmaması halinde HMK’nın 114/1-ğ ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verileceği ihtar edilmiş, 27.12.2022 tarihinde 50.000,00 TL teminat davacı vekili tarafından yatırılmıştır.
21.02.2023 tarihli celse 6 numaralı ara kararı ile davacı vekiline takip konusu alacağın %15 oranın teminatı icra dairesine yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde teminat yatırılmadığı takdirde davanın dava şartı yokluğundan reddedileceği davacı vekiline ihtar edilmiş, davacı vekili tarafından 27.000,00 TL teminatın icra dosyasına yatırıldığına dair makbuz sunulmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf ticari satımdan nedeniyle yapılan ödemenin geri iadesinin gerekip gerekmediği, noktalarında toplanmakta olup, taraf defter ve kayıtları üzerinde incelme yapılarak davacının davalıdan alacağının olup olmadığı, varsa miktarının tespiti noktalarında mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacı şirket tarafından 06.09.2022 – tarihinde, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine; mal alımı olarak bildirilen bedelin malın teslim edilmemesi nedeniyle, ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte 10.025,00 USD Asıl Alacak, 14,42 USD İşlemiş Faiz talebiyle ilamsız takip başlatıldığı, görevlendirme kapsamında davalı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere iletişim kurulmasına karşılık, şirket vekili tarafından defter ibraz etmeyecekleri yönünde bilgi verildiği, dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; taraflar arasındaki mail yazışmaları içer ide, yapılan ödemeye ilişkin bilgiler bulunmakla birlikte; dosyada ödeme dekontunun yer almadığı, söz konusu mail yazışmalarından, orijinalinin yabancı dilde olduğu sonucuna varıldığı; noter onaylı olmayan Türkçe çeviri dökümlerine göre; aralarında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, anlaşmaları kapsamında davacı şirket tarafından 30 depozito bedeli 14.000,00 USD nin, hesaplarına yatırıldığının davalı şirket tarafından teyid edildiği, sipariş malın kararlaştırılan tarihte davacı şirkete tesliminin gerçekleşmediği, davalı şirket tarafından depozito bedelinin iade edileceği taahhüt edilmekle birlikte, 31.03.2022 tarihi itibariyle depozito iadesinin gerçekleşmediğinin anlaşıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında alım satım ilişkisinin olduğu, davacı tarafından 14.000,00 USD ödeme yapıldığı ve davacı tarafından iade edilmeyen bakiye 10.025,00 USD’nin iadesinin istendiği, yapılan ödeme, kısmi iade ve iade edilmeyen tutara davalı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı, yalnızca iade edilmeyen tutar bakımından satıma konu malın zamanında tesliminin pandemi, ekonomik ortam ve birçok benzeri nedenden dolayı aksayan lojistik sorun nedeniyle gerçekleştirilemediğininin, daha sonraki dönemlerde satım konusu malın hazır olmasına rağmen davacının malı almadığını, kendisinin bir kusur olmadığını, kalan bakiyeyi göndermeyen davacının kendsini mağdur ettiğini ileri sürmüştür.
Bilirkişi raporunda da yer verildiği gibi taraflarca …@gmail.com, …@…, …@… mail adresleri arasında mail yazışmalarının olduğu, davalı tarafından bu mail yazışmalarının içeriğine dair bir itirazda bulunulmadığı, 08.07.2021 tarihli mailde davalı şirket adına hareket eden ” …; …, teslimatı 6-7 hafta Chicago ya onaylıyoruz. Müşterinizle
konuşabilirsiniz.”
şeklinde mail gönderdiği, davacı şirket adına gönderilen mailde ”…; …, … a (CFR) 6-7 hafta teslim edilmesini beklemeliyiz,
doğru mu? Müşteriye açıklayacağım ve onlara bunun en iyi teklif olduğunu
söyleyeceğim. ” şeklinde geri dönüş yaptığı, 14.07.2021 tarihinde ise banka bilgileri fatura bilgilerinin görüşüldüğü, davalı şirket adına gönderilen 27.07.2021 tarihli mailde ; ”…, …, para hesabımızda. Taşıma organizasyonu yapıldığında size bilgi
vereceğim. ” bilgisinin paylaşıldığı, davalı şirket adına gönderilen 28.07.2021 tarihli mailde;
”…; …, her şey yolunda, önümüzdeki hafta sevkiyatı planlıyoruz. Detayları
sana göndereceğim.”
dediği, davalı şirket adına gönderilen 05.08.2021 tarihli mailde;
”…; …, Yüklemeler bu hafta sonu başlayacak. Belgeleri hafta başında
size göndereceğim.”
dediği, davcı şirket adına gönderilen 24.08.2021 tarihli mailde nakliye ile ilgili bilgi istenildiği, 26.08.2021 tarihli davalı adına gönderilen mailde yükleme belgeleri alındığından bilgi verileceğinin yazıldığı, 07.09.2021 tarihli mailde davacı şirket tarafından dava konusu ilk siparişin akıbetinin sorulduğu ve ilk sipariş açıklanmadan ikinci siparişe kendi müşterisinin onay vermeyeceğinin bildirildiği,
15.09.2021 tarihli mailde davacı şirket adına yeniden sevkiyatın sorulduğu; kendi müşterilerinin siparişi iptal edeceklerinin davalıya bildirildiği,17.09.2021 tarihli davacı şirket adına gönderilen mailde ”…; …Müşterimiz
bu siparişle ilgili herhangi bir bilgi veremediğimiz için … ye kızıyor.
Başlangıçta gönderinin 6 hafta içinde gönderilmeye hazır olacağını söylemiştiniz.
Depozito fonlarını 23 Temmuz da gönderdik.
23 Temmuz dan itibaren 6 hafta 3 Eylül dür. Şu anda önerilen teslim süresinin 2
hafta ötesindeyiz.
Lütfen bu siparişin durumunu ve gecikmeye neyin neden olduğunu açıklayın.
Navlun rezervasyonu bir sorunsa, belki … bir rezervasyonun güvence altına
alınmasına yardımcı olabilir. Nasıl yardımcı olabileceğimizi bize bildirin. ” dendiği, 20.09.2021 tarihinde;
davalı şirket adına gönderilen mailde; ”…: Evet Ekim ayında yüklenecektir. Bir şey yapmanıza gerek yok, Lütfen bizden
haber bekleyin”
denildiği, aynı tarihli davalı adına gönderilen mailde ”…; Sevgili …, Size ve şirketinize çok saygı duyuyoruz. Sizinle sürekli ve harika
ticaretler yapmak istiyoruz. Tedarikçilerimizin teslimatlarını geciktirmeleri, bize
doğru bilgi vermemeleri, nakliye organizasyonlarındaki aksilikler gibi nedenlerle
henüz mallarınızı yükleyemedik.
Büyük fiyat artışlarına rağmen, malları sizinle mutabık kalınan fiyatlarla
göndermeye devam edeceğiz. Proforma faturada yazıldığı gibi fiyat artışı ile ilgili
herhangi bir kaybınız olmayacaktır.
Yüklemeleriniz Ekim ayının ilk haftasında yapılacaktır.” ”Gecikme için özür diler, anlayışınızı rica ederiz.” denildiği,
davalı adına 19.11.20221 tarihli mailde ise ;
”Ödeme planımızdasınız. Sizi bilgilendireceğiz.” denildiği, 02.12.2021 tarihinde;
davacı adına gönderilen mailde; ”…; …, …, bir müşteriye … nin ihtiyaç duyduğu malzemeyi
sağlamak için … ile anlaşma yaptı. … malzemeyi almayı tercih eder. Ancak
bu mümkün değilse, malzemenin gönderilmeye hazır olduğunu bize defalarca
garanti etmiş olsanız bile, … depozitoyu geri ister.
Paranın gönderileceğini defalarca söylediniz ama söz verildiği gibi gönderilmedi.
Peki … neden paramızı iade etmiyor?
” denildiği, 20.01.2022 Tarihinde;
davalı adına gönderilen mailde ”…; …, istediğiniz gibi devam edeceğiz. Paranızı geri göndereceğiz.
” denildiği, 17.02.2022 tarihinde davacı adına gönderilen mailde ‘…; …, 14.000 Doları iade etme planı nedir? Bugün müşteriye söylemem
gerekiyor? ” denildiği, davalı adına gönderilen 18.02.2022 tarihli mailde ”…; …, sabah son durumumuzu kontrol ettik. Ödemelerimiz Pazartesi veya Salı
günü gerçekleşecek. ” denildiği, grülmüştür.
Davacı vekili tarafından davasını ispat için banka dekontu, mail yazışmaları ve davalı şirketin ticari defterlerine dayanılmıştır. Mahkememizin 09.05.2023 tarihli celse 2 numaralı ara kararı ile tarafların iddiaları, toplanan, deliller, davalı taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilip inceleme günü belirlenerek ticari defter ve kayıtlarını inceleme günü ibraz edilmesi aksi halde HMK 219,220,222, maddeleri gereği defter ibrazından kaçınmış sayılacakları ve duruma göre defterlerin içeriğinde göre, diğer tarafın beyanlarının kabul edileceği meşruhatını içerir davalıya tebligat çıkarılmasına karar verilmiş ve davalıya çıkarılan tebligatta ”Duruşma zaptı ekli olup, duruşma zaptının tebliği ile duruşma zaptındaki ihtar
yapılmış sayılacağı ihtaren tebliğ olunur.” denilmesine rağmen inceleme günüde davalı tarafından ticari defterler ibraz edilmemiştir.
Davalı tarafından alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmemiştir. 6098 sayılı yasanın 125/3 Maddesinde;” Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında gerçekleşen ve davalı tarafından içeriğine itiraz edilmeyen mail içeriklerine göre taraflar arasında davalıdan mal alımı konusunda anlaşmaya varıldığı, 08.07.2021 tarihli mailde davalının malları 6-7 haftada teslim edeceğini bildirdiği, 27.07.2021 tarihli mailde davalının paranın hesaba geldiğini teyit ettiği, yukarıda belirtilen mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere davacı tarafından teslimatın geciktiğinin bildirildiği, davalı tarafından ise 20.09.2021 tarihli mailde gecikme için özür dilenerek , yüklemenin Ekim ayının ilk haftasında yapılacağının belirtildiği ”gecikmenin sebebinin tedarikçilerimizin teslimatlarını geciktirmeleri, bize
doğru bilgi vermemeleri, nakliye organizasyonlarındaki aksilikler gibi” nedenler olarak belirtildiği, ilerleyen süreçte davacının kendi müşterisinin gecikme nedeniyle malı istemediğini belirterek sözleşmeden döndüğünü beyan ederek yapılan ödemeyi istediği, davalı taraf adına gönderilen 19.11.20221 tarihli mailde ise ;
”Ödeme planımızdasınız. Sizi bilgilendireceğiz.” denildiği, davalı adına gönderilen 18.02.2022 tarihli mailde ise ” sabah son durumumuzu kontrol ettik. Ödemelerimiz Pazartesi veya Salı
günü gerçekleşecek.
” denildiği, böylece davacı tarafından sözleşmeden dönüldüğü ve davalının da bunu kabul ederek yapılan ödemeyi iade edeceğini bildirdiği, davalı cevap dilekçesinde her ne kadar pandemi ve lojistik sorunları nedeniyle gecikme olduğunu beyan etmiş ise de davacı ile akdettiği sözleşmeyi pandemi döneminde akdettiği, varsa sorunları bilebilecek durumda olduğu ve basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olan davalının pandemi döneminde akdettiği sözleşme nedeniyle pandemiyi mücbir sebep olarak ileri süremeyeceği, gecikmeden dolayı kusurlu olduğu gibi mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere davacının sözleşmeden dönmesini kabul ederek yapılan ödemeyi iade edeceğini bildirdiği halde ödemeyi iade etmediği, davacının davasında haklı olduğu değerlendirilmekle davacının davasının kabulü ile alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile; davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yaptığı itirazın 10.025,00 USD asıl alacak üzerinden iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına,
2- Kabul edilen alacağın %20’si olan 36.431,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 12.781,80 TL karar ilam harcından 2.275,69 TL peşin harç+7,67 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 10.498,44 TL. harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 29.938,34 TL. vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 başvurma harçı+ 2.275,69 TL peşin harç+7,67 TL tamamlama harcı olmak üzere toplamı olan 2.364,07 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.614,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00-TL Arabuluculuk ücretinin; davalı taraftan alınarak, hazineye irad kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır