Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/796 E. 2023/651 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/796 Esas
KARAR NO :2023/651

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/11/2022
KARAR TARİHİ:03/10/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden … Bankası A.Ş. ne ait 15.11.2015 vade tarihli 13.300,00 TL bedelli çek dayanak gösterilmek sureti ile Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İcra takibi başlatıldığını, çek üzerindeki düzenleme tarihine göre müvekkili şirketin yetkilisi … olduğunu, takibe dayanak çek üzerinde müvekkili şirkete atfen atılan imzalar şirket yetkilisine ait olmadığını, çek üzerinde tarih ve miktarların da değiştirildiğinin, değişikliği ilişkin paraf ve imzalarında şirket yetkilisine ait olmadığını, İhtiyati Tedbir Talebinin Kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin tedbir yoluyla durdurulmasını, kabul edilmeyecek ise icra veznesine giren paranın alacaklıya verilmemesi konusunda tedbir kararı verilmesi ile takip konusu 13.300,00 TL’lik çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı … Elektrik Elektronik Müh. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ) ticari ilişki içerisinde olduğunu, davacı … Müh. Şirketi ile müvekkili şirketin arasında bulunan ticari iş ilişkisi nedeni ile müvekkili … Müh. şirketinden 2015 yılı cari hesap alacağına karşılık … Bankası … Şubesinden açılan çek hesabından 13.300,00 TL bedelli, 15.11.2015 keşide tarihli … çek numaralı 1 adet çek aldığını, ilgili çek üzerinde borçlu şirketin ticari sicil kayıtlarına göre yetkilisi …’ün imzası bulunduğunu, borçlu şirketin işbu borca ilişkin hiç bir ödeme yapmaması nedeni ile, müvekkilinin çeki …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konu etmiş olduğunu, borçlu şirket … Müh. aleyhine icra takibi başlatmış ve takibin kesinleştiğini, Davacı şirket, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dosyası ile kötü niyetle, takibe konu senetler üzerindeki şirket yetkilisinin imzasını inkar ederek dava açtığını, davacı şirket tarafından icra takibine konu senetlerdeki imza, şirketin imzaya münferiden yetkilisi … tarafından imzalandığını, davacı , müvekkiline borcunu ödememek için kötü niyetli olarak çek ve senetler üzerine farklı şekillerde imzalar atmakta da ise de tüm imzalar davacının eli ürünü olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİL VE GEREKÇE
Dava, imza itirazı nedeniyle takip konusu çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Uyap üzerinden celbedilen …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davalı tarafından davalı aleyhine 15/11/2015 vade tarihli 13.300,00 TL’lik çek ile toplam 15.936,32 TL üzerinden kambiyo takibi yapıldığı görülmüştür.
Dava konusu çek incelendiğinde; … Bankası … Şubesine ait 13.300,00 TL’lik, keşide tarihinin 30.06.2015 olarak yazıldığı ve üzerinin çizilerek 15.11.2015 yazıldığı, düzeltme üzerinde alt taraftaki keşideci imzasına benzer imza olduğu, keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalı olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan hesap özetinden 01.07.2015 giriş tarihli tahsilat makbuzu ile 15.11.2015 vedeli 13.300,00 TL’lik tahsilat girişi yapıldığı görülmüş, davacı şirketin ticaret sicil kayıtları celbedilmiş, sicil kayıtlarına göre davacı şirket yetkilisi …’ün yetkisinin 17.08.2015 tarihinde başladığı görülmüştür.
Mahkememizce dava konusu çekin ne zaman davalı şirket kayıtlarına alındığı, buna ilişkin bilgi belgelerin tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına, karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davalı tarafın dava konusu döneme ait noter onaylı ticari defterlerinin yasal süre içersin de tasdik ettirildiği taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davacı tarafından incelemeye ticari defter ve belgeler ibraz edilmediği, davalı ticari defter ve kayıtlarında dava konusu 13.300 TL’lik çekin kayıtlı olduğu, 01.07.2015 tarihinde çekin kayıtlara alındığı, Çeke karşılık davalı tarafından çek düzenleme tarihinden önce 6 adet toplam bakiyesi 13.276 TL olan faturalar düzenlendiği, davacının ticari defter ve belge ibraz etmediği için defterlerinin incelenemediği, davalıyla karşılaştırma yapılamadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının çek üzerindeki düzenleme tarihine göre çekteki imzanın ve düzeltme imzasının davacı şirket yetkilisi …’e ait olmadığını iddia ettiği, çekteki düzeltme parafı ile keşideci imzasının benzer nitelikte olduğunun çek üzerinde yapılan incelemede mahkememizce görüldüğü, imzaya itirazın çekteki düzenleme tarihine göre ileri sürüldüğü, ticaret sicil kayıtlarına göre …’ün davacı şirketteki yetkisinin 17.08.2015 tarihinde başladığı, davacının defterlerini inceleme için ibraz etmediği, mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu çekin, çek üzerindeki düzenleme tarihinden önce 01.07.2015 tarihinde davalı şirket defterinde kayıt altına alındığı, buna göre dava konusu çekin ileri tarihli olarak davacı şirket yetkilisi …’ün yetkili olmasından önce düzenlendiği ve çekteki imzanın ona ait olmasının da beklenemeyeceği, her ne kadar davacı taraf bilirkişi raporuna itirazında, deftere girişin tahsilat makbuzu olarak girildiği ve çeke atıf olmadığı ileri sürülmüş ise de, sunulan muavin defter dökümünde tahsilat makbuzu giriş tarihinin 01.07.2015 olduğu yine vadenin çekteki vade olan 15.11.2015 tarihi olduğu, tutarın çek tutarı olan 13.3000,00 TL olduğu, dolayısıyla tahsilat makbuzu ile girişin çek ilişkin olduğunun açık olduğu, çekin ileri tarihli olarak düzenlendiği, davacının açıkça yalnızca çekteki tarihe göre davacı şirket yetkilisi … yönünden imza itirazında bulunarak menfi tespit talebinde bulunduğu, çekin, çekte yer alan düzenleme tarihinden ve …’ün yetkili olmasından önce düzenlediğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının …’ün yetkili olmadan önce düzenlenen çekte …’ün imzasının bulunmadığı yönündeki iddiasının dinlenimeyeceği, anlaşılmakla subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, her ne kadar kısa kararda ”taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı” şeklinde yazılmış ise de dava miktarının 13.300,00 TL olduğu, davanın miktarı yönünden her iki taraf için de kesin olması gerektiğinden bu maddi hata düzeltilerek gerekçeli kararın son kısmı ”Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı” şeklinde düzeltilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 227,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 42,71 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 13.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde, yatıran tarafa iadesine,
”Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı”.03/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır