Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/720 E. 2023/878 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/720 Esas
KARAR NO :2023/878

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/10/2022
KARAR TARİHİ:28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait … plakalı araç arasında 08/04/2022 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası olduğunu, işbu kaza neticesinde Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından oluşturulan trafik kazası kayıtlarında davalının %100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, davalı sigorta şirketine hasar ödemesini tahsil edebilmek adına başvuru yapılmış olup sigorta şirketinin ödemeye yanaşmamış olduğunu, kaza sonucu müvekkili şirket aracında hasar oluştuğunu ancak meydana hasar bakımından uğradığı zarar miktarının tam olarak belirlenememekte olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 107. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; müvekkiline ait araçta meydana gelen 200-TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan mevduata uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun yalnızca poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından halihazırda ödeme yapıldığından işbu davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin bahse konu borç ve ferilerinden sorumluluğu bulunmadığını, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının kaza tarihinden itibaren faiz işletme talebinin hukuka aykırı olduğunu, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının kaza tarihi olan 08/04/2022 tarihini esas alarak faiz hesabı yapmasının taraflarınca kabul edilebilir bir husus olmadığını, esas alınması gereken tarihin başvuru tarihinden 45 sonraki tarih olan 04/06/2022 tarihi olabileceğini, kabul anlamına gelmemek üzere; talep edilen hasar bedelinin davacı tarafından ispatlanması gerekmekte olup davacının talebinin fahiş olduğunu, aleyhe hüküm kurulması halinde parça ve işçilik iskontosu uygulanması gerektiğini ve bu oranın da en az yüzde otuz olması gerektiğini, müvekkili şirketin KDV’den sorumluluğu bulunmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; usule yönelik cevapları dikkate alınarak usulden reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise esasa yönelik cevaplarının dikkate alınarak davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, trafik kayıtları, Tramer kaydı, ekspertiz raporu ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davacı aracında meydana gelen hasar zararına ilişkin tazminatın davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davacı, adına kayıtlı, dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki adına kayıtlı … plaka sayılı araçlar arasında, 08/04/2022 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, … plakalı aracında hasar meydana geldiğini, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle, aracında meydana gelen hasar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ile davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin tespiti noktalarında toplanmakta olup, kusur oranı ve tazminat miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Makine Mühendisi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 18/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…
-Davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü …’nun,100% oranında tam kusurlu olduğu, davacı taraf aracının sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
-Araçta ortaya çıkan gerçek zarar miktarının olay tarihinde KDV hariç 8.420-Tl, KDV dahil 9.935,60-TL olduğu,
-KDV hariç bedelin tamamının davalı sigorta şirketince ödenmiş olduğu,
-Ekspertiz raporuna göre onarım merkezinin davacının kendi tercihi servis olduğu, bu servisin basit usul vergi mükellefi olup olmadığı konusunda bir bilgiye dosyada rastlanmadığı gibi davacı tarafından onarım bedeline ilişkin bir fatura ibrazında da bulunulmamış olduğu, bu bağlamda devletin alacağı olan KDV bedelinin davalıya ödenip ödenmeyeceğinin takdirinin Sayın Hakimliğe ait olacağı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davacı, 24/10/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile, hasar talebini toplam 1.515,60-TL. olarak belirleyerek, kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini talep ettiği, tamamlama harcını yatırdığı görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’nun, kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusuru ile sorumlu olduğu, davalının, sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde hasara ilişkin maddi zarardan sorumlu olduğu, bilirkişi tarafından hesaplanan, zarar miktarının KDV hariç 8.420-TL., KDV dahil 9.935,60-TL. olduğu, hesaplanan hasar kaybı zararının nitelik ve miktar olarak sigorta poliçesi teminat limiti dahilinde kaldığı, davalı sigortanın, 10/05/2022 tarihinde KDV hariç 8.420-TL. hasar tazminatını davacıya ödediği, ancak, sigortacının, ZMSS sözleşmesinden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olarak, aracın onarımı yapılsın ya da yapılmasın, onarıma ilişkin fatura olsun ya da olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisini de (3065 sayılı KDV Kanunu uyarınca) zarar görene ödemek zorunda olduğu (Yargıtay 17.HD., 02/10/2017 T., 2016/16052 E.- 2017/8418 K.), davacının bu tutarı talep edebileceği, kazaya karışan araçların hususi olduğu, tazminatın haksız fiilden kaynaklandığı, davacının, KTK’nın 99’ncu maddesi ve Yargıtay uygulamasına göre, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince ödenmesi gereken maddi tazminatına, sigorta şirketinin ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceği kanaati oluştuğundan, davacının davasının kabulü ile 1.515,60-TL.’nin, 10/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile 1.515,60-TL.’nin, 10/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 269,85-TL. harçtan, peşin alınan 80,70-TL. harç ile 22,43-TL. tamamlama harcının toplamı olan 103,13-TL.’nın mahsubu ile geriye kalan 166,72-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.515,60-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL. başvurma harcı + 80,70-TL. peşin harç + 22,43-TL. tamamlama harcı + 2.000-TL. bilirkişi + 88-TL. tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 2.271,83-TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesin olduğundan davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktara göre KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır