Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/640 Esas
KARAR NO :2023/877
DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/09/2022
KARAR TARİHİ:28/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 21/02/2019 tarihinde müvekkilinin maliki bulunduğu … plakalı aracın, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan … plakalı araç ile tarihinde karışmış oldukları maddi hasarlı trafik kazasında dava dışı karşı taraf sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkili için davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen sigorta şirketi kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu tazminatı ödememiş, müvekkilinin haklarını (tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ihlal etmiş olduğunu, ödemekle zorunlu olduğu tazminatı sürüncemede bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gitmiş olduğunu, tahsil etmeleri gereken tazminat alacaklarının yasal süresinde tahsil edilememiş olduğunu, alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar taleplerine ilişkin huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, … nezdinde başvuru yapılmış olup hasar tazminatı talep edildiğini, neticede … karar numaralı karar ile davalı sigortanın sorumluluğuna karşı hüküm kurulduğunu, bu kararın daha sonra davalı şirketin itiraz hakem heyeti nezdinde başvurusu sonrası kesinleşmiş olduğunu, müvekkilinin borcu tahsil etmek amacıyla 25/02/2019 tarihinde borçluyu temerrüde düşürmüş ancak alacağını 08/04/2021 tarihinde icra kanalı ile tahsil edebilmiş olduğunu, müvekkilinin davalıdan talep ettiği hasar tazminatının temerrüde düşürdüğü tarihteki alım gücü ile tahsil edeceği tarihteki alım gücünün de aynı olmayacağını ve müvekkilinin zarara uğrayacağını, dosyada tahsil edilen yasal faizi ile alacaklı müvekkilinin zararını karşılar nitelikte bir bedel olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 107. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500-TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin kesin hüküm nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, hasar tarihi (21/02/2019) göz önüne alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olması sebebiyle davanın reddini talep ettiklerini, davanın usulden reddi gerektiğini, davacının huzurdaki dava ile müvekkili şirketten talepleri haksız ve yersiz olmakla huzurdaki davanın reddi gerektiğini, … plakalı araçta meydana gelen hasar ve değer kaybının müvekkili şirket tarafından tazmin edilmiş ve müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … sayılı ve 01.08.2018/2019 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla poliçe teminat miktarı ile sınırlı olup; yapılan ödemelerle birlikte kaza tarihi itibariyle 36.000-TL olmak üzere; araç hasarına 29.500,00-TL olduğunu, davacının ilk aşamada değer kaybı talebiyle hasara yaptığı başvuru doğrultusunda 1.250-TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğunu, daha sonra davacı tarafından bakiye değer kaybı talepli olarak yapılmış olan … numaralı başvuruya binaen 3.750-TL ana para ödemesi yapıldığını, ayrıca davacının hasar bedeli talebi üzerine … numaralı hasar dosyası açılmış ve müvekkili şirketçe 27/09/2021 tarihinde 1.500-TL ödeme yapılmış olduğunu, dolayısıyla bakiye teminat limitlerinin 29.500-TL olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğundan kazanın oluşumunda kusur oranlarının tespiti gerektiğini, munzam zararların ZMMS poliçesi teminat kapsamı dışında kalmakta olduğunu, bu nedenle munzam zarar talebi yönünden aleyhlerine hüküm kurulmaması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği gibi temerrüdünün de söz konusu olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; haksız davanın esastan reddini, aksi halde dosyanın meydana geldiği iddia edilen munzam zarar konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile rapor alınmasını, kusurun ve hasarın ispatlanamaması halinde davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası, …’nun … sayılı dosyası, banka kayıtları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, TBK’nun 122. maddesine dayanan munzam zarar istemine ilişkindir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Makine Mühendisi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 25/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda;
“…Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, 27.03.2019 tarihindeki 3.750-TL değer kaybı bedelinin, TÜFE-ÜFE Endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlar vs. gözetilerek 07.04.2021 fiili ödeme tarihindeki ulaşacağı değerin;
-Ortalama 5.828,98-TL olduğu,
-Ödeme ve faiz hesabına ilişkin detaylara dosyada rastlanmamakla birlikte, davalı tarafın 07.04.2021 tarihinde yukarıda hesaplanan bedelin üzerinde, 8.339,04-TL ödemede bulunmuş olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Taraflar arasında, davacı tarafından, 21/02/2019 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında … plakalı aracında meydan gelen değer kaybı tazminatının, ZMMS kapsamında, davalı sigortadan tahsili talebi ile başvurulan …’nun 20/03/2021 T. … –K-2021/… sayılı kararı ile, 3.750-TL.’nın davacıya ödenmesine kesin olarak karar verildiği, davalı sigorta aleyhine başlatılan, …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına, davalı yanca 07/04/2021 tarihinde yapılan 8.900,72-TL. ödeme ile dosyanın infazen kapatıldığı, konusu ihtilafsız olup, ihtilaf, yasal faiz ile karşılanmayan munzam zarar iddiasının dinlenip dinlenmeyeceği ve munzam zarar şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 122/ 1 maddesi hükmüne göre, “Alacaklı temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu hiç bir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe bu zararı da gidermekle yükümlüdür.”
Munzam zarar, farazi zarar olmayıp, somut reel bir zarardır. 6098 sayılı TBK’nın 122. Maddesinde aşkın zarar olarak ifade edilmiş olan bu zarar kavramında alacaklının temerrüt faizini aşan bir zarara uğraması gerekmektedir. Bu durumda borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Davacı, paranın satın alma gücündeki azalma sebebiyle, davalı bankadan tahsil edilen tutarın yasal faizle karşılanmasının mümkün olmadığını, faizle karşılanmayan munzam zararının olduğunu ileri sürerek bu zararın davalıdan tahsilini talep etmiş ise de, davacının böyle bir zararı olduğu yönünde somut bir ispat vasıtası bulunmamaktadır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dosyamızdan bilirkişi raporu alınmış olsa da, hukuki değerlendirme mahkememize ait olduğundan, davacının zararın ne şekilde oluştuğunu somut olarak ispat etmesi gerektiği, yatırdığı mevduatı süresinde almış olsaydı, farklı enstürümanlarla değerlendirileceği gibi bir takım farazi varsayımlar üzerinden talepte bulunmasının hukuk normuna ve normun uygulanışına uygun olmadığı, aşkın (munzam) zarar alacaklısının, TBK’nın 122. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu, illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumunda olduğu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 29/03/2022 T.,2021/11-938 E.- 2022/401 K. sayılı ilamı), faizi aşan zarar ve zarar miktarının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği halde ispat yükü yerine getirilmediği anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 269,85-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 80,70-TL. harcın mahsubu ile bakiye 189,15-TL. harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 500-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.