Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/615 E. 2023/221 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/615 Esas
KARAR NO :2023/221

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:21/02/2017
KARAR TARİHİ:23/03/2023

Mahkememizin …Esas sayılı dosyasında bu davalı hakkında verilen tefrik kararı gereğince Mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılan davanın yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Davalı … Mam. San. ve Per. Hiz. A.Ş. ile müvekkili banka arasında akdedilen Genel Kredi sözleşmelerine, diğer davalı borçlu …’in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kullandırılmış olan kredilerin gününde ödenmemesi sebebiyle, müvekkili tarafından kredinin … 6. Noterliğinin 31.01.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat edildiğini ve toplam 3.434.339,94 TL’nin müvekkili bankaya ödemesinin talep edildiğini, ödeme yapılmamış olması sebebiyle, müvekkili banka tarafından …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve takibe itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, davalı şirket ile müvekkili bankanın da içerisinde bulunduğu muhtelif bankalar arasında 17.07.2014 tarihli finansal yapılandırma sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmenin taraflar arasındaki GKS den kaynaklanan borcu sona erdirdiği ileri sürülmüş ise de; takip dayanağı GKS nin tanzim tarihinin finansal yapılandırma sözleşmesinin tanzim tarihinden sonraki bir tarih olan 23.06.2015 olduğunu, önceki tarihli bir sözleşmenin sonraki tarihli bir sözleşmeyi ortadan kaldırmasının mümkün olmadığını, Sözleşmenin 13.9. maddesinde borçlu veya müteselsil kefile karşı her hangi biri tarafından ayrı ayrı veya birlikte 500.000 USD ve üzerinde takip başlatılması halinde başkaca bir ihtara veya ek süre tesisine lüzum bulunmaksızın temerrüt halinin oluşacağının düzenlendiğini, … tarafından 22.12.2016 tarihinde kefil … aleyhine …. İcra Müdürülüğünün … E. sayılı dosyasında 1.614.447,51 USD bedel ile haciz yoluyla takip başlattığından, sözleşmenin 13.9. maddesi gereğince temerrütün oluştuğunu, sözleşmenin çapraz temerrüt başlıklı 13.12. maddesi gereğince borçlu veya müteselsil kefilin alacaklı bankalar dahil her hangi bir banka veya finans kuruluşu veya 3. kişiye karşı her hangi bir borcu tahtında temerrüte düşmesi halinde sözleşme kapsamında temerrütün oluşacağının düzenlendiğini, bu madde gereğincede temerrütün oluştuğunu belirterek, icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; Müvekkili … Mamuller San.ve Per. Hiz. A.Ş.nin “komşufırın” markası ile ağırlıklı olarak İstanbul’da olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinde perakende unlu mamuller işi ile iştigal ettiğini, yaklaşık 70 şubesinin ve 600’ün üzerinde çalışanı olduğunu, finansal sorunların giderilmesi amacıyla; davacı … ile birlikte … …., … … A.Ş., … Bankası A.Ş., … … A.Ş., … A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … … A.Ş. ile müvekkili şirket arasında 17 Temmuz 2014 tarihinde “Finansal Yapılandırma Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme uyarınca alacakların rehinle temin edildiğini ve bankalara kredi geri ödemelerinin 2018 yılından itibaren başlanacağının kararlaştırıldığını, sözleşme ile … … A.Ş.’nin “Düzenleyici Banka” olarak tayin edildiğini ve sorumlulukların sözleşmenin 15.maddesinde açıklandığını, bu yapılandırmayı takiben yatırım finansmanın, finansal yatırımcı ortak franchising sistemi ile yabancı fon ve yatırımcılardan karşılanmasının planlandığını, önemli bir yabancı fon ile yapılacak ortaklıkta dahil olmak üzere bu konulardaki gelişmelerde tüm bankalar düzenli olarak bilgi verildiğini ve bankaların desteğinin alındığını, … Bankası tarafından “düzenleyici banka” ve sözleşme tarafı diğer bankalar dahi bilgilendirilmeden İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesine başvurularak 2018 yılında başlayacak kredi geri ödemeleri için ihtiyati haciz kararı alındığını, kararın …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icraya konu edildiğini, ihtiyati haciz başvurusu sırasında davacı bankanın marka rehin sözleşmesindeki garame oranından bahsettiğini, ancak bu orana göre bakiye 1.590.359,94-TL’nin açıkta kaldığı iddiasında bulunduğunu, ancak lehine tesis edilen diğer bir rehin olan hisse rehinini mahkemeden gizlediğini, alacaklı banka lehine ayrıca tesis edilen 63.150.000-TL bedelli hisse rehininin mevcut olduğunu, alacaklı marka rehininden ve bu rehinin alacağı karşılayacak nitelikte olmadığını beyan ederken, 63.150.000-TL bedelli hisse rehinini dikkate almamakta ve halen dava dilekçesinde dahi mahkemenin bilgisine sunmamakta olduğunu, ihtiyati haciz kararına karşı mahkemeye yaptıkları itiraz sonucu, 28/02/2017 tarihli karar ile alacağın tamamının rehinle temin edildiği gerekçesi ile ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, müvekkili … Mamuller Sanayi ve Per.Hiz.A.Ş.’nin temerrüdü olmadığını dava dilekçesinde belirtilmekte olduğunu, sözleşmenin çapraz temerrüt maddesi uyarınca kefil … aleyhine başka bir kefaleti nedeniyle …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile … tarafından başlatılan ilamsız takip gerekçe gösterilmekte olduğunu ve kefil …’in dava dışı bir borç nedeniyle temerrüde düştüğünün iddia edilmekte olduğunu, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, dosya alacaklısı … tarafından açılmış itirazın iptali davası dahi mevcut olmadığını, takip tarihinin “temerrüt tarihi” olarak kabul edilebilmesi için takibin kesinleşmiş olması gerektiğini, sadece bir ilamsız takip dosyası mevcudiyetinin temerrüdü ispatlamaya yeterli olmadığını, alacaklının … 6. Noterliğinden keşide edilen 31/01/2017 tarih ve 8666 yevmiye numaralı kat ihtarına … 17. Noterliğinin 01/02/2017 tarih ve 4915 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, bu nedenle kesinleşmiş bir kat ihtarnamesi ve borcun mevcut olmadığını, kefalet ve sözleşmenin Borçlar Kanunundaki şekil şartlara uygun olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK.nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin …Esas sayılı dosyasının 15/09/2022 tarihli celsesinde, asıl davada davalı … hakkında davanın tefrikine karar verilmiş ve dava Mahkememizin bu esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin …Esas sayılı dosyasında; davalı müflis … Mamuller San.ve Per. Hiz. A.Ş. iflas masası tarafından davacı alacağının kabul edildiği anlaşıldığından müflis şirket hakkındaki asıl ve birleşen davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi raporları alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı ve müflis şirket aleyhine 1.590.359,94 TL alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … Mahkememize sunduğu 02/02/2018 tarihli raporunda; davalı … mamulleri Sanayi ve Per.Hiz. A.Ş. finansal sorunlarının giderilmesi amacıyla: davacı … ile birlikte … …, … … A.Ş., … Bankası A.Ş., … … A.Ş., … A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … … A.Ş. arasında 17 Temmuz 2014 tarihinde “Finansal Yapılandırma Sözleşmesi” ile … Mam. San. ve Per. Hiz. A.Ş ile Davacı … Bankası Kozyatağı Şubesi arasında 23.06.2015 tarihinde akdedilen 5.000.000 TL limitli “Genel Kredi Sözleşmesi” gereğince davalı şirkete kredi kullandırıldığını, diğer davalı borçlu …’in borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeleri imzaladığını, 17 Temmuz 2014 tarihli Finansal Yapılandırma Sözleşmesi’nin madde 15.”Temerrüt Halleri” ve 15.9 İcra takibine konu olma ve aciz hali başlık maddesine göre; dava dışı … A.Ş. tarafından 22.12.2016 tarihinde, kefil … aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden, 1.614.447,51 USD bedel ile haciz yolu ile takip başlatılmış olduğundan, iş bu alacağın da muaccel hale geldiğini ve temerrüt koşullarının oluştuğunu, 17.07.2014 tarihli Finansal yapılandırma Protokolüne ilişkin; 19.02.2016 tarihli ikinci tadil protokolü ekinde, bu tarih itibariyle davacı banka alacağının; 2.825.874.00 TL olarak belirlendiğini, davacı bankanın garame oranı %2.92 üzerinden hesaplanması gerektiği kabul edildiğinde; davacı bankanın 02.02.2017 takip tarihi itibariyle davalılardan; 2.825.874 TL asıl alacak, 463.050.85 TL işlemiş akdi faizi, 4.003.32 TL işlemiş temerrüt faizi, 23.352.71 TL BSMV olmak üzere toplam 3.316.280,89 TL alacağı bulunduğunu, hesaplamaları aşan 118.059.05 TL davacı banka talebinin yerinde olmadığını, hesaplanan 3.316.280,89 TL bedelden alacağın rehinle temin edilmiş olan kısmı 63.150.000 TL * 2.92/100= 1.843.980,00 TL düşüldüğünde, kalan banka alacağının 1.472.300,89 TL’lik kısmının rehin ile teminat altına alınmamış olduğunun hesaplandığını, taraflar arasında imzalanan “Genel Kredi Sözleşmesinde; kefilin, kefalet limiti tutarının 5.000.000 TL olduğunu, bu nedenle kefilin bankanın takipte rehin açığı olarak talep edebileceği, 1.472.300,89 TL borcun tamamı üzerinden, tahsil tarihine kadar geçecek süre içinde işleyecek temerrüt faizi ve faizin gider vergisinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla sorumlu olacağını belirtmiştir.
Bilirkişi … Mahkememize sunduğu 11/05/2018 tarihli ek raporunda; 19.02.2016 tarihli ikinci tadil protokolü ekinde, bu tarih itibariyle davacı banka alacağının 2.825.874 TL olarak belirlendiği, davacı bankanın garame oranı %2.92 üzerinden hesaplanması gerektiği kabul edildiğinde; davacı bankanın 02.02.2017 takip tarihi itibariyle davalılardan; 2.825.874 TL asıl alacak, 463.050,85 TL işlemiş akdi faizi, 4.003,32 TL işlemiş temerrüt faizi, 23.352,71 TL BSMV olmak üzere toplam 3.316.280,89 TL alacağı bulunduğunu, bu bedelden alacağın rehinle temin edilmiş olan kısmı 63.150.000 TL * 2.92/100= 1.843.980,00 TL düşüldüğünde, kalan banka alacağının 1.472.300,89 TL’lik kısmının rehin ile teminat altına alınmamış olduğunun hesaplandığını, Mahkemece … 16. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından yaptırılmış olan kıymet taktir raporunda markaralara taktir edilen değerleri 10.000.000 TL olarak kabulü halinde; markaların değerine göre 10.000.000 TL x 2.92 davacı bankaya isabet eden tutarın 292.000 TL olacağını, bu durumda hesaplanan 3.316.280,99 TL banka alacağı -292.000 TL markaların değeri = 3.024.280,99 TL lik kısmının rehin ile teminat altına alınmamış olduğunun hesaplandığını belirtmiştir.
Bilirkişi Prof. Dr. … Mahkememize sunduğu 14/11/2019 tarihli raporlarında; davacı banka ile davalı şirket arasında 23.06.2015 tarihinde 5.000.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı …’in müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, ayrıca davacı banka ve diğer bazı bankalar ile davalı şirket arasında finansal yapılandırma sözleşmesi ve akabinde farklı tarihlerde üç adet tadil protokolü imzalandığını, bu sözleşmelere de …’in müteselsil kefil sıfatıyla imza attığının görüldüğünü, Genel Kredi sözleşmesi, yapılandırma sözleşmesi ve tadil protokollerindeki müteselsil kefaletin TBK’daki şartlara uygun bulunduğunu, Kat ihtarnamasinden önce imzalanan 2. tadil protokolünde davalı şirketin davacı bankaya 20.01.2016 itibariyle 2.751.874 TL nakdi ve 74.000 TL gayrinakdi anapara riskinin bulunduğu belirtilmiş olup, davalı şirket ve müteselsil kefilin bu tutardan sorumlu olduğunun düşünüldüğünü, ancak finansal yapılandırma sözleşmesi uygulamada iken genel kredi sözleşmesinin askıda olduğuna, sözleşmeler arasında çelişki bulunması halinde yapılandırma sözleşmesindeki hükümlerin uygulanacağına, yapılandırma sözleşmesinin 13.9. ve 13.12. maddeleri uyarınca temerrüdün oluşmadığına ve davacının 14.1.madde uyarınca krediyi geri çağırma imkanının doğmadığına kanaat getirildiğini, buna mukabil, Mahkemece davalıların temerrüde düştüğüne ve davacının krediyi geri çağırma hakkının doğduğuna karar verilmesi halinde; temerrüt tarihinin 02.02.2017 olarak dikkate alınabileceğinin düşünüldüğünü, Gayrinakdi risk davacı banka yönünden henüz nakit çıkışı yaratmadığı için, davalıların depo etmesi talep edilebilmekle birlikte bu tutara faiz işletilemeyeceğinin düşünüldüğünü, temerrüt tarihi ile icra takip tarihi aynı olduğu için temerrüt faizinin hesaplanmadığını, Yapılandırma sözleşmesinde temerrüt faizi oranı hususunda genel kredi sözleşmesine atıf yapıldığını, genel kredi sözleşmesinde ise davacı banka tarafından uygulanan en yüksek faiz oranına %50 ilavesiyle bulunacak oran üzerinden faiz talep edilebileceği belirtildiği için davacı bankanın 02.02.2017 tarihinden itibaren ülke çapında fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranının yıllık %36 olarak TCMB’na bildirildiğinin davacı tarafından ispatlanması halinde %36+%18= %54 temerrüt faizi talep edilebileceğini, buna göre, icra takip talebinde 3.269.008,94 TL nakdi alacağın ödenmesinin ve 74.000 TL gayrinakdi riskin davacı alacaklı nezdinde depo edilmesinin (toplam 3.343.008,94 TL talep edilmesi uygun görüldüğünü, İcra takibinde 3.434.339,94 TL talep edildiği dikkate alındığında, 165.331,00 TL fazla ödeme talep edildiği, ancak 74.000 TL tutarın depo edilmesinin talep edilebileceği kanaatine varıldığını, finansal yapılandırma sözleşmesinde ve 2. tadil protokolünde anapara alacağının belirtilmesi nedeniyle alacağın likit olduğunu, rehin teminatı bulunan davacının genel haciz yoluyla icra takibi yapıp yapamayacağı hususunda; davacının marka rehni teminatının 63.150.000 * 2,92/ 100= 1.843.980 TL olduğunun tespit edildiğini, ek olarak davacının 16.920.000 TL nominal tutarlı hisse rehninde %2,92 oranında (16.920.000 * 2,92/100= 494.064 TL) garame payının bulunduğu dikkate alındığında, rehinle temin edilmeyen alacak tutarının 1.590.359,94- 494.064,00= 1.096.295,94 TL olduğu kanısına varıldığını, rehnedilen unsurların yapılandırma sözleşmesinde belirtilen değerinin veya güncel piyasa değerinden hangisinin dikkate alınacağı hususundaki takdir yetkisinin Mahkemeye ait olduğunu, Marka rehni tutarına ilişkin ise dosyada mübrez (… 16. İcra Müdürlüğü … talimat dosyasındaki) değerleme raporunda muhammen değerin 10.000.000 TL takdir edildiğini, Mahkemece bu değerin esas alınması halinde davacının marka rehni tutarının 10.000.000 * 2,92/ 100= 292.000 TL olarak dikkate alınabileceğini, bu durumda rehinle temin edilmeyen alacak tutarının 1.096.295,94 + (1.843.980-292.000)= 2.648.275,94 TL olduğu kanısına varıldığını, bu itibarla, İİK 45. madde uyarınca alacaklı davacının genel haciz yoluyla yapabileceği takip tutarının 1.096.295,94 TL veya 2.648.275,94 TL olması hususundaki nihai takdir yetkesinin Mahkemeye ait olduğunu, bununla birlikte, TBK madde 586 II’nin gayrimenkul dışındaki rehin teminatının bulunduğu hallerde geçerli olduğunu, bu yönüyle somut uyuşmazlıktaki marka ve hisse rehinlerinin bu kapsamda değerlendirilebileceği düşünülmekte olup, rehnedilen markalara ilişkin 10.000.000 TL takdir edilen değerin hakim tarafından belirlenmediği dikkate alındığında; markalar üzerindeki toplam rehnin 63.150.000 TL (davacıya düşen payın 1.843.980 TL) olduğu kabul edilebileceğinden, müteselsil kefil … aleyhinde yapılabilecek genel haciz yoluyla takip tutarının (rehinle temin edilmeyen alacak tutarının) 1.096.295.94 TL ile sınırlandığı kanısına varılabileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi Prof.Dr…. Mahkememize sunduğu 03/03/2020 tarihli ek raporlarında; kök raporlarında değiştirilmesi gereken bir husus bulunmadığı kanısına vardıklarını belirtmişlerdir.
Bilirkişi Prof.Dr…. ve … Mahkememize sunduğu 25/01/2021 tarihli raporlarında; davacı banka ile davalı kredi lehtarı/borçlusu … Mamuller San. ve Perakende Hiz. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi davalı/kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edildiğini, davalı kefilinin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 5.000.000 TL olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 2.825.874 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl borcun, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin hem kendi ve hem de davalı şirketin temerrütü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı, borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacı bankanın hesaplanan 3.316.280,34 TL alacağından, rehinle temin edilen ya da rehin teminatı kapsamında kalan 1.843.980,00 TL tenzil edildiğinde bakiye 1.472.300,34 TL alacağın rehin teminatı kapsamı dışında kaldığı, 1.472.300,34 TL’nin asıl dava dosyası dayanağı genel haciz yoluyla açılan icra takibine konu edilebileceğini, … 10. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından alınan markalar kıymet takdiri bilirkişi raporuna göre, takdir edilen 10.000.000 TL’lık marka değerine göre de terditli bir hesaplama yapılacak olursa, bu kez rehinle karşılanan alacak miktarı 292.000 TL (10.000.000 TL x%2,92=) olarak hesaplanmakta olduğunu, markalar rehni bedeliyle karşılanmayan alacak miktarı ise bu kez 3.024.280,34 TL (3.316.280,34 -292.000=) olarak hesaplanmakta olduğunu, yani 3.024.280,34 TL’nin asıl dava dosyası dayanağı genel haciz yoluyla açılan icra takibine konu edilebilineceği, ancak işbu takipteki talep miktarının 1.590.359,94 TL olduğunu, marka rehnine ek olarak … …. ile …’e ait toplam 16.920.000 TL nominal tutarlı hissenin de rehnedilmiş olduğunun anlaşılmakta olduğunu, bankalarca kararlaştırılan garame oranı 2,92 nazara alınarak, anılan şirketlerin hissesi üzerine konulan rehin bedelinden davacı bankaya düşen pay miktarının 494,064 TL (16.920.000 TL x%2,92=) olarak hesaplanmakta olduğunu, bu seçeneğe göre rehinle karşılanmayan alacak miktarının 978.236,34 TL [(3.316.280,34)- (1.843.980+494.064=2.338,044)] olarak hesaplanmakta olduğunu, 978.236,34 TL’nin asıl dava dosyası dayanağı genel haciz yoluyla açılan icra takibine konu edilebilineceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi Prof.Dr…. ve … Mahkememize sunduğu 24/01/2023 tarihli ek raporlarında; davacı vekilinin beyan dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu listede, davacı banka tarafından 31.01.2018 tarihinde kullandırılan kredilere uygulanan faiz oranının %36 olduğunun görülmekte olduğunu, ancak bu oranın TCMB bildirilen Tabela niteliğindeki faiz oranı olduğunun anlaşılmakta olduğunu, bir an için fiilen uygulanan akdi faiz oranı olsa bile dönemsel olarak takip ve dava konusu kredilerin hesap kat tarihi 31.01.2017 dönemi ile uyuşmamakta olduğunu, bu bakımdan değerlendirmeye alınamamış olduğunu ve kök raporda yapılan hesaplamalar ve görüşlerin muhafaza edilmekte olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile müflis … Mamuller San. ve Perakende Hiz. A.Ş. arasında 23.06.2015 tarihli 5.000.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı …’in müteselsil kefil sıfatıyla bu sözleşmeyi 5.000.000 TL kefalet limiti ile imzaladığı, davacı banka ve diğer bazı bankalar ile müflis şirket arasında 17.07.2014 tarihli finansal yapılandırma sözleşmesi ve akabinde farklı tarihlerde üç adet tadil protokolü imzalandığı, Kat ihtarnamesinden önce imzalanan 2. tadil protokolünde müflis şirketin davacı bankaya 20.01.2016 itibariyle 2.751.874 TL nakdi ve 74.000 TL gayrinakdi anapara riskinin bulunduğunun ve davacı bankanın garame oranın % 2,92 olarak belirlendiği, davacı banka tarafından gönderilen … 6. Noterliğinin 31.01.2017 tarih ve 8666 yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek 3.434.339,94 TL nin ödenmesinin talep edildiği, ödeme yapılmaması nedeniyle davalı … ve müflis … Mamulleri San. ve Perakende Hiz. A.Ş. aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 1.590.359,94 TL alacak için icra takibi yapıldığı ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı, davalı şirketin yargılama sırasında iflasına karar verildiği ve davacı şirket alacağının, iflas masası tarafından kabul edilmesi neticesinde davalı … hakkındaki davanın tefrik edilerek Mahkememizin bu esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Müflis … Mamulleri San. ve Per.Hiz. A.Ş. finansal sorunlarının giderilmesi amacıyla, davacı … ile birlikte … …, … … A.Ş., … Bankası A.Ş., … … A.Ş., … A.Ş.,… Bankası A.Ş ve … … A.Ş arasında 17.07.2014 tarihinde Finansal Yapılandırma Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme tarihinden sonraki tarihte, müflis … Mam. San. ve Per. Hiz. A.Ş. ile davacı banka arasında 23.06.2015 tarihinde 5.000.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı ve şirkete kredi kullandırıldığı, davalı …’in müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı, buna göre önceki tarihli Finansal Yapılandırma Sözleşmesinin sonraki tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin sona erdiremeyeceği, dava dışı … A.Ş. tarafından 22.12.2016 tarihinde, kefil … aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden haciz yolu ile takip başlatılmış olduğundan, Finansal Yapılandırma Sözleşmesinin Temerrüt Halleri ana başlıklı 13. maddesinin, icra takibine konu olma ve aciz hali başlıklı 13.9. maddesi ile çapraz temerrüt başlıklı 13.12. maddelerine göre iş bu dava konusu alacağın da muaccel hale geldiği ve temerrüt koşullarının oluştuğu, 17.07.2014 tarihli Finansal Yapılandırma Protokolüne ilişkin 19.02.2016 tarihli ikinci tadil protokolü ekinde, bu tarih itibariyle davacı banka alacağının 2.825.874 TL olarak belirlendiği, davacı bankanın garame oranı % 2,92 üzerinden hesaplanması gerektiğinden ve temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 2.825.874 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl borcun, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin hem kendi ve hem de müflis şirketin temerrütü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı, borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı bankanın takip tarihi itibariyle; 2.825.874 TL asıl alacak, 463.050,85 TL akdi faiz, 4.003,32 TL temerrüt faizi ve 23.352,17 TL BSMV olmak üzere toplam alacağının 3.316.280,34 TL olduğu, markalar üzerine konulan rehin miktarının 63.150.000 TL olduğu ve davacı bankalarca kararlaştırılan garame oranın % 2,92 olduğu nazara alındığında rehinle karşılanan alacak miktarının 1.843.980 TL olduğu, marka rehnine ek olarak … …. ile …’e ait toplam 16.920.000 TL nominal tutarlı hissenin de rehnedilmiş olduğunun anlaşılmakla, bankalarca kararlaştırılan garame oranı % 2,92 nazara alınarak, anılan şirketlerin hissesi üzerine konulan rehin bedelinden davacı bankaya düşen pay miktarının 494,064 TL olduğu, buna göre davacı bankanın rehinle karşılanmayan alacak miktarının [(3.316.280,34)- (1.843.980+494.064 = 2.338,044)] = 978.236,34 TL olduğu anlaşıldığından bu miktar alacak için yapılan itirazın iptaline, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Davanın ret edilen kısmı için davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-a)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 978.236,34 TL asıl alacak için davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacağa yıllık % 25,50 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazla ilişkin talebin reddine,
b) Kabul edilen alacağın % 20’si olan 195.647,27 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 66.823,32 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 66.742,62 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harç toplamı 161,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 125.606 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın ret edilen kısmına göre hesaplanan 85.333,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.000 TL bilirkişi ücreti ve 88 TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 3.088 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.899,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/03/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır