Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/540 E. 2023/85 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/540 Esas
KARAR NO :2023/85

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:09/08/2022

BİRLEŞEN İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2022/… ESAS -2022/… KARAR SAYILI DOSYASI:

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:10/08/2022

BİRLEŞEN İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2022/… ESAS -2022/… KARAR SAYILI DOSYASI:

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:11/08/2022

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2022/… ESAS -2023/… KARAR SAYILI DOSYASI:

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:11/08/2022

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … SAYILI DOSYASI:
DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:11/08/2022
KARAR TARİHİ:09/02/2023

Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen davaların Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin birikimlerini borsada değerlendirdiğini, davacı tarafından 2020 yılının 12. ayından itibaren çeşitli tarihlerde dava dışı …’nun 132.575 lot hissesi satın alındığını, dava dışı …’nun davalı …A.Ş.’nin iştiraki olup grup şirketleri içerisinde yer aldığını ve davalı gerçek kişilerin birçoğunun her iki şirketinde yönetim kadrosunda bulunduğunu, dava dışı …’nun internet sitesindeki şirket profilinde de belirtildiği üzere … A.Ş. ve …A.Ş.’nin Narin ailesinin kontrolünde olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’nun finansal tablolarına ve sektörel beklentilere istinaden yatırım yaptığını, 03/02/2022 tarihli Sermaye Piyasası Kurulunun 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında yapılan tespitler ve açıklamalarda; davalıların eylem birliği içerisinde satma hakları olmayan payları piyasaya haksız olarak arz ettiklerini, bu haksız eylemin dava dışı … hisselerinin çöküşüne neden olduğunu, bu eylemin haksız eylem olması dolayısıyla Sermaye Piyasası Kurulunun davalılara idari para cezası uygulandığını, Sermaye piyasası bülteninde müvekkili gibi hisse alan yatırımcıların dava açıp zararını tüm davalılardan giderilebileceğinin not olarak bültende yer aldığını, davalıların aynı grup şirketleri üzerinde yaptığı usulsüz işlemlerin bununla sınırlı olmadığının gerek SPK bültenlerinin gerekse şirket KAP haberlerinin incelenmesinden anlaşıldığını, davalıların Sermaye Piyasası mevzuatına aykırı işlem ve yanlış, eksik ve hatalı nitelikteki açıklamaları dolayısı ile müvekkilinin zararına sebebiyet verdiklerini, davalıların hukuka aykırı işlemleri dolayısı ile müvekkilinin hissede oluşan tüm zararların davalılardan tazmini gerektiğini belirterek, müvekkilinin dava dışı …’nun 132.575 lot hissesini satın almış olması nedeniyle şimdilik 100.000 TL’nin haksız eylemlerin gerçekleştiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin faiz ile karşılanamayan aşkın zararı için şimdilik 20.000 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile;davacı tarafça her ne kadar zararın neden ve nasıl doğduğunu açıklamamışsa da, tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiğine göre doğrudan zararının tazminini istediğinin anlaşıldığını, pay sahiplerinin doğrudan zarara dayalı tazminat taleplerinin, haksız fiil hükümlerine göre talep edilebileceğini, ayrıca Sermaye Piyasası Kanunun 32.maddesi hükmünde kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan sorumluluk özel olarak düzenlendiğini, davacı da söz konusu hükme yer vermediğini, dolayısıyla davacının varlığını iddia ettiği zararın SPK md. 32. hükmü bakımından da değerlendirilmesi gerektiğini, zararı doğurduğu iddia edilen hukuka aykırı işlem/eylem ve zararın neden doğduğu, miktarın neden toplam 120.000 TL şeklinde hesaplandığı anlaşılmayan hiçbir dayanak gösterilmemiş olan dava dilekçesinin reddini talep ettiklerini, yasaların emredici hükmü gereği davacı dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olduğunu, delillerini sunması gerektiği halde, dava dilekçesi içinde davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlaya yeterli belge veya evrak sunulmadığını, davacının … pay sahipliğinin belli olmadığını, müvekkilleri aleyhine aynı sebepten ötürü açılan birden fazla dava olması sebebiyle söz konusu davaların birleştirilmesi gerektiğini, davaların birleştirilmesi usul ekonomisi gereği bir zorunluluk teşkil etmekte olduğunu, varlığı iddia edilen zararın hangi işlemlerden ve nasıl doğduğu belirsiz olduğunu ve bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde yer verilen idari para cezasına esas fiillerin pay sahiplerine doğrudan ya da dolaylı zarar verecek nitelikte olmadığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi içsel bilginin açıklanmaması fiilinin söz konusu olmadığını, idari para cezasının açıklanmasından sonra … pay fiyatlarında düşüş olmadığını, borsa yatırımcısı herhangi bir zarara uğramadığını, Sermaye Piyasası Kanunu 32. madde hükmüne göre tazminat talep hakkının söz konusu olmadığını, somut olayda idari para cezasının pay sahiplerince ödendiğini, şirketin herhangi bir zarara uğramadığını, müvekkili yönetim kurulu üyeleri kendilerine yüklenmiş olan özen yükümlülüğünü uygun olarak hareket ettiklerini, müvekkili şirket tüzel kişiliğine atfedilebilecek kusurun olmadığını, kurulun vermiş olduğu idari para cezasına konu eylem nedeniyle davacı zararını ispat edemediğini, davacının herhangi bir zararını doğmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında davacı vekilinin Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin birikimlerini borsada değerlendirdiğini, davacı tarafından 2021 yılı ve devamında çeşitli tarihlerde dava dışı …’nun 150.626 lot hissesi satın aldığını, dava dışı … davalı …A.Ş.’nin iştiraki olup grup şirketleri içerisinde yer aldığını ve davalı gerçek kişilerin birçoğu her iki şirketinde yönetim kadrosunda bulunduğunu, dava dışı …’nun internet sitesindeki şirket profilinde de belirtildiği üzere … A.Ş. ve …A.Ş.’nin Narin ailesinin kontrolünde olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’nun finansal tablolarına ve sektörel beklentilere istinaden yatırım yaptığını, 03/02/2022 tarihli Sermaye Piyasası Kurulunun 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında yapıldığını tespitler ve açıklamalarda; davalıların eylem birliği içerisinde satma hakları olmayan payları piyasaya haksız olarak arz ettiklerini, bu haksız eylem dava dışı … hissesinin çöküşüne neden olduğunu, bu eylemin haksız eylem olması dolayısıyla Sermaye Piyasası Kurulunun davalılara idari para cezası uygulandığını, Sermaye Piyasası Kurulunun 03/02/2022 tarihli, 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında tespitler yapıldığını ve davalıların haksız eylemleri dolasıyla idari para cezası uygulandığını, Sermaye piyasası bülteninde müvekkili gibi hisse alan yatırımcıların dava açıp zararını tüm davalılardan giderilebileceğinin not olarak bültende yer aldığını, davalıların aynı grup şirketleri üzerinde yaptığı usulsüz işlemlerin bununla sınırlı olmadığı gerek SPK bültenlerinin gerekse şirket KAP haberlerinin incelenmesinden anlaşıldığını belirterek, müvekkilinin dava dışı …’nun 150.626 lot hissesini satın almış olması nedeniyle şimdilik 50.000 TL’nin haksız eylemlerin gerçekleştiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin faiz ile karşılanamayan aşkın zararı için şimdilik 20.000 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında davalılar vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacı tarafça her ne kadar zararın neden ve nasıl doğduğunu açıklamamışsa da, tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiğine göre doğrudan zararının tazminini istediğinin anlaşıldığını, pay sahiplerinin doğrudan zarara dayalı tazminat taleplerinin, haksız fiil hükümlerine göre talep edilebileceğini, ayrıca Sermaye Piyasası Kanunun 32.maddesi hükmünde kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan sorumluluk özel olarak düzenlendiğini, davacı da söz konusu hükme yer vermediğini, dolayısıyla davacının varlığını iddia ettiği zararın SPK md. 32. hükmü bakımından da değerlendirilmesi gerektiğini, zararı doğurduğu iddia edilen hukuka aykırı işlem/eylem ve zararın neden doğduğu, miktarın neden toplam 70.000 TL şeklinde hesaplandığı anlaşılmayan hiçbir dayanak gösterilmemiş olan dava dilekçesinin reddini talep ettiklerini, yasaların emredici hükmü gereği davacı dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olduğunu, delillerini sunması gerektiği halde, dava dilekçesi içinde davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlaya yeterli belge veya evrak sunulmadığını, davacının … pay sahipliğinin belli olmadığını, müvekkilleri aleyhine aynı sebepten ötürü açılan birden fazla dava olması sebebiyle söz konusu davaların birleştirilmesi gerektiğini, davaların birleştirilmesi usul ekonomisi gereği bir zorunluluk teşkil etmekte olduğunu, varlığı iddia edilen zararın hangi işlemlerden ve nasıl doğduğu belirsiz olduğunu ve bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde yer verilen idari para cezasına esas fiillerin pay sahiplerine doğrudan ya da dolaylı zarar verecek nitelikte olmadığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi içsel bilginin açıklanmaması fiili söz konusu olmadığını, idari para cezasının açıklanmasından sonra … pay fiyatlarında düşüş olmadığını, borsa yatırımcısı herhangi bir zarara uğramadığını, Sermaye Piyasası Kanunu 32. madde hükmüne göre tazminat talep hakkının söz konusu olmadığını, somut olayda idari para cezasının pay sahiplerince ödendiğini, şirketin herhangi bir zarara uğramadığını, müvekkili yönetim kurulu üyeleri kendilerine yüklenmiş olan özen yükümlülüğünü uygun olarak hareket ettiklerini, müvekkili şirket tüzel kişiliğine atfedilebilecek kusurun olmadığını, kurulun vermiş olduğu idari para cezasına konu eylem nedeniyle davacı zararını ispat edemediğini, davacının herhangi bir zararını doğmadığını belirterek öncelikle davanın İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/540 Esas dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında davacı vekilinin Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin birikimlerini borsada değerlendirdiğini, davacı tarafından 27/10/2020 tarihinden itibaren çeşitli tarihlerde dava dışı …’nun 380.250 lot hissesi satın aldığını, dava dışı … davalı …A.Ş.’nin iştiraki olup grup şirketleri içerisinde yer aldığını ve davalı gerçek kişilerin birçoğu her iki şirketinde yönetim kadrosunda bulunduğunu, dava dışı …’nun internet sitesindeki şirket profilinde de belirtildiği üzere … A.Ş. ve …A.Ş.’nin Narin ailesinin kontrolünde olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’nun finansal tablolarına ve sektörel beklentilere istinaden yatırım yaptığını, 03/02/2022 tarihli Sermaye Piyasası Kurulunun 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında yapıldığını tespitler ve açıklamalarda; davalıların eylem birliği içerisinde satma hakları olmayan payları piyasaya haksız olarak arz ettiklerini, bu haksız eylem dava dışı … hissesinin çöküşüne neden olduğunu, bu eylemin haksız eylem olması dolayısıyla Sermaye Piyasası Kurulunun davalılara idari para cezası uygulandığını, Sermaye Piyasası Kurulunun 03/02/2022 tarihli, 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında tespitler yapıldığını ve davalıların haksız eylemleri dolasıyla idari para cezası uygulandığını, Sermaye piyasası bülteninde müvekkili gibi hisse alan yatırımcıların dava açıp zararını tüm davalılardan giderilebileceğinin not olarak bültende yer aldığını, davalıların aynı grup şirketleri üzerinde yaptığı usulsüz işlemlerin bununla sınırlı olmadığı gerek SPK bültenlerinin gerekse şirket KAP haberlerinin incelenmesinden anlaşıldığını belirterek, müvekkilinin dava dışı …’nun 380.250 lot hissesini satın almış olması nedeniyle şimdilik 100.000 TL’nin haksız eylemlerin gerçekleştiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin faiz ile karşılanamayan aşkın zararı için şimdilik 20.000 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında davalılar vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacı tarafça her ne kadar zararın neden ve nasıl doğduğunu açıklamamışsa da, tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiğine göre doğrudan zararının tazminini istediğinin anlaşıldığını, pay sahiplerinin doğrudan zarara dayalı tazminat taleplerinin, haksız fiil hükümlerine göre talep edilebileceğini, ayrıca Sermaye Piyasası Kanunun 32.maddesi hükmünde kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan sorumluluk özel olarak düzenlendiğini, davacı da söz konusu hükme yer vermediğini, dolayısıyla davacının varlığını iddia ettiği zararın SPK md. 32. hükmü bakımından da değerlendirilmesi gerektiğini, zararı doğurduğu iddia edilen hukuka aykırı işlem/eylem ve zararın neden doğduğu, miktarın neden toplam 120.000 TL şeklinde hesaplandığı anlaşılmayan hiçbir dayanak gösterilmemiş olan dava dilekçesinin reddini talep ettiklerini, yasaların emredici hükmü gereği davacı dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olduğunu, delillerini sunması gerektiği halde, dava dilekçesi içinde davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlaya yeterli belge veya evrak sunulmadığını, davacının … pay sahipliğinin belli olmadığını, müvekkilleri aleyhine aynı sebepten ötürü açılan birden fazla dava olması sebebiyle söz konusu davaların birleştirilmesi gerektiğini, davaların birleştirilmesi usul ekonomisi gereği bir zorunluluk teşkil etmekte olduğunu, varlığı iddia edilen zararın hangi işlemlerden ve nasıl doğduğu belirsiz olduğunu ve bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde yer verilen idari para cezasına esas fiillerin pay sahiplerine doğrudan ya da dolaylı zarar verecek nitelikte olmadığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi içsel bilginin açıklanmaması fiilinin söz konusu olmadığını, idari para cezasının açıklanmasından sonra … pay fiyatlarında düşüş olmadığını, borsa yatırımcısı herhangi bir zarara uğramadığını, Sermaye Piyasası Kanunu 32. madde hükmüne göre tazminat talep hakkının söz konusu olmadığını, somut olayda idari para cezasının pay sahiplerince ödendiğini, şirketin herhangi bir zarara uğramadığını, müvekkili yönetim kurulu üyeleri kendilerine yüklenmiş olan özen yükümlülüğünü uygun olarak hareket ettiklerini, müvekkili şirket tüzel kişiliğine atfedilebilecek kusurun olmadığını, kurulun vermiş olduğu idari para cezasına konu eylem nedeniyle davacının zararını ispat edemediğini, davacının herhangi bir zararının doğmadığını belirterek öncelikle davanın İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/540 Esas dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasında davacı vekilinin dava dilekçesi ile; müvekkilinin birikimlerini borsada değerlendirdiğini, davacı tarafından 2020 yılı ve devamında çeşitli tarihlerde dava dışı …’nun 40.000 lot hissesi satın aldığını, dava dışı … davalı …A.Ş.’nin iştiraki olup grup şirketleri içerisinde yer aldığını ve davalı gerçek kişilerin birçoğu her iki şirketinde yönetim kadrosunda bulunduğunu, dava dışı …’nun internet sitesindeki şirket profilinde de belirtildiği üzere … A.Ş. ve …A.Ş.’nin Narin ailesinin kontrolünde olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’nun finansal tablolarına ve sektörel beklentilere istinaden yatırım yaptığını, 03/02/2022 tarihli Sermaye Piyasası Kurulunun 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında yapıldığını tespitler ve açıklamalarda; davalıların eylem birliği içerisinde satma hakları olmayan payları piyasaya haksız olarak arz ettiklerini, bu haksız eylem dava dışı … hissesinin çöküşüne neden olduğunu, bu eylemin haksız eylem olması dolayısıyla Sermaye Piyasası Kurulunun davalılara idari para cezası uygulandığını, Sermaye Piyasası Kurulunun 03/02/2022 tarihli, 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında tespitler yapıldığını ve davalıların haksız eylemleri dolasıyla idari para cezası uygulandığını, Sermaye piyasası bülteninde müvekkili gibi hisse alan yatırımcıların dava açıp zararını tüm davalılardan giderilebileceğinin not olarak bültende yer aldığını, davalıların aynı grup şirketleri üzerinde yaptığı usulsüz işlemlerin bununla sınırlı olmadığı gerek SPK bültenlerinin gerekse şirket KAP haberlerinin incelenmesinden anlaşıldığını belirterek, müvekkilinin dava dışı …’nun 40.000 lot hissesini satın almış olması nedeniyle şimdilik 20.000 TL’nin haksız eylemlerin gerçekleştiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin faiz ile karşılanamayan aşkın zararı için şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasında davalılar vekilinin cevap dilekçesi ile; davacı tarafça her ne kadar zararın neden ve nasıl doğduğunu açıklamamışsa da, tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiğine göre doğrudan zararının tazminini istediğinin anlaşıldığını, pay sahiplerinin doğrudan zarara dayalı tazminat taleplerinin, haksız fiil hükümlerine göre talep edilebileceğini, ayrıca Sermaye Piyasası Kanunun 32.maddesi hükmünde kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan sorumluluk özel olarak düzenlendiğini, davacı da söz konusu hükme yer vermediğini, dolayısıyla davacının varlığını iddia ettiği zararın SPK md. 32. hükmü bakımından da değerlendirilmesi gerektiğini, zararı doğurduğu iddia edilen hukuka aykırı işlem/eylem ve zararın neden doğduğu, miktarın neden toplam 30.000 TL şeklinde hesaplandığı anlaşılmayan hiçbir dayanak gösterilmemiş olan dava dilekçesinin reddini talep ettiklerini, yasaların emredici hükmü gereği davacı dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olduğunu, delillerini sunması gerektiği halde, dava dilekçesi içinde davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlamaya yeterli belge veya evrak sunulmadığını, davacının … pay sahipliğinin belli olmadığını, müvekkilleri aleyhine aynı sebepten ötürü açılan birden fazla dava olması sebebiyle söz konusu davaların birleştirilmesi gerektiğini, davaların birleştirilmesi usul ekonomisi gereği bir zorunluluk teşkil etmekte olduğunu, varlığı iddia edilen zararın hangi işlemlerden ve nasıl doğduğu belirsiz olduğunu ve bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde yer verilen idari para cezasına esas fiillerin pay sahiplerine doğrudan ya da dolaylı zarar verecek nitelikte olmadığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi içsel bilginin açıklanmaması fiili söz konusu olmadığını, idari para cezasının açıklanmasından sonra … pay fiyatlarında düşüş olmadığını, borsa yatırımcısı herhangi bir zarara uğramadığını, Sermaye Piyasası Kanunu 32. madde hükmüne göre tazminat talep hakkının söz konusu olmadığını, somut olayda idari para cezasının pay sahiplerince ödendiğini, şirketin herhangi bir zarara uğramadığını, müvekkili yönetim kurulu üyeleri kendilerine yüklenmiş olan özen yükümlülüğünü uygun olarak hareket ettiklerini, müvekkili şirket tüzel kişiliğine atfedilebilecek kusurun olmadığını, kurulun vermiş olduğu idari para cezasına konu eylem nedeniyle davacı zararını ispat edemediğini, davacının herhangi bir zararını doğmadığını belirterek öncelikle davanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasında davacı vekilinin dava dilekçesi ile; müvekkilinin birikimlerini borsada değerlendirdiğini, davacı tarafından 05/01/2021 tarihinden çeşitli adetlerde ve lotlarda alım yapıldığını ve 21/10/20221 tarihinde hisselerin satıldığını, dava dışı … davalı …A.Ş.’nin iştiraki olup grup şirketleri içerisinde yer aldığını ve davalı gerçek kişilerin birçoğu her iki şirketinde yönetim kadrosunda bulunduğunu, dava dışı …’nun internet sitesindeki şirket profilinde de belirtildiği üzere … A.Ş. ve …A.Ş.’nin Narin ailesinin kontrolünde olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’nun finansal tablolarına ve sektörel beklentilere istinaden yatırım yaptığını, 03/02/2022 tarihli Sermaye Piyasası Kurulunun 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında yapıldığını tespitler ve açıklamalarda; davalıların eylem birliği içerisinde satma hakları olmayan payları piyasaya haksız olarak arz ettiklerini, bu haksız eylem dava dışı … hissesinin çöküşüne neden olduğunu, bu eylemin haksız eylem olması dolayısıyla Sermaye Piyasası Kurulunun davalılara idari para cezası uygulandığını, Sermaye Piyasası Kurulunun 03/02/2022 tarihli, 2022/6 sayılı bülteni, “C. Suç Duyurusu, İdari Para Cezası ile Diğer Yaptırım ve Tedbirler” başlığı altında tespitler yapıldığını ve davalıların haksız eylemleri dolasıyla idari para cezası uygulandığını, Sermaye piyasası bülteninde müvekkili gibi hisse alan yatırımcıların dava açıp zararını tüm davalılardan giderilebileceğinin not olarak bültende yer aldığını, davalıların aynı grup şirketleri üzerinde yaptığı usulsüz işlemlerin bununla sınırlı olmadığı gerek SPK bültenlerinin gerekse şirket KAP haberlerinin incelenmesinden anlaşıldığını belirterek, müvekkilinin dava dışı …’nun 189.061 lot hissesini satın almış olması nedeniyle şimdilik 50.000 TL’nin haksız eylemlerin gerçekleştiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin faiz ile karşılanamayan aşkın zararı için şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasında davalılar vekilinin cevap dilekçesi ile; davacı tarafça her ne kadar zararın neden ve nasıl doğduğunu açıklamamışsa da, tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiğine göre doğrudan zararının tazminini istediğinin anlaşıldığını, pay sahiplerinin doğrudan zarara dayalı tazminat taleplerinin, haksız fiil hükümlerine göre talep edilebileceğini, ayrıca Sermaye Piyasası Kanunun 32.maddesi hükmünde kamuyu aydınlatma belgelerinden doğan sorumluluk özel olarak düzenlendiğini, davacı da söz konusu hükme yer vermediğini, dolayısıyla davacının varlığını iddia ettiği zararın SPK md. 32. hükmü bakımından da değerlendirilmesi gerektiğini, zararı doğurduğu iddia edilen hukuka aykırı işlem/eylem ve zararın neden doğduğu, miktarın neden toplam 60.000 TL şeklinde hesaplandığı anlaşılmayan hiçbir dayanak gösterilmemiş olan dava dilekçesinin reddini talep ettiklerini, yasaların emredici hükmü gereği davacı dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olduğunu, delillerini sunması gerektiği halde, dava dilekçesi içinde davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlaya yeterli belge veya evrak sunulmadığını, davacının … pay sahipliğinin belli olmadığını, müvekkilleri aleyhine aynı sebepten ötürü açılan birden fazla dava olması sebebiyle söz konusu davaların birleştirilmesi gerektiğini, davaların birleştirilmesi usul ekonomisi gereği bir zorunluluk teşkil etmekte olduğunu, varlığı iddia edilen zararın hangi işlemlerden ve nasıl doğduğu belirsiz olduğunu ve bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde yer verilen idari para cezasına esas fiillerin pay sahiplerine doğrudan ya da dolaylı zarar verecek nitelikte olmadığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi içsel bilginin açıklanmaması fiilinin söz konusu olmadığını, idari para cezasının açıklanmasından sonra … pay fiyatlarında düşüş olmadığını, borsa yatırımcısı herhangi bir zarara uğramadığını, Sermaye Piyasası Kanunu 32. madde hükmüne göre tazminat talep hakkının söz konusu olmadığını, somut olayda idari para cezasının pay sahiplerince ödendiğini, şirketin herhangi bir zarara uğramadığını, müvekkili yönetim kurulu üyeleri kendilerine yüklenmiş olan özen yükümlülüğünü uygun olarak hareket ettiklerini, müvekkili şirket tüzel kişiliğine atfedilebilecek kusurun olmadığını, kurulun vermiş olduğu idari para cezasına konu eylem nedeniyle davacı zararını ispat edemediğini, davacının herhangi bir zararını doğmadığını belirterek öncelikle davanın İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/540 Esas dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalar; tazminat davalarıdır.
Davacılar davalıların eylemleri nedeniyle zarara uğradıklarını belirterek, TTK.nın 553 ve devamı maddeleri kapsamında tazminat talebinde bulunmuşlardır. Davacılar vekili zararların doğrudan zarar olduğunu belirterek, tazminatların müvekkillerine ödenmesini talep etmiştir.
Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlığını taşıyan TTK.nın 553. maddesinde; ” (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
(2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.
(3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünün yer aldığı,
TTk.nın 555. Maddesinde; ” (1) Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.
(2) Pay sahibinin açtığı davayı hukuki ve maddi sebepler haklı gösterdiği takdirde, mahkeme, dava giderleriyle avukatlık ücretini, bu giderler davalıya yükletilemediği hâllerde, davacı pay sahibiyle şirket arasında, hakkaniyete göre paylaştırır.” hükmünün bulunduğu anlaşılmıştır.
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarından tazminat borcunun doğabilmesi için hukuka aykırı davranış neticesinde bir zararın ortaya çıkmış olması gerekir. Zira sorumluluk hukukunun amacı gerçekleşen zararın tazminidir. Yönetim kurulu üyesinin sorumluluğunun doğabilmesi için de, o üyenin hukuka aykırı fiilleri neticesinde bir zararın ortaya çıkmış olması şarttır. Zararın yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu çerçevesinde önem arz eden türleri şirketler hukuku bağlamında doğrudan zarar, dolaylı zarar ve şirketin zararıdır.
Doğrudan zarar yönetim kurulu üyelerinin kanun ve ana sözleşmeden doğan yükümlerine aykırı olarak kusurlu fiil ve işlemleri sonucunda pay sahipleri ve şirket alacaklılarının, bizzat ve bireysel doğrudan doğruya zarara uğramalarıdır. Bu zararlar şirketin zararından bağımsız olup, pay sahiplerinin yönetim kurulu üyelerinin – fiilleri neticesinde doğrudan maruz kaldıkları zararı ifade etmektedirler. Şirketin zarara uğrayıp uğramadığının, pay sahiplerinin doğrudan zararı açısından hiçbir önemi yoktur. Böyle bir zarara uğranılması halinde pay sahipleri tazminatın kendilerine verilmesini isterler. Nitekim bu zararlar, pay sahiplerinin bu sıfatları nedeniyle uğradıkları zararlardır. Doğrudan doğruya uğranılan zararlardan dolayı açılacak davalarda ortaklar ve alacaklılar tazminatın kendilerine verilmesini talep edebilirler. Birden fazla pay sahibi aynı fiille zarara uğramış olsalar dahi talep edilebilecek tutar bizzat uğradıkları zarar ile sınırlıdır. Şirket yöneticilerinin, şirketin almış olduğu borcu ya da başkaca edim yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla şirketi atıl kılarak acz içine düşürmeleri hali, üçüncü kişiler yönünden doğrudan zarar niteliğinde olup, bunun dışında kalan ve dolaylı zarar olarak nitelendirilebilecek hususlarda ortakların veya alacaklıların, ancak yöneticilerin ödeyeceği tazminatın şirkete verilmesi yönünde istemde bulunmaları mümkündür.
Şirketin gördüğü bir zarar, pay sahipleri açısından dolayısıyla zarar teşkil eder. Genel olarak yönetim kurulunun şirketin malvarlığını kötüleştiren her türlü fül ve işlemleri pay sahiplerinin dolayısıyla zararına sebep olur; çünkü Pay sahipleri bu durumdan olumsuz etkilenir.Dolayısıyla zararlar bu kişilerin ortaklık malvarlığındaki azalma dolayısıyla uğradıkları zararlardır. Pay sahipleri uğramış oldukları bu zararın giderilmesi için açtıkları davada, tazminatın ortaklığa ödenmesini talep ederler. Doğrudan zarara uğrayan ortaklığın mal varlığındaki eksilme giderilirse, dolayısıyla zarara uğrayan kişilerin malvarlığında oluşan zarar da ortadan kalkmış olur. Anonim şirketler hukukunda öngörülen dolayısıyla zararın özelliklerinden birisi de, zararın şirketin bünyesinde olması, ancak ortakların mal varlığında henüz somutlaşmamış olmasıdır. İşte bu nedenle dolayısıyla zarara istinaden ortaklar tarafından açılabilir sorumluluk davasında, hükmedilen tazminat şirkete verilir. Bu davanın temelinde ise sözleşmesel sorumluluk rejimi bulunur.
Yönetim kurulu üyelerinin hareketleri ile Pay sahiplerinin doğrudan zararlarının veya şirketin zarara uğratılması nedeniyle dolaylı zararlarının tazmini taleplerinin aynı davaya konu olması mümkün değildir; bunlar hukuki temelleri birbirinden farklı taleplerdir. Dolayısıyla zarar, Pay sahiplerinin mal varlığında doğrudan değil; şirketin uğradığı zarar nedeniyle, dolaylı olarak görülür. Bu sebeple, dolayısıyla zarara yönelik açılacak davalarda, tazminatın şirkete ödenmesi ve davacının da dolayısıyla zararının yine ortaklık üzerinden giderimi söz konusu olur. Burada pay sahibi veya alacaklı kanuni takip yetkisine dayanarak Şirket adına davayı ikame etmektedir. Pay sahiplerinin dolayısıyla zararlarına ilişkin açacakları davanın konusu şirketin zararının tazminidir. Ortaklar bu davada hükmedilecek tazminatın kendilerine değil, şirkete verilmesini istemek zorundadırlar. Bu sebeple açıktır ki, dolayısıyla uğranılan zararlara istinaden açılan sorumluluk davasında husumet şirkete yöneltilemez; sorumluluk doğuran hukuka aykırı davranışları gösteren yönetim kurulu üyelerine yöneltilir.
Yönetim kurulu üyesinin sorumluluğuna gidilebilmesi için sorumluluk şartlarının oluşması gerekir. Yine, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için zararın ispatlanması gerekir. Zararın sadece varlığının değil, miktarının da rakamsal olarak belirlenmesi gerekir. Zararı ispat yükümlülüğü genel hükümlere istinaden zarar görendedir Zararın ispatı bakımından, tazminat davası açan kimse kural olarak hem zararı, hem de zararın miktarını ispat ile yükümlüdür.
Dolayısıyla zarar olarak nitelendirilen zarar ile kastedilen, ortakların veya alacaklıların, yönetim kurulu üyelerinin ortaklık Malvarlığını kötüleştiren davranışlarından şirketin Zarara uğraması neticesinde uğradıklatı zarardır. (yansıma zarar) Burada doğrudan zarar gören şirket olmakla birlikte, onun malvarlığında azalma meydana getiren bütün işlemler, ortaklar ve alacaklılar bakımından dolayısıyla zarar teşkil etmektedir, çünkü bu zarar nedeniyle şirketin ödeme gücünde meydana gelen azalma, alacaklıların ve ortakların taleplerinde bir kayba yol açmaktadır. Bu durumda hükmedilecek tazminatın şirkete ödenmesi gerekmektedir. Zararın dolaylı olması halinde pasif dava ehliyeti TTK.nın 553 maddesi gereği yönetim kurulu üyelerindedir.
Anonim şirket yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açabilmek için, kanundan veya şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin ihlalinin yanı sıra, zarar, kusur ve uygun illiyet bağı ve diğer sorumluluk koşullarının da mevcut olması gerekmektedir. Yönetim kurutu üyelerinin sorumluluğu yalnızca kanuna aykırılıktan değil sözleşmeye aykırılıktan da kaynaklanabilir.
Söz konusu davanın açılıp görülebilmesi için, oluştuğu iddia olunan zararın doğrudan ya da dolaylı zarar niteliğinde olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Şirket ortağı veya alacaklısı konumunda olan kişilerin sorumluluk davası yolu ile kendileri adına istemde bulunabilmelerinin koşulu, oluştuğu ileri sürülen zararın, doğrudan zarar niteliğinde olmasıdır.
Bu açıklamalar ışığında; somut davalar incelendiğinde; davacıların, davalıların eylem birliği içerisinde satma hakları olmayan payları piyasaya haksız olarak arz ederek dava dışı … hissesinin çöküşüne neden oldukları ve bu nedenle zarara uğradıklarını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuşlar ve tazminatların kendilerine ödenmesini talep etmişler ise de; davacıların iddia ettiği zararların dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşılmakla varsa zararın TTK.nın 555/1. maddesi gereğince ancak şirkete ödenmesini talep edebilecekleri, kendilerine ödenmesini talep edemeyecekleri anlaşıldığından Yargıtay 11.HD.nin yerleşik içtihatları doğrultusunda davaların reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın ve Birleşen davaların REDDİNE,
2-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90 TL harcın peşin alınan 2.049,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.869,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 19.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c)Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.640 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
e)Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN … SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90 TL harcın peşin alınan 1.195.43 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.015,53 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 11.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c)Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.640 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
e)Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN … SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90 TL harcın peşin alınan 2.049,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.869,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 19.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c)Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.640 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
e)Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90 TL harcın peşin alınan 512,33 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 332,43 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c)Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.640 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
e)Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90 TL harcın peşin alınan 1.024,65 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 844,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.600 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c)Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.640 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
e)Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Asıl davada davacı, birleşen davalarda davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır