Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/54 E. 2022/338 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/54 Esas
KARAR NO :2022/338

DAVA:6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Sözleşmenin Uyarlanması)
DAVA TARİHİ:21/01/2022
KARAR TARİHİ:17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Sözleşmenin Uyarlanması) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 15/08/2016 tarihinde … Sözleşme Numarası ile Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, yapılan kiralama sözleşmesinde müvekkilinin 2016 Model Yeşil renkli … marka, pamuk hasat makinasına karşılık yaklaşık ”330.000,00 USD dolar ile 65 ay vade ile davalı tarafa ödenecektir” şeklinde sözleşme imzaladığını, sözleşmenin imzalandığı tarih olan 15/08/2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurlarında 1 USD, 2.956 Türk lirası iken bugün itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasında 1 USD Kur fiyatı 14,00-TL olduğunu, bilindiği üzere 12/09/2018 tarihinde 85 Karar Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin yürürlüğe girmiş olup davalı tarafça uyarlama yapılmadığı için müvekkilinin zarara uğramış olup, 2019 yılından beri devam eden pandemi süreci ve 2021 yılından da dolardan gelen aşırı yükselmeden dolayı müvekkili yönünden borcunu ifa etmesinin güçleştiği gibi maddi zarara da uğramış olduğunu, yapılan sözleşmede belirtilen şartların temeli çöktüğü gibi müvekili tarafından borcunu ifa etmesinin aşırı derecede güçleşmiş olduğunu, tüm bu hususlar tespit edilmesine rağmen alacaklı davalı tarafından müvekkilinin borcunun aynen ifasının beklenmesinin adalete, dürüstlüğe ve hakkaniyete aykırı düşmekte olduğunu, müvekkili yönünden telafisi imkansız zararlarının meydana gelmemesi için sözleşmenin dürüstlük kuralları ve değişen ekonomik koşullara uyarlanması gerekmekte olduğunu, müvekkilinin TBK 138. Madde çerçevesinde son ödediği taksitte fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ödeme yapmış olduğunu, Mahkememizce ekonomik koşullar çerçevesinde genel araştırma yapılarak müvekkilinin son taksitte fazladan ödediği miktarın iadesi için bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; kararname tarihinden itibaren davalıca sözleşmede belirtilen Dolar (USD) ‘ nin Türk Lirasına uyarlanması gerekirken uyarlama yapmadığından müvekkili tarafından kararname tarihinden bu yana finansal kiralama sözleşmesinin Türk Lirasına uyarlama yapılmadığından dolayı fazladan ödediği kur miktarının müvekkiline iadesi için şimdilik 500-TL (fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla), bu mümkün olmadığı takdirde Finansal Kira Sözleşmesi’nde belirtilen Dolar (USD) kurunun artması nedeniyle müvekkilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak son ödediği taksit miktarının ekonomik koşullara uyarlanarak fazladan ödediği miktarın iadesi için de şimdilik 500-TL kısmi dava olarak (fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla) davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; sözleşme konusu tüm kiraları ödeyen davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı vekilinin davayı eksik harç ile ikame etmiş olduğunu, finansal kiralama sözleşmesine konu edilen malın, alıcısı tarafından finansal kiralama şirketine ödenen taksit tutarları her ne kadar uygulamada “kira” olarak ifade edilse de, aslında kira bedeli teşkil etmediğini, bu tutarların esasen mal bedelinin, finansman sağlayana geri ödenmesinden, geri ödeme taksit bedellerinden ibaret olduğunu, bu nedenle uyarlama talebinin konusunun borçlar hukukundan kaynaklı herhangi bir malın malik tarafından kiraya verilmesi halinde tespit edilen kullanım karşılığı kira bedeli değil, 6361 sayılı kanun uyarınca finansal kiralama ile finanse edilmiş malın satış bedeli olduğunu, buna karşın, davacı vekili dava konusu edilen finansal kiralama sözleşmesiyle kiralanan pamuk toplama makinesi bedeli üzerinden harç ödemesi gerekirken, dava değerini “1.000-TL”yi esas almak suretiyle eksik harç ile huzurdaki davayı ikame etmiş olduğunu, taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kiralanan pamuk hasat makinasının toplam değerinin 353.224,79-USD olduğunu, dava tarihindeki döviz kuru üzerinden hesaplama ile davanın yazılı usule tabi olduğunun görüleceğini, davacının talep sonucunun belli olmadığını, davacının bir tacir olup, ticari faaliyetlerinden dolayı basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, taraflar arasında sözleşme imzalandığı dönemde ekonomideki gelişmelerin bir tacir açısından öngörülebilir ölçüde olduğunu, tacir olan davacının müvekkili şirket ile 2016 yılında sözleşme imzalamış olup dava tarihine kadar yaklaşık 5,5 yıldır kira ödemelerini döviz cinsinden yapmış olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacının 5,5 yıl ödeme yaptıktan sonra huzurdaki davayı açıp yükselen kurları gerekçe göstererek; usule, mevzuata ve içtihatlara aykırı olacak şekilde sözleşmenin uyarlanmasını talep etmesinin yersiz ve mesnetsiz olduğunu, sözleşmenin akdinden yaklaşık 3-4 ay sonra 2016 Kasım-Aralık döneminde kurlarda %30 oranında artış olmuş olduğunu, davacının sözleşme tarihinde TCMB USD döviz satış kurunun 2,99-TL iken Kasım 2016’da 3,49-TL olduğunu, buna rağmen davacı kiracının döviz cinsinden ödemelerine devam etmiş olduğunu, iki yıl sonra da, 2018 Ağustos-Eylül döneminde döviz kurlarında yine %70 oranında artış olduğunu, USD TL kurunun Mayıs 2018’de 4,47-TL’ye ve Ağustos 2018’de 6,42-TL’ye ulaşmış olduğunu, fakat davacı tarafça bu dönemde müvekkili şirkete sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu dönemde artan döviz kurlarına rağmen davacının kira ödemelerini döviz cinsinden yapmaya 3 yıl boyunca devam etmiş olduğunu, hatta kalan son kirasını da huzurdaki davayı ikame etmeden evvel ödeyerek sözleşmeye konu tüm kira borçlarını bitirmiş olduğunu, finansal kiralama sözleşmelerinin 6361 sayılı finansal kiralama, faktoring, finansman ve tasarruf finansman şirketleri kanunu çerçevesinde düzenlenen özel sözleşme tipi olup Türk Borçlar Kanunu kapsamında bir sözleşme olmadığını, mahkemeden sözleşmenin yeni şartlara uyarlanmasını talep ederek yabancı para cinsinden olan bir sözleşmenin Türk Lirası’na sabitlenmesinin TBK hükümleri ve sözleşmeler hukuku açısından mümkün olmadığını, Finansal Kiralama Sözleşmeleri’nin 32 sayılı türk parası kıymetini koruma hakkında karar kapsamında dövizle işlem yapma yasağından hariç tutulmuş olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının davasını ikame etmeden evvel 20/01/2022 tarihinde müvekkiline ödeme yapmış olmakla Hmk mad. 114 uyarınca davayı açmakta hukuki yararı kalmayan davacının davasının hukuki yarar, dava şartının yokluğu nedeniyle usulden reddini, Mahkememiz aksi kanaatte ise; davacının talep sonucunun açık olmaması, HMK mad. 119’da aranan şartları taşımaması nedeniyle nedeniyle davanın öncelikle açılmamış sayılmasını, Mahkememiz aksi kanaatte ise; davacıya öncelikle talep sonucunun açıklanması için süre verilmesi, ayrıca davacı tarafından eksik harç ikmal edilmesi nedeniyle dava esas değeri hakkındaki itirazlarının nazara alınarak eksik harcın ikmalini, harç ikmali akabinde davanın yazılı yargılamaya dönüşeceğinden, davanın basit yargılama olmasına ilişkin itirazlarının kabulünü, gerçekle bağdaşmayan iddialarla açılmış davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, 12/09/2018 tarih, 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereği, kararname tarihinden itibaren taraflar arasında yapılan Finansal Kiralama Sözleşmesinin davalı yanca, uyarlama yapılmaması nedeniyle davacının fazla ödenen kur miktarının iadesi, bu mümkün olmadığı takdirde, davalıya ödenen son taksit tutarının ekonomik koşullara uyarlanarak fazladan ödediği tutarın iadesi talebine ilişkindir.
Uyarlama davası 6098 Sayılı TBK.nın yasalaştırılması sırasında da benimsenerek, 6098 Sayılı Yasanın 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında düzenlenmiş, “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır” hükmüne yer verilmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 06.10.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2008/32-34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapan ”Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara” ilişkin 2018/32-51 Sayılı Tebliğ ile 2008/32-34 sayılı Tebliğ’in mülga 8. maddesi başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş, yapılan bu düzenlemeye göre Tebliğ’in 8/10. maddesinde “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmelerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.” hükmüne,
Aynı Tebliğin 8/21 maddesinde, “ Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.” hükmüne yer verilmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 16/11/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 2008/32-34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapan 2008/32-34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapan’ ‘Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara” ilişkin 2018/32-52 Sayılı Tebliğ ile 2008/32-34 sayılı Tebliğ’in mülga 8. maddesi başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş, yapılan bu düzenlemeye göre Tebliğ’in 8/26 maddesinde “ 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.” hükmüne yer verildiği görülmüştür.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan … nolu Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin tarihinin 15/08/2016 olduğu, sözleşmenin akdi ile sözleşmeye konu makinenin davacıya teslim edildiği ve sözleşmede yer alan ödeme planı doğrultusunda, davacı yanca, yabancı para olarak belirlenen tutarların tamamının dava tarihinden önce davalıya ödendiğinin taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığı anlaşılmakla, sözleşmenin, 16/11/2018 tarih, 2018/32/52 sayılı tebliğin, 8/26. Maddesi gereğince, 32 sayılı kararın geçici 8.maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedildiği, dolayısıyla Türk Lirasına dönüştürülmesi zorunluluğunun istisnasını oluşturduğu görülmüştür.
Dava tarihinden sonra, Beşiktaş …Noterliği’nin 10/02/2022 tarih ve … yevmiye nolu … Makinesi Satış Sözleşmesi ile davacı yanca, Finansal Kiralama Sözleşmesi’ne konu, davalıdan kiralamış olduğu makineyi, davalıdan devir aldığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında imzalanan, … nolu Finansal Kiralama Sözleşmesinin, IV nolu Kiralama Bedellerinin Ödenmesi İle İlgili Usul ve Esaslar , Kiracının Kiralama Bedellerini Ödeme Yükümlüğü başlıklı, 7. Maddesinin, c bendinin de “Kiracı kira bedeli dahil sözleşmenin tüm hükümlerini hür iradesi ile bir çok seçenek arasında seçtiğini beyanla iş bu sözleşmenin devamı süresince ekonomik şartlardaki değişiklikleri sebep göstererek uyarlama davası açmayacağını da kabul beyan ve taahhüt eder “ hükmüne haiz olduğu görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu Finansal Kiralama Sözleşmesinin, 2018/32-52 Sayılı Tebliğ’in 8/26. Maddesi gereğince, 32 sayılı kararın geçici 8.maddesinin yürürlüğe girdiği 13/09/2018 tarihten önce akdedildiği, dolayısıyla Türk Lirasına dönüştürülmesi zorunluluğunun istisnasını oluşturduğu, davacının tacir olup basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, davacının başlangıçta seçme özgürlüğü varken Türk Lirası yerine döviz üzerinden sözleşme akdettiği, yani serbest iradesiyle ödeme türünü belirlediği, dövizle borçlanmanın risk olduğu, günümüz ülke koşullarında ilerleyen yıllarda dövizde ödeme güçlüğü doğuracak dalgalanmaların olabileceğini öngörmesi gerektiği ve gerekli tedbirleri almadan sözleşme yapan ve borç altına giren tacirin alabileceği tedbirlerle önleyebileceği bir imkansızlığa dayanmasının kabul edilemez olduğu kaldı ki, davacının yargılamadan önce tüm taksitlerini ödemesi nedeniyle aşırı ifa güçlüğü içinde bulunmaması, sözleşmedeki ifa yükümlülüğü yerine getirdikten sonra bu iddiasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu kanaati oluştuğundan, davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 80,70-TL. harç peşin alındığından, bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır