Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/508 E. 2022/891 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/508 Esas
KARAR NO :2022/891

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:23/03/2005
KARAR TARİHİ:16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin faaliyet gösterdiği, İstanbul, … … Mah. … Cad. No:49 adresinde 23.03.2004 tarihinde çıkan yangın neticesinde müvekkili şirkete ait tüm mallar ve demirbaşlar ile üçüncü şahıslara ait bir kısım malların tamamen yanmak suretiyle telef olduğunu, bunlara ilişkin fatura vesair vesaikin ibraz edileceğini, müvekkili şirkete ait mahallin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen 20.03.2004 tarihli … poliçe numaralı … Poliçesi ile sigortalanmış bulunduğunu, söz konusu mahallin bu poliçe öncesinde de 13.02.2002 tarihli poliçe ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, yangın sonrasi itfaiye müdürlüğü tarafından 26.03.2004 tarihli yangın raporu düzenlendiğini, müvekkili zararının ödenmesi için davalı nezdinde yapılan tüm müracaatların olumsuz karşılandığını, haricen öğrenildiğine göre zararın ödenmemesine itfaiye raporunda yangının çıkış nedeninin belirtilmemiş olmasının gösterildiğini, oysa yargılama aşamasında belirleneceği üzere yangının elektrik kontağı veya benzer bir sebeple doğal şekilde ve kaza dahilinde meydana geldiğini ve bu sebeple sigorta poliçesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketi tutumunun yasa ve hukuka aykırı bulunduğunu, bu durumun sigorta şirketlerine olan inancın yitirilmesine sebep olduğunu, hal böyle olunca müvekkili zararlarının giderilmesi bakımından işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu ifade ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla bu aşamada 140.000.000.000 TL (140.000,00 YTL) müvekkili zararının, yangının çıkış tarihinden itibaren faiziyle birlikte tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; iş bölümü itirazında bulunmuş ve … 2. Asliye Hukuk Mahkemesine 26/07/2005 tarihinde kesinleşen … sayılı görevsizlik kararı gereğince dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememiz esasına kaydı yapılan dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde; iş bölümü itirazının yanı sıra özetle; sigortacı sorumluluğunun başlaması bakımından TTK.nın 1282 ve 1295/3 maddeleri gereğince primin veya ilk taksitinin ödenmesinin zorunlu olduğunu, buna göre sigorta teminatının başlaması için mesnet gösterilen poliçe priminin hasarın gerçekleştiği 23.03.2003 tarihinden önce ödenmiş olmasının gerektiğini, halbuki davacının ilk prim ödemesini rizikonun gerçekleştiği tarihten bir gün sonra 24.03.2004 tarihinde yaptığını, itfaiye raporuna göre yangının … … Mah. … Cad. No:49 adresinde meydana geldiğini, oysa mesnet poliçede riziko adresinin … … Mah. … Cad. No:37/1-2-3 olarak belirtildiğini, bu göre poliçede yazılı adres ile riziko adresinin farklı olduğunu, Yangın Sigortası Genel Şartlarının C.6 maddesi uyarınca sigorta teminatının sadece poliçede belirtilen riziko adresi için geçerli olduğunu, 26.03.2004 tarihli itfaiye yangğın raporunda herhangi bir yangın nedenine rastlanmadığından son derece şüpheli bu olayın adli makamlarcatesbit ve tetkik edilmesinin uygun görüldüğünün belirtildiğini, davacı şirket yetkililerince olaydan 9 gün sonra 01.04.2004 tarihinde polise ihbarda bulunulduğunu, bu nedenle yangının çıkış nedeninin adli makamlar tarafından tesbitine engel olduğunu, ayrıca yangın sırasında kumaşların yağmalandığını iddia eden davacıların polise bundan bahsetmemesinin manidar olduğunu, olaydan hemen sonra eksperler tarafından yangın yerinde yapılan incelemede, yangına sebebiyet verecek herhangi bir kaynak ve etken tesbit edilemediğini, yangın neticesinde işyerinin 2.katında hiçbir hasarın mevcut olmadığını, az miktarda yanık emtea bulunduğunu, yanan emtea enkazının torbalar içersine konmuş kırpıntı kumaş parçalarından (Çaput) ibaret olduğunu, yanmış top kumaş ve işlenmiş ürünlere ilişkin hiçbir iz ve emare bulunmadığını, akabinde eksperler tarafından devam ettirilen incelemeler neticesinde söz konusu yangının 3 ayrı noktadan başlamış olduğunun tesbit edildiğini, farklı bir ekspertiz incelemesinde de bu yönde tesbitte bulunulduğunu ve sabotaş ihtimalinin belirtildiğini, sonuç olarak itfaiye ve ekspertiz görüşlerinin yangının kasten başlatılmış olduğu noktasında birleştiğini, kasten çıkarılan yangının TTK. madde 1304/2 uyarınca teminat kapsamı dışında bulunduğunu, davacı tarafın çelişkili beyanları ile gerçek dışı ve fahiş hasar iddiasında bulunduğunu, davacının TTK.nın 1283 ve 1299/2 maddeleri uyarınca olay sırasında işyerinde ne kadar malı olduğunu ve malların ne kadarının zarar gördüğünü ispatla mükellef olduğunu oysa davacı taleplerinin maddi bulgularla uyuşmadığını, davacının kendisine ait kesilmemiş top kumaşların yandığına dair iddiasının gerçek dışı olduğunu, söz konusu kumaşlara dair dosyaya fatura ibraz edilmesine rağmen, bu malların fatura keşide eden firmalar tarafından davacıya teslim edilmediğini, aynı şekilde üçüncü kişi mallarına ilişkin davacı iddialarının da çelişik ve doğru olmadığını, aslında üçüncü kişi mallarının yangının meydana geldiği mahallin yangından etkilenmeyen ikinci katında bulunduğunu ve zarar görmediğini, kaldı ki, davacının üçüncü kişi mallarını tazminat olarak talep hakkı bulunmadığını, davacı tarafın işbu taleplerinin haksız zenginleşmeye yönelik olduğunu, bu itibarla davacının hasar talebinin gerçeğe aykırı olduğu gibi hukuka da aykırı olduğunu, davacının TTK.nın 1292, 1293, 1301. maddelerini kasten ihlal ettiğini, bu durumda Yargıtay’ın yerleşik kararlarında belirtildiği üzere ispat yükünün yer değiştireceğini, buna gire davacı sigortalının hem hasarı ve hem de hasarın teminat kapsamında olduğunu ispatla yükümlü bulunduğunu, öte yandan, BK. madde 101 doğrultusunda müvekkili temerrüdünün doğmadığını, bu itibarla davacının faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bu aşamada …, temlik alan olarak davaya müdahale talebinde bulunmuş ve yazılı beyanda bulunarak ekinde davacı ile aralarında tanzim edilmiş olan 02/04/2006 tarihli işbu davadaki alacağın 10.000 TL’lik kısmının BK’nın 162 maddesi gereğince tüm faiz ve ferileri ile beraber …’a temlik edildiğine ilişkin, temliknameyi ibraz etmiştir. Beyanlarında; davalı vekilinin beyanlarını kabul etmemiş, olayın başlangıcı ve teknik açıdan irdelenmesi ile ilgili olarak beyanlarını sunmuş ve davalı şirketin basiretli bir tacir gibi davranarak meydana gelen hasarı kendilerine ödemesi gerektiğini, halbuki dolandırıcılık suçlaması ile şikayette bulunulduğunu, olayla ilgili somut ve yasal deliller mevcut olduğunu, davalı şirketin tutumu nedeni ile hem kendilerinin hemde istihdam ettikleri kişilerin zor duruma düşerek mali sıkıntı çekerek mağdur olduklarını belirterek davanın kabulune karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava İşyeri Paket Sigorta Poliçesinden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2018/3925 E., 2020/4981 K., 08.09.2020 tarihli ilamında “Davacı dava dilekçesinde işyerinde çıkan yangında müvekkili şirkete ait tüm mallar ve demirbaşlar ile 3.şahıslara ait bir kısım malların tamamen yanmak suretiyle telef olduğunu belirterek 140.000,00 TL tazminat talebinde bulunmuş mahkemenin 08.12.2012 tarihli ilk kararında davacının davasının taleple bağlı kalınarak 140.000,00TL üzerinden davanın kabulü ile kabul edilen miktara 28.03.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, bu miktarın 10.000,00 TL’lik kısmının yasal faizi ile birlikte temlik alan …’a ödenmesine karar verilmiş ve hüküm davalı Sigorta Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 11.02.2014 tarih ve 2013/2539 E. – 2014/1526 K. sayılı bozma ilamı ile dava dışı şirketler … Tekstil Ltd. Şti. ve … Tekstil Ltd. Şti tarafından davacı firmaya fiilen teslim edilmediği anlaşılan ancak davacı şirketin uhdesinde olduğunu iddia ettiği emtiaya (kumaşlar) ilişkin olarak davacılara diğer delillerinin sorulup gerçek zararının tespit edilmesi gerektiği yönünden karar bozulmuştur.
Davacılar taleplerinden olan ve bozma öncesi bilirkişi raporuna göre tespit edilen, işyerinde bulunan demirbaşlar (10.500,00 TL) ile yine davacı uhdesindeki, dava dışı 3.şahıs firması … Tekstil’e ait mallara ilişkin belirlenen (93.240,00 TL) zarar olmak üzere toplam 103.740,00 TL yönünden mahkemece verilen kabul kararına ilişkin olarak, davalı vekilinin sair temyiz talebi dairemizce reddedilmiş olmakla bu kısımlar yönünden mahkemenin 08.12.2012 tarih ve 2005/273 E-2012/196 K sayılı hükmü kesinleşmiştir. Ancak bozmaya uyularak yapılan yargılamada mahkemece davacıların bozma kapsamı dışında kalan ve kesinleşen 103.740,00 TL’lik bu kısım talepleri yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkememizce verilen karar bozulmuştur. Bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir. 10.500 TL demirbaş bedeli ve 93.240,00 TL dava dışı 3.şahıs firması … Tekstil’e ait mallara ait zararın toplamı olan 103.740 TL yönünden mahkememizce verilen 08.12.2012 tarihli karar kesinleştiğinden bozma kararı doğrultusunda bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 103.740 TL’ye 28/03/2004 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu miktarın 66.000 TL’lik kısmının yasal faizi ile birlikte temlik alan …’a ödenmesine,
2-Alınması gereken 7.086,47 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile ile bakiye 5.336,47‬ TL karar ve ilam harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 11,20 TL başvurma harcı ve 1.750 TL peşin harcın toplamı olan 1.761,2‬0 TL’nin davalıdan alınarak temlik eden davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.561 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,(bu tutarın 10.560 TL’sinin temlik alan davacıya, 6.001 TL’sinin temlik eden davacıya verilmesine)
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin temlik eden davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 4.823,10 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.573,91 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine (bu tutarın 1.871,85TL’sinin temlik alan davacıya, 1.702,06 TL’sinin temlik eden davacıya verilmesine),
7-Davalı tarafından yapılan 395,95 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 102,55 TL’sinin temlik eden davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır