Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/468 E. 2023/142 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/468 Esas
KARAR NO : 2023/142

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 28/02/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Genel Müdürlüğü arasında 03/09/2003 ve 05/11/2008 tarihleri arasında hizmet alımına ilişkin olarak ard arda ihale sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmeler gereğince müvekkili şirketin kendi işverenliğinde ve … Genel Müdürlüğü bünyesinde 300 den fazla işçiyi, … amblemli iş kıyafetleri ile …’nin verdiği emir ve talimatlar doğrultusunda … tarafından belirlenen bölgelerde ve ihale sözleşmesinde tanımlanan işlerde çalıştığını, … Genel Müdürlüğü tarafından yapılan 03/07/2008 ve 03/10/2008 tarihleri arasındaki 90 günlük dönemi kapsayan ihalenin, en uygun teklifi vermiş olan müvekkili şirket tarafından üstenildiğini, ihaleye konu olan işin süresinin 03/10/2008 tarihinde sona erecek olması nedeniyle, müvekkili şirketin işçilerine bildirimde bulunduğunu, işin ihale ile alınması sebebiyle, işin bitiş tarihinde iş akitlerinin de sonlanacağını bildirildiğini, ihalenin süresinin 03/10/2008 tarihinde bitimi sebebiyle belirli süreli iş sözleşmeleri sona eren işçilerin 18 günlük uzatma süresinde çalışmayı kabul etmediğini ve 03/10/2008 günü çalışmayı sonlandırdığını, bu nedenle …’nin asıl işinde müvekkili şirketin kendi alt işverenliğinde çalışan işçilerden …, …, …, … ve … tarafından müvekkili şirkete ve davalı …’ye karşı “Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, Fazla Çalışma Ücreti, Yıllık İzin Ücreti, Hafta Tatili ve Genel Tatil Ücretlerinin” alacaklarına ilişkin … 9. İş Mahkemesinde davalar açtıklarını, … 9.İş Mahkemesince açılan davalarda davalı … nin asıl işveren olduğu ve işçilere ödenen bedelden müştereken ve mütessilen sorumlu olduğuna karar verildiğini,kararların Yargıtay 9.HD. tarafından onanarak kesinleştiğini, bu kararlar nedeniyle işçilere toplam 127.465,25 TL ödeme yapıldığını, 5393 sayılı Belediyeler Kanunundan önce … Genel Müdürlüğü nezdinde çalışan işçilerin başlangıçtan itibaren münhasıran … çalışanı kabul edilmesi gerektiğini, taraflar arasında müştereken ve mütessilen borç ilişkisi kurulduğunu, Davalı … nin, kendilerine ödeme yapılan işçilerin müvekkili şirket dışında başka yüklenici şirketlerde çalıştığı döneme karşılık gelen alacakların tamamından sorumlu olduğunu, müvekkili şirkette çalıştığı döneme karşılık gelen alacaklardan dolayı ise % 50 oranında sorumlu olduğunu belirterek 127.465,25 TL’nin davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşeron ile asıl işveren arasındaki bir düzenlemeyi içermeyen 1475 sayılı Yasa’nın l/son maddesinin dava konusu olaya uygulanmasının mümkün olmadığını, uyuşmazlığın davacı ile davalı arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmede, davalı idarenin davacı yükleniciye karşı nelerden sorumlu olduğunun açıkça belirtildiğini, sözleşmede işçilere ödenecek kıdem tazminatından davalı idarenin sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmadığını, işin ihalesinden %15 müteahhitlik karı olan davacının kıdem tazminatını karşılaması durumunda, davacının zararına iş yapmış olacağı yönündeki bilirkişi görüşü ise, tacirin basiretli davranması gerektiğine ilişkin T.T.K’nun 20/2. maddesindeki düzenlemeye aykırı düştüğünü, bu durumun işçilere ödenecek olan kıdem tazminatının, davacı yüklenicinin sorumlu olduğunu kabul etmek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne dair kararın davalı yararına bozulmasına karar verildiğini, davacı tarafın dava konusu iddialarının ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırılan işçilere ödenen işçilik alacaklarının rücuan tahsili istemidir.
Mahkememizin 13/11/2018 tarihli 2014/685 Esas ve 2018/825 Karar sayılı ilamı ile; ”Hizmet alımları Tip sözleşmesi, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi,… 9.İş Mahkemesi kararları,Yargıtay 9.H.D.nin onama kararları, Sulh ve ibra sözleşmeleri, taraflar arasındaki aynı mahiyette bulunan dava ve Yargıtay 23.H.D. nin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin davalıdan ihale sonucu hizmet işinde çalıştırdığı işçilerin iş akdine son vermesi üzerine işçilerin açtıkları kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer hakların tahsili davalarının … 9.İş Mahkemesince kısmen kabulüne karar verildiği, kararlarda bu davanın davacısının ve davalısının müteselsilen sorumlu olduklarının belirtildiği, kararların Yargıtay 9.H.D. tarafından onandığı, Davacı şirketin ilamlarda belirtilen bedelleri ödediği, buna ilişkin sulh ve ibra sözleşmesi düzenlendiği, taraflar arasında imzalanan Hizmet Alımları Tip sözleşmesinin 23.maddesi ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38.maddesi gereğince işçilerle ilgili hukuki sorumluluğun davacı yüklenicide olduğunun kararlaştırıldığı, bu nedenle davacının kendi bünyesinde çalıştırdığı işçileri için ödediği tazminatı davalıdan rücuen talep edemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 08.06/2022 tarihli 2020/770 Esas ve 2022/707 Kasar sayılı kararı ile ”dava dışı işçilerin işçi alacaklarına ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamına konu borç miktarının tüm ferileri de dahil olmak üzere borcun tasfiyesi konusunda dava dışı işçilerle sulh ve ibra protokolü düzenlendiği, buna göre dava dışı işçi …’a 23.617,00 TL, …’e 19.474,00 TL …’e 39.574,69 TL, …’e 21.131,79 TL, Fatih Ege’ye 23.66 7,77 TL olmak üzere toplam 127.465,25 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça, yapılan tüm ödemeler davalı asıl işverenden talep edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere her alt işveren kendi döneminde sorumlu olup davalı asıl işveren TBK 167. Maddesi uyarınca diğer alt işverenler ile eşit oranda sorumlu olduğundan ödenen miktarın tamamı davalıdan talep edilmesi hukuka uygun görülmediği gibi sulh protokolü ile ödenen miktarın, mahkemece hükmedilen alacak miktarı, yargılama gideri, vekalet ücreti ve faizi miktarını aşıp aşmadığı konusunda hesap bilirkişisinden rapor alınarak rapor sonucuna göre aşmadığı takdirde ödenen miktarın, aştığı takdirde bilirkişice hesaplanacak miktarın yarı oranında davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.” denilerek mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 08.06/2022 tarihli 2020/770 Esas ve 2022/707 Kasar sayılı kararı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre; ”Mahkeme ilamında belirtilen tutarlara uygulanan faiz oranları ile birlikte hesaplamaya göre
…ve …’ye ödenen tutarın daha fazla olduğu tespit edilmiştir, Bu itibarla takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; İşçi …,…, … için Sulh ve İbra sözleşmesinde belirtilen tutar, diğer işçiler … ve … için yukarıda hesaplanan tutarlar esas alınarak hesaplama yapılacaktır. Bam Kararına göre işçilerin davacı şirkette çalışma süreleri / sözleşme süreleri esasına göre sorumluluk miktarı aşağıdaki tablolarda hesaplanmıştır.
Tarih Ödeme Toplam Dönem Davacı Hesaplama Hizmet Hizmet Sorumluluğu … 26.07.2011/ 23.617,00/1820/ 1820= 23.617,00 TL …/26.07.2011/ 19.474,00/ 2523 / 1857 =14.333,42 TL …/30.06.2011/ 36.540,74/4470 / 1857 =15.180,35 TL …/ 30.06.2011 /21.131,79/ 1795/ 1795 =21.131,79 TL …. /30.06.2011/ 22.584,93/ 3641/1857 = 11.518,87 TL Toplam 123.348,46 TL 85.781,41 TL Bam Kararına göre işçilerin davacı şirkette çalışma süreleri / sözleşme süreleri esasına göre sorumluluk miktarı 85.781,43 TL olacağı ve davacı şirket tarafından ödenmesi gereken tutarın tenzili sonrası davalı … Genel Müdürlüğü’nden talep edeceği Rücu limitinin 37.567,03TLolduğu” mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava dışı işçilerin işçi alacaklarına ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamlarına konu borç miktarının tüm ferileri de dahil olmak üzere borcun tasfiyesi konusunda dava dışı işçilerle davacı arasında sulh ve ibra protokolü düzenlendiği, protokollere göre dava dışı işçi…’a 23.617,00 TL, …’e 19.474,00 TL …’e 39.574,69 TL, Şaban Şişmen’e 21.131,79 TL, …’ye 23.66 7,77 TL olmak üzere toplam 127.465,25 TL ödemenin davacı tarafından yapıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmedeki sorumluluğa yönelik hükmün sadece ücrete, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatili ücretine ilişkin olduğu, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarına dair anlaşma bulunmadığı, davacının bu alacaklar bakımından rücu hakkının bulunduğu, davacı tarafından tüm ödemler talep edilmiş ise de her alt işveren kendi döneminde sorumlu olup davalı asıl işveren TBK 167. maddesi uyarınca diğer alt işverenler ile eşit oranda sorumlu olduğundan ödenen miktarın tamamının davalıdan talep edemeyeceği, Mahkememizce sulh ve ibra protokolüne göre ödenen tutarların İş Mahkemelerince hükmedilen tutar ve ferileri ile uyumlu olup olmadığına dair alınan bilirkişi raporunda
…ve …’ye ödenen tutarın daha fazla olduğu, bu nedenle bu işçiler bakımından bilirkişi hesabının, İşçi …,…, … için Sulh ve İbra Sözleşmesinde belirtilen tutarın dikkate alındığı, buna göre toplam ödenmesi gereken tutarın 123.348,46 TL olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunda her ne kadar davacı şirkette çalışılan dönem ve bu döneme ilişkin toplam sorumlu olduğu miktar olan 85.781,43 TL düşüldükten sonra davacının rücu edilebileceği miktarın 37.567,03 TL olacağı yönünde görüş belirtilmiş ise de dava dışı işçilerin açmış olduğu dava konusu çalışmaların tamamının davalı işyerinde olduğu, işyeri devri nedeniyle davacının da davalı ile birlikte alacakların tamamından sorumlu olduğuna hükmedilmiş olduğu, iç ilişkilerde hizmet alan davalının tüm hizmet sürelerinin yarısından sorumlu olacağı, buna göre rücu edilecek tutar davacının sorumlu olması gereken tutar üzerinden değil davalının sorumlu olduğu tutar üzerinden hesaplanacaktır. Zira davacı İş Mahkemelerinde tüm dönemlerden sorumlu tutulmuş ve buna göre ödeme yapmıştır. Buna göre davalıda çalıştırılan işçilere davacı tarafından yapılan ödemelerin mahkeme kararlarına göre yapılan hesaplamayı aşmamak kaydıyla hesaplanan toplam tutarın 121.348,46 TL olduğu, davalının bu ödemenin yarısında sorumlu olacağı, değerlendirilerek ve faiz bakımından ise ödeme tutarları ve ödeme tarihleri dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 61.674,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kabul edilen tutarın 21.545,50 TL’sine 26.07.2011 tarihinden, 40.128,73 TL’sine 30.06.2011 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 4.212,96-TL harçtan peşin alınan 2.176,80-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 2.036,16‬-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 9.867,88 -TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 10.526,56 -TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 25,20-TL başvurma harcı + 2.176,80-TL peşin harç toplamı olan 2.202‬-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti + 221-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 1.221-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 48,38 (590,78-TL) oranında davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan 9-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre %51,5 (4,64-TL) oranında davacıdan alınarak davalılara verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının, yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/02/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.