Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/414 E. 2023/314 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2022/414 Esas
KARAR NO :2023/314

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :19/09/2014
KARAR TARİHİ:18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 16/04/2011 tarihinde … yakınlarında meydana gelen trafik kazası sonucu davalılardan “… Gıda Dağıtım Paz. Tic. Ltd. Şti.” adına kayıtlı olan … plakalı araç sürücüsünün 8/8 kusuru sonucundan davacının ağır şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün 8/8 kusurlu olduğunu, kusurlu araca ait 31/03/2011-2012 tarihleri arasında geçerli 31260632 numaralı trafik sigortası mevcut olduğunu, davacının bir dizi ameliyat geçirdiğini, şoförlük yaparak ğeçimini sağladığından bu alanda hiç çalışamayacağını, mesleğini icra edemeyeceğini, davacının kazadan 3-4 ay yatağa mahkum olduğunu, bakıma muhtaç hale geldiğini, kazadan sonra 3-4 ay yatağa mahkum olduğunu, kendi özel ihtiyaçlarını dahi gideremediğini, bu uzun tedavi sürecinin ve kalıcı sakatlığın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzlar nedeniyle bundan sonraki hayatını hep acı çekerek ve özürlü olarak geçireceği de gözetilerek kusurlu aracın işleteni sıfatıyla davalı sigorta hariç davalılardan 200.000-TL. manevi tazminatın müştereken ve müteslesilen davalılardan tahsiline, davalı … Sigorta A.Ş. davadan önce başvurulduğunu ve davalıdan 24.595,42-TL. tahsil edildiğini, bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını, trafik kazasında bedensel zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile belirlenecek maddi tazminat miktarına ileride artırmak kayıt ve koşulu ile şimdilik 5.000-TL. maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek %45 ticari avans faizi (kusurlu araç ticari olduğundan) ile birlikte tahsiline, 200.000-TL. manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek %45 ticari avans faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, davalıların borca yetecek oranda menkul ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … Gıda Dağıtım Paz. Tic. Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalının aracın maliki olup, işleten sıfatını … … Dağıtım Pazarlama Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti.’ye devrettiğini, … şirketinin araç kirlama işi yaptığını, … Gıda’nın kaza yapan … plakalı aracı ariyet sözleşmesi gereği … şirketine kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere zilyetliğini devrettiğini, … Ltd.Şti.’nin de kazaya karışan … plakalı aracın kendisine ariyet sözleşmesi ile geçmiş olan işleten sıfatını kira sözleşmesi ile davadışı … Hizmetleri A.Ş. Aracılığıyla …’na devrettiğini bildiklerini, zira … ile … Gıda arasında organik bir bağ olduğunu, davadışı … firmasının müvekkili şirketten müşterisi …adına araç talep ettiğini, sözleşme gereği meydana gelecek kaza gibi olaylardan doğacak her türlü zarar ve ziyanın sorumlusunun kiracı olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın … Destek Hizmetleri A.Ş.’ye (…) ihbarının gerektiğini, davalı sürücü …’nın ise kim olduğunun müvekkili şirket tarafından bilinmediğini, kira sözleşmesinin 1/j maddesinde; kiracının aracı ivazlı veya ivazsız olarak kendinden veya kira sözleşmesinde adı yazılı olanlardan başkasına kullandıramayacağının, alt kiralama yapamayacağının kararlaştırıldığını, kazaya karışan aracın davalının bilgisi ve rızası hilafına …’nın zilyetliğine geçtiğini, manevi tazminatın kazada herhangi bir kusuru olmayan işletenden istenilmesinin mümkün olmadığını, kazada kusurlu olan …’nın müvekkili şirketle hiçbir bağının bulunmadığını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını, tüm bu nedenlerle davanın husumet ve esas yönünden reddini, yüksek olan tazminatın ve davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacıya ödeme yapıldığını, tüm zararının karşılandığını, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, SGK tarafından ödenen meblağın müvekkil şirkete rücu edilmekte olduğunu, teminatın paylaştırılması gerektiği, öncelikle davacının maluliyetinin kaza ile illiyet bağının kurulması ve sözkonusu özür olarak belirtilen arazların bu kaza sebebiyle maluliyete yol açıp açmayacağı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, aktüer raporunun aktüer siciline kayıtlı aktüerler tarafından hazırlanması gerektiğini, davacı tarafın sigortalılarının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduklarını, açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine, tedavi giderleri talebinin tümden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 11/12/2019 tarih, 2014/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararında;
“…Tüm dosya kapsamı ve bilirkişilerden alınan raporlar değerlendirildiğinde; davacının 16/04/2011 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle sürekli maluliyetinin oluşmadığı, kaza nedeniyle geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri zararının toplam 20.357,32TL olduğu, davacının davalı … A.Ş.’den kaza nedeniyle 24.595,42TL tazminat aldığı, bu hususun davacının kabulünde olduğu, bu konuda uyuşmazlık bulunmadığı, bu şekilde davacının talep ettiği maddi tazminatın tümünü fazlasıyla tahsil ettiği anlaşıldığından; davalılar … ve … aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerekli olmuştur. Davalı … Gıda Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan dava yönünden ise; davalı … Gıda kazaya karışan aracı organik bağının bulunduğu … isimli şirkete uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralamış, … ile … arasında yapılan sözleşme gereği de araç davadışı başka şahıslara kiralanmıştır. Açıklanan nedenle araçla ilgili yapılan uzun süreli kira sözleşmesi nedeniyle yerleşik Yargıtay kararları gereği davalı … Gıda’ya husumet yöneltilemez. Bu nedenle bu davalı yönünden açılan maddi ve manevi tazminat davasının husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekli olmuştur…..
Davaya konu trafik kazası neticesinde, davacının geçiçi iş göremezliğe maruz kaldığı, kazada sürücü …’nın tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle Mahkememizce kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, maluliyetin türü ve oranı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kaza ve uğranılan maluliyetin davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile belirlenen 5000,00-TL manevi tazminatın sorumlu olan kusurlu sürücüden tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine ..” karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi’nin 19/04/2022 tarih, 2020/913 Esas, 2022/777 Karar sayılı ilamında; “…
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat ve bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.
Adli Tıp Kurumu (ATK) 3’üncü İhtisas Kurulu ile ATK Genel Kurulu tarafından düzenlenen raporlarda davacı Ahmet Dede’nin 16/04/2011 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanmasının, Çalışma Gücü ve Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri karşısında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin ise 16/04/2011 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Adalet işlerinde bilirkişilik yapmakla görevli olan Adli Tıp Kurumunun yukarıda açıklanan ve aralarında çelişki bulunmayan raporlara itibar edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, dava konusu rizikonun gerçekleştiği ve kasko poliçesinin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1’inci maddesinde sigortanın kapsamı, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” biçiminde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ZMSS; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3’üncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının sürekli sakatlık oranını %23 olarak hesaplayan davalı … Sigorta AŞ’nin dava açılmadan önce ZMSS poliçesi kapsamında davacıya banka havalesi yoluyla 16/10/2012 günü 24.595,42 TL ödediği; yargılama aşamasında alınan aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise sürekli sakatlığı bulunmayan davacının geçici iş göremezlik zararının 12.882,16 TL, bakıcı gideri zararının ise 7.475,16 TL olarak hesaplandığı, böylece davacının trafik kazası nedeniyle meydana gelen zararının dava açılmadan önce zarar sigortası türünden olan ZMSS poliçesi kapsamında karşılandığı anlaşılmaktadır. Davalı … Sigorta AŞ tarafından dava açılmadan yapılan ödemenin, poliçenin tedavi gideri klozu yerine sürekli sakatlık tazminatı klozundan yapılması, zararın giderilmesi bakımından sonuca etkili değildir. Bu itibarla trafik kazası nedeniyle uğradığı maddi zararı dava açılmadan önce karşılanan davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KTK hükümlerine göre, trafik sicil kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işleten sıfatının 3’üncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir kanun hükmü yoktur. Nitekim aynı Kanunun 3’üncü maddesinde işleten, ” … araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” biçiminde tanımlanmıştır. Anılan Kanunun 85’inci maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek öğretide, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Cevap dilekçesinde …ve Ticaret AŞ’nin ariyet sözleşmesi ile müvekkili şirketten zilyetliğini devraldığı … plakalı otomobili ikame araç temini kapsamında ihbar edilen … Destek Hizmetleri AŞ’nin talebi ile çalışanı Zeki Susan’a kira sözleşmesi uyarınca teslim ettiğini, işleten sıfatının da uzun süreli taşıt kiralama sözleşmesi ile kiracıya geçtiğini savunan davalı … Ticaret Limited Şirketi vekili 4/12/2013 havale tarihli dilekçe ekinde, dava dışı …ve Ticaret AŞ ile ihbar edilen … Destek Hizmetleri AŞ arasında akdedilen 24/9/2012 tarihini taşıyan “Araba Kiralama (Rent A Car) Tedarikçi Hizmet Sözleşmesi” başlıklı onaysız tıpkıçekimden ibaret sözleşme ile dava dışı …ve Ticaret AŞ başlığını taşıyan 13/4/2011 çıkış, 17/4/2011 dönüş tarihli onaysız tıpkıçekimden ibaret kira sözleşmesi ile 9/5/2011 tanzim tarihli fatura sunmuştur.
Somut olay yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; …ve Ticaret AŞ ile … Destek Hizmetleri AŞ arasında akdedildiği ileri sürülen kira sözleşmesinin, uzun süreli ve 3’üncü kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme olup olmadığı, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işletenin ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan kanıtlarla desteklenip desteklenmediği saptandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiş… 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine…” karar verildiği, İstinaf kaldırma kararı sonrası, mahkememize gelen dosyanın 2022/414 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
… 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/… E. sayılı dosyası, trafik kayıtları, hastane kayıtları, kaza raporları, sağlık raporları, sigorta kayıtları, hasar dosyası, BA- ve BS formları, ticari defter ve kayıtlar, dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazminine ve TBK’nın 56. maddesinden kaynaklanan manevi tazminatının tahsili davasıdır.
Davacı, davalı … Gıda Dağ. Paz.Tic.Ltd.Şti. adına kayıtlı, davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpması ile 16/04/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını, bedensel zarara uğradığını, kazaya karışan … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketince de ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle bedensel zarar miktarının tespiti ile maddi tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminatın davalılar … Gıda Dağ. Paz.Tic.Ltd.Şti. ve …’dan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
İstinaf kaldırma kararından önce, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 05/02/2014 tarih 1330 karar sayılı raporuna göre;
“..Davacının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 16/04/2011 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin..” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstinaf kaldırma kararından önce, İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 05/03/2015 tarih 395 karar sayılı raporuna göre;
“…Davacının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 16/04/2011 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstinaf kaldırma kararından önce, tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Makine Mühendisi Doç.Dr…., Aktüerya Uzmanı … tarafından hazırlanan 23/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda;
“…. 16/04/2011 tarihinde meydana gelmiş olan trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü davalı …’nın %100 oranında kusurlu olduğunu, kazada davacının hiçbir kusurunun bulunmadığı, kaza sonucunda davacı maluliyetine neden olacak düzeyde fonksiyonel ve anatomik sekel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan maluliyet oranı bulunmamakta olup iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren dokuz aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş bulunduğundan aktüer aracılığı ile 9 aylık süre için tazminat hesabının yapılmasının mümkün olduğu, davalılardan …’nın sürücü sıfatı ile davacının talebinden sorumlu olduğu, davalılardan … Gıda Dağ. Paz. Tic. Ltd. Şti. kazaya neden olan … plakalı aracı kaza tarihinden önce kiralamış bulunduğunu bildirmiş ise de kira sözleşmesinin kısa süreli olduğu, davacının bu aracı uzun süre ile fiilen kiralamış bulunduğunu ticari kayıtları ile ispat etmemiş olup işleten sıfatını taşıdığı ve işleten sıfatı ile de davacının talebinden sorumlu bulunduğu, davalılardan … Sigorta A.Ş.; dava konusu trafik kasasında … plakalı aracı kaza tarihini kapsayacak şekilde trafik poliçesi ile sigortalamış bulunduğundan davacının talebinden 200.000,00 TL.sine kadar sorumlu olduğunun…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstinaf kaldırma kararından önce, Mahkememiz dosyasından doktor bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Ortopedi Uzmanı Op.Dr. … tarafından hazırlanan 14/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda;
“…16/04/2011 tarihinde trafik kazasında yaralanan Ahmet Dede’nin sağ femur şaft kırığı ve sol fibula proksimal uç kırığı nedeni ile kaza tarihinden itibaren 2 ay bakıcı ihtiyacı olduğu, bakıcı giderinin 1.593,00 TL. olduğunun…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstinaf kaldırma kararından önce, tarafların itirazları ve tüm dosya kapsamı ile yeni bir hesap uzmanından rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Hesap Uzmanı … tarafından hazırlanan 11/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda,

”… Davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 12.882,16 TL. olduğu, davacının geçici iş göremezlik dönemine ilişkin bakıcı gideri zararının 7.475,16 TL. olduğunun…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstinaf kaldırma kararından sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 28/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda;
“…1…. … Dağ. Paz. Otom. San. Tic.Ltd.Şti.’nin ve … Hizmetleri A.Ş.’nin sunulan 01/01/2011-01/01/2012 tarih aralığı yardımcı muavin defter dökümünde …’un, … adına araç kira hizmet faturaları adı altında faturalar düzenlendiği, düzenlenen faturalara … peyder pey ödemeler gerçekleştirildiği, düzenlenen araç kira faturalarının her iki şirketçe vergi dairesine BA-BS formlarıyla bildirildiği,
2…. plakalı kaza yapan aracın; … … Dağ. Paz. Otom. San. Tic.Ltd.Şti. tarafından 09.05.2011 tarihinde araç kira geliri açıklamalı … Hizmetleri A.Ş.’ ne fatura düzenlediği ve satış geliri yazdığı, yani faturanın kaza tarihinden 25 gün bir süre sonra faturanın düzenlenmiş olduğu, faturaların hizmet alındıktan sonra düzenlendiği,16.04.2011 tarihli sözleşmenin varlığını bu tespitlerin desteklediği görüşünde olduğumu,
3.Taraflar arasındaki ticari ilişkinin kaza tarihinden önce ve sonrasında 2011 yılı boyunca devam ettiği,
4.Şirketlerin bağlı oldukları vergi dairesine beyan edilen Damga Vergisi Beyannamesinde, sözleşmeye ilişkin damga vergisi kesinti bildirimi yapılmadığı, yani sözleşmenin vergi dairesine bildirilmediğinin…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Davacı olay nedeniyle, davalı araç maliki ve davalı araç sürücüsünden manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminat çekilen elem ve üzüntü karşılığı olup tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak bozulmuş ruhsal ve bedensel huzurun düzeltilmesi için M.K.nun 4. maddesinde yer alan hak ve nesafet kurallarına uygun olarak ve bu arada sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde takdir ve tayin edilmesi gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çevre koşulları davacının olaydan etkilenme durumu, paranın satın alma gücü, davalıların ödeme gücü ile hak ve nesafet kurallarına göre olay nedeniyle davacının çektiği elem ve üzüntüye karşılık, davacı için takdiren 5.000-TL. manevi tazminatın, araç sürücüsü davalı …’dan TBK m.56/2 kapsamında talep etme hakkına sahip olduğu takdir olunmuş, davalı … Gıda Dağ. Paz.Tic.Ltd.Şti.’nin husumeti bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin, 13/10/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 20.357,32-TL. olarak artırdığını ve davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek %45 avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği ve tamamlama harcını yatırdığı görülmüştür
Tüm dosya kapsamı, sigorta poliçesi, düzenlenen kusur, maluliyet, hesap bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın, davalı sürücüsünün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin meydana gelen zarardan, davalı sürücünün kusuru oranında teminat limiti kapsamında davalı sürücü ve araç maliki ile birlikte sorumluluğu bulunduğu, ancak davacının sürekli maluliyetinin oluşmadığı, kaza nedeniyle geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararının toplam 20.357,32-TL olduğu, davacının davalı … A.Ş.’den kaza nedeniyle 24.595,42-TL tazminat aldığı, bu hususun davacının kabulünde olduğu, bu konuda uyuşmazlık bulunmadığı, bu şekilde davacının talep ettiği maddi tazminatın tümünü fazlasıyla tahsil ettiği anlaşıldığından, davacının, davalı … ve davalı sigorta aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine; kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın, davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında davacının manevi tazminat talebinin davalı … yönünden kısmen kabulü ile, takdiren 5.000-TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iş bu davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; davalı … Gıda Dağ. Paz.Tic.Ltd.Şti. yönünden, davaya konu aracın kaza tarihinde, dava dışı …ve Ticaret A.Ş ile ihbar olunan … Destek Hizmetleri A.Ş arasında uzun süreli kira sözleşmesine konu olduğu, kira bedelinin, faturaların Maliye ve vergi dairelerine bildirildiğinin bilirkişi tarafından tespit edildiği, ekonomik yararlanmanın araç maliki davalı şirkette olmadığı, iş bu davalının davada husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, davalı … Gıda Dağ. Paz.Tic.Ltd.Şti. aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan reddine, davacı zarar görenin, davasını açmadan önce işletenin trafik kaydında adı yazılı kişi olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü kılınamayacağı, davacının, trafik kaydına dayanarak, davalı … Gıda Dağ. Paz.Tic.Ltd.Şti. aleyhine davayı açtığı, davalı şirketin işleten olmadığının ileri sürdüğü kanıtlarla doğrulandığı, davanın açılmasında davacının bir kusuru bulunmadığından iş bu davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine (Yargıtay 17.HD. 01/12/2014 T., 2014/21009 E.-2014/17379 K., 12/12/2013 T., 2013/10784 E- 2013/17626 K. Sayılı ilamları) karar vermek gerekmiş, ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, … ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının pasif husumet nedeniyle reddine,
2-Davacının, … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açtığı maddi tazminat davasının reddine,
3-Davacının, … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iş bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 341,55-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 608,85-TL. harç ile 65-TL. tamamlama harcının toplamı olan 673,85-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 332,30-TL.’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.000-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 21,15-TL. başvurma harcı + 341,55-TL. peşin harç toplamı olan 362,70-TL.’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 4.150-TL. bilirkişi ücreti + 1.120,50-TL. tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 5.270,50-TL. yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 131,76-TL.’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … ve Ticaret Limited Şirketi’nin yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı … Gıda vekilinin, ihbar olunan … vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin, diğer davalılar ve ihbar olunanların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır