Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/407 E. 2023/313 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2022/407 Esas
KARAR NO :2023/313

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/06/2022
KARAR TARİHİ:18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğunu, dava şartı olan ticari davalarda arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşamama belgesi düzenlenmiş olup yasal süresinde davayı ikame ettiklerini, davalı tarafın İcra Müdürlüğüne yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi mevcut olup toplam 95.289,99-TL alacağının mevcut olduğunu, müvekkili şirket tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası kapsamında 95.289,99-TL icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı şirketin gerek takipten önce gerekse takipten sonra borcu ödememekte kötüniyetle ısrar etmekte ve kasten temerrüde düşmekte olduğunu, gerekli incelemeler yapıldığında, müvekkili şirketin defterleri ve belgeler incelendiğinde davalı şirketin açık bir şekilde müvekkili şirketin alacağına ulaşmasını engellemek kastıyla itiraz ettiğinin anlaşılacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalarının kabulünü, davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nın emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığını, yasaların emredici hükmü gereği davacının dava dilekçesinde iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olup, delillerini sunması gerektiği halde dava dilekçesi içinde, davaya konu olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge ve delil sunmamış olduğunu, müvekkili şirketin Türkiye’nin ilk yapı marketi olarak uzun süredir perakende sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, davacı tarafın, davalı müvekkilinden cari hesap alacağından dolayı takip tutarında alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de davalının alacaklı olduğunu iddia eden, davacıya takibe konu nam ve tutarda borcu bulunmadığından takibe itiraz edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin davacıyla sat-öde (satıştan ödemeli) şeklinde ürün tedarik ettiği birden farklı tür tedarik sözleşmesi tipi olduğunu, müvekkili ile davacının sözleşme tipinin gerek ticari koşullarla ilgili ilk sayfaları, gerekse metin bölümlerini birlikte değerlendirmiş, görüşmüş ve tartışmış olduklarını, nihayetinde bu farklı sözleşme türü/yöntemleri arasından, davacının özgür iradesiyle benimsediği satılan malın bedelinin vadeli ödenmesi esasına dayalı vadeli yöntemi seçilerek sözleşmenin imzalanmış olduğunu, bu vadeli sözleşmeye göre, taraflar arasında çalışma ve ödeme şeklinin, vadeli şekilde ve 30+15 şeklinde olacağı kararlaştırılmış olup, bu sisteme göre, ay içinde satılan ürünlerin ödemesi, satıldığı ayın son günü vade kabul edilmekte ve bu tarihten 30+15 gün sonra sadece satılan malın ödemesinin yapılmakta olduğunu, yani ödeme ürünün satışına bağlanmış durumda olduğunu, bu nedenle davalının satmadığı ürünün bedelini davacıya ödemesinin söz konusu olamayacağını, davacı tarafça düzenlenen faturaların vadelendirmeye esas teşkil etmeyeceği, vade ve ödenecek tutarın ise sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde uygulanacağı taraflar arasındaki sözleşme ile tartışma dışı olduğunu, davacının, taraflar arasında sözleşmeler yokmuşçasına, … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile alacağından bahisle icra takibine geçerek, davalı müvekkili şirkete ödeme emri göndermiş olduğunu, davalı müvekkili şirketin, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, tahakkuk etmiş borcu bulunmadığından borca itiraz edilmiş olduğunu, tarafların sözleşmenin 3.27 maddesine göre davalı müvekkili şirketin, satış devir hızları arzulanan seviyeye ulaşmayan, üretimden kaldırıldığı için devamı ve satışı olmayan ürünleri veya mevsimsel ürünleri, nakliye bedelleri de satıcıya ait olmak üzere iade etme ve bedellerini satıcının piyasada geçerli olan son satış fiyatı üzerinden geri fatura etme hakkına sahip olduğunu, satıcının bu hususu kabul ve taahhüt ettiğini kararlaştırılmış bulunmakta olduklarını, ticari ilişki sözleşmeye uygun devam etmekte iken, davacı tarafından … İcra Dairesinin … E, sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz edilmiş olduğunu, davacının bu kez de, itirazın kaldırılması için mahkememize başvurmuş olup, yukarıda yazılı nedenlerle davalı müvekkili şirketin kendilerine borcu bulunmamakta olduğunu, taraf defterleri incelendiğinde bu durumun net olarak ortaya çıkacağını, likit olmayan alacak için icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; yetki ve görev itirazlarının kabulüyle dosyada yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilerek İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, davacıya dava dilekçesindeki eksikliği gidermesi için 2 haftalık kesin süre verilmesini ve bu süre içinde eksikliğin giderilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, davacının davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, BA- BS formları, faturalar, ticari defter ve belgeler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının, davalıdan, cari hesap alacağından kaynaklı olarak, 99.289,99-TL. asıl alacak ve asıl alacak tutarlarına takip tarihinden itibaren işleyecek %15,75 ticari faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, borca, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde, itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan, cari hesap alacağına dayalı takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş,bilirkişi Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 13/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1.Davacı tarafın dava konusu döneme ait noter onaylı ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak tasdik ettirildiği, davacı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalı tarafından incelemeye beyan dilekçesindeki bahsetmiş olduğu harici yolla kayıtların ibraz edilmediği, vekiline defalarca kez bilgilendirme maili gönderildiği, rapor içindeki mail..
2.Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin öteden beri devam eden bir ilişki olduğu, davacının davalıya kırtasiye ve matbaa ürünleri satışı gerçekleştirdiği, davacı kayıtlarında; incelenen hesaplar, düzenlenen belgeler yapılan ödemeler tetkik edildiğinde hesap ilişkisinin mahsuplaştırma usulü yöntemiyle gerçekleştirildiği,
3.Dava konusu cari hesap bakiyesindeki alacağın 2021 ve 2022 yıllarını kapsadığı, davacının davalıya İrsaliyeli fatura belgesi ile sattığı ürünlerin bedellerini yansıttığı, 2021 yılında davacının düzenlemiş olduğu 92 adet 134.939 TL KDV hariç tutarlı faturaların davalı BA formunda bildirim konusu edildiği,
4.Davalının davacıya göndermiş olduğu 30.09.2021 tarihli mutabakat mektubunda davacıyla mutabakata varıldığı; davacıya 46.569 TL borcunun olduğunun davalıca kabul edildiği, bu tarihten sonra da ticari ilişkinin devam ettiği 10.000 TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin dışında başkaca ödeme hesaplarda tespit edilemediği,
5.Davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları ve ödemeleri Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2020-2021-30.09.2022 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 30.09.2022 tarihi itibariyle 95.289,99 TL defter ve kayıtların davalıdan alacaklı olduğu,
6.Başkaca ödemenin olmadığı,
7.Huzurdaki davaya konu olay; 95.289,99 TL cari hesap alacağını %15,75 TL ticari faiziyle birlikte talep ettiği, davacı tarafından 16.03.2022 tarihinde ….İcra Müdürlüğünün … dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davacının defter ve kayıtlarında alacağının 95.289,99 TL olarak tespit edildiği, ödenmesinin yerinde olduğu,
İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMI gerektiği, icra takip tarihinden sonra asıl alacak için talep edilen %15,75 TL ticari faizin yerindeliğinin Mahkemeniz görev alanı ve takdirinde bulunduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Yargıtay 11.HD.16/01/2017 tarihli, 2016/2630 E.-2017/258/ K. sayılı kararında vurgulandığı üzere, mahkemece tacir olan taraflara ticari defterleri sunmaları için kesin süre verilmesi halinde, davacı tarafın ticari defterlerini verilen kesin süre içerisinde ibraz etmesine karşın, davalı taraf ticari defterlerini verilen kesin süre içerisinde sunmaz ise, artık, davacı yanca usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğine haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine deli olacaktır.
Somut olayda, Mahkememizin 26/11/2022 tarihli duruşmasının, 5/b nolu ara kararı ile, “Taraf vekillerine, müvekkillerinin bilirkişi incelemesine esas olacak ticari defter, kayıt ve belgelerini inceleme gün ve saatinde ibraz etmek üzere TTK ‘nun 83 ve HMK ‘nun 219/2 ve 222. maddeleri gereğince süre verilmesine, inceleme günü defter ve belgelerini hazır etmedikleri takdirde defter ve belgelerinin ibrazından kaçınmış sayılacaklarına karar
verileceği hususunun….” davalı vekiline duruşmada ihtarına karar verildiği, ihtarat yapıldığı ve davalı tarafça inceleme gününde defterlerini ibraz etmediği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar, davacının ticari defter ve belgeleri, BA ve BS formları, tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerini inceleme günü sunmadığı, davacının, davalıya ticari ilişkiden kaynaklı olarak cari hesabın dayanağı olan faturaları düzenlendiği, bilirkişi incelemesi ile davacının usulüne uygun tutulmuş, lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğu anlaşılan ticari defter ve kayıtlarında faturaların kayıtlı olduğu, davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı (Yargıtay 15. H.D. 13/06/2018 T. 2016/2310 E.- 2017/2537 K.), davalı şirketin, davacıdan mal/hizmet alımında bulunduğuna ilişkin, cari hesabın dayanağı olan faturaları …Kurumlar Vergi Dairesi’ne bildirimde bulunduğu, Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim (Form BA) ile de faturaların beyan edildiğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, “..davalının vergi dairesine böyle bir bildirim yapmasının, takip dayanağı faturanın içeriğinin benimsendiği ve faturada yazılı malların alındığını gösterdiği, davalının bunun aksini gösterir delil sunmadığı…” (Yargıtay 19. H.D. 15/11/2012 T. 2012/9636 E.- 2012/17068 K. sayılı ilamı) Yargıtay’ın ilgili kararı gereği de, davalı yanca mal/hizmet alındığı, vergi dairesine bildirimde bulunduğu, davalının bunun aksini gösterir delil sunmadığı ve cari hesabın dayanağı olan faturaların karşılığının da ödendiğinin ispat edilemediği, buna ilişkin dosyaya dekont, ödeme makbuzu vs. sunulmadığı, davacının davaya konu faturalara/cari hesaba ilişkin alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı kanaati oluştuğundan, davacının davasının kabulü ile, davalının ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 95.289,99-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazının iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren, %15,75 (değişen oranlarda) ticari faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, kabul edilen alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, İİK 67/2. maddesi kapsamında % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile, davalının ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 95.289,99-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazının iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren, %15,75 (değişen oranlarda) ticari faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Kabul edilen alacağın %20’si olan 19.057,99-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 6.509,25-TL. harçtan, peşin alınan 1.150,87-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 5.358,38-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 15.246,40-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL. başvurma harcı + 1.150,87-TL. peşin harç + 2.000-TL. bilirkişi + 76,50-TL. tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 3.308,07-TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır