Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/376 E. 2023/152 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/376 Esas
KARAR NO :2023/152

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/05/2022
KARAR TARİHİ:02/03/2023

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; davacı müvekkili … … A.Ş. ile davalı … A.Ş. aralarında “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedilmiş olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında …-… tarihleri arasında gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında müvekkili şirketin davalıya toplamda 1.071.730,02 TL ödeme yaptığını, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini eksiksiz ve süresinde yerine getirmesine ve işbu tarihte karar kılınmış olmasına karşın, Fuar’ın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, …2021 tarihinde Fuar’ın …. 2022’ye ertelendiğini ve önceden kararlaştırılan tarihte yapılmayacağının bildirildiğini, davalı şirket tarafından … 2021 tarihlerinde gıda fuarı, … tarihleri arasında … by … fuarı ve yine aynı tarihlerde … gibi sektörel fuarlar düzenlendiğini, davalı tarafın müvekkili şirkete karşı sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeksizin davaya konu Fuar’ın pandemi nedeniyle ertelenmesine karar verdiğini, daha önce düzenlenen diğer fuarlar ile dava konusu fuarın gerçekleşme tarihi arasındaki aralığın ne kadar az bir süre zarfını kapsadığı dikkate alındığında davalı şirketin işbu erteleme gerekçesinin haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, TOBB’nin söz konusu tarihlerde fuarın ertelenmesi kararı veya tavsiyesinin de bulunmamakta olduğunu, bu bakımından Fuar’ın ertelenmesinin taraflarınca kabul edilebilir ve hukuken makul bir yanının bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirketin Fuarın gerçekleşeceğinden ümitle sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, sergilenmesi için yüksek bütçeli komisyonlar ve fuar stantları hazırladığını, kiralanan alanların ücretini ödediğini, seyahat ve konaklama rezervasyonları gerçekleştirdiğini, Fuarın kararlaştırılan tarihte gerçekleşmemesi sebebiyle müvekkili şirket nezdinde yüksek boyutlarda maddi zarar ve kar kaybı meydana geldiğini, bu sebeple müvekkili şirketin nezdinde doğan ve doğacak olan tüm zararlardan münhasıran davalı şirketin sorumlu olmakla birlikte müvekkili şirketin bu yönde yapmış olduğu masrafların talebi konusundaki haklarını saklı tuttuklarını, davalı tarafından sebep gösterilmeksizin fuar’ın ertelenmesi ve sözleşme kapsamında ödenen tutarın iadesi amacıyla, … 48. Noterliği kanalıyla 06/10/2021 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile … tarihleri arasında yapılması kararlaştırılan Fuar’ın sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle sözleşmeden dönüldüğünü ve ilk etapta borçlu şirket tarafına fuarın gerçekleştirilmesi için ödenmiş olan tutarın ödeme tarihinden işleyecek ticari faizi ile taraflarına 3 iş günü içerisinde iadesi talepli ihtarname yollandığını, ihtarnamede belirlenen süre içerisinde Fuar için yapılan ödeme tutarının iadesinin gerçekleştirilmemiş olduğunu, davalı tarafın uhdesinde sebepsiz kalan tutarın iadesi amacıyla ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edilmesi sebebiyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı şirketin söz konusu itirazlarının dayanaktan yoksun olduğunu ve hukuki süreci uzatmaya matuf iddialar olduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirkete bugüne kadar hiçbir ödemede bulunmayıp müvekkili şirkete işbu takip tarihi itibariyle 1.107.947,87 TL tutarında borcunun bulunmakta olduğunu belirterek, davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin; … Holding bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirket olduğunu, davalı şirketin ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … 2020 tarihleri arasında düzenlenecek … Fuarı (…) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuarın, haklı sebeplerle ileri bir tarihe ertelendiğini, yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkili şirketin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahip olduğunu, yapılan erteleme ile katılımcıların haklarının aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususunun da kararlaştırıldığını, Yargıtayın müstakar kararlarının da bu yönde olduğunu, davacı yanın huzurdaki davasının haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesinin talep edildiğini, 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde görülen Covid-19 vakaları ile birlikte başlayan süreçte sokağa çıkma yasakları nedeniyle ülke genelinde tüm toplantı, gösteri, konser vb. organizasyonların yasaklanmasıyla … Fuarının da müvekkili şirket tarafından yapılamadığını bu sebeple fuarın 20-24 Eylül 2021 tarihine ertelendiğini, bu tarihte de ülkemizde ve tüm dünyada pandeminin etkilerinin devam etmesi, Amerika, Avrupa ülkeleri ve diğer bazı ülkelerin ülkemize seyahat kısıtlaması getirmesi, yine pandemi kaynaklı seyahat prosedürlerinin zorlaşması, aşı zorunluluğunun getirilmesi, karantina süreçleri, bu dönemde bilet fiyatlarının fahiş oranda artması gibi sebeplerden dolayı yurt dışından gelecek birçok katılımcının fuara katılamayacağını bildirmesi üzerine bu durumun fuar katılacak şirketlere bildirildiğini, buna mukabil birçok şirketten, tekstil sektörünün yurt dışına hitap etmesi ve dolayısıyla fuara yurt dışından misafirlerin katılmasının çok önemli olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu fuarları yapabilmek için fuar alanını en az 1 yıl önceden kiralanmakta, bunun için reklam ajanslarıyla anlaşmalar yapılmakta, personel alımı gerçekleştirilmekte, ses ve görüntü sistemleri için anlaşmalar yapılmakta, temizlik şirketleriyle anlaşmalar yapılmakta olduğunu, bir fuarın organize edilme bedelinin milyon liraları bulmakta olduğunu, Ticaret Bakanlığı, TOBB, Belediye ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan prosedür gereği izinler alınmakta olduğunu, söz konusu fuarın Covid-19 kaynaklı nedenlerle yapılamamasının müvekkili şirketi de telafisi oldukça zor zararlara uğrattığını, Fuarın sanki keyfe keder nedenlerle yapılmadığını ve bu durumdan müvekkili şirketin bir menfaati varmış gibi lanse edip müvekkili şirkete kusur ve kötüniyet hamledilmesinin mümkün olmadığını, bu hususta mahkemenin taraflar arasındaki menfaatler dengesini göz önünde bulundurması gerektiğini, davacı tarafından, aynı dönem başka fuarların yapıldığı ancak … fuarının yapılmadığı yönündeki değerlendirmenin yerinde olmadığını, her fuarın dinamiklerinin birbirinden farklı olduğunu, söz konusu Gıda Fuarı ve … by … fuarları birkaç yıldır düzenlenen fuarlar olup daha çok ulusal nitelikli fuarlar olduğunu, … fuarının ise 2005 yılından beri toplamda 25 defa düzenlenmiş olan bir fuar olup uluslararası bir fuar olduğunu, uluslararası arenada bilinen, değeri milyon dolarları bulan, ülkemize en fazla yabancı misafir ve yatırımcı çeken fuarlardan biri olan … fuarını, diğer fuarlar ile karşılaştırmanın makul olmadığını, diğer fuarlar ulusal çapta fuarlar iken … fuarının milli katılımlı uluslararası bir fuar olduğunu, fuarın ertelenmesi nedeniyle Ticaret Bakanlığı tarafından müvekkili şirket aleyhine inceleme başlatıldığını, buna ilişkin müvekkili şirketten bilgi ve belge istenildiğini, müvekkili şirketin ise gerekli bilgilendirmeyi yaptığını, inceleme sonunda müvekkili şirket hakkında herhangi bir müeyyide uygulanmadığını ve müvekkili şirket lehine sonuç çıktığını, … fuarının … 2022’ye ertelenmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkının bulunmakta olduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesinin, katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermemekte olduğunu, davalı şirket ile yapılan “Fuar Katılım Sözleşmesi”nin 2. maddesinde; “Fuar Katılım Sözleşmesini imzalayarak işbu Form’da belirtilen Düzenleyici’nin organize ettiği sergi veya fuara katılmayı kabul eden katılımcı, bu imzadan sonra fuara katılmayı reddetse dahi Katılımcı’nın maddi ve manevi yükümlülükleri devam eder. Katılımcı, fuar katılım koşulları, sergi veya fuarın yeri, Katılımcı’nın fuar alanındaki yeri, DÜZENLEME TARİHLERİ, unvanı vb. hususlarda, Düzenleyici’nin, sektörün talebi, ekonomik durumu, organizasyon gerekleri veya kendi takdiri ile yapacağı değişiklikleri (fuarın kısmen veya tamamen iptali dahil) peşinen kabul eder. Bu durum sözleşmenin fesih sebebi değildir. Katılımcı’nın ücret ödeme yükümlülüğü devam eder. Katılımcı, ancak Düzenleyici’nin yazılı teyidi ile fuardan çekilme hakkına sahiptir. Düzenleyici, Fuardan 3 gün öncesine kadar, hiçbir sebep göstermeksizin yazılı bildirimde bulunarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir ve Katılımcı’yı fuardan çıkarabilir.” hükmünün yer almakta olduğunu, müvekkili şirketin katılımcılardan aldığı ücretler ile fuar organizasyonu harcamaları yaptığını, personelini çalıştırdığını, maaşlarını verdiğini, istihdam sağladığını, devlete vergilerini ödediğini, bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeni fuarın ertelendiğini, taraflar arasından menfaatler dengesinin dikkate alınması gerektiğini, ahde vefa ilkesi göz önünde bulundurulması gerektiğini, fuarın uzak bir tarihe ertelenmesinde müvekkili şirketin bir kusurunun bulunmamakta olduğunu, bir fuarın tarihinin belirlenebilmesi için fuarın yapılacağı alanın takviminde yer olması, fuarın yapılacağı şehirde, fuarın yapılacağı tarihten bir ay önce ve bir ay sonra aynı sektöre ilişkin başka bir fuarın olmaması gibi değişkenler bulunmakta olduğunu, özellikle son iki yılda pandemi sebebiyle tüm fuarların ertelenmesi sebebiyle … Fuar Takviminin sıkışması, fuar alanlarında yer bulunamaması, aynı sektöre ilişkin 1 ay içerisinde aynı fuarın yapılamaması kuralı sebebiyle mecburen fuarın …2022 tarihine ertelendiğini, “1 ay” kuralı sebebiyle de, katılımcıların daha fazla mağdur olmaması adına İstanbul içerisinde yakın bir tarihte yapılamayacak olması nedeniyle fuarın … alındığını belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK.nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporları alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 1.071.070,40 TL asıl alacak ve 36.877,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.107.947,95 TL alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi …; … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasına sunduğu, 08/12/2022 tarihli raporunda; tacir olan davacının ticari defterlerinde uyuşmazlık konusu olay ile ilgili kayıtların biribirini teyit ettiğini, dava konusu çek/havale kayıtlarının davacının ticari defterlerinde yer aldığının tespitleriyle; davacının davalı Fuar katılım ve reklam hizmetleri karşılığı 1.037.668,75 + 34.061,27 = 1.071.730,02 TL ödeme yaparak davalıyı 320 satıcılar hesabında takip ederek borçlandırdığını, davalının da davacının yaptığı ödemeler karşılığı tahsilat makbuzu düzenleyerek yapılan ödemeleri aldığını teyit ettiğini belirtmiştir.
Bilirkişiler … ve Doç.Dr. …; Mahkememize sundukları 14/01/2023 tarihli raporlarında; davacı yanın yapmış olduğu ödeme konusunda uyuşmazlık bulunmadığını, davacının fuarın ertelenmesinden dolayı sözleşmeden dönmüş olup, ödemiş olduğu bedelin iadesini talep ettiğini, davalının ise davacının bedel iadesini talep etme hakkı olmadığını savunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmedeki 2. madde düzenlemesinin hukuka uygun olarak görülmesi durumunda davacının sözleşmeden dönme hakkı bulunmadığı sonucuna varılacak, bu durumda dönme haksız olarak görülecek ve davalının uğradığı zararları talep hakkı doğacak, bu kapsamda takas kapsamında davacının alacağını zararından mahsup edebileceğini, davacının sözleşmeden dönmüş olmasının davalının her halde ücrete hak kazanacağı anlamına gelmeyeceğini, dönme nedeniyle davalının bir zararı olması durumunda davacının zararı giderme yükümlülüğünün olacağını, davalı düzenleyicinin davacıdan boşalan yere bir katılımcı bulamamış olması ya da daha düşük bedelle katılımcı gelmiş olması durumunda aradaki fark zarar olarak davacıdan istenebileceğini, Salt sözleşmeden haksız dönülmesi davalının katılım bedeline hak kazanacağı şeklinde yorumlanamayacağının düşünüldüğünü, konu hukuki olmakla nihai takdirin Mahkemeye ait olduğunu, Öte yandan taraflar arasındaki sözleşme davalı tarafından hazırlanan standart bir sözleşme olduğunu, bu yönüyle TBK. daki genel işlem koşulları bakımından da değerlendirme yapılması gerektiğini, TBK.nın 20 ve 21. maddelerindeki hükümler açısından bakıldığında taraflar arasındaki sözleşmenin genel işlem koşulları olarak değerlendirilebileceğini, koşulların müzakere edildiğine dair bir veri bulunmadığından söz konusu hükmün yazılmamış sayılması gerekeceğini, bu nedenle davacının ödemiş olduğu bedeli geri isteyebileceğinin düşünüldüğünü, bilirkişinin görüşünün bu yönde olmakla birlikte konunun takdirinin Mahkemeye ait olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ve davalı şirketlerin fuar katılım sözleşmesi yaptıkları, bu sözleşmeye göre davacının da katılacağı …-… tarihleri arasında gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı, 02 … 2021 tarihinde Fuarın 2022 yılı … ayına ertelendiğinin bildirilmesi üzerine, davacı şirketin davalı şirkete gönderdiği … 48. Noterliğinin 06/10/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; Fuarın ertelenmesinin kabul edilebilir ve hukuken makul bir yanı bulunmadığı iddiası ile sözleşmeden dönüldüğünü ve fuarın gerçekleştirilmesi için ödenmiş olan tutarın iadesinin talep edildiği, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine icra takibi yapıldığı ve icra takibine itiraz üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı, davalının ise; Covid-19 pandemisi nedeniyle devlet tarafından alınan karar ve yayımlanan genelgeler nedeniyle ve yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacaklarından dolayı fuar katılımcıları tarafından ertelenmesi talep edildiğinden dolayı fuarın ertelendiğini, fuar katılım sözleşmesinin 2. maddesine göre fuar tarihini değiştirme hakkının bulunduğunu ve fuar tarihinin değiştirilmesinin katılımcıların sözleşmeyi fesih ve ödenen bedeli iade isteme hakkı vermediğini belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.Taraflar arasında düzenlenen fuar katılım sözleşmesinin 2. maddesinde; “Fuar Katılım Sözleşmesini imzalayarak, iş bu formda
belirtilen DÜZENLEYİCİ’nin … Uluslararası Fuar Merkezi’nde (kısaca …) organize ettiği sergi veya fuara (kısaca fuar) katılmayı kabul eden KATILIMCI, bu imzadan sonra, fuara katılmayı reddetse dahi KATILIMCI’nın maddi ve manevi yükümlülükleri devam eder. KATILIMCI, fuara katılım koşulları, sergi veya fuarın yeri, KATILIMCI’nın fuar alanındaki yeri, düzenleme tarihleri, unvanı vb hususlarda, DÜZENLEYİCİ’nin, sektörün talebi, ekonomik durumu,
organizasyon gerekleri veya kendi takdiri ile yapacağı değişiklikleri (fuarın kısmen veya tamamen iptali dahil) peşinen kabul eder. Bu durum sözleşmenin fesih sebebi değildir, KATILIMCI’nın ücret ödeme yükümlülüğü devam eder. KATILIMCI, ancak DÜZENLEYİCİ’nin yazılı teyidi ile fuardan çekilme hakkına sahiptir. DÜZENLEYİCİ, Fuardan 3 gün öncesine kadar, hiçbir sebep göstermeksizin yazılı bildirimde bulunarak Sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir ve
KATILIMCI’yı Fuardan çıkarabilir. DÜZENLEYİCİ, Fuar katılım bedelini fesih/çıkarma/fuar iptali bildiriminden itibaren 30 (Otuz) gün içinde KATILIMCI’ya iade eder. Sözleşmenin bu şekilde feshi, Fuardan çıkarma ve Fuarın kısmen veya tamamen iptali durumunda KATILIMCI, fuar katılım bedelinden başka, masraf, gecikme faizi ya da zarar ziyan adıyla bir talepte bulunma hakkına sahip olmadığını önceden beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2022 tarih ve 2021/(23)6-901 Esas 2022/837 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; hukuki işlemden doğan borç ilişkilerinin başlıca kaynağı sözleşmedir. Her sözleşme, taraflar arasında bir hukuki ilişki meydana getirir, bu ilişkiye “sözleşmeye dayalı=akdi ilişki” denir. Sözleşme; hukuki bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının uyuşmasını ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 12/1. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu düzenlendiği gibi, 48/1. maddesinde de herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetinin bulunduğu kabul edilerek kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğu temel ilke olarak benimsenmiştir. Borçlar Hukukumuza hakim olan “Sözleşme serbestliği” ilkesinin kaynağı da irade özgürlüğüne dayanmaktadır.
Sözleşme serbestliği ve özgürlüğünün; sözleşme yapıp yapmama, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini, tipini ve şeklini belirleme, sözleşmenin içeriğini değiştirme ve sözleşmeyi ortadan kaldırma gibi biçimleri bulunmaktadır.
Somut olayda uygulanması gereken ve sözleşmenin imzalandığı tarih ile dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun “Sözleşme özgürlüğü” başlığı altında düzenlenen 26. maddesinde; “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler” şeklindeki hüküm ile tarafların kanunda öngörülen sınırlar içinde, sözleşmenin içeriğini özgürce belirleyebilecekleri kabul edilmiştir. Sözleşmenin içeriği kavramından anlaşılması gerekenin ne olduğu Kanunda açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte doktrinde tarafların yapmış oldukları sözleşme kapsamında, üzerinde anlaşmaya vardıkları her şeyin sözleşmenin içeriğine dahil olduğu ifade edilmektedir. Tarafların belirlediği edim veya edimler, bu edimlerin nerede ve ne zaman yerine getirileceği, yan edim ve yükümlülükler, sözleşmenin şekli, tarafların yapmaması gereken fiil ve davranışlar ile pek çok şey sözleşmenin içeriğine dahildir. (Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2021 tarihli ve 2017/15-259 E., 2021/486 K. sayılı kararı).
Tarafların özgür iradeleri ile oluşturup, içeriğini serbestçe belirledikleri sözleşmenin kurulmasından sonra sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kararlaştırılan şekilde ve zamanda yerine getirmek zorunda olmaları temel kural olup, bu kurala “Ahde vefa (söze bağlılık)” ilkesi denilmektedir. Latince “pacta sunt servanda” olarak ifade edilen ahde vefa ilkesi, insanların verdikleri sözleri tutması gerektiğini dile getiren ahlaki bir prensiptir. Herkes sözleşme ile verdiği sözde durmalıdır ve sözleşme yapıldıktan, bir takım haklar ve yükümlülükler doğduktan sonra, tarafların özel durum ve ilişkilerinde ortaya çıkan değişikliklere bakılmamalıdır ve bu değişiklikler sözleşme ile verilen sözü etkilememelidir. Yani taraflar değişikliklere karşın, kendileri için zor da olsa verdikleri sözü yerine getirmelidirler. Aynı zamanda dürüstlük kuralının da bir görünümü olan “ahde vefa” ilkesi gereğince kişilerin serbest iradeleriyle sözleşme ile verdikleri sözleri ve karşılıklı taahhütlerin, bu kişiler arasında bağlayıcı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan davanın taraflarının ticari şirket olup tacir oldukları görülmektedir. TTK.nın 18/2. maddesinde; “Her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” hükmü bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davalı şirketin Covid-19 pandemesi nedeniyle fuar tarihini değiştirdiği, bunun üzerine davacı şirketin gönderdiği ihtarname ile sözleşmeden döndüğü, başka fuarların yapıldığını bu nedenle kendilerine ait fuarın pandemi nedeniyle ertelenmesinin kabul edilemez olduğunu ileri sürmüştür. Davalı ise; her fuarın dinamiklerinin farklı olduğunu, davacının yapıldığını bildirdiği fuarların daha çok ulusal nitelikte fuarlar olduğunu, ertelenen dava konusu … fuarının ise 2005 yılından beri toplamda 25 defa düzenlenmiş bir fuar olduğunu ve uluslararası bir fuar olduğunu, ülkemize en fazla yabancı misafir ve yatırımcı çeken fuarlardan biri olan … fuarının, diğer fuarlar ile karşılaştırılmasının doğru olmadığını belirtmiştir.
Davalı düzenleyeci şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesi kapsamında fuar tarihini ileri bir tarihe erteleme hakkının bulunduğu anlaşılmıştır. Fuar tarihinin ileri bir tarihe ertelemenin geçerli ve kabul edilebilir bir sebebinin bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Bilindiği gibi 2020 yılında Covid-19 salgını bütün dünyayı etkisi altına almış ve Mart ayından itibaren de ülkemizde görülmeye başlanmış ve bu kapsamda hastalığın yayılmasının önlenmesi için diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde bir takım kısıtlamalar ve tedbirler alınmıştır.
Davalı şirket tarafından ileri tarihe ertelenen fuarın, uluslararası fuar olması, yabancı misafirlerin ilgi gösterdiği fuar olması, fuarın yapılacağı tarihteki kısıtlamalar, seyahat kısıtlamaları, karantina süreleri gibi hususlar dikkate alındığında davalı şirket tarafından fuar tarihinin değiştirilmesinin geçerli ve haklı bir sebebinin bulunduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı sözleşmeden döndüğünü belirterek sözleşme geri ödediği bedelin iadesini talep etmiş ise de; Sözleşme özgürlüğünü düzenleyen TBK.nın 26. maddesi, basiretli tacir gibi hareket etmeyi düzenleyen TTK.nın 18/2. maddesi ve taraflar arasındaki Fuar Katılım Sözleşmesinin 2. maddesi göz önüne alındığında; davacı şirketin ödediği bedeli talep etme hakkının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan Fuar Katılım Sözleşmesinin 2. maddesi hükmünün, genel işlem koşulu kapsamında TBK.nın 20 ve 21. maddeleri gereğince geçersiz olmasının mümkün olmadığı, zira tarafların tacir olduğu, TTK.nın 18/2. maddesine göre basiretli tacir gibi hareket etmeleri beklendiği, tacirlerin genel işlem koşullarının hüküm ve sonuçlarını öngörebilecek konumda olmasının gerektiği, kaldı ki sözleşmenin 2. maddesinde fuar tarihini değiştirme hakkı ancak belirli şartların gerçekleşmesi halinde kullanılabileceğinden başlı başına karşı tarafın menfaatine aykırı olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Davalı her ne kadar kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de; davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90 TL harcın peşin olarak alınan 13.381,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.201,34‬ TL.nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 136.635,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 1.560 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye ..
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır