Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/248 E. 2023/628 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2022/248 Esas
KARAR NO :2023/628

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:07/04/2022
KARAR TARİHİ:27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı/borçlu … İnşaat Ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmelerine istinaden davalıya kredi tahsis edildiğini, söz konusu krediye diğer davalı …’un müşterek-ınüteselsil kefil sıfatı ile borçtan sorumlu olduğunu, kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle borçlulara … Noterliğinden … yevmiye no’lu ve 06.04.2018 tarihli ihtarname gönderildiğini ve borçlulara tebliğ edildiğini, borçlulara gönderilen ihtarname ile kat edilen hesaplara ilişkin hesap özetlerinde belirtilen borcun ödenmesi gerektiğini aksi halde icra takibi başlatılacağı ihtar edilmesine rağmen borçlu tarafından söz konusu borcun ödenmediğini, borçlular aleyhinde …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz edildiğinden takibin durduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla; davalarının kabul edilerek davalı-borçluların …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle takibin devamına karar verilmesini, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere lehlerine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; kefalet sözleşmesinin kanun hükümlerine göre geçerlilik şartlarını taşımadığını, uygulanan temerrüt faiz oranının fahiş olduğunu, icra müdürlüğüne vermiş oldukları itiraz dilekçelerinde alacaklıya borçlarının bulunmadığını, borca faize ferilerine itiraz ederek itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bankacı Bilirkişi tarafından düzenlenen 13/08/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı asıl borçlu … TİC.LTD.ŞTİ ile davacı banka arasında 15.03.2017 tarihinde 1.000.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı kefil …’da sözleşmeyi, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan tüm borçlardan kefalet limiti 1.000.000.00 TL kapsamında sorumlu olduğu,Takip tarihi itibarı ile borç tutarı davalı kefilin kefalet limitinde kaldığını, davalı kefil … sözleşmenin akdedildiği tarihte şirket yetkilisi olduğu,6455 s. Kanun’un 77. maddesi ile TBK nun 584 üncü maddesinde yapılmış kanun değişikliğine göre ; “Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler için eşin rızası aranmadığını, davalı 15.03.2017 tarih 1.000.000.00 TL limitli sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imza etmiş olduğu sabit olduğunu ayrıca kendi el yazısı ile de 1.000.000.00 TL sına kefil olduğunu beyan etmiş olması nedeniyle ortada hukuken geçerli kefaletin olup olmadığı hususu hukuki konu olarak Mahkemenin takdirinde olduğunu, temerrüt tarihlerinin 12.04.2018 tarihi itibarı ile gerçekleştiğini, davacı banka kredi alacağı nedeniyle başlatılan takibe davalıların …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itiraz nedeniyle yapılan hesaplamalar neticesinde davacı bankanın davalılardan mahkememizce de kabul edilmesi halinde 17.06.2018 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 222.193.45TL asıl alacak 12.645.68 TL faiz 632.28TL BSMV ve 3.86 TL masraf olmak üzere toplam 235.475.27 TL alacaklı olduğunu, 222.193.45 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 31.20 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV sinin davalılardan istenebileceğini, takiple dava arasında tahsilat sağlandığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/11/2018 tarih, 2017/19-822 E., 2018/1754 Karar sayılı içtihadında belirtilen “Ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asd alacak, temerrüt faizi ve ferileri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacağını, bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferileri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarının bulunmalı olduğunu, bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorunda olduğunu, bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmesi gerektiğini, davacı bankanın talebi olan %39 temerrüt faiz oranından yapılan hesaplamaya göre ise,Davacı banka kredi alacağı nedeniyle başlatılan takibe davalıların …. İcra Müdürlüğü … E sayılı takip dosyasına yapımış oldukları itiraz nedeniyle yapılan hesaplamalar neticesinde davacı bankanın davalılardan sayın mahkemenizce de kabul edilmesi halinde 17.06.2018 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 222.193.45TL asıl alacak 13.286.39 TL faiz 664.32TL BSMV ve 3.86 TL masraf olmak üzere toplam 236.148.02 TL alacaklı olduğunu, 222.193.45 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 39 oranında temerrüt faizi ve faizn %5 BSMV sinin davalılardan istenebileceğini, davacı bankanın davalı asıl borçludan yukarıda açıklanan nedenlerle 22.400.00 TL çek depo talebinde bulunabileceğini, davalı kefiller yönünden; taraflar arasında imzalanan sözleşmede kefiller yönünden çek depo talebine ilkişkin net bir ifadeye rastlanılamadığını, kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunmaması nedeniyle aşağıdaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacı bankanın çek depo talebinin yerinde olmadığını mahkemenin takdirinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Bankacı Bilirkişi tarafından düzenlenen 04/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; davalı asıl borçlu … TİC.LTD.ŞTİ ile davacı banka arasında 15.03.2017 tarihinde 1.000.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı kefil …’da sözleşmeyi, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan tüm borçlardan kefalet limiti 1.000.000.00 TL kapsamında sorumlu olduğunu, takip tarihi itibarı ile borç tutarı davalı kefilin kefalet limitinde kaldığını, davalı kefil … sözleşmenin akdedildiği tarihte şirket yetkilisi olduğunu, 6455 s. Kanun’un 77.maddesi ile TBK nun 584 üncü maddesinde yapılmış kanun değişikliğine göre;Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler için eşin rızası aranmamakta olduğunu, davalı 15.03.2017 tarih 1.000.000.00 TL limitli sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imza etmiş olduğu sabittir.ayrıca ken el yazısı ile de 1.000.000.00 TL sına kefil olduğunu beyan etmiş olması nedeniyle ortada hukuken geçerli kefaletin olup olmadığı hususu hukuki konu olarak Mahkemenin takdirinde olduğunu, temerrüt tarihlerinin 12.04.2018 tarihi itibarı ile gerçekleştiğini, davacı banka kredi alacağı nedeniyle başlatılan takibe davalıların …. İcra Müdürlüğü … E sayılı takip dosyasına yapımış oldukları itiraz nedeniyle yapılan hesaplamalar neticesinde davacı bankanın davalılardan mahkememizce de kabul edilmesi halinde 17.06.2018 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 222.193.45TL asıl alacak 12.645.68 TL faiz 632.28TL BSMV ve 3.86 TL masraf olmak üzere toplam 235.475.27 TL alacaklı olduğunu, 222.193.45 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 31.20 oranında temerrüt faizi ve faizn %5 BSMV’sinin davalılardan istenebileceğini, takiple dava arasında tahsilat sağlandığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/11/2018 tarih, 2017/19-822 E., 2018/1754 Karar sayılı içtihadında belirtilen ” ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asd alacak, temerrüt faizi ve ferileri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacağını, bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferileri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarı bulunması gerektiğini, bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorunda olduğunu, bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmesi gerektiğini, davacı bankanın talebi olan %39 temerrüt faiz oranından yapılan hesaplamaya göre ise, davacı banka kredi alacağı nedeniyle başlatılan takibe davalıların …. İcra Müdürlüğü … E sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itiraz nedeniyle yapılan hesaplamalar neticesinde davacı bankanın davalılardan mahkememizce de kabul edilmesi halinde 17.06.2018 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 222.193.45TL asıl alacak 13.286.39 TL faiz 664.32TL BSMV ve 3.86 TL masraf olmak üzere toplam 236.148.02 TL alacaklı olduğunu, 222.193.45 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 39 oranında temerrüt faizi ve faizn %5 BSMV’sinin davalılardan istenebileceğini, davacı bankanın davalı asıl borçludan yukarıda açıklanan nedenlerle 22.400.00 TL çek depo talebinde bulunabileceğini, davalı kefiller yönünden; taraflar arasında imzalanan sözleşmede kefiller yönünden çek depo talebine ilişkin net bir ifadeye rastlanılamadığını, kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunmamasınedeniyle aşağıdaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacı bankanın çek depo talebinin yerinde olmadığını mütalaa etmiştir.
Bankacı Bilirkişi tarafından düzenlenen 06/07/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; davalı asıl borçlu … TİC.LTD.ŞTİ ile davacı banka arasında 15.03.2017 tarihinde 1.000.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı kefil …’da sözleşmeyi, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan tüm borçlardan kefalet limiti 1.000.000.00 TL kapsamında sorumlu olduğunu, takip tarihi itibarı ile borç tutarı davalı kefilin kefalet limitinde kaldığını, davalı kefil … sözleşmenin akdedildiği tarihte şirket yetkilisi olduğunu,6455 s. Kanun’un 77.maddesi ile TBK nun 584 üncü maddesinde yapılmış kanun değişikliğine göre; Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler için eşin rızası aranmamakta olduğunu, davalı 15.03.2017 tarih 1.000.000.00 TL limitli sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imza etmiş olduğu sabittir.ayrıca ken el yazısı ile de 1.000.000.00 TL sına kefil olduğunu beyan etmiş olması nedeniyle ortada hukuken geçerli kefaletin olup olmadığı hususu hukuki konu olarak Mahkemenin takdirinde olduğunu, temerrüt tarihlerinin 12.04.2018 tarihi itibarı ile gerçekleştiğini, davacı banka kredi alacağı nedeniyle başlatılan takibe davalıların …. İcra Müdürlüğü … E sayılı takip dosyasına yapımış oldukları itiraz nedeniyle yapılan hesaplamalar neticesinde davacı bankanın davalılardan mahkememizce de kabul edilmesi halinde 17.06.2018 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 222.193.45TL asıl alacak 12.645.68 TL faiz 632.28TL BSMV ve 3.86 TL masraf olmak üzere toplam 235.475.27 TL alacaklı olduğunu, 222.193.45 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 31.20 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’sinin davalılardan istenebileceğini, takiple dava arasında tahsilat sağlandığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/11/2018 tarih, 2017/19-822 E., 2018/1754 Karar sayılı içtihadında belirtilen ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asd alacak, temerrüt faizi ve ferileri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacağını, bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferileri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarı bulunması gerektiğini, bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorunda olduğunu, bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmesi gerektiğini, davacı bankanın talebi olan %39 temerrüt faiz oranından yapılan hesaplamaya göre ise, davacı banka kredi alacağı nedeniyle başlatılan takibe davalıların …. İcra Müdürlüğü … E sayılı takip dosyasına yapımış oldukları itiraz nedeniyle yapılan hesaplamalar neticesinde davacı bankanın davalılardan mahkememizce de kabul edilmesi halinde 17.06.2018 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 222.193.45TL asıl alacak 13.286.39 TL faiz 664.32TL BSMV ve 3.86 TL masraf olmak üzere toplam 236.148.02 TL alacaklı olduğunu, 222.193.45 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 39 oranında temerrüt faizi ve faizn %5 BSMV’sinin davalılardan istenebileceğini, davacı bankanın davalı asıl borçludan yukarıda açıklanan nedenlerle 22.400.00 TL çek depo talebinde bulunabileceğini, davalı kefiller yönünden; taraflar arasında imzalanan sözleşmede kefiller yönünden çek depo talebine ilkişkin net bir ifadeye rastlanılamadığını, kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunmaması nedeniyle aşağıdaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacı bankanın çek depo talebinin yerinde olmadığını mütalaa etmiştir.
İstanbul Bam 12.Hukuk Dairesinin 2020/929 E., 2022/1825 K.sayılı ilamında ” Takip tarihi itibariyle borç tutarı yukarıdaki yönteme göre belirlendikten sonra, belirlenen alacak tutarı esas alınmak suretiyle, takipten sonra ve davadan önce gerçekleşen kısmi ödemelerin TBK’nın 100. maddesi gereğince öncelikle işlemiş faiz, icra harç, vekalet ücreti ve masraflarından düşülmesi gerekmektedir. Bu hesaplama işlemi yapıldıktan sonra kısmi ödeme asıl alacağı sona erdirdiği anlaşılırsa mahsup yapılmalı, aksi halde yani kısmi ödemenin işlemiş faiz ve ferileri karşılamaması halinde ise ödemenin icra dairesince infazda dikkate alınmasına karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesi ile kısmi ödeme asıl alacağı sona erdirmezse yapılan ödemenin infazda dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı banka ile davalı şirket arasında 15/03/2017 tarihli ve 1.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, diğer davalı …’un da bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında icra takibi yapıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, Genel Kredi sözleşmesi, ihtarname, icra dosyası, davacı bankanın kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı bankanın davalılardan icra takip tarihi itibariyle; davaya konu alacağı için hüküm kısmında belirtilen miktarlarda alacaklı olduğu kanaatiyle nakdi alacağa yönelik davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı bankanın davalı şirketten talep edebileceği gayri nakdi tutarın 22.400 TL olduğu gözetilerek davalı şirket yönünden bu miktar üzerinden gayri nakdi alacağa ilişkin talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, genel kredi sözleşmesinde gayri nakdi kredi için depo talebi ile ilgili açık hüküm bulunmadığından davalı kefil hakkındaki gayri nakdi alacağa yönelik açılan davanın reddine karar verilmiş, icra takibi ile dava tarihi arasında yapılan ödemelerin asıl alacağı sona erdirmediği anlaşıldığından infazda dikkate alınmasına karar verilmiş, nakdi alacağın likit olduğu gözetilerek kabul edilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 222.193,45 TL asıl alacak, 12.645,68 TL işlemiş faiz, 632,28 TL BSMV olmak üzere toplam 235.471,41 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-222.193,45 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %31,20 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanarak takibin devamına,
2-Davalı … ve Dış Ticaret Ltd. Şti. hakkındaki gayrinakdi alacağa ilişkin talebin kısmen kabulü ile 22.400 TL’nin davacı bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmek sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davalı … hakkındaki gayrinakdi alacağa ilişkin açılan davanın reddine,
4-Takip tarihinden sonra icra takibinden önce yapılan ödemelerin infazda dikkate alınmasına,
5-Kabul edilen nakdi alacağın %20’si oranında 47.094,28 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Nakdi alacaklar açısından alınması gereken 16.085,05 TL harcın peşin harçtan ve tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 11.577,34‬ TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, Gayri Nakdi alacaklar açısından alınması gereken 269,85 TL maktu harcın davalı … ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan başvurma harcı, peşin harç ve tamamlama harcı toplamı 4.588,41‬ TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul edilen kısmına göre nakdi alacaklar açısından hesaplanan 37.320,71 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, gayri nakdi alacaklar açısından hesaplanan 17.900 TL maktu vekalet ücretinin davalı … ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın reddedilen kısmına göre nakdi alacaklar açısından hesaplanan 1.497,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, gayri nakdi alacaklar açısından hesaplanan 460,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’ne, 17.900 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 1.301,75 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.291,94 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,( davalı …’un 1.179,71 TL’sinden sorumlu olması şartıyla)
11-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.587,94 TL’sinin davalılardan(davalı …’un 1.450TL’sinden sorumlu olması şartıyla), bakiye 12,06 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır